21.10.2022 - 17:55 | Son Güncellenme:
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, bir dizi ziyaret ve açılış programına katılmak üzere geldiği Erzurum’da Nene Hatun Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Sözleşmeli Besicilik" projesinin tanıtımında önemli açıklamalarda bulundu. Tarımın stratejik bir sektör olduğunu belirten Bakan Kirişci, “Türkiye, tarımda küresel bir aktör olmak mecburiyetindedir. Tarım, bizim için bir istikbal ve istiklal meselesidir. 2023 yılında Cumhuriyetimizin 100 yılını geride bırakmış, yeni bir yüzyıla girmiş olacağız. Sayın Cumhurbaşkanımızın da dile getirdiği gibi, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılı inşallah Türkiye yüzyılı olacak. Biz bütün perspektifimizi, bütün hazırlıklarımızı işte Türkiye yüzyılı motivasyonuyla şekillendiriyoruz. Tarımda sağlam bir altyapı kurarak on yılların planlamasını yapıyoruz. Sizlerle, üreticilerimizle el ele vereceğiz büyük ve güçlü Türkiye’yi hep birlikte inşa edeceğiz” dedi.
“2022 yılı üretim dönemine ait mazot ve gübre desteklerimiz, 2023'ün mart ayı yerine 2022 yılı içinde ödenecek”
Bakan Kirişci, “Dün, Resmi Gazete’de Sayın Cumhurbaşkanımızın ‘2022 Yılında Yapılacak Tarımsal Desteklemelere ve 2023 Yılında Uygulanacak Sertifikalı Tohum Kullanım Desteğine İlişkin Karar’ yayımlandı. Bu kararla uzun zamandır ilgili kurumlarla üzerinde çalıştığımız çok önemli bir adım attık. 2022 yılı üretim dönemine ait mazot ve gübre desteklerimiz, 2023'ün mart ayı yerine 2022 yılı içinde ödenecek. Çiftçilerimiz, ekim döneminde girdi maliyetlerini düşünmeden üretim yapabilecek. Söz konusu destekler, çiftçilerimize nakit olarak verilmeyecek, Ziraat Bankası banka kartlarına yüklenecek. Çiftçilerimiz, kartlarına tanımlanan destekleme ödemelerini sadece mazot ve gübre alımında kullanabilecek” diye konuştu.
“Hayvansal üretim desteklerinde birçok kalemdeki ödemeleri yüzde 100 artırdık”
Cumhurbaşkanının kararıyla mazot ve gübre desteklemelerinde önemli artış yaptıklarını kaydeden Kirişci, “Mazot desteği ödemeleri, ürün bazında yüzde 203-395 arasında değişen oranlarda artırıldı. Gübre desteği ödemelerindeki artış ise ürün bazında yüzde 130-163 arasında değişen oranlarda gerçekleşti. Sertifikalı tohum kullanım desteği ödemeleri yüzde 50-150 oranlarında yükseltildi. 2002 yılında 1,8 milyar TL olan tarımsal destekleme bütçemiz, 30 kat artışla 2023 yılında 54 milyar TL’ye ulaşmıştır. 2022 yılı tarımsal destekleme bütçemiz, 25,8 milyar TL iken, bu miktar 2023 yılında yüzde 109 artışla 54 milyar TL’ye çıkartılmıştır. Bu kapsamda, bitkisel üretim destekleme bütçemiz yüzde 120 artışla 35,2 milyar TL’ye yükseltilmiştir. Hayvansal destekleme bütçemiz ise yıllık yüzde 56 artışla 11,8 milyar TL’ye çıkartılmıştır. Su ürünleri destek bütçemizi yüzde 45 artışla, 222 milyon TL’ye çıkarttık. Tarımsal AR-GE destek bütçemiz yüzde 85 artışla 298 milyon TL’ye çıkarıldı. Kırsal kalkınma desteklerimiz ise yüzde 234 artışla 6,4 milyar TL’ye ulaşmıştır. Hayvansal üretim desteklerinde birçok kalemdeki ödemeleri yüzde 100 artırdık. Buzağı başına verilen temel desteğimizi, 370 TL’den 500 TL’ye yükselttik. Suni tohumlamadan doğan buzağılara hayvan başına ilave 200 TL ödeyeceğiz. Yetiştirici bölgelerinde üreticilerimize verdiğimiz ilave desteklerle birlikte toplam buzağı desteğimizi, hayvan başına bin TL’ye kadar yükseltmiş olduk. Besi desteğimizi de hayvan başına 250 TL’den 500 TL’ye yükselttik. Dişi manda/malak desteğini, hayvan başına 250 TL’den 500 TL’ye çıkardık. Anaç koyunda 30 TL, keçide 35 TL olan desteği, hayvan başına 50 TL’ye yükselttik. Yine küçükbaşta sürü büyütme ve yenileme desteğimizi ise hayvan başına 125 TL’den 200 TL’ye çıkardık. Sürü yöneticisi istihdam desteğini ise 6 bin TL’den 12 bin TL’ye yükselttik. Tiftik üretim desteğini, kilogram başına 35 TL’den 70 TL’ye çıkardık. İpek böceğinde desteğimiz, kutu başına 120 TL’den 240 TL’ye, yaş kozada kilogram başına 80 TL’den 160 TL’ye yükseltildi” şeklinde konuştu.
“Sözleşmeli model ile alıcı ile satıcı doğrudan muhatap olacaktır”
Erzurum’un bölgedeki öncü konumu nedeniyle bugün “Sözleşmeli Besicilik” projesinin tanıtımını Erzurum’da yapma kararı aldıklarını vurgulayan Kirişci, “Hamdolsun size müjdelerle geldik. Sözleşmeli besicilik ile tarımda 'yerli ve milli üretim' hamlemizde yeni bir aşama kaydediyoruz. Bu projeyle, ‘alım garantisi’ ile maliyete göre fiyat politikasıyla üreticimize mutlak karlılık sunuyoruz. Öncelikle bu alanda uzmanlardan oluşan bir maliyet komisyonu kurulacak. İşletmelerin ölçek durumu ile bölgesel girdi fiyatlarına göre aylık maliyetler belirlenecek ve bu rakamlar kurum web sitesinde yayınlanacaktır. Kırmızı et tedarik zinciri çok aktörlü bir yapıya sahiptir. Sistem nasıl işliyor, sizler benden çok daha iyi bilirsiniz. Yetiştiricilerden celepler genç danayı alarak besiciye satarlar. Besiciler de uzun bir besi periyodundan sonra komisyoncuya veya sanayiciye satış yapar. Aktör sayısı arttıkça tedarik zinciri zayıflamakta ve manipülasyona açık hale gelmektedir. Sözleşmeli model ile ara aktörler olmayacak, alıcı ile satıcı doğrudan muhatap olacaktır. Burada hedef kitlemiz küçük ve orta ölçekli üreticilerimizdir. Asgari 5, azami 200 baş için sözleşme yapılacak. Sözleşmeler, yıllık olacak, her yıl yenilenecek ve 5 yıl devam edecektir” ifadelerini kullandı.
“Besicimize teşvik primi vereceğiz”
Sözleşmeli besicilik uygulamasının önemli yanlarından birinin de verime dayalı olarak verilecek teşvik primleri olduğunu kaydeden Bakan Kirişci, “200 kilogram karkasın üzerine teşvik primi veriyoruz. 201-250 kilogram arası her kilogram için 2,5 TL; 205-300 kilogram arası her kilogram için 3,5 TL; 301-350 ve üzeri her kilogram için 5 TL verimlilik primi verilecektir. Böylece hem her bir hayvandan en ideal parametrelerde et üretimini hedefliyoruz hem de emeğinizin karşılığını almanızı sağlıyoruz. Verimliliği artırmak suretiyle arz talep dengesine önemli katkı sunacağız” dedi.
“Üreticilerimiz, besi sonunda kurum fiyatlarını piyasanın altında görmesi halinde sözleşmeden vazgeçme hakkına sahip olacak ancak teşvik primi alamayacak”
Bu projeyle çiftlik yönetimine de destek olacaklarını belirten Bakan Kirişci, “Projemizin yönetim kademesindeki uzmanlarımız, besi periyodu boyunca en az bir defa çiftliği ziyaret edecek ve bir gözlem raporu hazırlayacaktır. Uzmanlarımız ihtiyaca göre mahallinde eğitim hizmeti de verecekler. Bu çalışmamızın bir başka önemli yanı, belki de sizleri en çok ilgilendiren kısmı da şudur. Bu modelle üreticilerimizin planlı ve öngörülebilir biçimde hayvanlarını yetiştirmelerini istiyoruz. Ama bu sözleşmelerle de hiç kimseyi yetiştirdiği hayvanları bizim fiyatlarımıza mecbur bırakmıyoruz. Üreticilerimiz, besi sonunda kurum fiyatlarını piyasanın altında görmesi halinde sözleşmeden vazgeçme hakkına sahip olacaklardır. Yani hiç kimse yetiştirdiği hayvanını, istemediği bir fiyata satmak mecburiyetinde değil. Ancak sözleşmeden cayan üreticiler, teşvik primi alamayacak. Kesime yakın tarihlerde üreticinin ihtiyacı durumunda, kurum imkânları dâhilinde avans verilebilecektir” diye konuştu.
“Sözleşmeli besicilik ile kırmızı ette fiyat istikrarı ve piyasa regülasyonunu hedefliyoruz”
Ülkemizde zaman zaman kırmızı et ile ilgili gerçekle alakasız yorumların yapabildiğini belirten Bakan Kirişci, “Bu sistemle Besi Kayıt Sistemi'ni oluşturacağız. Besi işletmelerinde mevcut hayvan sayıları ve kesim programları kayıt sistemi ile izlenecektir. Böylece canlı hayvan stok yönetimi yapmak da mümkün olacaktır. Et ve Süt Kurumumuz, piyasa şartlarına göre erken kesim veya geç kesim primleri ile canlı stokunu yönetecektir. Ayrıca besi periyodunun sonuna doğru kurumumuzun imkanları ölçüsünde avans verilecektir” ifadelerini kullandı.
“Bu projeyle iklim değişikliğini etkileyen faktörleri azaltmayı hedefliyoruz”
Bakan Kirişci, “Biliyorsunuz, yaşanan doğal afetlerin artması, mevsimlerdeki değişiklikler nedeniyle iklim değişikliği son yıllarda en çok konuşulan konuların başında geliyor. Bu projeyle, iklim değişikliğini etkileyen faktörleri azaltmayı hedefliyoruz. Nasıl mı? Karbon salınımını azaltacak çiftlik operasyonlarına katkı yapacağız. Sözleşmeli Besicilik yapan üreticilerimizin örnek bir model oluşturacağına inanıyoruz. Bu modelle 'rasyonel çiftlik yönetimi'ni oluşturmak istiyoruz. Hayvansal gübrelerin toprağın ihtiyaç duyduğu zamanda ve miktarda kompost şeklinde kullanılmasını sağlayacağız. Hayvan beslemede doğru rasyonlar hazırlamak suretiyle enterik metan emisyonunu azaltacağız” şeklinde konuştu.
Üretimin merkezi Erzurum’a son 20 yılda 11,8 milyar liralık tarımsal destek ve yatırım yaptıklarını vurgulayan Bakan Kirişci, “AK Parti hükümetlerimiz tarafından tarımsal destekler 2002’ye göre 9 kat artırılmıştır. 34,9 milyon TL’den 323,3 milyon TL’ye yükseldi. Tarımsal üretim değeri ise 13 kat artarak 734,9 milyon liradan 9,6 milyar liraya çıkarılmıştır. Bu desteklerle Erzurum’un tarımsal ihracatı son 20 yılda 7 kat arttı. 2002’de 740 bin dolardı, 2021’de 5 milyon dolar oldu. Ama biz bu rakamları yeterli görmüyoruz. Erzurum’un da, Doğu Anadolu Bölgemizin de potansiyelinin çok daha yüksek olduğunu biliyoruz. Bu potansiyeli inşallah birlikte çok daha ilerilere taşıyacağız. Erzurum, 2021 rakamlarıyla 860 bin büyükbaş hayvan mevcudu ile Türkiye’de 2’nci, 970 bin ton süt üretimi ile 3’üncü sıradadır. Etin endüstriye dönüştüğü yolculuğun ilk çıkış noktası olan bu kadim şehirde açıkladığımız Sözleşmeli Besicilik Projemizin üreticilerimize, tüketicilerimize, tüm vatandaşlarımıza hayırlı olmasını temenni ediyorum” açıklamalarında bulundu.