Gülşah Karaman - Betül Yasemin Keskin / Milliyet.com.tr - Tüketicilerin en çok şikayet ettiği alanlardaki haksızlıkları önlemeye yönelik düzenleme için harekete geçildi. AK Parti’nin Tüketici Kanunu’nda yapmayı planladığı değişikliklerle ilgili yasa taslağı çalışmaları sürat kazanmış durumda. Konut alımından devre mülk tatil satışına, taksitli alışverişten abonelik hizmetine, tüketicilerin en fazla mağduriyet yaşadığı konulardaki düzenlemeler netleşmeye başladı.
Taslağa göre bir dairenin birden fazla kişiye satılması, üstünde haciz olması gibi sorunlar tüketici mağduriyet yaratmadan çözülecek. Satış vaadi sözleşmeleri noter huzurunda yapılacak. Böylece tüketici aldığı daire üzerinde ipotek ve haciz olup olmadığını görebilecek. Devre tatiller de düzenleme içinde yer alacak. Devre mülk sözleşmelerinde sözleşme süresi 10 yıldan az olamayacak. Kat irtifakı kurulmadan satış yapılmayacak. Telefon, internet aboneliği gibi konularda sürenin 24 aydan 12 aya indirilmesi planlanıyor. Cayma hakkına ilişkin kolaylık sağlanacak. Tüketici bir yıl içinde sözleşmeden çıkabilecek. İl ve ilçe tüketici hakem heyeti ayrımı kaldırılacak. Tüketici hakem heyetinin bulunmadığı yerlerde başvurular kaymakamlığa yapılacak.
Peki, tüm bunlar tüketici yasası hakları açısından ne gibi sonuçlar doğuracak? Bu tasarıdaki hangi maddeler mutlaka yasa kapsamına alınmalı? Avukat Ali Erişen, Avukat Cihat Demirbağ, Tüketici Koruma Derneği Başkanı Aziz Koçal ve Tüm Girişimci Emlak Müşavirleri Derneği (TÜGEM) Kurucu Başkanı Hakan Akdoğan yayınlanan taslaktaki değişikliklerle ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
'SATIŞLAR NOTER İLE YAPILMALI'
Hakan Akdoğan, Tüketici Kanunu'nda yapılması planlanan değişikliklerin önemli olduğunu ve bu planlamanın amacının tüketicinin haklarını koruyarak maksimum düzeyde düzenlemek olduğunu söyledi. Hazırlanan taslakta olması gerekenlere değinen Akdoğan, "Konut satışlarında inşaat firmaları satış vaadi sözleşmesiyle yerlerini satıyorlar ancak çeşitli sebeplerden dolayı duran inşaatlar tüketicileri mağdur ediyor" dedi.
Hakan Akdoğan, duran inşaatlarda satılan evlerin, evine kavuşamayan tüketicileri mağdur etmemesi ve tüketicilerin haklarının koruma altında olması için satış işlemlerinin tamamına noterin de dahil edilmesi gerektiğini söyledi. Hukuksal olarak çok fazla geçerli olmayan inşaat şirketi ve tüketici arasında yapılan satış vaadi sözleşmelerinin güvence altında olması gerektiğini, bunun için de noter huzurunda satılan yerin tapusuna şerh düşülmesinin önemli olduğunu iletti.
BİR DAİRE BİRDEN FAZLA KİŞİYE SATILAMAYACAK
Tüketiciyi mağdur eden konulardan biri de satıcı firma tarafından bir bağımsız bölgenin birden fazla kişiye satılması. Akdoğan, yine aynı şekilde satış işlemlerine de noterin dahil edilmesini ve satın alınan bağımsız bölgenin bir başkasına satılamaması için şerh konulmasının buradan doğacak mağduriyetlerin önüne geçmek için iyi bir yöntem olduğunu söyledi.
'İNŞAATIN DURUMUNA GÖRE AYARLAMA SAĞLAYACAK'
Avukat Cihat Demirbağ ise düzenlemelerin hukuki boyutuyla ilgili, "Öncelikle kat irtifakı kurulmadan tüketicilerle ön ödemeli konut satış sözleşmesi yapılamayacak ve yapılacak satışlar ise noter huzurunda yapılmak zorunda olacak. Noterlikler ve tapunun entegrasyonu kapsamında gerek tamamlanmış gerek henüz tamamlanmamış inşaattan alınan konutlarda, aynı dairenin birden fazla kişiye satış yapılıp yapılmadığı görülmüş olacak" ifadelerini kullandı.
Satıştan sonra teslime dair sürenin de düzenlemeye tabi olduğunu söyleyen Cihat Demirbağ, "Satıştan itibaren teslim süresinin 48 ayı geçmemesi öngörülüyor. Bu durum firmaların satışa başlama süreçlerini de inşaatın durumuna göre ayarlamalarını sağlayacak" diye konuştu.
'DEVLET, FİRMALARIN SERMAYE BİRİKİMLERİNİ TEMİNAT ALTINA ALMALI'
Avukat Ali Erişen de konut taslağıyla tüketicinin kanuni güvence altına alındığını belirterek ön ödemeli konut sözleşmesinin Türkiye için çok acil bir konu olduğuna dikkat çekti. Ali Erişen, "İnşaat firmaları ön ödemeli konut sözleşmesi yaparken tüketiciyle ilgili bütün güvenceleri yasa kapsamına almalı. En uç noktayı söylüyorum; böyle bir ön ödeme satış yetkisi verilen firmaların sermaye birikimlerinin güvencelerini kişilerin mağdur olmaması için devletin teminat altına alması gerekiyor" diye açıkladı.
'TAAHHÜTLÜ ABONELİKLER 1 YILDAN FAZLA OLAMAZ'
Abonelik sözleşmelerini de kapsayan taslakla ilgili uzmanlar, süresi bir yıl ve daha az olan belirli süreli abonelik sözleşmesinde tüketicinin haklı sebeple cezai şart ödemeksizin sözleşmeyi feshedebileceğini söyledi. Tüketici Koruma Derneği Başkanı Aziz Koçal taahhütlü aboneliklerin yönetmelikte olduğunu fakat yasada henüz net olmadığını ifade edip, taahhütlerin 2 yıldan 1 yıla indirilmesiyle ilgili, "Taahhütnameler 1 yıldan fazla olamaz, artı internet veri sağlayıcılarının alt yapı ya da taahhüte giren hız vb. gibi hizmetlerde eksiklikler varsa tüketici cayma hakkını kullanabilecek. Bu da yine tüketiciye ciddi bir anlamda bir rahatlama getirecek" yorumunu yaptı.
Ayrıca tüketicinin onayı alınmadan da sözleşmelerin kendiliğinden uzatılamayacağını belirten Aziz Koçal, "Bunların hepsini taslak olarak konuşuyoruz. En önemli değişiklik burada aboneliklerin 2 yıldan 1 yıla indirilmesi" dedi.
'1 YILLIK TAAHHÜTLER TASLAĞI TAMAMEN KALDIRILMALI'
Avukat Ali Erişen ise, taahhütler taslağının tamamen kaldırılması gerektiğini savundu. Taahhütlerin 2 yıldan 1 yıla düşürülmesini, tüketicinin cayma hakkında herhangi bir ücret ödememesini de olumlu yönde değerlendiren Ali Erişen, bu taslağın kısmen zaten şu anda var olduğunu belirtip, "Bu tamamen kaldırılmalı. Yurt dışında da şu an bu şekilde uygulanıyor, herhangi bir şey yüzünden sizden taahhüt alınmıyor. Eğer Türkiye'de de bu şekilde tamamen kaldırılırsa tüketici de bir şekilde faydalanır. Özellikle üretici firmayla tüketici firma sürekli karşı karşıya geliyor" bilgisini verdi.
'TÜKETİCİNİN KORUNMASI İÇİN ÇALIŞILIYOR'
Avukat Cihat Demirbağ ise inşaat, gayrimenkul ve iletişim sektörleri başta olmak üzere birçok sektördeki kurumsal firmaların birbirlerinden öğrendikleri taktikler nedeniyle tüketicilerin zaman zaman çaresiz, seçeneksiz kaldığına değindi. Demirbağ'a göre yaşanılan haksızlıklar karşısında ilgili bakanlıklara yapılan yoğun şikayetler beraberinde tüketicilerin yararına olacak birtakım düzenlemeler için kapı araladı.
Bu yapılan hazırlıklardan bazı örnekler veren Demirbağ, "Telefon, internet aboneliği gibi konularda taahhüt sürelerinin maksimum 12 ay olması, araç kiralama sözleşmelerinde yaşanan sorunların azaltılması, taksitli satışlarda tüketici aleyhine olan bazı konuların tüketici lehine düzenlenmesi... Bu tür sözleşmelerde belli bir taksit sayısını ödeyemeyince temerrüde düşme uygulamasında tüketici lehine hususların eklenmesi, birtakım sürelerin yeniden düzenlenmesi, tüketicilerin cayma hakkına ilişkin kolaylıklar sağlanması gibi hususlar yasalaştırılarak tüketicinin korunması sağlanacak" dedi.
Demirbağ, bütün bu düzenlemelerin birden çok firmanın sektörel birliktelik göstererek oluşturduğu uygulamalardaki üstü örtülü tekelciliği engellemeye yönelik çalışmalar olduğunu da ekledi.
'PLANLI ESKİTME'Yİ BALTALAYACAK
Satış sonrası hizmetin üretici veya ithalatçı tarafından sağlanmaması halinde tüketiciye tazminat talep edebilme imkânı getirilmesinin, markaların 'planlı eskitme' gibi pazarlama stratejilerini baltalayacağını vurgulayan Tüketici Koruma Derneği Başkanı Aziz Koçal, birçok tüketicinin bununla ilgili mağduriyet yaşadığını söyledi.
Özellikle bu durumun garanti süresi biten cep telefonlarında çok yaşandığını belirtip, "Yeni bir model çıkarıyorlar ve o model satışa sunuluyor, tüketici oraya yönlendiriliyor. Dolayısıyla bazı ürünlerin faydalı ömrü boyunca yedek parça ve tamir bakım - onarım zorunlu olmasına rağmen 'Parça bulunamadı' deniliyor. Buna benzer çok ciddi sıkıntılar var. Bu düzenlemeyle birlikte bu konuda da bir frenleme olur diye düşünüyorum" şeklinde konuştu.
'BU MADDE MUTLAKA YASAYA EKLENMELİ'
Avukat Ali Erişen ise "Satış sonrası hizmetlere ilişkin yapılacak düzenlemeyle de garanti süresi bittikten sonra bakanlık tarafından belirlenen kullanım ömrü süresince mala ilişkin, satış sonrası hizmetin üretici veya ithalatçı tarafından sağlanmaması halinde tüketiciye tazminat talep edebilme imkanı getirilecek" maddesinin Avrupa’da uygulandığını belirtip, özellikle Almanya’da kullanılan birçok ürünün 10 yıl ömrü olduğunu ve garantisi geçmiş ürünlerin parçasını bulabilecek bir çözüm sağlandığını belirtti.
Ali Erişen, "Burada ekstradan ekleyeceğim şey şu, mesela tüketicinin satın aldığı ürünün ithal olması halinde ithalatçının temin etme zorunluluğunun olması, bununla ilgili Türkiye’ye garanti verilmesi gerekiyor. Bu yasaya mutlaka eklenmeli. Rakamsal olarak bunlar küçük olduğu için avukatlara yansıyor fakat avukatlar bunları dava olarak alamıyorlar. Dolayısıyla tüketici sorunla baş başa kalıyor" diye ekledi.
'HAKEM HEYETİ SAYISININ DÜŞÜRÜLMESİ ÇOK TEHLİKELİ'
Tüketici hakem heyetleri geçen yıl yaklaşık 870 milyon liralık uyuşmazlığı çözerek yargının üzerindeki iş yükünü önemli ölçüde azaltmıştı. Taslağa göre tüketici hakem heyetlerinin baktığı uyuşmazlıklarda parasal sınırın 30 bin liraya çıkarılması gündemde. İl ve ilçe tüketici hakem heyeti ayrımı kaldırılacak. Tüketici hakem heyetinin bulunmadığı yerlerde başvurular kaymakamlığa yapılacak.
İl ve ilçe tüketici hakem heyeti ayrımının kaldırılması ve limitin yükseltilmesiyle ilgili uyarıda bulunan Tüketici Koruma Derneği Başkanı Aziz Koçal, "Hakem heyeti sayısı düşürülmesi düşünülüyorsa, bu çok tehlikeli. Bu durum tüketicinin hak arama yollarını kısıtlar. Umarım böyle bir düzenlemeye gitmezler" vurgusunu yaptı.