EkonomiGüney Afrika'da Türk lobisi

Güney Afrika'da Türk lobisi

27.08.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Güney Afrika'da Türk lobisi

Güney Afrikada Türk lobisi

TÜRKİYE ve Güney Afrika... Birbirinden yaklaşık 15.000 kilometre uzaklıktaki iki ülke... Biri Kuzey Yarımküre'de; diğerise Güney'de... Birinde mevsim yazken; diğerinde kış oluyor... Ankara'dan yola çıkıp Johannesburg'a gitmek isterseniz en az 9 saat uçmanız gerekiyor. Uzaklığa rağmen, iki ülke birbirine göründüklerinden çok daha yakın. Bu yakınlığın tarihiyse 19. yüzyıla dayanıyor. Osmanlı İmparatorluğu, Ümit Burnu'nun keşfedilmesinden sonra bu ülkeyle ilgilenmeye başlıyor. Amaç, buralarda neler olup bittiğine bakmak ve daha da önemlisi, Güney Afrika'daki yerlileri İslamiyetle tanıştırmak. Bu iş için seçilen insansa: Başkonsolos Remzi Bey. Osmanlı'nın buradaki ilk ve tek diplomatı.
Remzi Bey'den sonra iki ülke arasına adeta "siyah bir perde" iniyor. Tam 85 yıl. Balkan Savaşları, 1. Dünya Savaşı ve Osmanlı'nın yıkılması. Sonra 2. Dünya Savaşı.Bu arada da Güney Afrika'da "beyaz adamın" egemenliği başladı. Ülkenin asıl yerlileri olan zencilerin tüm hakları ellerinden alındı. Köle muamelesi görmeye başladılar. Azınlıktaki beyazların, çoğunluktaki siyahları sömürebilmek için buldukları bu sistemin adıysa: "Apertheid"; yani "Irk Ayrımı". Bu süre içinde Türkiye de diğer dünya devletleri gibi, Güney Afrika'ya ambargo uyguladı. Taa ki 1990'a kadar. 1990'da o zamanki beyaz yönetimin Başkanı olan Frederik de Klerk, baskılara daha fazla dayanamamış ve tüm dünyada ırk ayrımına karşı mücadelenin sembolü haline gelmiş olan Nelson Mandela'yı serbest bıraktı. Bu olayla birlikte ülke çok hızlı bir değişime girdi.
Siyahla beyaz artık eşitti. 27 yıl hapis yattıktan sonra özgürlüğüne kavuşan Mandela'ysa, 1994'te yapılan ilk serbest genel seçimlerden ülkesinin ilk zenci Cumhurbaşkanı olarak çıktı. Güney Afrika'daki siyahların özgürlük sembolü haline gelmiş olan bu adam, zamanında kendisini hapse atanların başına geçiyordu...

Güney Afrika'nın İstanbul Fahri Başkonsolosu seçilen işadamı İshak Alaton'un bu ülkeye yaptığı ilk resmi ziyaret de işte böylesine bir tarihi perspektif içinde gerçekleşti. Geçtiğimiz hafta Johannesburg, Pretoria ve Cape Town'a giden Alaton, buralarda üst düzey temaslarda bulundu. İshak Alaton'a bu gezisinde Türk - Güney Afrika İş Konseyi Başkanı Necdet Çolpan ve yine konsey üyesi olan Ayşe Kolat eşlik etti...
Türk heyeti görüşmeler sırasında, iki ülke arasındaki siyasi ve ekonomik ilişkilerin daha da geliştirilmesi için neler yapılması gerektiğini inceledi ve daha da önemlisi Güney Afrikalı yetkililere Türkiye'yi tanıttı. Tanıtım; daha doğrusu lobicilik iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilebilmesi için büyük önem taşıyor. Bunun en düşündürücü ve rahatsız edici örneğiyse Kıbrıs konusunda ortaya çıkıyor.
Bugün, Güney Afrika'da 150.000 Rum yaşıyor. Buna karşılık bu ülkedeki Türklerin sayısıysa 1000'i geçmiyor... Buradaki Rumların fırstattan yararlanıp sürekli olarak Türkiye aleyhine propaganda yapıyorlar. Geçen ay Güney Afrika'nın en büyük gazetelerinden biri olan "Sunday Times"da yayınlanan bir ilan bu konuda bardağı taşıran son damla oldu. Gazetenin 16 Temmuz'daki sayısında yayınlanan bu ilanda sayfanın ortasında çember biçiminde bir dikenli tel resmi ve çemberin içindeyse şöyle bir yazı yer alıyordu:
"Bu sayfada, Türklerin Kıbrıs'ta kurdukları toplama kamplarındaki Yunanlı esirlere verilen yiyecek kadar yiyecek var"... Kıbrıs Barış Harekatı'nın yıldönümü nedeniyle verilen bu kışkırtıcı ve taraflı ilanın altındaki imzaysa oldukça düşündürücü: "Helen Eşitlik ve Adalet Birliği"...
İşte, İshak Alaton'un ve beraberindekilerin gezisi özellikle tanıtım bakımından çok faydalı oldu. Heyet üyeleri, bürokratlardan işadamlarına kadar karşılaştıkları tüm Güney Afrikalılara Türkiye'yi anlattılar... Türk heyeti bu sayede her iki ülkenin Büyükelçilerine de yardım etmiş oldu. Bu arada, Güney Afrika'daki Türk yatırımlarının sayısı da giderek artıyor. Şu anda bu ülkede iki büyük Türk grubu faaliyet halinde. Bunlardan biri Zorlu Holding. Korteks adlı tekstil fabrikası çok yakında hizmete girecek. Ayrıca, Cankurtaran Holding'in de Cape Town'da, küçük mutfak aletleri yapan bir fabrikası bulunuyor.