25.03.2024 - 07:00 | Son Güncellenme:
AB ülkelerinde yüzde 33 kadın kotası için şirketlere tanınan sürenin 2026’da dolması nedeniyle Avrupalı şirketlerin üst yönetim pozisyonlarına da giderek artan oranda Türkiye’den yetkin ve deneyimli kadın yöneticiler ataması da Türkiye’nin yetenekli kadın yöneticileri elinde tutamaması sorununu gündeme getiriyor.
Yüzde 30 Kulübü Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Melsa Ararat, Avrupa’da kadın yönetici ve yetenek talebinden kaynaklanan cinsiyet temelli beyin göçünün ekonomimizi ve toplumsal refahı olumsuz etkilemeye devam ettiğini belirterek, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Kadınların şirketlerin karar mekanizmalarında yer almaları; hem şirketlerin karar kalitesini artırdığı ve kadınların kalıcı olarak istihdama katılmalarını teşvik ettiği için bir ekonomik amaç, hem de şirketlerin cinsiyet eşitliği ve kapsayıcılık konusunda toplumsal dönüşüme katkıda bulunmaları açısından sosyal bir mesele olarak tüm dünyada kabul görüyor. Maalesef Türkiye’de yönetim kurullarında ve üst yönetimde kadın oranlarında kaydedilen çok yavaş ilerleme son iki yılda durma noktasına geldi. 2012 yılında SPK tarafından yayınlanan ve yönetim kurullarında en az yüzde 25 kadın temsilinin hedeflenmesini öneren düzenlemeye rağmen halka açık şirketlerde yönetim kurullarındaki kadın oranı yüzde 18’e dahi ulaşamadı. Halka kapalı şirketlerde kadın temsil oranlarının daha düşük olduğunu tahmin ediyoruz. Yeni halka açılan şirketlerde kadın üye oranının ortalamadan çok daha düşük olması bu düşüncemizi destekliyor.”
Cinsiyet temelli beyin göçü
Türkiye’de yönetim kurullarında görev alacak yetkinlikte kadın arzı konusunda bir eksiklik olmadığının araştırmalarla ortaya konduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Melsa Ararat, şöyle devam etti:
“Türkiye’de yetişen ve deneyim kazanan kadınların giderek artan oranda Avrupa’da şirketlerin üst yönetim pozisyonlarına atandığını gözlemliyoruz. Belli mesleklerdeki beyin göçünün yanı sıra Avrupa’da kadın yönetici ve yetenek talebinden kaynaklanan cinsiyet temelli beyin göçü ekonomimizi ve toplumsal refahı olumsuz etkilemeye devam ediyor.
Avrupa Birliği ülkelerinde yönetim kurullarında yüzde 33 kotanın hayata geçmesi için verilen sürenin 2026’da dolduğu dikkate alınırsa bu göçün hızlanacağını tahmin edebiliriz.
Türkiye’de ciddi bir yönetim sorunu olarak karşımıza çıkan kemikleşmiş yönetim kurulları yapılarını dönüştürecek bir kota düzenlemesi ve yönetim kurullarının ortalama görev süresi kısıtlaması gelmediği takdirde, yetkin ve deneyimli kadınlar göç ederek cam tavanı kırmaya devam edeceklerdir.
Yüzde 30 Kulübü Türkiye olarak, 2026 yılının yönetim kurullarında kadınların temsili konusunda Avrupa Birliği ile hizalanma yılı olmasını diliyoruz. 12 yıldır SPK’nın yüzde 25 olarak öngördüğü kadın oranı hedefine şirketlerde gücü elinde tutan yönetim kurullarının gönüllülüğüyle ulaşılamaması düzenleyici otoritelerin AB’de olduğu gibi daha kararlı şekilde müdahale etmesi gerektiğini gösteriyor.”
“Kadının Sesi”yle liderliğe adım adım
Emlakjet İK Direktörü Nilhan Üçok Erten, 2023 yılında hayata geçirdikleri Voice of Women (VoW) Topluluğu ile kadın gücünü sosyal sorumluluk açısından yararlı hale getirmeyi amaçladıklarını belirterek, “Kadın çalışanlarımız bu projelerdeki deneyimleri ile profesyonel hayatlarında liderliğe hazırlanmış oluyor” diyor.
Nilhan Üçok Erten, Emlakjet bünyesinde kadın odaklı çalışmaları şöyle anlatıyor:
“2023 yılı başında kurulan Voice of Women (Kadının Sesi) topluluğumuz, ‘Emlakjet’in kadın gücünü sosyal sorumluluk anlamında nasıl yararlı hale getiririz’ sorusu ile filizlendi. Sadece gönüllü kadın çalışanlarımızdan oluşan yedi alt grup kurduk ve ağırlıklı sosyal sorumluluk projelerini hayata geçirmeye odaklandık. VoW’un benim için en önemli yanı, alt proje gruplarına liderlik eden kadın çalışanlarımız, henüz bizim organizasyonumuzda ekip yönetmeyen kadınlardan oluşuyor. Yani kadın çalışanlarımız bu projelerdeki deneyimleri ile bir yandan profesyonel hayatlarında liderliğe hazırlanmış oluyor. İK olarak onlara her aşamada eşlik ediyor, proje yönetimi konusunda yol gösteriyor, yeni fikirler üretmeleri için destekliyor ve koçluk yapıyoruz. Neler yapıyorlar derseniz: Birleşmiş Milletler destekli, Sabancı Vakfı liderliğinde yürütülen istihdamda ve eğitimde olmayan (NEET-Not in Education, Employment or Training) kadınlara fırsat yaratan ‘Geleceğini Kuran Genç Kadınlar’ projesinin paydaşıyız. İlanlarımızı Fırsatlar Haritası’nda yayınlıyor, daha çok kadının çalışma hayatında yer bulmasına vesileler yaratıyoruz. Toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadınların güçlenmesi alanlarında çalışmalar yürüten harika bir STK var: SistersLab. Genç kadınların liderliğinde istihdam ve eğitim projeleri yürütüyorlar ve proje paydaşı birden çok alanda çalışma yürütüyoruz. Sadece kapsamlı projelerde değil, önemli günler gibi kısa soluklu işlerde de VoW topluluğu devreye giriyor. Örneğin 2024 yıl başında Kayseri’de bir köy okulunun tüm ilk öğrencilerine Emlakjet çalışanlarının kendi aldığı yeni yıl hediyelerini ulaştırdık. Yaşama Tutunan Patiler Derneği’yle başlattığımız yardım kampanyası şu an aktif devam eden projemiz. 2024 için harika planlarımız var.”