20.11.2024 - 07:45 | Son Güncellenme:
Milliyet.com.tr/ÖZEL Avrupa otomotiv sektörü zorlu bir virajdan geçiyor. Avrupalı üreticiler pazar daralması ve karlılık sorunu ile karşı karşıya. Almanya başta olmak üzere Avrupalı otomotiv markalarında yaşanan sıkıntılı süreç ihracatının büyük kısmını buraya gerçekleştiren Türkiye’yi yakından ilgilendiriyor.
Otomotiv sanayicilerinden Avrupa’daki araç fazlasının Türkiye pazarına kaydırılma riski olduğu uyarısı geldi. Peki Avrupa’daki araç piyasasının Türkiye’ye kaydırılması piyasayı nasıl etkiler? Böyle bir durumda fiyatlar düşer mi?
‘AVRUPALI MARKALAR İÇİN ENDİŞE VERİCİ’
Konuyla ilgili tüm merak edilenleri milliyet.com.tr’ye değerlendiren İstanbul Motorlu Araç Satıcıları Derneği (İMAS) Başkanı Hayrettin Ertemel şu ifadeleri kullandı: “Çin menşeli markaların son yıllarda otomotiv endüstrisinde iddialı konuma gelerek pazar payını hızla artırması ve buna karşılık EV araçlarda teşviklerin kaldırılması gibi diğer faktörlerle birlikte AB piyasasında otomobil satışlarının zaman zaman düşüş kaydetmesi sektör ve Avrupa menşeli markalar için endişe verici olarak yorumlanıyor.
TÜRKİYE SIFIR OTO SATIŞLARINDA İLK 5’TE!
Daralan iç pazar markaları ihracat yapılan ülkelerde pazar paylarını büyütme gayreti göstermeye teşvik edebilir. Bu noktada önemli piyasalardan bir tanesi de Türkiye. 2023 verilerine göre ülkemiz AB ülkeleri arasında sıfır otomobil satış adetleri bazında ilk 5’te yer alıyor. Geçtiğimiz yıl 1.2 milyon satış adediyle rekor kırmasına rağmen yükselen faizlerle birlikte 2024 yılında piyasanın %30 daralacağı öngörülmüştü.
‘YÜKSEK FAİZE RAĞMEN SATIŞLAR REKOR KIRIYOR’
Beklenenin aksine yüksek faiz ortamına rağmen sıfır otomobil satış adetleri rekor kırılan 2023 verileri ile paralel seyrediyor. Krediye erişimde yaşanan zorlukların ortadan kalktığı ve faizlerin daha düşük olduğu bir ortamda satış adetleri 1.5 milyon seviyesini rahatlıkla yakalayabilir.
‘FAİZ DÜŞÜŞÜ İLE BİRLİKTE ARAÇ GÖNDERME İŞTAHI ARTACAK’
Dolayısıyla 2025 yılında faiz oranlarında beklenen düşüş ile birlikte sahip olduğumuz potansiyel AB’nin daha fazla araç gönderme iştihanı artıracaktır. Fiyatlara, arz-talep dengesine, yerli üretime ve döviz çıkışı sebebiyle ülke ekonomimize de etkileri olabilecek önemli bir husus. Dolayısıyla planlamasının detaylı yapılması ve piyasamıza pozitif etki edecek noktada olması gerektiği kanaatindeyiz.
DAHA ÇOK AVRUPALI ARAÇ TÜRKİYE’YE GELİRSE FİYATLAR DÜŞER Mİ?
Gelecek yıl faizlerde beklenen düşüş gerçekleştiği ve satışlara pozitif yansıdığı taktirde satış adetleri 1.2 ila 1.5 milyon arası gerçekleşebilir. Böyle bir durumda talebi karşılamak ve arz/talep dengesinin fiyatları negatif etkilememesi adına, yerlilik oranı da gözetilerek bir miktar daha fazla araç ithalatı kabul edilebilir olacaktır. Ancak AB menşeli markaların içinde bulunduğu yüksek maliyet sorunu başta olmak üzere fiyatları etkileyen diğer etkenlerle birlikte mevcut fiyatlar korunabilir ancak gerek sıfır gerekse ikinci el piyasasında reel bazda fiyat düşüşleri olmayacaktır.
AVRUPA’DAKİ DARALMA TÜRK İHRACATINI NASIL ETKİLER?
Türkiye otomotiv piyasası sektörünü kapsayan otomobil, hafif ticari, ticari, yedek parça ve bunun gibi tüm fasılları ile birlikte Avrupa’nın en büyük üretici ve ihracatçıları arasında önemli bir konuma sahip. Öte yandan en büyük ihracat pazarlarımızdan biri de Avrupa. Bu bağlamda otomotiv sektörümüz ihracat fazlası veren sektörlerden bir tanesi. Dolayısıyla Avrupa’da yaşanacak daralma ve üretim fazlası, yerli üretim ve ihracatımızı da negatif etkileyebilir.
YERLİ ÜRETİM ARTIRILMALI MI?
Son yıllarda ülkemizin otomotiv alanında sahip olduğu üretim ve ihracat rakamlarında bir miktar düşüş söz konusu. Öte yandan piyasamızda yerlilik oranı son 5 yılda %45 seviyelerinden %30 seviyesine inmiş durumda. Bu sadece sektörü değil ülke ekonomimiz ve hızla gelişerek uluslararası ticaret dengelerinde belirleyici pozisyonda olan otomotiv sektöründe hak ettiğimiz yerde bulunabilmemiz adına oldukça önemli bir konu. Bu bağlamda tüm sektör paydaşlarının mutlaka dahil olarak fayda sağlayacağı otomotiv yerlilik planlamasının yapılması ve belirlenecek rota ile iç pazarın büyütülmesinin faydalı olacağı kanaatindeyiz.”