23.02.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
EKONOMİ SERVİSİ
Merkez Bankası’nın 2018 Ağustos’tan bu yana 13.25 puanı bulan faiz indirimleri, başta konut, otomobil ve perakende piyasaları olmak üzere tüm ekonomiye olumlu yansıyor. Düşük faiz ortamının geleceğe ilişkin öngörü yapmayı kolaylaştırdığını belirten sanayiciler de böylece yatırımların önünün açıldığını vurguluyor.
Son indirimiyle gösterge faizi yüzde 10.75’e çeken Merkez Bankası’nın başlattığı bu hareket, başta kamu bankaları olmak üzere finans sektörünün tamamına yayılıyor.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın, bu ayında başında, kamu bankalarıyla halen yüzde 9-11 düzeyinde bulunan faizi, yüzde 8-10 bandına çekeceğini açıklaması, faizde tek haneye doğru gidiş beklentilerini güçlendirdi.
Nitekim dün de tekstil sektöründen iş insanlarıyla bir araya gelen Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, konuyla ilgili açıklama yaptı. Pekcan, “Faizlerde kademeli olarak bir iniş söz konusu. Bu da Türkiye’deki yatırım ortamının iyileştirilmesine katkı sağlıyor. Hem Merkez Bankası hem Türk Eximbank faizleri kademeli olarak aşağı çekiyor. Bundan sonrada çekmeye devam edeceğiz ve Türkiye dünyanın yatırım merkezi olma yolunda çalışmalarına devam edecek” dedi.
Yatırıma yeşil ışık
Faiz cephesindeki gelişmeler, iş dünyasında son derece olumlu karşılık buluyor. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç’in ifadesiyle, “İşletmelerin bütçesinde göz ardı edilemeyecek bir yer tutan finansman maliyetleri azalıyor ve yatırımlara kanalize oluyor. Bu da daha fazla üretim, daha fazla istihdam demek”.
Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran da, “Faiz indirimleri yatırımcıya yeşil ışık yaktı. 2020 yılı Türkiye’de üretim ve yatırımın yılı olacak” değerlendirmesini yapıyor.
Sanayide durmak yok!
Faizlerdeki düşüşün sanayiciyi nasıl etkileyeceğini Milliyet’e değerlendiren Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu, şunları söyledi:
“Faizlerin düşmesi yatırımın gelmesi demek. Yüksek faizle işletmelerin yaşaması mümkün değil. Faizlerin şu anda geldiği seviyeyi çok olumlu buluyorum. Böylece önümüzü daha iyi görebiliyoruz. Zira bizde yatırımlar hiç bitmiyor, sanayide durmak yok.”
Otoya büyük talep
Düşük faiz ortamı otomotiv sektörünü de canlandırdı. Sıfır otomobil ve hafif ticari araç satışları, ocakta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 90 artarak 14 bin 373’ten 27 bin 273’e yükseldi. Geçen ekim ayında üç kamu bankasınca başlatılan “Otomotivde Yerli Üretime Özel Taşıt Kredisi Kampanyası”nın 31 Mart’a kadar uzatılması da satışlara ivme kazandırdı. Sektör temsilcileri, “Satışlar oldukça iyi. Uzun süredir yaşamadığımız şeyleri yaşıyoruz. 2-3 aylık sıralar yazmaya başladık. Araçlar bayiye hiç gelmiyor. Daha fabrikada sac halindeyken satıyoruz” dedi.
Maliyetler düşüyor
Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel, konuyu perakende sektörü açısından değerlendirdi:
“Faizin düşmesinin kredi kartı borçlarının erken ödenmesindeki etkisini görüyoruz. İkincisi mal tedariğinde kredili iş yapanların maliyetlerini ciddi oranda düşürüyor. Çok olumlu etkilerini görüyoruz. Faizlerin düşmesi pek çok sektörü olduğu gibi bizi de olumlu etkiliyor. Bu durumun devam etmesini istiyoruz.”
% 1’in altı, konut stokunu eritti
İnşaatçılar Derneği Başkanı Nazmi Durbakayım, Merkez Bankası’nın faiz hamleleri başta olmak üzere, gayrimenkul sektörü ile tüketicisinin lehine yönelik adımların sektör güvenini tazelediğini vurguladı. Bankalardaki konut kredisi faizlerinde devam eden düşüş eğiliminin tüketicinin harekete geçmesinde çok büyük bir etkisi olduğunu kaydeden Durbakayım, “Bitmiş daireye olan alım talebi çok yüksek. Eldeki bitmiş konutların artık sonuna geldik. Bu alımları harekete geçiren ise bankaların yüzde 1’in altındaki konut kredisi faizi” diye konuştu.
Bekleme aşamasındaki projelerin hareketleneceğini anlatan Durbakayım, yıla çok iyi bir oranda başlayan konut satışlarının, ekonomik iyileşmelerle rekorlar kırmayı sürdüreceğini söyledi. Nazmi Durbakayım, “Faiz imkanlarından yararlanan tüketici soluğu satış ofislerinde alıyor” dedi.
ZEYNEP AKTAŞ’IN FAİZ YORUMU
Sermayenin yönü reel sektöre
Faizlerin kademeli olarak düşüşünü sürdürmesi ekonomide büyüme hedefinin tutturulma olasılığının gündemde kalmasına olanak tanıyor. Düşen kredi faizleriyle birlikte özellikle konut talebindeki artışın diğer sektörlere de yayılmasına zemin hazırlarken öngörülen hedeflere ulaşılması beklentisi korunuyor.
Sanayi sektöründe en önemli kalemler finansman gideri ve kur farkı giderleri. Özellikle yatırımlarda bu iki gider kalemi firmaları ciddi bir riskle karşı karşıya bırakabilmekte. Firmaların gerek finansman gideri gerekse kur farkından kaynaklı giderlerinin kabul edilebilir düzeyde olması dış kaynaklı büyümenin riskini de minimize ediyor. Yılbaşından bu yana kurdaki harekete bakıldığındaysa 5,9517 seviyesindeki kapanışa göre yüzde 2,37 oranında bir yükseliş söz konusu. Dolar/TL kuru 6,0991 seviyesinde bulunuyor. Aynı dönemde faizin de düşüş eğilimi devam ediyor. Ocak ayında yıllık 11,25 seviyesinde olan politika faizi 10,75 seviyesine geriledi. Gösterge faiz ise yıllık 11,24 seviyesinde bulunuyor.
Daha da inecek
Paradan para kazanma yolunun zorlaştırılması, yönelimin reel ekonomiye ve yatırımlara doğru kaymasına imkân tanıyacaktır.
Fiyatlardaki volatilitenin zayıf olması bu anlamı ile önemli. Jeopolitik riskler ve küresel bazda devam eden koronavirüsü bir süre daha merkez bankalarının temkini elden bırakmayacağını gösteriyor. Bu da faizlerin bir süre daha aşağı eğiliminin devam etmesine yol açacaktır. Bunun da reel ekonomiyi desteklemesi beklenmeli.
Tüketici güven endeksi verileri ise yüzde 57,3 seviyesinde bulunuyor. 20 Şubat’ta açıklanan verilere göre gelecek 12 aylık dönemde otomobil satın alma ihtimali yüzde 10 ekside. Gelecek 12 aylık dönemde konut satın alma veya inşa ettirme ihtimali yüzde 1,1 oranında artmış görünüyor. Gelecek 3 aylık dönemde tüketimin finansmanı amacıyla borç kullanma ihtimali yüzde 4,1 arttı. Faiz indirimlerinin etkisi tüketici güven endeksine henüz yansımış değil. Faiz indirimleri yurtiçi tüketime gecikmeli olarak yansıyor.
Enflasyon önemli
Merkez Bankası politika açıklamasında kredi büyümesindeki gelişmelerin dış denge ve enflasyon üzerindeki etkilerinin izlendiği belirtilirken enflasyondaki düşüşün hedeflenen patika ile uyumlu şekilde gerçekleşmesi için para politikasındaki temkinli duruşun sürdürülmesi gerektiği belirtildi. Merkez Bankası notlarında fiyat istikrarı ve finansal istikrar amaçları doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edeceğini belirtti.
Enflasyonun genel görünümüne bakıldığında, bu yılın ilk yarısının yüksek bir seyirde geçeceği anlaşılıyor. Ocak ayında yüzde 12,15 seviyesinde olan enflasyon şubat ayında bir miktar daha yukarı reaksiyon verebilir. Beklenti ağırlıklı olarak yılın ikinci yarısından sonra düşüşün olacağı yönünde. Reel sektör ve piyasa aktörleri beklenti anketinde 12 ve 24 aylık beklentilerin ortalaması yüzde 9,07, Merkez Bankası’nın mevcut tahmini ise yıl sonunda yüzde 8,2. Merkez Bankası öngörülen enflasyon patikasını dikkate alarak faiz indirimlerini sürdürecek.
Burada gerçekleştirilen indirimlerde fiyat istikrarının sağlanması ve tüketici güvenindeki artış, ekonomideki canlanmanın da önünü açacak. Bu da piyasalardaki canlanmanın güçlenmesini sağlayacaktır.
Tüketim artışı ile gerçekleşecek büyüme farklı maliyetlerin ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu konuda alınacak önlemler ise hem piyasa aktörlerinin hem de yabancı sermayenin bakışını önemli ölçüde etkileyebilir.