08.11.2024 - 07:02 | Son Güncellenme:
Duygu Erdoğan / İSTANBUL - Tarlada üretim periyodunu değiştiren iklim hareketi, ürünlerde ise kalitenin belirleyicisi oluyor. Yaz mevsiminde yüksek sıcaktan serada erken olgunlaşıp arz dengesini bozan salatalık ve kabak ürünlerine şimdi ulaşmak oldukça zor. Önceki sezon bolluk yaşanan narenciye ürünlerine tüketici ılıman kış nedeniyle talep göstermezken, bu yıl iklim kaynaklı sorunların verimi yarı yarıya düşüreceği görülüyor. Rekor üretim öngörülen zeytin ve zeytinyağında hasat öncesi beklenen yağış gelmezken, rekora rağmen yağ miktarının ve kalitesinin daha az olacağı tahmin ediliyor. İklim kaynaklı tüm sorunlar üreticinin kaybını artırırken, tüketicinin sofrasının hesabını ise her mevsim değiştiriyor. Üstelik bu etki uluslararası boyuta ulaşıyor. Dünyada kahve ve kakao üretiminin geleceği, iklim değişikliği tehdidiyle karşı karşıya bulunurken, yüksek fiyat artışı hem hammaddeye erişimi zorlaştırıyor, hem de tüketicinin cebini yakıyor. Tarım paydaşları, iklim için ülke bazlı planlamaların ayrıntılı yapılmasını ayrıca global ölçekte bir hareket başlatılmasını istiyor.
Gıda güvenliğini tehdit ediyor
Tarım Yazarı Ali Ekber Yıldırım, dünyanın herhangi bir ülkesinde tarlada iklim kaynaklı yaşanan sorunun artık her sofrada maliyeti artırdığına dikkat çekerken, soruna karşı global çapta ayrıntılı bir planlama yapılması gerektiğini dile getirdi. Gıda güvenliğinin iklim nedeniyle tehdit altında olduğunu anlatan Yıldırım, “Örneğin 2022’de geciken yağışlarla hububatta sorunlu bir sezon geçirdik. Buna karşılık yoğun bir ithalat yapıldı. Ancak geçen sezon ürün bol olunca bu yıl stoklar da oldukça yükseldi, bunu yönetmek hala sıkıntılı. Zeytinde rekor üretim yılı olacak. Ancak hala hasat için son bir yağış bekleyen üreticiler var çünkü yağlanma oranını artırıyor. Ürün bol olacak ama kalite düşük kalabilir. Bunların hepsi elbette sofraya yansıyor. Tüketicinin hesabını anlık değiştiriyor” dedi.
Arz-talep dengesi bozuluyor
‘Gıdada en büyük tehdit iklim değişikliği’ diyen Mersin Yaş Sebze ve Meyve Komisyoncuları Derneği Başkanı Münir Şen, üretimin yanı sıra ürüne erişimin de giderek zorlaştığını ifade etti. Yaz mevsiminde sera üretiminden örnek veren Şen, “Hava sıcaklığı çok yüksekti, seralarda günlük olarak bile ürünler olgunlaştı. Bir anda ürün çok bol oldu ancak o kadar talep yoktu. Üretici iki kuruşa sattı, tüketici artan maliyetlerle yine de yüksek fiyatla karşılaştı. Bazı ürünler yandı. Yani bolluk da zamansız ve talebin olmadığı ortamda iyi bir durum oluşturmuyor. Şimdi ise halde salatalık 50 lirayı aşıyor, karnabahar 60 lira. Çok ayrıntılı bir şekilde tarımda iklime karşı yapılanmamızı hazırlamalıyız” diye konuştu.
Gıda enflasyonu yükseliyor
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre aylık enflasyon ekimde yüzde 2.88 oldu ancak buna karşılık gıda enflasyonu yüzde 4.33 arttı. Fiyatı en çok artan gıda ürünlerinin başında sebzeler ve meyveler var. Mevsim geçişi etkeninin yanı sıra hava hareketlerinden oldukça çabuk etkilenen meyve ve sebzedeki fiyat artışı, gıda enflasyonunu bu dönem yükselten temel neden oldu.
Hububatta ekim takvimi değişti
Kurak ve ılıman geçen önceki ekim ile hasat dönemi nedeniyle çiftçiler hububatta yeni sezon hazırlıklarını öteliyor. Türkiye’nin tahıl ambarı Konya Ovası’nda her yıl ekim ayı sonunda yüzde 80’e ulaşan ekili alan oranı, bu sezon henüz yüzde 25 seviyesinde seyrediyor. Hem kıraç, hem de sulanabilir alanlarda iklim nedeniyle tarla ekim takviminin birer ay kaydığına dikkat çekiliyor.
Ulusal Hububat Konseyi (UHK) Başkanı Özkan Taşpınar, “Özellikle hububat ekilişinin önemli bir bölümünü yapan İç Anadolu Bölgesi’nde daha önceki yıllarda eylül sonu, ekimde başlayan yeni ekiliş döneminin kasım ortasından itibaren artacağı görülüyor. Hem kıraç, hem de sulu alanlarda yeni ekim sezonunun birer ay kaydığını söyleyebiliriz. Özellikle geçen kışı ve bahar aylarının ılıman ve kurak geçmesiyle çiftçi ekili alanlarında verim kaybına uğradı. Bu nedenle artık iklime uyum sağlama gerekliliği duyuyor. Yağış takvimi belirleyici olabilir ama sezon kasım ortasında yoğunlaşır. Hem stokta, hem üretimde ürün bol, tüketici için olumsuz bir etki söz konusu olmaz” diye konuştu.
Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Soylu da bölgedeki periyodun kaydığını belirtirken, “Hava şartları beklenildiği gibi gitmiyor, kurak bir dönem var. Artık eskisi gibi sert kış koşulları yok. Bu nedenle başak veren hububat, büyümesi gerekenden daha fazla büyüyor, ardından ise olası don ve soğuk riskine açık hale geliyor. Oysa kış döneminde sadece çimlenip kar altında uyuması gerekir” dedi.