15.08.2023 - 07:01 | Son Güncellenme:
SERVET YILDIRIM - Orta Vadeli Program (OVP) çok önemli bir belgedir. Kağıt üzerinde OVP makro politikaları, ilkeleri, hedef ve gösterge niteliğindeki temel ekonomik büyüklükleri, gelecek üç yıla ilişkin toplam gelir ve gider tahminlerini, bütçe dengesi ve borçlanma durumu ile kamu idarelerinin ödenek teklif tavanlarını içeren temel politika dokümanıdır.
Kamunun üç yıl boyunca hedeflerini ve önceliklerini ortaya koyar. Nereye ne kadar para harcayacağını, kaynaklarının nereye tahsis edileceğini gösterir. Özel sektörün önüne bir perspektif koyar, ona bütçe ve planlarını yaparken ışık tutar, zemin hazırlar. Merkezi yönetim bütçesi ve Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programında detaylandırılan bir politika çerçevesi çizer. Belirlenen makroekonomik hedefler ile ekonomik ve sosyal alanlarda izlenecek politikalar kamuoyuyla paylaşılır.
2024-26 OVP’SİNDEN BEKLENTİLER
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, geçen hafta orta vadeli program hazırlıkları kapsamında finans dünyasının temsilcileriyle buluştu. Yılmaz’ın verdiği bilgiye göre OVP 3 sac ayağı üzerine inşa ediliyor.
- Bunlardan ilki mali disiplin. Depremin tek seferlik etkileri hariç, bütçe açığının milli gelire oranının Avrupa Birliği standartlarında sürdürülmesi hedefleniyor.
- İkinci ayak ise fiyat istikrarının sağlanması. “Orta vadeli programımızın hedefi tek haneli bir enflasyona ülkemizi ulaştırmak” diyor Yılmaz.
- Üçüncü ayak ise yapısal reformlar. Yılmaz, “Yapısal reformlar da iki etki var, bir tanesi orta vadeli somut etkiler, ikincisi de beklenti kanalıyla kısa vadeli etkiler. Her ikisini de önemsiyoruz” dedi.
Türkiye OVP’yi ilk olarak 2005 yılında açıkladı. Daha sonra 2018’de ise Yeni Ekonomik Program (YEP) adını aldı. OVP, YEP’e dönüştürülürken “bir başarı hikayesi yazılması” hedefi konulmuştu. Ancak üç yıl boyunca ekonomik performans zayıf kaldı. 2018, 2019 ve 2020 düşük büyüme yılları oldu. 2018’de yüzde 5.5 büyüme hedeflenirken ekonomi yüzde 2.8 büyüyebildi. İzleyen yılda ise ancak yüzde 0.9’lık bir büyüme sağlanabildi.
Ekonomistlerin ve iş dünyasının OVP’lerden beklentisi güçlü bir perspektif, sağlam bir ana kurgu, doğru temel önceliklerin yer almasıdır.
Bu çerçevede 2024-2026 OVP’si sıkılaştırılmış bir maliye politikası ve bunları destekleyen güçlü yapısal reformlar öngörmelidir. Ekonominin içinde bulunduğu sıkıntılı durum nedeniyle yeni programın hem makrokeonomik hem de finansal istikrarın sağlayıp, güçlendirecek bir yol haritası ve aksiyonlar öngörmesi gerekiyor. Daha önceki birçok OVP’de olduğu gibi başlıca dört temel öncelik öne çıkıyor:
- Türkiye ekonomisinin büyüme hızının tekrar uzun süredir uzak kaldığı yüzde 5’lik potansiyele çıkartılması
- İşsizlik sorununun çözümüne yönelik olarak büyümenin istihdam yaratmasının sağlanması
- Cari işlemler açığında düşüş eğiliminin sağlanması ve ekonominin makul oranda cari açık ile hedeflenen sürdürülebilir büyümeye ulaşması
- Enflasyonla mücadelenin başlatılması, buna uygun para ve maliye politikalarının tasarlanması, fiyat istikrarının sağlanması
Ve bu dört önceliğin gerçekleştirilmesine katkıda bulunacak olan beşinci bir ayak daha var. O da yurtiçi tasarrufların artırılmasıdır. Nitekim Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz da Orta Vadeli Program’dan en önemli beklentilerinin tasarruf oranlarının artırılması olduğunu belirtiyor.
OVP’YE İTİBAR KAZANDIRMAK
Bu öncelikler sadece bu program döneminde değil Türkiye ekonomisinin son 10 yılında aşağı yukarı hep aynıydı. Görünen o ki gelecek 10 yılda da aynı olacak. Gelecek üç yılın kurgusu güçlü olmalıdır. OVP’nin ekonomiyi tekrar sürdürülebilir büyüme patikasına oturtması, kamu açığı ve borç yükünü sürdürülebilir bir yapıya kavuşturması, mali disiplin anlayışını kalıcı hale getirmesi, Türkiye’nin risk priminin düşmesini sağlayarak dış kaynak girişini hızlandırması ve borçlanma maliyetlerini aşağı çekmesi gerekiyor.
Yılmaz’ın geçen hafta açıkladığı perspektifler oldukça önemlidir. Önceki programlarda da Yılmaz’ın açıkladığı perspektiflere benzer perspektifler konulmuştu ama bazıları OVP uygulamaya girdikten birkaç ay sonra terk edildi. Oysa geçmiş OVP’lerde de belirtildiği gibi OVP “Özel kesim için öngörülebilirliği artıran bir yol haritası niteliği taşımaktadır.” Özellikle son yıllarda gerçekleşmeler ile OVP’de konulan hedefler arasında ciddi farklar oluştuğu için özel sektör OVP’leri veri olarak almaktan kaçınır oldu. OVP’yi ciddiye alan, önemli bir veri olarak kullanan plan ve bütçelerinde kutup yıldızı olarak görenleri hayal kırıklığına uğrattı.
Oysa birçok şirket açıklanan programı veri olarak kabul edip, kendi iş planlarını yapmışlardı. Ancak OVP hedeflerinin kısa sürede rafa kaldırılması OVP’ye dayalı plan ve program yapmayı tercih edenleri caydırdı.
Oysa plan ve program yapmak zor iştir. Programlar kamuoyuna ilan edilir, çünkü kamuoyunun bu politikaları ciddiye alması istenir.
Plan ve programların itibarı arkasında duran otoritenin o planı uygulama konusundaki kararlılığından gelir. Açıklanan bir program çok kısa bir sürede kadük hale getiriliyorsa ya da rafa kaldırılıyorsa o program itibar kaybeder. OVP’yi inandırıcılıktan uzak kılan adımlar gelecekte yapılacak plan ve programların itibarını sarsar. Önemli bir doküman olan OVP yol göstericilik ve inandırıcılık özelliğini kaybederken, ekonomi yönetimi izleyeceği politikaları kamuoyu ile paylaşmak ve ekonomideki birimlere mesaj vermek için de kullandığı önemli bir silahından yoksun kalır.
Geçen hafta finans sektörü temsilcileriyle bir araya gelen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, bu toplantının ardından yaptığı açıklamada hazırlanan OVP’ye ilişkin ipuçları verdi.