Milliyet EnerjiTürkiye iklim finansmanı bulmalı

Türkiye iklim finansmanı bulmalı

01.12.2022 - 09:24 | Son Güncellenme:

Sabancı Üniversitesi, İstanbul Politikalar Merkezi İklim Değişikliği Çalışmaları Koordinatörü Ümit Şahin, “Endonezya’ya kömürden çıkması için 20 milyar dolar ek fon taahhüt edildi. Geçen sene de 8 milyar dolar Güney Afrika’ya vermişlerdi. İklim finansmanı istiyorsa Türkiye, bu tür bir iklim finansmanı bulmalı. Kömürden çıkış gibi bir politikanız olursa, Batıdan kömürden çıkış finansmanı da bulabilirsiniz.”dedi.

Türkiye iklim finansmanı bulmalı

Ümit Şahin, Sabancı Üniversitesi, İstanbul Politikalar Merkezi İklim Değişikliği Çalışmaları Koordinatörü:

Haberin Devamı

Bu İklim Zirvesi, COP27 zayıf mı geçti sizce?

Glasgow oldukça güçlü bir COP’tu, hem 1.5 hedefi hem kömür konuşulduğu için. Bu COP’tan 2 beklentimiz var. Birincisi, Glasgow’un gerisine düşülmemesi, yani 1.5 derece hedefinden geri atılmaması. Bunun sulandırılmaması, bir kelime oyunuyla bu olabilir. Kömür hedefinin de mümkünse fosil yakıtlara doğru genişletilmesi gerekir, Hindistan’ın önerisinde olduğu gibi. Orada da kelime oyunları var gerçekten sadece kömür değil tüm fosil yakıtlardan çıkılması gibi bir cümlenin girmesi olumlu olurdu. İkinci beklenti de kayıp ve zarar aslında. Kayıp-Zarar’ın ismi konursa ve finans aygıtı, çıkarsa, o zaman başarı kabul edilebilir henüz finansman olmasa da. İlk gündemde belirtilirken bu mekanizma, 2024’e kadar dendi. Yani şimdi burada kurulursa, 2024’e kadar harekete geçilecek. Problem şu, bu kayıpzarar zaten var, Varşova Uluslararası Mekanizması ve Santiago var. Ama bunlarda finansman yok. Sadece teknik yardım teknolojik gelişme kapasite geliştirme erken uyarı sistemleri var. Bunlarla sınırlı kalırsa başarısızlık olur. Bunun üzerine bir finansman mekanizması eklenirse, o zaman yol açılmış olur. Çünkü bir kere finansman mekanizması kurulduğu zaman, hiçbir ülke ben buna para vermeyeceğim diyemez. En fazla vereceğim der, vermez, diğer 100 milyar dolarlık fon gibi. En azından ondan sonra o parayı vermeleri için uğraşırsınız. Bir de şu çok önemli. Bu finansman mekanizmasının felaketlerden sonrası için kullanılması gerekir.

Haberin Devamı

Türkiye iklim finansmanı bulmalı

Savaş, gazdan çıkışı geciktirecek

Fosil yakıtlardan çıkış savaş nedeniyle zorlaştı mı?

Fosil yakıtlardan çıkış olacak. Özellikle kömürden çıkış kaçınılmaz. Kömürün en fazla 2030’a kadar ömrü kaldı bence. Bu enerji krizi bunu çok fazla etkilemeyecektir. Asıl enerji krizi Avrupa’da olduğu için, Avrupa da kömürden çıkma yoluna girdi ve geri adım atma noktasını geçti artık. Şu anda kapasitede tutma yoluna gidiyorlar, tam kapatmıyor, hazırda bekletiyorlar. Mesela bu kış yakmak zorunda kalacaklar, çünkü gazı ısınmaya ayırmak isteyecekler. Gaz santral kapasitesini düşürüp, kömürü artırıp gazı depolayıp ısınmaya aktaracaklar. Kömürden kaynaklanan emisyonlar yüzde 10 gibi artacak, bu da kötü bir şey tabi ama kalıcı değil, yine geçici olacak. Kömürden çıkışa bir şey olmaz. Ama gaz problem. Bu Rus gazı hikayesi nedeniyle Afrika’daki gaza bile göz koydular. Hem Afrika ülkeleri bunu satmak istediği için hem Avrupa’nın ve diğer ülkelerin buna ihtiyacı olduğu için. Bu bir risk. Gazın bir de temiz algısı var. İklim açısından bakıldığında temiz bir yakıt değil. Gazdan çıkışı geciktirecek bu savaş. Ama kömürden çıkışı geciktirmeyeceğiniz düşünüyorum. Kömürden çıkışta Çin ve Hindistan tarafında risk var.

Haberin Devamı

Türkiye, Güney Afrika modelini izlemeli

Endonezya’ya kömürden çıkması için 20 milyar dolar ek fon taahhüt etti Amerikalılar, İngilizler vs.,. Geçen sene de 8 milyar dolar Güney Afrika’ya vermişlerdi. Aslında Türkiye’nin bunun peşinde koşması gerekir. Türkiye bu tür kömürden çıkış fonu isterse, mükemmel bir iklim politikası olur bu. İklim finansmanı istiyorsa Türkiye, bu tür bir iklim finansmanı bulmalı. Bunun için tabi kömürden çıkmaya niyetleneceksiniz önce. Kömürden çıkış gibi bir politikanız olursa, gidip bunun pazarlığını yapıp, Batıdan kömürden çıkış finansmanı bulabilirsiniz. Bence Türkiye Güney Afrika modelini izlemeli.

Haberin Devamı

Türkiye’nin güncellenmiş Ulusal Katkı Beyanı’nı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye bir artıştan azaltım hedefi vermedi. Eğer Türkiye, 2030’da azaltmayı hedeflediği 693 milyon tonu referans senaryo olarak verseydi ve buradan diyelim ki, yüzde 20 bir azaltım yapıp, 560 milyon ton civarına düşüreceğiz deseydi, hakikaten artıştan azaltım olmuş olurdu. Bir referans senaryo var bir de azaltım senaryosu var. Türkiye ekstra hiçbir şey yapmazsa, ekonominin bugünkü gidişatı aynen devam ederse 2030’da emisyonlar kaça çıkacak, buna baz/referans senaryo denir. Türkiye şu anda bir yandan güneş ve rüzgar enerjisinden de faydalanıyor. Bunları da yapmaya devam ettiğinde çıkacak yer referans senaryodur… Bizim hesabımıza göre 655 milyon ton 2030’daki senaryo. Bu 693 milyon ton da olabilir. 693 milyon ton eğer referans senaryo olsaydı, yüzde 20 ile 560 milyon tona düşürdüm denseydi, 2020 emisyonu olan 524 milyon tonun üzerine çıkmış olacaktı. O yüzden azaltım değil ama artıştan azaltım olacaktı. Türkiye 2070’te ulaşabileceği bir emisyonu 2030 referans senaryosu olarak koyup oradan yüzde 41 azalttığı zaman zaten 2030’da ancak ulaşabileceği yeri azaltım hedefi olarak verdi. Dolayısıyla bu bir azaltım ya da artıştan azaltım hedefi değildir. Yüzde 32 artış hedefidir.

Haberin Devamı

2038 için de beklenen emisyon pik tarihi verildi. 15 yılda net sıfır olunabilir mi?

2038 geç. Mesela Hindistan’ın net sıfır tarihi 2070, o zaman pik tarihi 2035 olabilir… Üstelik 2038’e kadar emisyonlar da artacak, 800 milyon tona çıkacak deniyor, 800’den net sıfıra 15 yılda inmek, yılda yüzde 13 emisyon salımını azaltmak demek. Mümkün değil yani.

Cumhurbaşkanı ilan etti

Türkiye’de ithal kömürde de artış görünüyor…

Bir kere Hunutlu (termik santrali) açıldı, o yüzden artış görüldü. Bir de kömürün payı artınca, özellikle 2021’de HES’ler kuraklık nedeniyle yüzde 30 düştü, kömürü teşvik ettiler, kömür santrallerinin kapasitesi artınca yerli de ithal de artar. Ama Türkiye’nin ithal kömürü artırmama gibi bir politikası var. Cumhurbaşkanı yıllar önce net bir şekilde ithal kömür istemiyoruz dedi, Türkiye’nin ithal kömürden çıkma politikası var net bir şekilde. Ayrıca kömür santrali yapacak finansman yok, Çin de en son bunu açıkladı.

Bu noktadan sonra ne yapılması gerekir sizce?

Yeni bir Ulusal Katkı Beyanı (NDC) yapılacak 2023 COP’una. Bu sefer artık eskisi gibi elimizde çalışma yok değil, elimizde bir sürü çalışma var. Dünya Bankası, UNDP, biz IPM varız. Bütün çalışmalara bakılacak, hatta Enerji Bakanlığı’nın uzun vadeli enerji planı var, daha açıklamadılar kamuoyuna, ama değerlendirilecek ve onlardan yola çıkarak gerçekçi büyüme hızına uygun bir yeni NDC yapılması gerekir.

Karbon piyasasının 2023’te hayata geçirileceği de açıklandı…

Türkiye 2023’te emisyon ticaret sistemine teknik olarak geçemez. Emisyon ticaret sisteminin işlemesi için karbon fiyatının oluşması gerekir. Karbon fiyatının oluşması için de emisyonlara sınırlama getirilmesi gerekir. Türkiye şu anda emisyonlara sınırlama getirmedi. Bu kadar düşük bir hedefle hiçbir sektöre emisyon sınırlaması konulamaz. Konulamayacağı için de karbon fiyatı oluşamaz. Karbon fiyatı piyasada oluşuyor. Bir malın fiyatı kıtlaşırsa oluşur.

Net Sıfır maliyeti yılda 10 milyar $

Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi’nin COP27’de tanıtımını yaptığı “Türki̇ye’ni̇nKarbonsuzlaşma Yol Hari̇tası: Sektörel Fayda Mali̇yetAnali̇zi̇” raporu, Türkiye’nin 2050 yılında net sıfır emisyona ulaşabilmesi için 2020- 2030 yılları arasında yapması gereken yatırımları hesapladı. Rapor, Türkiye’nin 2050 yılında net sıfır olabilmek için gerçekleştirmesi gereken dönüşümün toplam maliyetinin 2030 yılına kadar enerji, ulaşım, binalar, sanayi ve diğer üretici sektörlerde 101 milyar dolar olduğunu ortaya koyuyor. Bu da yılda yaklaşık 10 milyar dolarlık bir maliyet anlamına geliyor.

Emisyonlar yüzde 32 düşüyor

Türkiye’nin en güncel sera gazı emisyon verisi (2020) kullanılarak çalışılan net sıfır senaryosuna göre, bütün sektörlerde yapılması gereken yatırımlar 171 milyar doları bulurken, aynı yatırımlar özellikle fosil yakıt tüketiminin düşmesi sonucunda 70 milyar dolar kazanç yaratıyor. Fosil yakıtların kullanımındaki düşüş sağlık maliyetlerinde de 42,1 milyar dolar ek bir azalma getiriyor. Bu dönüşüm sayesinde 1 milyar 350 milyon ton CO2 emisyonunun önüne geçiliyor ve Türkiye’nin toplam CO2 emisyonları 2030’da 2018 seviyesinin yüzde 32 altına düşüyor.

Fosil azalınca maliyet düşüyor

Hesaplara göre iklim kriziyle mücadele için gerekli dönüşüm için en önemli sektör olan elektrik sektöründe yapılması gereken yatırım 2030’a kadar 36,5 milyar doları bulurken, kömür ve doğal gaz tüketiminin azalması sayesinde bu maliyet 29 milyara düşüyor. Ulaşımda ise demiryoluna ve elektrikli araçlara geçiş için gerekli maliyet 12,5 milyar dolar iken, petrol tüketiminin azalması sonucunda elde edilecek tasarruf sayesinde maliyet 2 milyar dolara kadar düşüyor. En büyük maliyet kalemi ise binalar. Ancak binalarda da 100 milyara yaklaşan maliyet, fosil yakıt tüketiminin azalması sayesinde 41 milyar dolar azalıyor. Sanayi ve diğer üretici sektörler için gerekli dönüşümün maliyeti de yakıt tüketiminin azalması sayesinde 21 milyar dolarda kalıyor.