04.09.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:
FEHİM GENÇ / Eylem TÜRK
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın, yatırımların sanayiden inşaata yönelmesini eleştiren sözleri, sanayi kesiminde ve gayrimenkul sektöründe yankı buldu.Babacan dünkü Milliyet’te yer alan ifadelerinde, “Sanayi yatırımlarından para kazanmaya başlamak 5-6 yıldan önce mümkün olmuyor, buna karşılık AVM ya da lüks konut projesi hemen tamamlanıp satılıyor. İmar mevzuatı nedeniyle dikey yapılaşma arttı. 2-3 katlı yapılara izin verilen bir bölgede, çok katlı binalara izin veriliyor. Bu durum hem şehirleri çirkinleştiriyor, hem kolay ve hızlı para kazanma kapısı açıyor, hem de rantın da adil dağıtımı konusunda bizde kuşkular uyandırıyor. Bunlara el atmak gerekiyor” demişti.
10 yılda silüet değişti
Babacan’ın bir sorun olarak işaret ettiği dikey yapılaşma, inşaat hamlesinin başladığı 2004 yılından itibaren hızlanarak günümüze kadar geldi. Birkaç yıl öncesine kadar fabrikaların olduğu yerlerde gökdelenler yükseldi. Büyük şehirlerin silüeti değişti.
Büyükdere’den başladı
Dikey yapılaşma İstanbul’da Büyükdere Caddesi’nde başladı. Şehrin ortasında kaldığı için arsa değeri yükselince fabrikalar taşındı, yerlerine alışveriş merkezi, rezidans, otel ve iş merkezleri yükseldi.
Dönüşümün ikinci adresi Kartal oldu. Kartal’daki fabrikalar da İstanbul dışına taşındı, yerlerine yüksek binalar inşa edildi.
Üçüncü dalga İkitelli’de Basın Ekspres Yolu’nda devam ediyor. Bölgede konutların haricinde 17 otel planlanmış durumda.
Ticaret erbabı da sevdi
Sanayicilerin yanısıra tüccar kesim de bu dönemde gayrimenkulün cazibesine kapıldı. Marketçilikle iş dünyasında isim yapan Kiler Grubu, Avrupa’nın en yüksek binası olan Sapphire’i inşa etti.
Şeker toptancılığıyla iş hayatına adım atan Torunlar, alışveriş merkezi işinde yoğunlaştı. Şirketin, eski Ali Sami Yen arazisindeki gökdelen inşaatı devam ediyor.
Konfeksiyon makinaları ithalatçısı Astaş, Astoria alışveriş merkezi ve rezidansından sonra lüks otel inşaatına yöneldi.
Dünyaca ünlü konfeksiyon markalarının üretimini üstlenen Aydınlı Grubu, rezidans ve alışveriş merkezi inşaatlarıyla gayrimenkul sektörüne adım attı.
Sanayi demode inşaatlar şahane...
ÜLKER GRUBU: Ülker Grubu’nun Sağlam Gayrimenkul şirketi ortaklarıyla Acıbadem’de eski Ford fabrikasının arsasına alışveriş merkezi, iş merkezi ve rezidans kurdu.
ECZACIBAŞI: Eczacıbaşı, İş Bankası’yla ortak olarak, Büyükdere Caddesi’ndeki eski fabrika binasının yerine kurduğu Kanyon AVM’den sonra villa projeleri geliştiriyor.
ANADOLU GRUBU: Türkiye’nin en büyük sanayi gruplarından Anadolu Grubu, Anadolu Gayrimenkul adlı şirketiyle And adlı iş merkezinin temelini attı.
ZORLU GRUBU: Zorlu Grubu, Denizbank’ı sattıktan sonra Zincirlikuyu’daki Karayolları arsasını alarak buraya alışveriş merkezi ve rezidans yaptı. Büyükdere’deki eski fabrika arsasına da iş merkezi inşa etti.
BOYNER HOLDİNG: Boyner Holding, Altınyıldız Gayrimenkul şirketini kurarak, Yenibosna’daki eski Altınyıldız fabrikasının yerine rezidans ve alışveriş merkezi inşa etti.
EROĞLU: Vakko’nun Merter’deki fabrikasının yerine alışveriş merkezi ve rezidans yapan Eroğlu, Era markasıyla alışveriş merkezleri ve Türk Telekom Arena’nın yanında rezidans inşa ediyor.
ASSAN: Assan Alüminyum’un sahibi ve Hyundai Assan’ın ortağı Ali Kibar, kurduğu gayrimenkul şirketiyle inşaat işine girdi. Kibar, Tuzla ve Kartal’da proje geliştirme çalışmalarını sürdürüyor.
SANKO: Sanko, Gaziantep’te projelendirdiği Sanko Park AVM ile gayrimenkule adım attı. Şirket yeni proje çalışmalarına hız verdi.
EVYAP: Türkiye’nin en büyük temizlik ve bakım ürünleri üreticisi Evyap’ın Seyrantepe Stadı’nın altındaki yaklaşık 2 bin dönümlük fabrika arazisinde lüks konutlar yükseliyor.
TAHİNCİOĞLU: Kent Gıda’yı Cadbury Schweppes’e sattıktan sonra gayrimenkul işinde yoğunlaşan grup, Nida markasıyla ofis, konut ve otel binaları inşa ediyor.
KALE KİLİT: Topkapı’da eski MAN fabrikasının arazisine rezidans yapmaya hazırlanan şirket, Çobançeşme, Güngören, Güzelze,
Çorlu’daki arazileri üzerinde de konut yapacak. Güngören’deki arsasını da konut olarak değerlendirecek.
ABDİ İBRAHİM: Türkiye’nin önde gelen ilaç üreticilerinden Abdi İbrahim İlaç’ın sahibi Nezih Barut, Tahincioğlu ve Mar Yapı ile birlikte
TAO Gayrimenkul’ü kurarak inşaat sektörüne girdi.
MUTLU AKÜ: Hisselerini Güney Afrikalı Metair’e satan Türker ailesi Mutlu Yatırım Proje adlı bir şirket kurarak gayrimenkule girdi. Şirket konut ve iş merkezi projeleri üzerinde çalışıyor.
ÖZDİLEK: Tekstil sektörünün önemli isimlerinden Özdilek’in Büyükdere Caddesi’nde inşa ettiği alışveriş merkezi, iş merkezi, otel ve rezidans projesi açılmak için gün sayıyor.
TANRIVERDİ: Ev tekstili alanında üretim yapan Tanrıverdi Grubu, otel inşaatına yöneldi. Beşiktaş’taki oteli açan grup, Samsun’da da yeni bir otel inşa ediyor.
TAY GRUP: Tekstil sektöründe faaliyet gösteren grup Astay Gayrimenkul şirketini kurarak Zeytinburnu’nda 16:9 adlı gökdelenleri inşa etti. Tarihi İstanbul’un silüetini bozduğu gerekçesiyle tepki gösterilen gökdelenlerin traşlanması gündemde...
‘Ülke inşaat mezarlığına dönüştü’
Tuncay Özilhan /
Anadolu Grubu Yön. Kur. Bşk.
“Sayın Babacan’a katılıyorum, uzun bir zamandır da söylemeye çalışıyorum sanayici veya üretici olmanın bir özelliği kalmadı. Ya ithalat yap, ya da fabrikanın arsasına inşaat yap - sat. Türkiye teknoloji geliştirmeden, katma değerli ürünler üretmeden, bunları ihraç etmeden, marka yaratmadan 10.000 dolar barajını aşamaz. Türkiye inşaat mezarlığına dönüştü.
Bodrum’un, Marmaris’in, Kuşadası’nın, büyük şehirlerin üzerinden helikopterle uçun, ne dediğimi daha iyi anlarsınız. İnşaat, tasarruf aracı oldu. İnsanlar ev alarak tasarruflarını oraya yönlendiriyor, ikinci, üçüncü yazlıklarını tasarruf ettiklerini düşünüyorlar. Altını tasarruf aracı olarak görüyorlar. Diğer taraftan Türkiye rekabet avantajını pahalı giderlerle kaybediyor. Çin malları ile rekabet edemiyor. Dolayısıyla fabrikayı kapatıp ithalat yapıyor. Çözüm yeni bir sanayileşme stratejisi. Cari açığı kapatacak üretim projeleri.”
‘Sanayicilik zor meslek’
Ali Kibar / Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkanı
“Sanayicilik zor meslek. Sanayicinin üzerinde gözle görünen ve görünmeyen yükler var. Aynı zamanda ürettiği mamulün sübvanse edildiği ülkelerle mücadele ve rekabet etmek zorunda. Türkiye’de sübvansiyon olmaması sanayicinin üzerinde ekstra yük ve maliyet oluşturuyor. Üretimde karlılık olmadığı ve yeterli koruma bulunmadığı için de ithalat tercih ediliyor.
Sanayici istihdam, hammadde maliyeti, çevre ve benzeri birçok konuda sorumluluk taşıyor. Bütün bu süreç sonunda kar edemediği için inşaat gibi daha kolay, karlı ve kısa sürede dönüş alabileceği sektörleri tercih etmeye başladı.”
‘İnşaat sektörü disipline edilmeli'
Nazmi Durbakayım / İNDER Yönetim Kurulu Başkanı
“Sayın Babacan’ın açıklamalarını, ‘İnşaat sektörünü disipline edeceğiz’ şeklinde yorumluyor ve sonuna kadar katılıyorum. Ekonominin merkezinde mutlaka sanayi olması gerektiğinin altını çizerken inşaat sektörünün sanayinin en önemli faaliyet alanlarından biri olduğunu söylemek istiyorum. İnşaat sektörünü sadece konut yapıp satmak olarak görmemek gerekir. İnşaatın altında en az 250 alt sektör yer alıyor. Bunların her biri sanayi çarkının dişlilerini oluşturuyor. İnşaata ‘dur’ demek, binlerce işyerinin kapısına kilit vurmak anlamına gelebilir. Ekonominin en önemli ihracat kalemlerinden birisinin gayrimenkul sektörünün olması için çıkarılan mütekabiliyet yasasını unutmamak gerekir. Hiçbir parçası yurtdışına çıkmadan döviz kazandırma potansiyeline sahip; milyonlarca istihdam sağlayan sektörün disipline edilmesini en az biz de bakanımız kadar istiyoruz.”