20.07.2012 - 17:28 | Son Güncellenme:
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Haziran ve Temmuz aylarında başta ABD olmak üzere, Asya ve Avrupa’da yaşanan aşırı sıcaklık ve kuraklık nedeniyle hububat, yem bitkileri ve yağlı tohumlu bitkiler üretiminin, henüz hasat tamamlanmamış olmasına rağmen azalacağının ortaya çıktığını bildirdi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, üretim düşüklüğünün görüleceğinin dünyanın önde gelen kurum ve kuruluşlarınca rapor edildiğini, durumun dünya piyasalarında etkisini göstermeye başladığını, dünyada buğday, mısır ve soya fiyatlarının yükselme trendine girdiğini belirtti.
2009-2010 döneminde 651 milyon ton olan dünya buğday üretiminin 2010-2011 döneminde 694,7 milyon tona yükseldiğini, Temmuz 2012 tahminlerine göre, 2011-2012 döneminde 665 milyon tona gerileyeceğinin tahmin edildiğini bildiren Bayraktar, şunları kaydetti: ”Buğday stoklarının da bu yıl 197 milyon tondan 182 milyon tona gerilemesi bekleniyor. Pirinçte, 2010;da 440 milyon ton olan üretiminin 2011;de 447 milyon, Temmuz 2012 tahminlerine göre, 2012’de 15 milyon ton artışla 462 milyon tona yükseldi. Pirinç stokları sırayla 2010;da 98,6, 2011;de 104 milyon ton olmuştu. 2012;de pirinç stokunun 102,5 milyon tona ineceği hesaplanıyor. 2010’da 829, 2011’de 874 milyon ton olan dünya mısır üretiminin, 2012;de 900 milyon ton olması bekleniyor. 2010’da 144 milyon ton, 2011 yılında 124 milyon ton olan dünya mısır stoklarının 2012’de 129 milyon ton düzeyinde olacağı öngörülüyor.” Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), üç aydır düşüş gösteren dünya gıda fiyatlarının ABD’deki kuru hava koşullarının mısır ve soya üretimine etkileri nedeniyle yükseleceğini açıkladığını belirten Bayraktar, tahıllar, yağlı tohumlar, süt ve süt ürünleri, et ve şekerden oluşan sepetteki aylık fiyat değişimlerini ölçen FAO Gıda Fiyatları Endeksinin Mayıs-Haziran döneminde 205 puandan 201 puana gerilediğine dikkati çekti.
-Temmuz başında mısır fiyatları son 2 yılın en yüksek seviyesine çıktı-
Dünyada son zamanlarda tarımsal ürün fiyatlarında bir yükselme olduğunu, Temmuz ayı başlarında dünya mısır fiyatlarının son 2 yılın, buğday fiyatlarının da son 10 ayın en yüksek seviyelerine çıktığını belirten Bayraktar, şöyle devam etti: ”18 Temmuz 2012 tarihi itibarıyla Toprak Mahsulleri Ofisi’nden alınan dünya fiyatlarına göre, ton başına buğday 365, soya 644, mısır 344, pirinç 574, arpa 298 dolar oldu. Bu ürünlerde geçen yıla göre, yüzde 6,3 ile yüzde 17,7 arasında fiyat artışları meydana geldi. Bu tarihte Türkiye;deki ürün fiyatları buğdayda 363, soyada 644, mısırda 319, pirinçte 1038, arpada 325 dolar oldu. Türkiye;de geçen yıla göre fiyatlar pirinçte yüzde 9,2, mısırda yüzde 20,7 düştü, buğdayda yüzde 5,2, arpada yüzde 23,3 arttı.
Bazı ülkelerde son aylarda yaşanan kuraklık dünya tarımsal ürünler üretim ve stoklarında buğday haricinde çok önemli değişikliklere yol açmayacağı görülüyor. Buna rağmen fiyatlarda yaşanan bu hareketliliği, bazı Uzakdoğu ve Güney Amerika ülkelerindeki tüketici alışkanlıklarının değişmesi ve talebin artması yanında, dünyadaki bazı politik ve psikolojik gelişme ve etkenlere bağlamak mümkündür.” Bayraktar, İç Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinde son aylarda yaşanan kuraklık nedeniyle özellikle hububatta üretim azalması beklendiğini, dünyadaki gelişmelere paralel beklentilerin Türkiye’de de yaşanmasının kaçınılmaz olacağı kaydetti.
Ürünün değerli olduğunu, çiftçinin ürününü en iyi şekilde değerlendirmesi gerektiğini belirten Bayraktar, ”üreticilerimizin ürünlerini pazara arz etmekte aceleci davranmamaları daha uygun olacak” ifadesini kullandı.
Tarımda doğa olaylarının etkisinin yadsınamayacağını ama iyi bir ürün planlamasıyla çiftçinin zararının en alt düzeye indirilebileceğini bildiren Bayraktar, böyle yapılması halinde, her yıl bazı ürünlerde görüldüğü gibi çok büyük ürün fazlalığı oluşmayacağını, ürünün tarlada kalmayacağını, yollara dökülmeyeceğini vurguladı.
-Asıl önemli sorun gıda stoklarının artmaması-
Dünyada gıda fiyatlarında ani artışlar görülmesi riskinin önümüzdeki yıllarda daha da artacağının öngörüldüğüne işaret eden Bayraktar, talebin artmasıyla gıda fiyatlarında değişmeler yaşanacağını, fakat asıl önemli sorunun, gıda stoklarının geçmiş yıllardaki gibi artmamasından kaynaklanacağını bildirdi. Fiyatların yüksek seyredecek olmasına rağmen, geçtiğimiz 20 yılda yıllık ortalama yüzde 2 oranında gerçekleşen tarımsal üretim artışının, önümüzdeki 10 yıl içinde yavaşlaması ve yıllık ortalama yüzde 1,7’ye gerilemesinin beklendiğine dikkati çeken Bayraktar, buna karşılık, 2050 yılına kadar tarımsal üretimin yüzde 60 oranında artmasının gerektiğini ifade etti.
Bütün bunlar dikkate alındığında, her ülkenin gıda üretiminde kendine yeterli olmaya dönük çalışmalar yapmasının büyük önem arz ettiğini vurgulayan Bayraktar, bunun için de sulu tarıma yönelik yatırımlara hız verilmesi, gübre ve bitki koruma ürünlerinin etkin kullanımı, tarımsal araştırma ve yeniliklere daha fazla yatırım yapılmasının önemli olduğunu kaydetti.