11.09.2010 - 00:12 | Son Güncellenme:
EMLAK - TEBERNÜŞ KİREÇCİ
Yapılan bir araştırma, gayrimenkul oyuncularının yeni bir yatırım alanını daha keşfettiğini gösterdi. Colliers International Danışmanlık’ın yaptığı araştırma, piyasa kurucularının uzak durdukları bir alanda yatırım yapmaya başladıklarını ortaya çıkardı. AVM ve ofis yatırımlarındaki gibi kira garantisi olmaması ve konut yatırımlarındaki gibi projeden satış yapılamaması nedenleriyle otel piyasasına yatırım yapmaktan kaçınan oyuncular, araştırmaya göre, artık bu piyasada yaptıkları yatırımlarla ciddi birer oyuncu haline gelmeye başladılar. Bu alandaki öncü isimler Ümraniye’deki My City Hotel ile Ağaoğlu, Kadıköy’deki Double Tree by Hilton ile Taşyapı ve satın aldığı Garip Ada ile turizme gireceği mesajını veren Fi Yapı oldu.
Bu arada gayrimenkul oyuncularının turizm yatırımlarına yönelmesinde 2009’un küçük bir gelir kaybı ile kapanması ana etkenlerden biri oldu. Diğer yandan uzun yıllardır otelcilik yatırımı yapan işletmeler de yeni projeler geliştiriyor. Dedeman, Divan, Polat ve Kosifler’in de aralarında olduğu yatırımcılar, Türkiye’nin pek çok noktasında yeni otel projesi geliştiriyor.
Cazip olan AVM yatırımıydı
Colliers International Otel Departmanı Müdürü Adil Zehir, yatırımcıların bu alana yönelmelerindeki ana nedenlerden biri olarak giderek artan sayıları nedeniyle AVM piyasasında yaşanan rekabeti, krizle birlikte konut talebindeki azalmayı gösterdi.
Zehir, şöyle konuştu:
“AVM’lerde yaşanan kira indirimleri, kiracıların yeni projelere ilgi göstermemesi, kira rakamlarının azalması ve art arda yapılan AVM yatırımları sonucu rekabet arttı. Konutta da talep azalınca birçok şirket, zor günler yaşadı. Ancak, 2009’da Türkiye, yılı turizm gelirlerinde tüm dünyanın aksine çok ufak bir gelir kaybıyla bitirdi. Gayrimenkul yatırımcıları da bu yükselişi dikkate alarak piyasaya yatırım yapmaya başladı.”
Yeni trend otel oldu
Birçok yatırımcının yeni projelerle otel pazarına girmeye hazırlandığına dikkat çeken Zehir, “Yerel ve uluslararası otel işletmecileri de bir yandan mevcut markalar ile büyümeye bakarken, Türkiye pazarında olmayan birçok uluslararası otel zinciri de başta İstanbul olmak üzere Türkiye’de otel projelerini takibe aldı” dedi.
Zehir, otel sahibi olmak için inşaat ve AVM’ci olarak tanınan grupların İstanbul’da yatırıma öncelik tanıdıklarını vurguladı.
Kim, nerede otel yatırımı yapıyor?
AĞAOĞLU GRUP: Konut yatırımlarıyla ve Uludağ’daki Ağaoğlu My Resort oteliyle tanınan grup, Ümraniye’de 114 odalı My City Hotel ile şehir otelciliği yapıyor. İstanbul’da yeni otel yatırımları yapacağını da açıkladı.
AKFEN: Accor Grubu ile anlaşarak turizm pazarına girdi. Sekiz otel yatırımı yapıyor.
AMPLIO: Sütlüce’deki 212 odalı Hilton Garden Inn inşaatı devam ediyor.
BAYRAKTAR: Kurtköy Viaport AVM içindeki 330 odalı şehir otelini açarak turizm yatırımcılığına girdi. Ayrıca Büyük Tarabya Oteli için uluslararası işletmeciler ile henüz Türkiye pazarına girmeyen üst sınıf markalarla görüşüyor.
BÜYÜKHANLI: Kozyatağı Marriot ile sektöre girdi Avrupa Yakası’nda yeni bir otel yatırımı planlıyor.
CEVAHİR: Holding, Esentepe’de yeni bir şehir oteli yatırımı planlıyor.
DEDEMAN: Türkiye genelinde faaliyette gösteren 14 otele ek olarak Bostancı ve Zonguldak’ta inşaatı devam eden 2 oteli var. Yozgat’ta da bir otel planlıyor.
DİVAN: Divan Grubu işletmesini aldığı Çorlu otelinin açılışı ile birlikte grubun Türkiye’deki faal otel sayısı yediye çıktı. Elmadağ’daki otel inşaatı devam ediyor.
HAKAN MADENCİLİK: Karaköy’de Galataport projesinin karşısındaki Vakıflar Bölge Müdürlüğü’ne ait bina ve bitişiğindeki Kozluca Han’ın 49 yıllığına yap-işlet-devret modeliyle ihalesini kazandı. Bu arazide 5 yıldızlı bir otel projesi planlıyor.
KOSİFLER: Hilton ile Türkiye’de Hilton Garden Inn Otelleri geliştirmek için stratejik geliştirme anlaşması yaptı. Ayrıca Kosifler kısa zaman önce ilk otelleri olan Kütahya Hilton Garden Inn’i işletmeye açtı. Mardin, Şanlıurfa ve Konya’da üç otelin inşaatı devam ediyor. Anadolu’da daha birçok şehirde yatırım planlayan şirketin ayrıca Bostancı için de planı var.
LİMAK: Antalya’da dört ve Ankara’da bir oteli var. 2009 sonunda Sabiha Gökçen Havaalanı Oteli’nin yanı sıra kısa zaman önce Beykoz ve Yalova’da iki yeni otel yatırımını daha işletmeye açtı.
MAKYOL: İstanbul Mövenpick ve Bodrum Doria Otel’in sahibi. Etiler’e 260 oda ve uzun süreli kiralamalar için ayrılmış 26 suitle hizmet verecek 5 yıldızlı otelin inşaatına devam ediyor. Grup ayrıca Taksim, Maslak ve Antalya’da yeni yatırımlar planlıyor.
ÖZTANIK AİLESİ: Zincirlikuyu’dakiı eski Yapı Kredi Sigorta binasını otele dönüştürerek sekizinci otelini Avantgarde markasıyla açtı.
PALMALİ GRUBU: Levent’teki eski HSBC Bankası binasını satın alan Azeri Palmali Grubu burada otel yatırımı yapıyor.
POLAT HOLDİNG: İstanbul ve Erzurum’daki Polat Renaissance Otelleri’nin sahibi olan Holding, Balmumcu’da yatırım için Marriot ile anlaştı.
TANRIVERDİ: Beşiktaş İskelesi’nin karşısındaki eski tütün fabrikasının yerine 14 katlı 5 yıldızlı bir otel yatırımı yapıyor.
TAŞYAPI: Kadıköy Sahili’nde yaptığı 250 odalı otel yatırımını Double Tree by Hilton markasıyla işletmeye açacak.
TEKAŞ: Bodrum’da otelleri bulunan Tekaş A.Ş. İstanbul’daki ilk yatırımı Altunizade Princess Hotel’in inşaatına başladı.
URAN: Altunizade’deki holding binasının yerine otel yapmayı planlıyor.
‘Site arkadaşlığı sağlam mahalleninki öyle değil’
Özellikle, son 10 yılda sayıları giderek artan site tipi yapılaşma, yeni kavramlar üzerinde tartışmaları da beraberinde getirmeye devam ediyor. Bu tespitlerden birini de Canan Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Necati Akyazıcı yaptı. Aynı ortamda oynayıp büyüyen ve okula giden çocuklar arasında yıllar içinde sağlam arkadaşlıklar kurulduğunu belirten Akyazıcı, bu arkadaşlığın mahalle arkadaşlığından daha sağlam olduğunu iddia etti.
Mahalle arkadaşlığı kültürünün son derece güvensiz ve sağlıksız ortamları anımsattığını öne süren Akyazıcı, “Kent kültürü, ekonomik seviye, ulaşım imkanları ve güvenlik konuları artık çok farklı. Geleneksel konutlardaki mahalle arkadaşlığı yerini site arkadaşlığına bıraktı. Siteler, duvarlarla çevrili izole bir topluluk değil” diye konuştu.
Hiç bir sosyal donatısı olmayan sokaklardan çocukların tecrit edildiğini belirten Akyazıcı, “Sitelerdeki sosyal donatı alanları çocukları bilgisayar karşısında büyümekten kurtarıyor” dedi.
‘50-60 yıllık bina kendini koruyamaz’
İstanbul için yapılacak en iyi şeylerden biri olarak kentsel dönüşüm projelerini gösteren Necati Akyazıcı, mahalle kültürünün filizlendiği 1950’li yıllardan itibaren inşa edilen yapı stokunun çok azının bir depremde kendini koruyabileceğinin altını çizdi.
Akyazıcı, “Bu binalar ve mahalleler güven başta olmak üzere birçok konudan yoksunlar. Artık makyajlanma yerine yıkılmalılar. Şehrin altyapısına yeni bir soluk getirecek bahçe alanları, yürünecek kaldırımlar ve sosyal alanların olduğu bir kent kurulmalı. O zaman tabanda yer kalmayacağı için şehrin yükselmesi gerekiyor. Bu ciddi bir maliyet ama aksi halde bu ağır kamburu daha yıllarca taşırız” dedi.
Martı Otelleri tarla satın aldı
Martı Otel İşletmeleri, yüzde 94 hissesine sahip olduğu Martı GYO’dan Muğla Marmaris Orhaniye Keçibükü Mevkii’ndeki 7 bin 34 metrekarelik tarlayı satın aldı.
Tarla için 6 milyon 530 bin 291 TL ödeyen Martı Otelleri, bu rakamın bedelinin alacaktan mahsup edileceğini açıkladı. Alım bedelinin ortaklık ödenmiş sermayesine oranını yüzde 7.49 olarak açıklayan Martı Otelleri, tarlanın son mali tablodaki aktif toplamına oranının yüzde 2.59 olduğuna dikkat çekti.
Tapudaki rüşvete ‘pilot çözüm’
Memurla vatandaş karşılaşmayacak
Tapu ve Kadastro Genel Müdürü Zeki Adlı, ‘tapuda işlemlerin öne alınması’, ‘sürecin hızlandırılması’ gibi rüşvet iddialarının en fazla gündeme geldiği unsurları ortadan kaldırabilmek için iki aydır kurmaya başladıkları randevu sistemini yurt geneline yaygınlaştıracaklarını açıkladı.
Bu yöndeki pilot uygulama için tapu işlemlerinin fazla olduğu Antalya, İstanbul, Adana, Mersin, Samsun gibi illerin tercih edildiğini belirten Adlı, biri internetten randevu, diğeri müdürlüklerden numeratör almak üzere iki işlem üzerinde çalıştıklarını ifade etti.
SMS’le ‘iş tamam’
Adlı, şöyle konuştu:
“Sadece pilot illerde uygulanan internet sisteminde, vatandaş internetten randevusunu alıyor, evraklarını tamamlıyor, verilen saatte müdürlüğe gidip, işlemlerini yaptırıyor. Hiç beklemiyor. İkincisinde de müdürlüklerimize numeratörler koyduk. Bunu sadece pilot illerde yapmıyoruz, oralarda yoğunlaştırdık.
Ancak diğer illerimizde de var. Vatandaş müdürlüğe geliyor, numeratörden numarasını alıyor. Başvuru masamıza evrağını teslim ediyor. Vatandaşa, ’sen bekleme git’ deniliyor, bekletilmiyor. İşi yapacak memur da vatandaşı hiç görmüyor. Evrak başvuru masası üzerinden içerdeki memura veriliyor, memur işi tamamladığı zaman, vatandaşa ’işiniz hazır, harcınızı yatırın, gelin’ diye sms’le mesaj gönderiliyor. Bu aynı gün içinde gerçekleştiriliyor. Daha sonra vatandaş harcını yatırıp, belirtilen saatte geliyor evrağını alıp, gidiyor.”
‘Rüşveti 22 noktadan takip ediyoruz’
Zeki Adlı, rüşvetle ilgili olarak bütün bölgelerde 22 masada takip masaları kurduklarını belirterek, rüşveti nasıl takip ettiklerini şöyle anlattı: “Tapuda iş yaptıran insanların bizde telefon numaraları var. Sondaj usulüyle bu insanları arıyoruz, herhangi bir olumsuzlukla karşılaştılar mı, işlemleri zamanında yapıldı mı, kendilerine iyi davranıldı mı gibi konularda anket dolduruyoruz.
Söz konusu yerlerde, bu uygulamadan sonra ciddi anlamda olumlu değerlendirmeler aldık. Tabii bazı emlakçılıkla uğraşanlardan, ufak tefek sızlanmalar oldu. Burada emlakçılık müessesesi biraz daha devre dışı kalınca... Onun dışında ciddi anlamda olumlu tepkilerle karşılaştık.”
Ev sahibine ‘İşine gelirse’ diyor
Kiracı söz sahibi oldu
İstanbul Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Sabri Ateş, “Şimdi kiracılar kırığını, döküğünü, boyasını, badanasını, yaptırmayan mal sahiplerinin evini kiralamıyor. Mal sahiplerinin burunları kırıldı. ’İşine gelirse’ tabirini şimdi kiracı kullanıyor” dedi.
Eski yerleşim bölgelerindeki birçok boş evin kiralanamadığını, artık yeni bölgelerde sosyal tesisleri olan binalarda uygun fiyata kiralama yapılabildiğine dikkat çeken Ateş, gayrimenkul yatırımcılarındaki değişime de dikkat çekti. Ateş, “Türkiye genelinde gayrimenkulde al-sat yaparak para kazanan yüzde 3 civarında bir yatırımcı kitlesi var. Bunlar şimdi gayrimenkulleri elden çıkaramıyor. Bu yüzden beklemeye geçiyorlar. Bu şekilde para kazanan yatırımcı sıkıntıda” diye konuştu.
Bu kitlenin eskisi kadar kar yapamamasındaki ana etkenler olarak müteahhitlerin zaten ucuz satmalarını gösteren Ateş, diğer etken olarak da vatandaşın da inşaat maliyetlerini hesaplamaya başlamasını gösterdi. Ateş, “15 yıl önce gayrimenkul üzerinden yüzde 400-500 kar edilirdi. Ama, şimdi bu, hemen hemen bitti” dedi.