21.11.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:
EMLAK - YAVUZ KARAMAN
Gül İnşaat, Liv Yapı ve 3S Kale ortaklığı ile Beylikdüzü’nde inşa edilen Kalekent projesi yatırımcılardan ilgi görmeye devam ediyor. 2 bin metrekarelik satış ofisine sahip, 100 bin metrekare alan üzerinde 250 milyon dolar yatırımla 2 etaptan oluşacak projenin yüzde 30’u satılırken, lansmandan bu yana yatırımcısına yüzde 10 kazandırdı.
Gül İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Metin Gül, yatırımcıların Kalekent’e gösterdikleri ilgiden çok memnun olduklarını belirterek, “Projemizin yüzde 30’u satılırken, lansmandan bu yana geçen süreçte yatırımcı yüzde 10 kazandı” dedi. Daireleri 2015 yılında anahtar teslim tamamlayarak sahiplerine teslim edeceklerini anlatan Metin Gül, “Yatırımcıya en az yüzde 50 pirim kazandıracağız” diye konuştu.
2 bin m2’lik satış ofisi
Liv Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Sönmez Aydın da, proje kapsamında 2 bin metrekarelik alana satış ofisini inşa ettiklerini belirterek, “2 bin metrekarenin bir satış ofisi için büyük olduğu düşünülebilir fakat biz satış ofisimizi ziyaret eden müşterilerimizin hem rahat etmesini hem de proje ile ilgili akıllarında olan her soruya satış ofisimizde yanıt bulmalarını istedik. 2+1 ve 3+1 örnek dairelerimizi de satış ofisimizin alt katında konumlandırdık” diye konuştu.
Çocuklu aile ziyaretleri için satış ofisinin alt katında bir çocuk oyun alanı yaptıklarını ifade eden Sönmez Aydın, projede en çok 3+1 ve 4+1 dairelerin ilgi gördüğünü vurguladı. Yabancı yatırımcılardan da ilgi gördüklerini dile getiren Aydın, “Özellikle Ortadoğu’dan, Araplar projemizi ziyarete geliyorlar. Hem yerli hem yabancı müşteri tarafından ilgi bu hızla devam ederse 2014 yılının son aylarına doğru tüm dairelerin satışını gerçekleştirmeyi ön görüyoruz” dedi.
Yeni proje sinyali
Arazi sahibi 3S Kale Yönetim Kurulu Üyesi Mevlüt Alp Gürün ise, Gül İnşaat ve Liv Yapı ortaklığı ile işbirliği yapmaktan memnuniyet duyduklarını belirterek, bu işbirliğini ileride başka projelere de taşımayı düşündüklerini sözlerine ekledi.
25 farklı daire seçeneği
1+1’den 4+1’e toplamda 25 farklı daire seçeneği sunulan Kalekent’te, arsanın yüzde 73’ü yeşil alan, bahçe ve havuzlara ayrılıyor. Projedeki bloklar 8 kattan oluşuyor ve blokların arasındaki mesafeler de 15 metreden 200 metreye kadar değişkenlik gösteriyor.
‘Bavulunu kap gel’ dedi proje büyük ilgi gördü
Kılıçoğlu Group, Sarıyer’de inşasına başladığı Panorama Life projesiyle farklı bir uygulama yapıyor. Dayalı döşeli daire konseptinde sektöre örnek bir proje sergileyen Kılıçoğlu Group Yönetim Kurulu Başkanı Talat Kılıç, tüketicilerin beklentilerini iyi analiz ederek yeni projelerinde her zaman çözüm odaklı farklılıklar geliştirdiklerini söyledi.
Talat Kılıç, bunun en son örneğini de Sarıyer’deki Panorama Life projesinde sergilediklerini belirterek, “Bu projede uyguladığımız ’Bavulunu Kap Gel’ konseptiyle sektörde konut pazarlamasında yeni bir yol açıyoruz” dedi.
‘Ailelere ve gençlere sorduk’
Özellikle üniversitede okuyan gençlerin ev kiralamasında büyük sorunlar yaşadıklarını kaydeden Talat Kılıç, şunları söyledi:
“Üniversite okuyan gençlerimiz ev bulmakta ciddi sıkıntılar yaşayabiliyor. Üniversiteli gençlerimiz ne ister diye bir düşündük. Okuyan gençler üzerinde araştırmalar yapıp onlara sorduk, ailelerini dinledik. Dayalı döşeli konseptin çok ideal olacağı fikri ağır bastı ve Sarıyer’de inşa ettiğimiz Panorama Life’ı bu konseptle oluşturmaya karar verdik” dedi.
Yarısı tükendi
Kılıçoğlu Group bünyesindeki Senatör Gayrimenkul’ün 50 milyon lira yatırımla inşa ettiği proje, Sarıyer'de Koç Üniversitesi'ne komşu durumda. Toplamda 6 blokta 304 konut, 24 mağazayı içine alan Panaroma Life projesinde satışlar yüzde 50’yi buldu.
Panorama Life projesinde 168 adet 1+0, 120 adet 1+1, 16 adet 2+1 dubleks daire yer alacak. 18 ayda tamamlanacak projede konutlar tamamen mobilyalı ve beyaz eşyalı olarak teslim edilecek.
İsviçre-Türkiye dostluğu Quasar’da pekişecek
Türkiye’deki en büyük İsviçreli gayrimenkul yatırımı olan Quasar İstanbul, Türkiye’deki ilk İsviçre Festivali’ne ev sahipliği yapacak. İsviçre Başkonsolosu Monika Schmutz Kırgöz, Viatrans A.Ş.- Meydanbey Ortak Girişimi İcra Kurulu Başkanı Haydar Özkan ve dünyaca ünlü tenor Alessandro Safina’nın katılımı ile düzenlenen basın toplantısında, Türkiye’de önümüzdeki yıl ekim ayında ilki düzenlenecek İsviçre Festivali’nin duyurusu gerçekleştirildi.
Quasar İstanbul’da her yıl geleneksel olarak düzenlenecek festivalle ilgili olarak değerlendirmede bulunan İsviçre Başkonsolosu Monika Schmutz Kırgöz, “Bu yatırım sadece iki ülke arasındaki yakınlığı ve sıkı iktisadi ve ticari ilişkilerin altını çizmiyor, aynı zamanda İsviçre’ye, bizi onurlandıran ve çok gururlandıran, İstanbul’da bir ‘İsviçrelilik’ işareti kazandırıyor” dedi.
‘En önemli merkez olacak’
Viatrans A.Ş.- Meydanbey Ortak Girişimi İcra Kurulu Başkanı Haydar Özkan da “Quasar İstanbul projemiz, İsviçre’nin kalite, mükemmeliyet ve konfor anlayışı dikkate alındığında ülkemizde akla gelecek en önemli merkez olacak ve iki ülke arasında dostluk ve işbirliğinin gelişmesine de katkı sağlayacaktır” diye konuştu.
Dünyaca ünlü tenor Alessandro Safina da, “Türkiye-İsviçre arasındaki ilişkilere katkıda bulunacak festivalin ilk duyurusunu, içinde kültür, sanat ve modayı barındıran ve Fairmont gibi global bir markaya da sahip olan Quasar İstanbul’da yapmak benim için mutluluk verici. İsviçre Festivali’nin çok başarılı olacağına inanıyorum” dedi.
Konut alanlar yalıtıma çok fazla dikkat etmiyor
Filli Boya Yalıtım’ın desteği ile Sürdürülebilirlik Akademisi tarafından gerçekleştirilen ‘Enerji Verimliliği ve Binalarda Isı Yalıtımı Tüketici Algı Araştırması’ndan çarpıcı sonuçlar çıktı. Araştırmaya göre 10 kişiden 9’u ısı yalıtımını konutta çok önemli olarak tanımlıyor. Isı yalıtımı para ve enerji tasarrufu sağladığı için önemli olarak değerlendiriliyor. Ancak sadece dört kişiden biri ısı yalıtımının enerji verimliliği için önemli olduğunu düşünüyor.
Araştırmanın çarpıcı sonuçlarından bir diğeri ise, tüketicilerin ısı yalıtımının enerji faturalarına olan etkisi ile ilgili algıları. Tüketiciler gerçek verilerin tersine enerji faturalarını arttıran en önemli nedenin elektrikli ev eşyaları olduğunu düşünüyorlar. Diğer bir deyişle araştırma, bireylerin konutlarda enerji faturalarını elektrikli ev aletleri ve beyaz eşyanın arttırdığını düşündüklerini, ısı yalıtımının ise tüketiciler için büyük ölçüde tasarruf ve konfor sağladığını ortaya koyuyor.
Türkiye’de iki bireyden biri ısı yalıtımını mantolama olarak tanımlıyor ve bireylerin yüzde 82’si mantolamayı en etkili ısı yalıtım yöntemi olarak değerlendiriyor. Konut satın alımında yalnızca dört kişiden biri bina yalıtımına önem veriyor. Bireyler için konutların konforlu olması, konutta ısı yalıtımı olmasından daha önemli.
Dönüşüme yeni kaynak
Sürdürülebilirlik Akademisi Yönetim Kurulu Başkanı Murat Sungur Bursa, binalardaki enerji tüketiminin toplam enerji tüketiminde önemli bir paya sahip olduğu dikkate alındığında, ısı yalıtımının kentsel dönüşümün gizli finansman kaynağı olabileceğini söyledi. Betek Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Gülay Dindoruk da, şunları söyledi:
“Isı yalıtımı yaptıranların büyük çoğunluğu çevresindeki insanlara ısı yalıtımını tavsiye ediyor. Bu da işimizi iyi yaptığımızı gösteriyor. Araştırma sonucundan gördüğümüz diğer bir sonuç ise ısı yalıtımı yaptırmak isteyenlerin finansman kaynağına ihtiyaç duyması. Burada hem devlete hem de bankacılık sektörüne önemli işler düşüyor.”
Konutların % 71’inde yalıtım yok
- Konut alımında dört kişiden biri bina yalıtımına önem veriyor.
- Araştırmaya katılanların yüzde 71’inde ısı yalıtımı bulunmuyor.
- Türkiye’nin yüzde 82’si mantolamayı en etkili ısı yalıtım yöntemi olarak değerlendiriyor.
- Bireyler konutlarda enerji faturalarını beyaz eşyanın arttırdığını düşünüyor.
- Bireylerin yüzde 66’sı yeni mobilya yerine ısı yalıtımını tercih ediyor.
- Her dört kişiden üçü ısı yalıtımını para ve enerji tasarrufu sağladığı için önemli buluyor.
- Yalıtım yaptıran bireylerin %74’ü elektrik faturalarında %40’tan fazla tasarruf yaptığını düşünüyor.
- Isı yalıtımı yaptıranların %85’i ısı yalıtım yaptırmayı çevresine tavsiye ediyor.
- Isı yalıtımındaki bilgilendirmeler yetersiz bulunuyor.
Gayrimenkul 100 milyar $’lık potansiyele sahip
2013 yılının sonu yaklaşırken gayrimenkul sektörünü değerlendiren Kuzu Grup Yönetim Kurulu Üyesi Özen Kuzu, Türkiye gayrimenkul piyasasının yıllık işlem hacminin kentsel dönüşüm, 2B ve bireysel-kurumsal yabancı yatırımların artmasıyla 50 milyar dolardan 100 milyar dolara yükselebileceğini kaydetti.
Türkiye ekonomisinde büyümeye paralel olarak inşaat sektörünün ilk çeyrekte 5,9, ikinci çeyrekte 7,6 büyüme kaydettiğini hatırlatan Özen Kuzu, büyümenin devam edeceğine inandığını, gelecek yıllarda kentsel dönüşümün itici gücünün gayrimenkul ve inşaat sektöründeki pozitif etkisinin artarak süreceğini vurguladı. Kentsel dönüşümün piyasalara ve gayrimenkul sektörüne olumlu etkisinin yadsınamayacağına değinen Özen Kuzu, “Kentlerin silueti yenilenirken, yapılarımız sağlıklı yapılara dönüşürken, diğer yandan da piyasa ve ekonomi canlanıyor” değerlendirmesini yaptı.
İhtiyaç artıyor
2015’te kentleşme oranının yüzde 79’a, kentli nüfusunun da 55.7 milyondan 61 milyona ulaşmasının öngörüldüğüne değinen Özen Kuzu, bu veriler ışığında önümüzdeki 10 yıllık süreçte Türkiye’nin konut ihtiyacının 550-600 bin civarında olduğunu, buna yıkılıp yenilenecek 300-400 bin konut eklendiğinde bu sayının 850 bin ila 1 milyon arasında olacağını söyledi.
Bakanlık, köylerde kırsal dönüşüm hareketi başlattı
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, kentsel dönüşüm çerçevesinde depreme dayanıklı ve yöresel mimariye uygun köyler inşa edilmesi için ilk olarak Karadeniz Bölgesi'nde başlattıkları proje çalışmasının tamamlandığını açıkladı.
Kırsal alanlardaki kaçak, denetimsiz yapılaşma ve modern malzemelerin bilinçsiz kullanımı nedeniyle yüzyıllardır süregelen ve ülkenin her ilinde farklı zenginlikler barındıran yöresel mimari geleneğinin tehdit altında bulunduğuna dikkati çeken Bayraktar, aynı zamanda mühendislik ve mimarlık hizmetinden yoksun bu yapıların doğal afetlerden kolayca etkilendiğini dile getirdi.
Bayraktar, Orta ve Doğu Karadeniz'e özgü evlerin yanında ambar olarak kullanılan serenderler gibi yöreye özgü yapılar ve köy konaklarının tasarlandığını bildirdi.
Amasya, Karabük ve Rize'de 15'şer, Trabzon'da ise 12 tip yöresel mimariye uygun konut projesi hazırlandığını ifade eden Bakan Bayraktar, "Karadeniz Bölgesi'ne ait çalışmalar tamamlandı. Proje kapsamında Marmara Bölgesi'nde Edirne, Balıkesir ve Bursa illerinde yürüttüğümüz yöresel mimariye uygun çalışmalar sürüyor. Evini yenilemek isteyen köylüye bedava bölgeye uygun konut projesi vermek için hazırladığımız çalışma ülke genelinde 2017'ye kadar tamamlanacak" şeklinde konuştu.
Yöresel dönüşüme 10 bin lira teşvik
Bakanlık, kentsel dönüşüm kapsamında evini yıktırıp yöresel tarzda yeniden yaptıranlara 10 bin lira teşvik verecek. Şehir merkezlerinin yanı sıra köylerde de yöresel mimariyle ev yapanlar aynı teşvikten yararlanabilecek.
‘Maketten ev alırken uzman desteği şart’
ERA Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Can Ekşioğlu, maketten konut satışıyla ilgili olarak tüketicileri uyardı. Can Ekşioğlu, teknik şartnamelerde ‘muadili’ olarak tanımlanan malzemelerin, projeye ilişkin katalog ve diğer bilgi dokümanlarının gerçeği tam olarak yansıtmayabileceğini belirterek, bir uzman desteğiyle firmanın ve projenin değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Projelere ait resmi belge ve izinlerin incelenmesi gerektiğini anlatan Ekşioğlu, “Yeni tüketici kanunuyla, alıcıların daha fazla güvence altında olacağını ve mağduriyetlerinin kalkacağını düşünüyorum. Konutun sigortası yapılıp teminat verilmesi ve markalı konut üreticilerinin de bu konudaki hassasiyeti sayesinde maketten satışta tüketici mağduriyeti sona erecektir” dedi.
15 milyon eski konut yenilenmeyi bekliyor
Genç Yönetici ve İşadamları Derneği’nin (GYİAD) düzenlediği bir toplantıda konuşan Ekonomist Dr. Can Fuat Gürlesel, Türkiye’deki toplam 19 milyon konuttan 10 milyonunun yapı ruhsatı bulunmadığını, ruhsatı bulunan 50 yaş üstündeki 5 milyon konutun da kullanım ömrünü tamamladığını söyledi.
Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Av. Ali Güvenç Kiraz da, dönüşümle ilgili sürecin Bağdat Caddesi, Beşiktaş, Beyoğlu, Üsküdar gibi ‘rantın’ olduğu bölgelerde hızlı ilerlerken, deprem riskinin çok daha yüksek olduğu ilçelerde ise son derece yavaş yürüdüğünü söyledi.