10.06.2019 - 01:30 | Son Güncellenme:
LEVENT KÖPRÜLÜ - Otokolik
Asya başta olmak üzere dünya çapında sayıları giderek artan dolar zenginleri, süper lüks ve spor otomobil üreticilerinin de iştahını kabarttı. Özellikle Asyalı zenginlerin “eşsiz” ve “kişiselleştirilmiş” araç kullanma istekleri, pek çok markayı yeni yan kuruluşlar kurmaya, müşterilerin istekleri doğrultusunda “eşi benzeri olmayacak” otomobiller üretmeye yöneltti. Fiyatları 13 milyon dolara kadar çıkabilen söz konusu otomobillerin bir bölümü tamamen bağımsız tasarımlara sahip olurken, müşterinin “en sevdiği oje rengine” boyananlar da var...
Geçtiğimiz yıl adını açıklamadığı bir müşterisi için, eşsiz bir model yarattığını açıklayan Lamborgihi, “SC18 Alston” ile birlikte yeni bir akıma öncülük ettiğini de savunmuştu: Sıra dışı bir şekilde pahalı, yola çıkabilecek izne sahip, türünün tek örneği süper otomobiller üretmek... Nitekim SC18, “gizli” müşteri ile markanın tasarım merkezinin ortak çalışması sonucu yaratılmış, 770 beygirlik bir canavardı. Fiyatının da 5 milyon dolar civarında olduğu söyleniyordu.
Sadece Lamborghini değil, Aston Martin, Bugatti, Ferrari ve Rolls-Royce gibi markalar da bunun tadını almış durumda. Ferrari, 10 yıl önce kurduğu “Özel Projeler” bölümüyle “Superamerica 45” “P540 Superfast Aperta” gibi “dünyada tek” olan modellerin üretimini gerçekleştirdi. Aston Martin ise markanın bir tutkunu ve sadık müşterisi için “CC100”ü üretmişti.
Çok özel renk!
Bugatti ve Rolls-Royce ise, bu işi bir üst seviyeye taşıdı. Rolls Royce, “Sweptail” adıyla türünün tek örneği olan bir otomobil üretip, bunu, özel bir festivalde, 13 milyon dolar ödeyen müşterisine teslim etti. Bugatti ise, Cenevre Fuarı’na büyük sükse yaratan ve yine dünyada bir adet olan “Voiture Noir” (Siyah Otomobil) adlı modeli yarattı. Bu modelin de fiyatının, vergiler hariç 13 milyon dolar olduğu belirtilmişti. Sahibi, ünlü futbolcu Ronaldo olmuştu.
Bu “eşsiz” ve “benzersiz” araç üretme fikri, çok yeni değil. Nitekim 50-60 yıl önce de özel firmalar, ünlü markalardan aldıkları şasi ve motorların üzerine müşterilerin isteklerine uygun özel gövdeler üretiyor, donanımlar ekliyordu.
Ancak bazı markalar, bu modaya uymalarının mümkün olamayacağını savunuyor. Nitekim Bentley, böyle bir modaya ayak uyduramayacağını baştan söylüyor. Bunun yerine seri üretim modellerine “ağır kişiselleştirme” uyguluyor. Örneğin bir kadın müşterinin, aracını çok sevdiği oje renginde istemesi gibi. Müşteri, ojesinin şişesini vermeyi reddedince, tasarımcı, söz konusu renge boyanmış takma tırnak ile çıkagelmiş ve aracın rengini oluşturmuş...
Elektriklide ‘ulusal yaklaşım’ önerisi
Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Başkanı Haydar Yenigün, elektrikli araçlar konusunda Türkiye’de hızlı ilerleme sağlanabilmesi için sadece ana sanayinin değil, tüm paydaşların bir bütün olarak hareket etmesi gerektiğini belirtti. OSD olarak bu süreçte alınması gereken önlemleri kamu yönetimiyle sürekli paylaştıklarını belirten Yenigün, söz konusu önlemleri şöyle sıraladı: “Yerli üretim rekabetçiliğinin korunması ve geliştirilmesi, üretim rekabetçiliğinin artışı için yüksek katma değerli ve teknolojili ürünlerin üretiminin geliştirilmesi, veri ekonomisi mevzuatının oluşturulması, test altyapısının oluşturulması, yeni yatırımların ülkemize çekilmesi için yatırım teşvik mevzularında iyileştirme yapılması ve yatırımlara ilişkin vergi indirimlerinin daha makul süreler içinde kullanılabilmesi, şarj şebekesi ve elektrik fiyatlandırması konusunda ulusal yaklaşım oluşturulması.”
Türkiye otomotiv endüstrisinin üretim yetkinliği açısından birçok ülkeden çok daha önde olduğunun altını çizen Yenigün, “Elektrikli araçlar dediğimizde, batarya ve batarya yönetim sistemleri konusu rekabetçiliği etkileyecek konular olarak ön plana çıkıyor. Batarya üretimi alanında yapılacak yatırımlar ve yazılım konusunda ülkemizin kendisini geliştirme hızı, sanayimizin yerlilik oranlarında ve rekabetçiliğinde belirleyici olacak” dedi.
Belirleyici etkenler
Satın alma gücü, şehirlerin şarj altyapısı, elektrik/akaryakıt fiyatlandırma politikası ve vergilendirme sistemi gibi konuların iç pazarın elektrikli araçlara geçiş sürecini belirleyen önemli etkenler olduğuna dikkat çeken Yenigün, şöyle devam etti:
“Elektrikli araçlara geçişte ara adım olarak gördüğümüz hibrit araçların son iki yılda pazardaki gelişimini memnuniyetle gözlemliyoruz. Tüketicinin hibrit araçlara gösterdiği ilgi elektrikli araçlara geçiş için bize olumlu sinyaller veriyor. Ancak şunu göz ardı etmemeliyiz. Elektrikli araçların maliyet yapısının içten yanmalı araçlarla eşit seviyeye gelmesinin zaman alacağı aşikar.”
Motor yenileme hizmetini genişletti
Mercedes-Benz Türk, piyasada uzman olmayan kişilerce yapılan onarımların önüne geçmek amacıyla başlattığı motor yenileme hizmetinin kapsamını genişletiyor. Daha kompleks ve hassas teknolojiye sahip Euro 6 motorlarının yenileme sürecinde gerekli tesis kriterlerini karşılamak için Teknik Uzmanlık Merkezi’ni ilave yatırımlarla güçlendiren Mercedes-Benz Türk, sıfır gibi motor portföyüne Euro 6 motorları da ekledi. Sadece uygun donanım ve sistemlerle donatılmış, tozdan arındırılmış tesislerde; konusunda uzman kişilerce yapılabilen bu motor yenileme işlemi için yatırım yapılan Teknik Uzmanlık Merkezi, bu konuda özel eğitim almış ekibiyle Almanya’dan sonra dünyadaki ilk motor yenileme merkezi olma özelliği taşıyor.
Ford’un F-Max’i piste de çıkıyor!
Ford Trucks’ın ödüllü çekicisi F-MAX, şimdi de Avrupa pistlerinde yer alıyor. 2019 Uluslararası Yılın Kamyonu (IToY) ödülüne layık görülen F-MAX, yoğun talep gördüğü Batı Avrupa pazarı için açılıma ilk olarak Avrupa Kamyon Yarışları Şampiyonası (European Truck Racing Championship - ETRC) pistlerinde başlıyor. Ford Trucks ile Avrupa Kamyon Yarışları Derneği (European Truck Racing Association - ETRA) arasındaki yeni işbirliği kapsamında F-MAX, yarışların “resmi kamyonu” oldu. ETRC’nin ilk ayağı olan İtalya Misano’da yarışı başlatan F-MAX, şampiyonanın 2019 sezonunda her FIA ETRC yarışını başlatan resmi kamyon olarak yer alacak ve padok alanlarının önemli bir parçası olacak.
İleri teknolojisi, konforu, gücü, verimliliği ve toplam sahip olma maliyeti gibi özellikleriyle öne çıkan F-MAX, 2019 sezonunda Avrupa’daki tüm FIA ETRC yarışlarında iki araç ile hazır bulunacak. F-MAX’lerden biri, toplamda 400 bini aşkın izleyicinin takip edeceği 32 yarışın her birinden önce bir demo sunacak, diğeri ise Fan Village’de beğeniye sunulacak.
Dacia’dan LPG’li versiyonlar...
Dacia, Türkiye’de “ECO-G” serisi adı altında, LPG’li versiyonlarını ürün gamına ekledi. Dacia, ECO-G serisini Sandero’da “Stepway” versiyonu, Logan MCV ve Lodgy’de Ambiance donanımı, Duster’da ise “Comfort” ve “Prestige” versiyonlarında sunuyor.
Orijinal fabrika üretimli Dacia ECO-G versiyonlarında kullanılan motorlar, uzun ömür ve ekonomik kullanım sürekliliği sağlıyor. Bu yeni versiyonda, en büyük LPG markalarından biri olan LandiRenzo kullanılıyor. Dacia’nın LPG’li versiyonları, Renault Mais garantisiyle sunuluyor.
LPG’li versiyonları ile Logan MCV 88 bin 900 TL, Sandero 91 bin 900 TL, Lodgy 101 bin 900 TL, Duster ise 108 bin 900 TL‘den başlayan fiyatlarla satılıyor.