EkonomiAnadolu'da yeni iş alanları

Anadolu'da yeni iş alanları

17.07.2011 - 11:29 | Son Güncellenme:

Anadolu'ya kayan yatırımlar, açılan üniversiteler, uluslararası organizasyonlar ve insan kaynağındaki gelişme yeni fırsatları da beraberinde getiriyor. İşte son dönemde yaşanan gelişmelerin ortaya çıkardığı iş alanları ve yatırım fırsatları

Anadoluda yeni iş alanları

Doğu Anadolu Bölgesi’nde son yıllarda öne çıkan yeni iş kolları, özellikle gençlerin istihdamı ve ekonomiye katkı anlamında önem arz ediyor.

25. Dünya Üniversiteler Kış Oyunları’na ev sahipliği yapan Erzurum’da son yıllarda gelişmeye başlayan spor dalları, birçok gencin istihdam edilmesini sağladı.

Erzurum Gençlik ve Spor İl Müdürü Fatih Çintimar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Erzurum’un özellikle kış sporlarında önemli ivme kaydettiğini belirterek, 2011 Dünya Üniversiteler Kış oyunları’ndan sonra kış sporları konusunda yaklaşık 10 bin kişinin spor eğitimine başladığını söyledi.

Böylece iş gücü talebinin önemli oranda arttığını belirten Çintimar, Erzurum’da geleceğin mesleğinin spor aktiviteleri konusunda eğitim almış eğitmenler olacağını ifade etti.

Spor alanında istihdamın her geçen gün arttığını vurgulayan Çintimar, "Erzurum kış sporları alanında kendini ispatlayarak, marka haline gelmiştir.

Kent, spor kamp merkezi olma yönünde önemli adımlar atmaktadır. Kandilli’deki tesislerimiz şuan tam doluluk oranıyla çalışıyor. Bir çok ilden sporcular kamp yapıyor. 2004 yılında 2 antrenör görev yaparken, şu anda bu rakam 70’e yükseldi" diye konuştu.

WEB TASARIMI VE BİLGİSAYAR PROGRAMCILIĞI

Türkiye İş Kurumu İl Müdürlüğü İş ve Meslek Danışmanı Köksal Tiryaki, bilgisayar yazılım ve Web tasarım uzmanlığı alanında iş gücü talebinin artış gösterdiğini belirterek, kurumları tarafından bu alanda verilen kurslara ilginin yoğunlaştığını söyledi.

Bilgisayarın her alanda yaygınlaşması, bu meslekteki elemanların iş bulmalarını da kolaylaştırdığına vurgu yapan Tiryaki, "Bilgisayar ve teknoloji istihdamı aranan eleman olma özelliklerini daha uzun bir süre koruyacaktır. Bu mesleği hem kadınlar hem de erkekler tercih etmektedir" dedi.

Yazılım uzmanlığına olan iş gücü talebinin her geçen gün arttığına dikkati çeken Tiryaki, şunları kaydetti: "Yazılım uzmanları bir çok alanda yoğunlaşıyor. Bilgilerin bilgisayarda amaca uygun olarak sistematik bir biçimde kullanımını sağlayacak bilgisayar programları yazar, pek çok bilgisayar programlama dilini bilir ve elindeki bilgilerin niteliğine en uygun olan programlama dilini seçer ve programı bu dilde yazar. Programlama dillerinin yazımında kullanılan kodlamaları yapar ve uygular.

Yazdığı programı test eder, sistem analistinin verdiği formları, bilgisayarın kullanım diline kodlar." İş-Kur İl Müdürü Ahmet Ötügen de Avrupa Birliği’ne giriş sürecinde bu alandaki iş gücü taleplerinin arttığını ifade ederek, Avrupa Birliği İlişkileri Bölümü mezunlarının çeşitli meslek odaları, sendikalar, kamu ve özel sektörlerde faaliyet gösteren kuruluşların AB birimlerinde, şubelerinde, AB ile ilgili konularda araştırma ve danışmanlık yapan vakıf ve şirketlerde, dış ticaret firmalarında Gümrük Müşaviri olarak çalışabileceklerini söyledi.

Türkiye’nin 3 Ekim 2005’te Avrupa Birliği’ne tam üyelik müzakerelerinin başlaması neticesinde ilgili konuda eğitim görmüş insanlara olan ihtiyacın arttığına vurgu yapan Ötügen, bu mesleğe gelecekte daha fazla ihtiyaç duyulacağını vurguladı.

PEYZAJ MİMARLIĞI

Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hakan Yılmaz, "Peyzaj mimarlığının önemi, çevremizdeki beton yığınları arttıkça ortaya çıkıyor" dedi.

Peyzaj mimarlığının geleceğin meslek grupları arasında gösterildiğini ifade eden Yılmaz, ABD’de yapılan araştırmalarda söz konusu mesleğin geleceğin en önemli 50 meslek gurubu arasında gösterildiğini belirtti.

Beton yığınlarının artmasıyla, doğal ortamların kaybolduğunu, yeşil alanların yok olmaya yüz tuttuğunu ve bunlara bağlı olarak hastalıkların arttığını dile getiren Yılmaz, şöyle konuştu: "Doğal yaşam mekanlarının yok olmaması, var olanları ise daha iyi yaşanabilir hale getirmek için neler gerekli insanımız bunu çok iyi biliyor.

Şehir planlaması yapılırken, yeşil alanların nasıl korunacağı gibi konular daha sık tartışılmaya başlandı. Artık insanlar bilinçlendi ve bir ağacı keserken dahi buna karşı çıkabiliyor. Doğal yaşam kısıtlanmaya başladıkça insanların sağlık problemleri de arttı ve botanik bahçelerin, parkların sayısı arttırılmaya başlandı. Ve bu bölümden mezun olarlar anında işe girebiliyor. Çünkü artık istihdam problemi yok."

IĞDIR

Son zamanlarda bölgede en hızlı gelişen ve değişen iller arasında Iğdır da yer alıyor. İran, Nahcivan ve Ermenistan’a olan sınır kapıları sayesinde bölgede hızla büyüyen bir ekonomiye sahip Iğdır’da kentte özellikle sınır ticaretine bağlı olarak uluslararası taşımacılık ön plana çıktı.

Eskiden günü birlik ve kamyonetlerle başta mazot olmak üzere yapılan sınır ticareti, günümüzde yerini büyük firmaların TIR’larıyla yapılan ticarete bıraktı.

Bölgenin en büyük TIR filosuna sahip Iğdır’da, uluslararası taşımacılıkta çok sayıda vatandaş istihdam edildi. Kentte son yıllarda inşaat sektörü de hızla gelişti. Göç almaya başlayan iller arasında yer alan Iğdır’da artan nüfus talebini karşılamak için konut yatırımlarına hız verildi.

Türkiye’nin ekonomik iş birliği ve kalkınması adına komşu ülkelerle sürekli toplantılar düzenlemekte, karşılıklı ticareti geliştirmek için çalışmalar yapmaktadır. Bu çalışmalar çerçevesinde 2010 yılında İran ve Türkiye "Sınır İlleri Ekonomik İşbirliği" toplantısı yapıldı.

Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Kamil Aslan, 3 ülkeyle sınır olan Iğdır’ın az rastlanır coğrafi ve stratejik öneme sahip bir il olduğunu belirterek, Iğdır’ın bölge en büyük TIR filosuna sahip olduğunu söyledi.

-MUŞ-

Muş’ta son yıllarda gıda ve tekstil alanına yapılan yatırımlarla hem bölgenin ekonomisi gelişiyor, hem de gençler istihdam ediliyor.

Merkeze bağlı Karaköprü köyünde uzun yıllar babasıyla çiftçilik yapan Tarık Emrah Aşık, tekstil alanına yatırım yaparak, patron olmanın mutluluğu yaşıyor.

Baba mesleğini bırakarak, tekstil fabrikası kurduğunu anlatan Aşık, "Babam o günün şartlarında çiftçilikle uğraşırken ben günümüz şartlarına ayak uydurarak daha farklı bir sektöre girdim. Bu işe girerken ilimizin ve ülkemizin ekonomisine katkı sağlamayı da amaçladım. Şunda tekstil sektöründe üretim yapıyorum" dedi.

Buraya yaklaşık 1 milyon 700 bin liralık yatırım yaptığını ifade eden Aşık, kredi desteği almadan öz sermaye ile kendi işini kurduğunu belirtti.

Burada, 210 kişiye iş olanağı sağladığını vurgulayan Aşık, "200 kişiye daha ihtiyacımız var. Önümüzdeki dönemlerde seri üretime geçtiğimiz zaman 200 kişiyi daha işe alacağız" diye konuştu.

Fabrikasında üretilen ürünleri başta Almanya, İngiltere, Çin, İsviçre ve Hindistan olmak üzere farklı ülkelere ihracat yaptığını söyleyen Aşık, "Muş’un kısa sürede Avrupa’ya açılmasını sağladık. Fabrikada günlük 6 bin parça üretim yapıyoruz. Aylık 180 bin çeşit ürün kullanıma hazır hale getiriliyor. Yurtiçine de ihracat yapıyoruz. Muş’ta tekstil ihracat yapan ilk sektör olmanın mutluluğunu yaşıyoruz" şeklinde konuştu.

Sosyal Riski Azaltma Projesi (SRAP) kapsamında kendi işyerini kuran Metin Toktaş da babasının yaptığı fırıncılık mesleğinden farklı bir iş kurduğunu söyledi.

Kapatılan TEKEL depolarında lokum imalathanesi kurduğunu ifade eden Toktaş, şöyle konuştu: "Kapatılan TEKEL depolarında 500 metrekarelik bir yer verildi. Orada yaptığımız tadilatın ardından çalışmalara başladık. İlk başladığımız işyerini babamın adına yaptırdık. 2011 yılında aile şirketi haline getirdim. Yaz döneminde okulların tatile girmesiyle birlikte başta eşim olmak üzere çocuklarım, kardeşlerim ve yeğenlerim de işyerinde çalışıyoruz. Yaklaşık 20 kişiyi istihdam ediyoruz. Bu bize mutluluk veriyor." İnsanlar azimli olduğu müddetçe her şeyin üstesinden gelebileceğini vurgulayan Toktaş, Muş, Bitlis, Van, Erciş, Ağrı ve Patnos’a lokum sattığını söyledi.

TUNCELİ

Tunceli’de yıldızlı oteller, termal tesisler ve su sporlarına yönelik yatırımlarla bölgede ekonomik ve sosyal alanda önemli gelişmeler kaydedildi.

Turizmin gelişmesine yönelik 7 milyon dolara mal olan 135 yatak kapasiteli Tunceli’nin ilk ve tek 4 yıldızlı oteli yapılırken, kentte su sporlarının gelişmesine yönelik de Valilik tarafından rafting malzemeleri alındı.

Su sporlarının istenilen seviyeye ulaşması halinde bölgede çok sayıda vatandaşın istihdam edilmesi hedefleniyor.

Pertek ilçesinde mevcut termal kaynakların turizme kazandırılması amacıyla ilde ilk kez Pertek Termal Tesis ve Su Sporları Merkezini inşa eden Selahattin Şerefoğlu, Tunceli’nin Munzur Vadisi Milli Parkı, Munzur ve Pülümür çayları, Keban Baraj Gölü, termal suları, tarihi eserleri ve mesire yerleriyle önemli bir turizm potansiyeline sahip olduğunu bildirdi.

Bölgedeki bu potansiyelin açığa çıkarılması, ekonomiye kazandırılması için yatırım yaptığını ifade eden Şerefoğlu, şunları kaydetti: "Pertek’te 10 milyon doların üzerinde bir rakama mal olan Pertek Termal Tesis ve Su Sporları Merkezini yaparak hizmete açtım. Şu anda bölge illerinden çok sayıda insan termal tesisten faydalanmak için buraya geliyor. Tesisimize gelen misafirlerimiz termal havuzlarımızdan faydalanmanın yanında, Keban Baraj Gölünde jet ski, sürat motorları, tekne turu gibi çeşitli etkinlikleri de yapabiliyorlar. Ayrıca ilin tanıtımına katkı sağlamak için misafirlerimizi turlarla il merkezi ve ilçelerine geziye götürmeyi planlıyoruz."

-ARDAHAN-

Ardahan Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (ESOB) Başkanı Yaşar Daşdemir, Ardahan başta olmak üzere Türkiye’ye ekolojik oyuncak alanında yeni bir iş kolunu kazandırdıklarını söyledi.

Daşdemir, 8 ay önce kadınların istihdamına yönelik hazırlanan "Ekolojik Oyuncak ve Eğitim Malzemesi Üretimi Eğitim Merkezi Projesi" kapsamında açılan kursun tamamlandığını söyledi.

Söz konusu kursu bitirenlerin bundan sonra yeni bir iş kolunu ekonomi piyasasına kazandıracaklarını belirten Daşdemir, "Sadece Ardahan değil, ülke ekonomisine katkısı olacak bir iş alanını açtık. Şuan itibariyle 25 kadınımız, günde 5 saat süren 8 aylık kursu başarıyla tamamladı. Artık bu kursu bitirenler ekolojik oyuncak alanında kendileri atölye kurup üretim yapabilecekler" dedi.

Avrupa Birliği tarafından desteklenen proje kapsamında hazırlanan ekolojik oyuncakların sağlık açısından önemli olduğunun altını çizen Daşdemir, "Artık ilimizde sağlık açısından faydalı tahtadan oyuncaklar yapılacak. Bu piyasanın önemli bir getiri sağlayacağını düşünüyoruz. Şimdiden talepler arttı" diye konuştu.

-BİNGÖL-

Bingöl’de 61. hükümette Kalkınma Bakanı olarak görev alan Cevdet Yılmaz’ın teşvikleriyle kurulan çağrı merkezi, sağladığı istihdam olanaklarıyla ilde son dönemlerin en gözde meslek gurubu haline geldi.

Çağrı merkezi sektörünün önde gelen şirketlerinden Callpex, Bingöl Üniversitesi işbirliğiyle Fen Edebiyat Fakültesi binası bodrum katında kurduğu bin kişi kapasiteli çağrı merkezinde, şuanda 200 kişi çalışıyor.

Bingöl’ün en fazla istihdam sağlayan özel sektör kuruluşu olan Callpex, çalışan sayısını yıl sonuna kadar 500’e çıkarmak için işsizlerden talep almaya başladı. Callpex, kademeli olarak Bingöl’deki çalışan sayısını bine tamamlamayı hedefliyor.

Mevcut çalışanların yüzde 87’si kadın olan Callpex’in Bingöl Çağrı Merkezi, şimdilik Vestel, TTNET, Avea ve Pegasus müşterilerine hizmet veriyor.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan Batman’da tekstil, Diyarbakır’da mermer, Mardin’de turizm ve Siirt’te ise fıstıkçılık son yıllarda gelişen sektörler arasında dikkat çekiyor.

Diyarbakır’da son yıllarda gelişen sektörlerin en başında mermer üretimi yer alırken, bu sektör sayesinde binlerce kişi istihdama kavuştu. Türkiye’de işsizliğin en yoğun yaşandığı illerin başında bulanan Diyarbakır’da yaklaşık 15 yıl önce az sayıda girişimcinin küçük sermayelerle açtığı ocak ve kurduğu işleme tesisleri sayesinde başlayan mermer üretimi, başta Çin ile Ortadoğu ve Avrupa ülkelerine gerçekleştirilen ihracat sayesinde kısa zamanda büyük gelişme gösterdi. Diyarbakır’da kurulu 25 mermer fabrikasında yıllık 270 bin metre küp (750 bin ton) mermer üretimi gerçekleştirilirken, bu 25 fabrika ile 50 mermer ocağında toplam 4 bin kişi istihdam edildi.

Mermerciler Derneği Başkanı Zeki Tutal, mermercilik sektörü sayesinde Çermik, Çüngüş, Lice, Hani, Kulp ve Silvan ilçelerinin kırsal alanında kurulan 50 ocaktan mermer çıkarıldığını, bu mermerlerin çoğunluğu Diyarbakır’daki 25 fabrikada işlendiğini söyledi.

Diyarbakır’da geçen yıl yaklaşık 300 bin metre küp mermer üretimi yapıldığını ve bu mermerlerin yüzde 90’lık bölümünün "bej" mermer olduğunu bildiren Tutal, üretimi yapılan mermerin büyük bölümünün aralarında Ortadoğu, Uzakdoğu ve Avrupa’nın yer aldığı 50’yi aşkın ülkeye ihraç edildiğini kaydetti.

Diyarbakır’daki fabrikaların son teknolojiyi kullandığını ve dünyadaki sayılı mermer fabrikaları arasında yer aldığını anlatan Tutal, şöyle konuştu: "Diyarbakır’da mermercilik sektöründe 4 kişi direkt istihdam ediliyor.

Mermercilik beraberinde Diyarbakır’da farklı sektörlerin oluşmasını sağladı.

Sadece 500 kamyon mermer taşımacılığı yapıyor. Diyarbakır’da ambalaj ve naylon üretimi mermercilik sektörümüz için kuruldu. İş makinelerinin bakımı için özel servisler kuruldu. Mermerciliğe bağlı gelişen yan sektörlerle birlikte 10 bini aşkın kişi istihdama kavuştu. Geçen yıl yaklaşık 110 milyon dolarlık mermer ihracatı gerçekleştirdik. Bu ihracat, Diyarbakır için çok önemli bir rakamdır.

Diyarbakır çok büyük mermer yataklarına sahip bulunuyor. Bunun çok iyi değerlendirilmesi lazım. Sektörümüz, Diyarbakır’da işsizliğin azaltılmasına daha büyük katkı sunabilir. Ancak bunun için mermercilik sektörünün desteklenmesi gerekiyor. Özellikle maden ocağı açılması konusunda büyük bürokratik engellerle karşı karşıya kalıyoruz. Bu nedenle Madencilik Yasasında değişiklik yapılmasını talep ediyoruz. Üretiğimiz mermerleri limana ulaştırmada yüksek nakliye ödemek zorunda kalıyoruz. Çünkü ihraç edilecek ürünleri Mersin Limanına ulaştırmak için karayolunu tercih ediyoruz. Oysa demiryolu ağımız gelişirse bu sıkıntımız olmayacak. Ayrıca mermercilik sektörü teşvik kapsamına alınmalı, sigorta pirimi ile enerji giderinde indirim kolaylığı sağlanmalıdır. Bu destek gerçekleşirse üretimimiz ve ihracatımız artar. Buna bağlı olarak da istihdam edilenlerin sayısı 20 bine ulaşır."

MARDİN'DE TURİZM SEKTÖRÜ HIZLA GELİŞİYOR

Günümüzde "bacasız sanayi" olarak nitelendirilen ve çok hızlı gelişen turizm sektöründen Mardin’de payını almaya başlarken, kente gelen yerli ve yabancı turistlerin konaklaması için çok sayıda otel ve pansiyon yapılıyor.

Mardin’e gelen turist sayısına paralel olarak yatak kapasitesinde son yıllarda büyük artış oldu. 10 yıl önce 500 yatak kapasitesine sahip Mardin, il ve ilçe merkezlerinde yapılan oteller sayesinde yatak kapasitesini 3 bin 700’e ulaştırdı.

12’si turizm ve 13’ü de belediye belgeli olmak üzere toplam 25 otel yer alırken, çok sayıda butik otel ile pansiyonda bulunuyor. Bu konaklama merkezlerinde bine yakın kişi istihdam edilirken, tüm turizm sektöründe istihdama kavuşanların sayısı binleri aşıyor.

İl Kültür ve Turizm Müdürü Davut Beliktay, Mardin’e gelen yerli ve yabancı turist sayısında büyük artış olduğunu belirterek, Suriye ile Türkiye arasındaki vize uygulamasının sona ermesinin kent turizmine katkı sunduğunu söyledi.

Mardin’deki otellerin doluluk oranının yüksek olduğunu dile getiren Beliktay, şöyle konuştu: "Mardin’in yanı sıra Savur, Midyat ve Nusaybin ilçeleri de tarih ve kültürel değerler açısından çok zengin. 2001 yılında il genelinde 500 olan yatak kapasitemiz bu sezon 3 bin 700’e ulaşacak. Yapımı süren otellerin devreye girmesiyle gelecek sezon yatak kapasitemiz 4 bin 400’e ulaşacak. Ayrıca ev pansiyonculuğu da gelişiyor. Şu anda 7 vatandaşımız tarihi evini pansiyon olarak kullanmaya başladı. Bunun yanı sıra butik otellere de büyük ilgi var. Gelen turistler tarihi evlerde konaklamak istiyor. Gelen yerli ve yabancı turistler en çok Kasımiye Medresesi ile Deyrulzafaran Manastırını geziyor. Son yıllarda gelişen turizm sektörünün ilime katkısı çok büyük." Artuklu Kervansaray otelinin sahibi Sabahattin Evrensel, 10 yıl öncesine kadar Mardin’de turizmden söz etmenin hayal sayıldığını ifade ederek, şöyle dedi: "Ama bugün Mardin’in turizmden büyük beklentiler var. İstanbul’daki yatımlarını buraya aktardım. Şimdi her hafta yeni butik ve yıldızlı oteller açılmaya başlandı. Birkaç yıl öncesinde Mardin’i ziyaret eden turist sayısı yıllık 200 bini aşmazken bugün 1.5 milyon turist geliyor. Mardin’de turizm sektörü kazançlı bir sektör haline geldi. Marka otellerin buralara akışı da bunun göstergesidir. Hala yatak kapasitesi anlamında ihtiyaca cevap veremiyoruz." Mardin Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Nasır Duyan ise Mardin’in her geçen gün dünya turizminin gözdesi haline geldiği belirterek, turizm sektörünün Mardin’de beraberinde birçok sektörün gelişmesinde de katkı sunduğunu söyledi.

Mardin’i gezmeye gelen yerli veya yabancı turistlerin kentte üretimi yapılan Telkari gümüş ürünlerine büyük ilgi gösteriyor. Bu yoğun ilgi üzerine başta valilik ve kaymakamlıkları ile bazı sivil toplum kuruluşları açtıkları kurslarda çok sayıda Telkari gümüş ustasının yetişmesini sağladı. Mardin Sakatlar Derneği’nce kurulan gümüş atölyesinde şimdiye kadar 120 kişi telkari yapımını öğrendi.

Dernek Başkanı Hasan Anuk, 2000 yılına kadar kente telkari gümüşü satan sadece 2 işyerinin bulunduğunu belirterek, açılan kurslar ve yoğun ilgi nedeniyle Telkari gümüşü satan işyeri sayısının 100’ü aştığını söyledi. Geçmişi 5 bin yıl öncesine kadar dayanan telkarinin, gümüş hünerli usta ellerinde şekil bulması olduğunu belirten Anuk, "2007 yılında geliştirdiğimiz projeyle bu atölyeyi kurduk. Engelli kardeşlerimiz bu atölyede hem yok olmaya yüz tutmuş bu sanatı geliştirdi hem de ekonomik özgürlüklerini kazandı. Şu ana kadar 120 engelli kardeşlerimize bu işte usta yaptık. Bu telkariler hem yurt içinde hem de yurt dışına gönderiyoruz. ABD, Japonya, Avustralya ve Hollanda gibi ülkelere ihraç ediyoruz. Her ülkeye ortalama ayda 1-2 kilo telkari gönderiyoruz" diye konuştu.

SİİRT'TE FISTIKÇILIKTAN 9 BİN KİŞİ GEÇİNİYOR

Yaklaşık 10 yıl önce 2.5 milyon fıstık ağacının bulunduğu Siirt’te kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplu örgütlerinin geliştirdiği projeler sayesinde gelişen fıstıkçılık sektörü her geçen gün büyüyor. Aradan geçen 10 yıl içerisinde kentteki fıstık ağacı sayısı yaklaşık 7 kat artarak, 16 milyon 5 bin ağaca ulaştı. O dönemde yaklaşık 1000 kişi sektörden geçimini sağlarken, fıstık üretiminin artmasına bağlı olarak çalışanların sayısı 9 bin kişiye ulaştı.

Dönemin Valisi Nuri Okutan’ın girişimleri sayesinde 10 yıl önce fıstık fidanı üretimine başlanırken, bugün artık Siirt yılda 4.5 milyon fıstık fidanı üretir hale geldi. 10 yıl önce 500 ton fıstığın üretildiği Siirt artık yıllık 7 bin tonun üzerinde fıstık üretimi yapıyor.

Siirt İl Fıstık Üreticileri Birliği’nin Avrupa Birliği (AB) tarafından aday ve potansiyel aday ülkelere destek olmak amacıyla oluşturulan, Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA) tarafından kabul edilen 8,5 milyon avro tutarındaki projesi Siirt’te fıstıkçılığın gelişmesine daha da katkı yapacak.

Siirt İl Fıstık Üreticileri Birliği Başkanı Şuayip Aslan, kentin önemli gelir kaynaklarından birinin fıstıkçılık olduğunu belirterek, şöyle konuştu: "Siirt’te fıstıkçılık hızla gelişmektedir. 2000 yılında 2.5 milyon olan fıstık ağacı sayısı şu anda 16.5 milyona ulaşmıştır. Türkiye’deki fıstık fidanının yüzde 85’i Siirt’te üretiliyor. Fıstık üretimi yapan üreticilerimizin sayısı 6 bine ulaştı. Fıstığın işlenmesine ve kavrulmasında 1500 ve fidan üretiminde de yine 1500 kişi çalışmaktadır. Toplamda 9 bin kişi geçimini fıstıkçılıktan sağlıyor. Fıstıkçılık sektörü ilimizde adeta başını almış gidiyor.

Fıstıkçılık sektörü sanayisinin alt yapısı da gelişiyor. Devletin bu konuda üreticilere büyük desteği var. Sadece bu yıl fıstıkçılık sektörü için 750 adet tarımsal araç desteği verildi. Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA) tarafından projemiz kabul edildi. Bu proje sektörümüzün gelişmesine çok büyük katkı sunacak.

Proje sayesinde kuracağımız 23 bin metkrekarelik tesiste 28 ayrı kalitede fıstık üreteceğiz.

Fıstık işleme tesisi sahibi Nihat Avcı kendi tesisinde 16 işçinin çalıştığını belirterek, "Fıstıkçılık hızla gelişiyor. Ekimi yapılan çok sayıda fidan ürün verir hale gelince çok büyük üretim olacak. Şuanda 10 bine yakın kişi bu sektörden geçiniyor. 5 yıl sonra fıstıkçılıktan geçinenlerin sayısının 20 bini aşacağını tahmin ediyoruz" dedi.

BATMAN TEKSTİL KENTİ OLMA YOLUNDA

Petrol kenti olarak bilenen Batman, kısa sürede hızla gelişen tekstil sektörünün yeni yıldızı olacak. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in girişimleri sonucu kısa bir süre önce Batman’daki Tekel’e ait atıl 60 bin metrekare büyüklüğündeki tütün depolarının yatırımcılara tahsisiyle tekstil sektöründe büyük ilerleme kaydedildi. Bu alanda 10 tekstil firması üretime başlarken, bu firmalarda istihdam edilenlerin sayısı bine yaklaştı.

Tekstil firmalarının kalifiye eleman ihtiyacına cevap vermek amacıyla Batman Valiliği’nin desteğiyle Çok Amaçlı Toplum Merkezi (ÇATOM) ve İş-Kur’da açılan kurslarla yüzlerce işsize eğitim veriliyor.

Batman Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Teymur, Tekel’e ait atıl 60 bin metrekare büyüklüğündeki tütün depolarının yatırımcılara tahsisiyle 10 firmanın "Tekstil Kent" adı verilen alanda üretime başladığını belirterek, bu firmaların ürettiği ürünlerin yurtiçi ve yurtdışında satışa sunulduğunu söyledi.

İlçelerdeki tesislerle birlikte kentte 25’e yakın tekstil tesisinin bulunduğunu kaydeden Teymur, şöyle konuştu: "Bu firmalarımız kendi markalarının yanı sıra İngiltere ve Amerika firmalarına da fason üretim yapıyor. Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek ve Batman Valisi Ahmet Turhan’ın girişimleriyle yaklaşık 100 dönümlük alanda ’2. Tekstil Kenti’ kurulacak. Buranın yer tahsisi yapıldı ve önümüzdeki günlerde bu hazine arazileri firmalara teşvik kapsamında verilecek. Burasıda faaliyete girdiği vakit bu sektörde çalışanların sayısı 7 bine ulaşacak. Bu da bir işsizliğin yoğun yaşandığı Batman için son derece önemlidir. Sektör beraberinde farklı sektörlerin de gelişmesine katkı sunacak." Ekonominin globalleşmesiyle birlikte Anadolu’da son yıllarda yeni iş alanları ortaya çıkarken, bazı genç kuşak işadamları babadan kalma meslekler yerine yeni sektörlerde faaliyet gösteriyor.

Adıyaman’da da mermer sektörü ciddi bir gelir kaynağı olarak kısa bir sürede öne çıktı.

Adıyaman Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mustafa Uslu, tarıma dayalı ekonomiye sahip olan Adıyaman’da özellikle tütüncülüğün bitme noktasına geldiği dönemlerde tekstil sektöründe hızlı bir gelişim süreci yaşanarak önemli bir merkez haline geldiğini hatırlatan Uslu, şunları anlattı: "Ancak son birkaç yıl içerisinde bugüne kadar kullanılmayan yer altı zenginliklerimizden mermer önemli bir gelir kaynağı haline geldi. Adıyaman’da bugüne kadar işlenmeyen mermer yatakları artık kütlü mermerlerin çıkarılması sonucunda önemli ihracat kaynağına dönüştü. Ülke ekonomisinin en önemli zenginliklerinden biri olan mermer artık Adıyaman;da önemli bir sektör haline geldi." Günlük yaklaşık 80-100 kamyon kütlü mermer çıkarıldığını bildiren Uslu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Adıyaman’dan çıkarılan mermerler kamyonlarla yakın limanlara oradan da Uzakdoğu ülkelerine ihraç ediliyor. Bu da yılda 120 milyon dolarlık bir gelir demektir. Temennimiz önümüzdeki dönemlerde bu önemli kaynağımızı kütlü bir şekilde ihraç değil de, Adıyaman’da mermeri işleyerek mamul haline getirip, ülke ekonomisine katkı sağlamaktır." Öne çıkan diğer sektörlerin tekstil, oto yan sanayi, iplik, tarım ve hayvancılık olduğunu ifade eden Uslu, "Ancak yeni sektörler arasında yıldızı parlayan ve öne çıkan mermercilik oldu. Hayvancılık da son yıllarda teşvikler sayesinde biraz canlandı. Ayrıca Saffan Bin Muattal Hazretlerinin mezarının Adıyaman’da olması ve Türkiye’de mezarı bilinen iki sahabeden biri oluşu, inanç turizminin de gelişmesini sağlıyor" dedi.

KİLİS'TE ÜNİVERSİTENİN AÇILMASI YENİ SEKTÖRLER DOĞURDU

Kilis Ticaret ve Sanayi Odası Genel Sekreteri Murat Sakar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1995 yılında il olmaları, 5084 Sayılı Teşvik Yasası ile sanayicinin verilen desteklerden faydalanması ve 7 Aralık Üniversitesi’nin kurulmasıyla birlikte kentte sanayinin yeniden şekillenmeye başladığını ve yeni sektörlerin öne çıktığını söyledi.

Dokuma, çuval, zeytinyağı ve rafine ayçiçek yağı, bahçe oyuncakları, çikolata, baharat paketleme, pekmez ve sucuklu ceviz, nar suyu, plastik ambalaj, iplik, konfeksiyon, çimento, inşaat malzemeleri, hazır beton alanlarında üretimin ağırlık kazandığını belirten Sakar, özellikle 7 Aralık Üniversitesi’nin açılmasıyla birlikte fast-food, pastane, internet cafe gibi işyerlerinin çoğaldığını kaydetti.

Yeni mesleklerin gelişmesinin yanı sıra babadan oğluna geçen bazı iş kolları, teknolojinin imkanları kullanılarak seri üretime dönüştürülüyor.

Kilis’in en eski dondurma ve tatlıcılarından olan Toprak Ailesi’nin genç kuşakları, dede mirası olan mesleklerini teknolojiyle birlikte büyüttüler. Ahmet Murat, Erdinç ve İbrahim Toprak kardeşler, Mayıs 2011 tarihinde Hacı Fadıloğulları Gıda İmalat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne bağlı olarak fabrika kurdular. Seri üretime geçen kardeşler, ürettikleri dondurmayı bölgede birçok kente de pazarlıyor.

KAHRAMANMARAŞLI GENÇLER DÜNYAYI TAKİP EDİYOR

Başta iplik olmak üzere kumaş ve konfeksiyon üretimi ile özel sektör yatırımlarının hız kazandığı Kahramanmaraş’ta, son yıllarda yeni nesil genç işadamları dünyadaki ekonomik gelişmeleri yakından takip ederek farklı alanlara adım atmaya başladı.

Kahramanmaraş’ta bakırcılık çok eskilere dayanan bir sanat dalı. Üretilen geleneksel kaplar,Türkiye’nin hemen her iline satılıyor. Yıllardır bakırı işleyen Kahramanmaraşlı ustaların çocukları bugün babalarından aldıkları emaneti çok daha farklı noktalara götürüyor. Bakırcılıktan gelen yeni nesil işadamları, bugün çelik mutfak eşya sektöründe önemli bir üretim gerçekleştiriyor. Bugün Türkiye’nin çelik mutfak eşya üretiminin yüzde 70’i Kahramanmaraş’ta yapılıyor.

Kahramanmaraşla özdeşleşen dondurma, bugün modern tesislerde gerçekleştirilen üretimle dikkat çekiyor. Yıllardır geleneksel tarzda dondurma üretimi yapan firmalar gerçekleştirdikleri yatırımlarla babalarından aldıkları emaneti üst seviyelere çıkarttılar. Sektörde ön plana çıkan Mado, oluşturduğu marka ile dünya çapında isim yaptı.

-ENERJİ SEKTÖRÜNE YATIRIM ARTIYOR-

Son yıllarda enerji yatırımlarının özel sektöre devredilmesiyle birlikte Kahramanmaraş’ta bu sektöre yatırım artmaya başladı. Bugün kentte 1 milyar dolarlık enerji yatırımı devam ediyor. Tekstil sektöründe faaliyet gösteren birçok firma enerji yatırımlarına geçiyor.

Genç işadamlarından Ertuğrul Tanrıverdi’nin ailesi yıllardır tekstil sektörü içerisinde yer aldı. Henüz 27 yaşında olan Tanrıverdi, bugün Kahramanmaraş’ta faaliyet gösteren Kam Enerji’nin Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığını yürütüyor.

TEKSTİLCİ BABANIN MODACI KIZI

TOBB Kahramanmaraş Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı da olan Nazlı Ceylan Kurtul, üniversitede işletme eğitimi aldıktan sonra memleketine döndü. Babası kentin önde gelen tekstil firmalarının birisinin başında yer alan Kurtul, 3 yıldır moda ve tasarım konusunda üretim gerçekleştiriyor. "Nazlı Ceylan" adlı kendi markası oluşturan ve Türkiye’nin 8 noktasında satış yapan Kurtul, "Sektör çeşitliliği ilimizde maalesef yaygın değil. Aslında ben de kolayı seçebilir, babamın yanında işime devam edebilirdim. Ancak bunu tercih etmedim. Bir nevi zoru seçtim ve bugün moda alanında üretim gerçekleştiriyorum" dedi.

Tarımdan gelen bir ailenin çocuğu olan Ziya Gümüşer de yeni iş alanlarının oluşmasındaki en çarpıcı örneklerinden birisi. Tek başına kurduğu Teknomelt firması ile Kahramanmaraş’ın ilk teknik tekstil fabrikasının başında bulunan Gümüşer, dokusuz kumaş adını verdiklerin ürünleri yurt dışına pazarlıyor.

Son yıllarda farklı sektörlere adım atan firmalardan biri de Akarca Tekstil. Tekstil sektörü ile iş hayatına atılan firmanın Genel Müdürü Ahmet Gaffar Akarca, geçen yıl odun kırıntıları, plastik ve kimyasal karışımından ahşap plastik üretimi gerçekleştirmeye başladı. Kahramanmaraş’ta bir ilki gerçekleştirdiklerini söyleyen Akarca, bu alandaki yatırımlarına devam edeceklerini ifade etti. Kahramanmaraş Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Ahmet Kamil Şirikçi, yeni sektörlerin devreye alınmasının şart olduğunu vurgularken, "Yeni nesil işadamlarımızdan gerçekten umutluyuz. Dünyayı izliyorlar ve bu alanlarda yatırım gerçekleştiriyorlar" dedi.

-GAZİANTEP SANAYİYE YÖNELİYOR-

Gaziantep son 4-5 yıl öncesine kadar temel hammadde ve ara malı üretirken, bugün tüketiciye yönelik nihai ürünler yapan şehir konuma geldi.

Örneğin iplik, tekstil-konfeksiyona ve halıya, makine imalatı anahtar teslimi fabrika kurmaya, gıda üretimi paketli ürünlere dönüştü.

Gaziantep’te faaliyet gösteren Değirmen Makine, Türkiye’nin yanı sıra dünyada birçok ülkede bir yandan anahtar teslimi un ve irmik fabrikaları kuruyor, diğer yandan kendi ürettiği makineleri satıyor.

Şirketin Genel Müdürü Selçuk Ataseven, "Dünya genelinde 5 kıtada 45 ülkeye yayılmış binlerce müşteriye hizmet götürüyoruz, ihracat yapıyoruz.

Ağırlığımız Ortadoğu ve Türk Cumhuriyetleri. Ondan sonra Afrika ülkeleri geliyor.

Biz hem proje bazında çalışarak anahtar teslimi fabrika kuruyoruz hem de makine çeşidimiz çok fazla olduğu için fabrikaların makine ihtiyaçlarını da karşılıyoruz. Bugüne kadar 300’ün üzerinde anahtar teslimi un ve irmik fabrikası kurduk ve sayısız makine imal ettik. En çok Türk cumhuriyetleri ve Ortadoğu ülkelerinde, başta Kazakistan ve Suriye’de anahtar teslimi fabrika kurduk.

Türkiye’de hemen hemen bütün şehirlerde tesis kurduk" dedi.

Gaizantep Organize Sanayi Bölgesi (OSB) ve Naksan Holding Başkanı Cahit Nakıboğlu, yeni neslin ticaretten çok üretin satmaya, sanayiye yöneldiğini vurgularken, "OSB’de otomotiv dışında Türkiye’deki tüm sektörler var. Ama en belirgin göze çarpan halıcılık sektörü. Gaziantep, dünya makine halısı üretiminin merkezi oldu" dedi.

Naksan Hoding’in tarihsel gelişimi, yeni kuşaklarla beraber faaliyet gösterdikleri sektörel değişimi de gösteriyor. Temeli 1940 yılında Mehmet Nakıboğlu tarafından toptan attariye ve hırdavat mağazası atılan, 1960’lı yıllarda plastik sektöründe atağa geçen Holding, üçüncü jenerasyonun yönetim kadrosunda yer almasıyla kan tazeledi. NAKPilsa Dokuma, Royal Halı, Adularya Enerji, Naksan Teknoloji ve halı ipliği Royal BCF şirketlerini bünyesine kattı.

Naksan Holding’in üçüncü jenerasyonu Taner Nakıboğlu, vizyon projeleriyle holdingin değişim ve yatırım sürecine yön veriyor. Royal Halı, Adularya Enerji, Paralel Yapı gibi önemli şirketleri başkanlığının yanında Zirve Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanlığını yapan Taner Nakıboğlu, "Holding olarak 1998’den 2007’ye kadar atılımı, 2007 yılından itibaren değişimi yaşıyoruz" diyor.

Kayseri’de 1990’lı yıllardan sonra ev yapımı yemeklerin ticaretini yapmaya başlayan kadınlar, hemcinslerine istihdam sağlıyor.

Annelerinden veya kaynanalarından öğrendikleri, Kayseri’nin yöresel lezzetlerini evlerinde yapan kadınlar, 1990’lı yılların sonlarında, talepleri değerlendirerek bu konudaki yeteneklerini ticarete dökmeye başladı.

Kadın girişimciler, "bacı, abla veya hanım" unvan sıfatlarıyla adlarını verdikleri işyerlerinde, düğün, nişan veya sünnet gibi özel günler ile bayramlar için baklava ve tatlı çeşitleri yaparak, ev yapımı yöresel lezzetlerin ticaretini yaptılar. İlerleyen yıllarda, sadece özel günler için değil, diğer zamanlarda da özelikle çalışan kadınların imdadına yetişen bu tür işyerleri, baklavanın yanı sıra mantı, yağ mantısı, yaprak sarması, katmer, su böreği, gözleme, bazlama, içli köfte, nevzine tatlısı, el yapımı makarna ve erişte gibi ürünleri müşterilerinin beğenisine sundular.

Kadınların, evlerinde hamur işleri ve yöresel lezzetleri yapmak yerine, hemcinslerinin işyerlerinde yaptığı ürünlere talep göstermeleri, ciddi bir sektör oluşmasına neden oldu. Kayseri’de bu şekilde 60 civarında işyeri faaliyet gösteriyor.

Bu tür işyerleri, daha çok kadınlar için istihdam alanı oluşturuyor.

Erkeklerin sadece, muhasebe, pazarlama veya nakliye işlerinde görev yaptığı işyerlerinde üretimde kadınlar çalıştırılıyor. Başka yerlerde çalışma imkanı bulamayan 500’den fazla kadın, bu işyerlerinde istihdam ediliyor.

Serpil Abla isimli işyerini 1997’de kuran Serpil Özaşır (60), bugün 3 şube ile faaliyet gösteriyor. Dördüncü şubeyi açmaya hazırlanan Özaşır, 25 kadın işçi çalıştırıyor, aile üyeleri ve yakınlarıyla birlikte yaklaşık 50 kişiye iş imkanı sağlıyor.

Annesinden öğrendiği baklavaları yaparak bu işe başladığını belirten Özaşır, "Düğün gibi özel günlerde baklava yaparak bu işe başladık. İlk zamanlar tereddütlüydük. Ama daha sonra çok fazla talep oldu. 3 şubeye ulaştık, şimdi dördüncü şubemizi açacağız" dedi.

Sema Bacı isimli işyerinin işletmecisi Müjgan Saz (43) da kardeşine iş kurmak için açtıkları işyerinde 12 kadına istihdam sağlıyor.

Son dönemde, bilen bilmeyen herkesin bu tür işyerleri açmaya başlamasından yakınan Saz, şunları söyledi: "Kardeşime iş kurmak için bu işyerini açmıştık. Ben o dönem bir fabrikanın işletme müdürüydüm. Ama burası, çok iş yapmaya başlayınca işimden ayrılıp işletmenin başına geçtim. Yaklaşık 13 yıldır müşterilerimizin desteğiyle marka haline geldik. Özelikle vasıfsız kadınlar için iş alanı oluşturuyoruz.

Başka bir iş yapma imkanı olmayan kadınlar buralarda çalışarak aile bütçesine katkı sağlıyor. Biz de hemcinslerimize istihdam sağlamanın mutluluğunu yaşıyoruz.

Ancak, bu tür işyerlerine olan talep artınca herkes bu sektöre yönelmeye başladı.

İşi bilen bilmeyen herkes bu işi yapmaya çalışıyor. Böyle olunca kalite düşüyor.

Bundan rahatsısız, biz bu işi işinin ehli kadınların yapmasından yanayız." Daha önce başka bir hemcinsinin işyerinde çalıştıktan sonra kendi işyerini kuran Neriman Aslan (52) da "Neriman Hanım" isimli işyerinde, eşi ve 3 çalışanıyla birlikte yöresel lezzetleri müşterilerine sunuyor.

8