04.02.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:
CNBC’ye konuşan Şimşek, “Merkez bankasının bağımsızlığı ve kredibilitesi çok önemli. Faiz artırımı da bu konularda etkili oldu. Faiz artırımı işe yarayacak çünkü dövizdeki aşağı yönlü baskılar öncelikle iç piyasadaki portföy değişikliğinden ve kurumsal döviz talebinden kaynaklandı” dedi.
Şimşek, bu dönemde ciddi bir sermaye çıkışının görülmediğini söyledi. Şimşek şöyle konuştu:
“Finansal enstrümanların vergilendirilmesi ya da sermaye kontrolü kesinlikle söz konusu değil. Türkiye küresel konjonktür ve iç dinamikler nedeniyle ılımlı büyüme oranlarına alışmalı. Biz de politika yapıcılar olarak gerçekçiyiz. Hatırlayacak olursanız 2012’de de iç talepte, politika değişikliğine bağlı olarak ciddi bir azalma olmuştu. Bu yıl da benzer bir sonuç görebiliriz. Daha ılımlı bir büyümeyle yaşamak zorunda kalabiliriz.”
‘Adımlar yerinde’
“Vergi reformu öngörülebilirliği artıracak. Burada önceliğimiz gelir vergisi reformu” diyen Şimşek şöyle devam etti: “Ayrıca, brüt borç/milli gelir oranımız yüzde 35 düzeyinde. Halen AB ortalamasının üçte biri kadar. Türkiye, yatırım yapılabilir notunu korumak için ihtiyatlı mali politikaya devam edecek. Ayrıca enflasyonun tek hanelerde kalması lazım, bunun için de merkezin adımı yerinde. Gerekirse fazlasını da yapacaktır.”