16.12.2018 - 08:15 | Son Güncellenme:
Otomotiv, beyaz eşya, turizm sektörlerindeki faaliyetlerinin yanı sıra sanat ve risk sermayesi yatırımlarıyla bilinen Farplas’ın Yönetim Kurulu Başkanı Ahu Büyükkuşoğlu Serter, iş hayatında kendisini yönetici olarak değil girişimci ve kaşif olarak konumlandırıyor. Başarı formülünde üç sabit var: Ekip, hedef ve zamanı doğru kullanmak! Ahu Büyükkuşoğlu Serter, sorularımızı yanıtladı...
- Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
İstanbul doğumluyum, Kayserili bir ailenin iki kızından biriyim. İstanbul Erkek Lisesi’ni bitirdikten sonra AFS öğrencisi olarak Amerika’ya gittim. Bilkent Üniversitesi İşletme Bölümü’nü bitirdim ve New York Pace Üniversitesi’nde yatırım yönetimi üzerine MBA yaptım. Öğrenciyken, Wall Street’te çalışmaya başladım. Ağırlıkla otomotiv ve beyaz eşya alanındaki, sanayi sektöründe yer alan aile işimizde çalışmak üzere Türkiye’ye geri döndüm. 2012’ye kadar CFO olarak çalıştım, 2012’de Yönetim Kurulu Başkanı oldum. Evliyim ve 3 kızım var: Selin, Lara ve Arya.
- Sizi lider ya da kişi olarak değiştiren, olgunlaştıran, buymuş dedirten bir başarısızlık anınız var mı? Paylaşabilir misiniz?
Hem de çok var, sonuçta aldığım dersi söyleyeyim: Girdiğiniz bir iş, çok doğru bir iş olsa bile, onu yönetmek için ekibinizi ikna edemez veya doğru ekiple işe girmezseniz, o iş yürümüyor.
CEO’nun işi zor
- CEO olmak ve CEO olan bir kadın olmak hakkında doğru bilinen yanlış nedir?
Aslında bu benim için geçerli bir soru değil bence, çünkü hiç CEO’luk yapmadım. Kendi geliştirdiğim işlerde CEO yerine, girişimci gibi çalışmayı seviyorum. Yönetici olmaktan çok, yapan ve keşfeden olmak, beni daha çok mutlu ediyor. Yönetim Kurulu Başkanı olduğum aile işimizde ise CEO rolünde değilim. Ama bir varsayım yapmam gerekirse, CEO’ların işinin hiç de kolay olmadığını düşünüyorum, çünkü sürekli herkesi mutlu etmek zorundasınız.
- Sektörünüze girecek bir girişimci ve yeni mezuna önerileriniz nelerdir?
Çalışacakları şirketleri ve alanları seçerken, ileriye en uzak bakabilen ve bu vizyon dahilinde gerekeni yapmaya hazır olan şirketleri ve yöneticileri tercih etsinler.
- Hedeflerinizi nasıl koyarsınız? Şimdi, 1 yıl, 5 yıl, 10 yıl...
Hedef koymaya bayılırım. En önemlisi, hayatınızı nasıl yaşamak istediğinizin hedefi. Onu bir kere
koymalısınız ve diğer hedeflerinizi bu hedefe göre düzenlemelisiniz.
- 2030 senesinde müşteriniz kim olacak, sektörünüz nasıl değişecek?
Otomotivdeki müşterilerimizin oldukça şekil değiştireceğini düşünüyorum. Mobilite ile ilgili şirketler, yeni müşterilerimiz olacak. Paylaşım ekonomisinin hayatımıza girmesi, insanların bir yerden bir yere gidiş şekillerinin değişmesi ile ulaşım sektörünün aktörleri değişecek. Yeni müşterilerimiz, işte bu aktörlerin içinden çıkacak.
Zaman değerli
- Bir gününüz nasıl geçiyor? Gün kaçta başlıyor, kaçta bitiriyorsunuz işi?
Güne çok erken, sabah 7 gibi ve çok zinde başlarım. Sabah insanıyım. Seyahatte değilsem, haftanın 2-3 günü fabrika odaklı, 2 günü de şehirde çalışırım. Yolda geçirdiğim vakti kayıp olarak görmem, telefonlarımı ve okumalarımı arabada yaparım. Akşam 7 gibi eve gelmeye calışırım. Ailemle birlikteysem, yemek yiyip, güzel bir dizi seyretmeyi çok severim. Yalnızsam hafif bir yemek, kitap okuma ve 12 gibi yatarım.
- Çocuklarınıza ne kadar vakit ayırıyorsunuz?
Çocuklarıma günlük bazda düzenli vakit ayıramıyorum, ama ayırdığım zaman, ciddi şekilde onlarla meşgul oluyorum. Hepsi ile farklı farklı ilgi alanları oluşturduk.
- 15 dakika herkesi mutlu edecek bir mutfak tarifiniz var mı?
Mercimek çorbası, nohutlu pilav ve İspanyol arkadaşlarımdan öğrendiğim tortilla.
Eşler, koç olmalı
- İş hayatında başarılı olmak takım oyunu. Yoğunlukta eşimi ihmal ediyorum tasasında olanlara ne önerirsiniz?
Eşlerin takım arkadaşı olmanın yanı sıra birbirlerinin koçu olması gerekiyor. Eşim bana çoğunlukla hayatta neyin daha önemli olduğunu hatırlatan ve hissettiren insan. Bu bana çok iyi geliyor ve önceliklerimi bu nosyona göre düzenlememi sağlıyor.
- Hayatınızın dönüm noktası ne idi?
16 yaşımdayken, eşimle tanışmam.
- İşte sizi çıldırtmak için ne yapalım?
Yavaş olun ve bir işi yapmamak için kırk dereden su getirin.
Her işi yapabilirim
- Şu an bu işi yapmıyor olsaydınız ne yapıyor olurdunuz?
Her an, her işi yapabilirim, her an yaptığım işi değiştirebilirim, yeter ki bana keyif versin.
- İşte kilitlendiğinizi hissettiğinizde ne yaparsınız?
Nefes alırım; kendimi problemden fiziksel ve kafasal uzaklaştırmaya çalışırım. Kendinizi dinlendirdiğinizde problemlere bakış açınız değişiyor ve farklı perspektifleri görebiliyorsunuz.
‘Kararlarımdan memnunum’
- Çantanızda olmazsa olmaz ne var?
Laptop’ım, cep telefonum, kulaklığım, not defterim, kalemim, gözlüklerim (güneş ve numaralı) ve kitap.
- Sabah çay mı, kahve mi?
- Gizli kahramanız kim?
Niye gizli? Çok kahramanım var: Annem, babam, Atatürk, Arya Startk, Lara Croft... Kızlarımın isimleri buradan geliyor.
- 20 yaşına dönseydiniz neyi farklı yapardınız?
Çok fazla bir şey yok... Şimdiye kadar aldığım kararlarımdan ve yaptıklarımdan memnunum.
Kız kardeşlik network’ünde ezber bozan kadınlar
BinYaprak’ı “Biz kadınlar bir araya gelsek, dünyayı değiştiririz” hayaliyle kurduk. www.binyaprak.com sitemiz ile iş hayatına atılmak üzere olan ve çalışan kadını, onu en iyi tanıyan, ona kız kardeş yakınlığında yol gösteren ve hayatını kolaylaştıracak her alanına dokunan, fırsatlarla buluşturan dijital bir kız kardeşlik networkü olmamızın altında da hep bu motivasyon var.
“İş’te Kadın” röportaj serimiz, ilhamın ve bilginin paylaşıldıkça çoğaldığına olan inancımıza ortak olan Milliyet Gazetesi olmadan hayata geçemezdi. Bu seri ile sizleri, başarı için hayata tırnaklarını geçirmiş, “ezber bozan” kadınlar ile tanıştıracağız.
İlk konuğumuz Ahu Büyükkuşoğlu Serter. Bizi bu kadar heyecanlandıran röportaj serisine, bizi yıllar önce en çok heyecanlandıran isim ile başlamak istedik. Ahu, BinYaprak’ı bir hayalden bir girişime taşımaya destek veren muhteşem kadınlardan biri. Annesi Fatoş Büyükkuşoğlu’nun anısını yaşatmak için her sene verilen “Güçlü Kadın Ödülü” BinYaprak’ın da can suyu oldu. Bu yolculuğun İlkYapraklarından da biri olan Ahu ile tanışmanızı çok isteriz.