20.02.2009 - 09:40 | Son Güncellenme:
İstanbul Altın Borsası (İAB) Başkan Vekili Osman Saraç, şu sıralarda halktan gelen hurda altın arzının, yurt içi talebi karşılamaya yeterli ve altın ithalatının da yüksek seyreden fiyatlar dolayısıyla durma noktasında olduğunu bildirdi.
Saraç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, finansal piyasalarda belirsizliğin arttığı son dönemlerde altının, yatırımcıların paralarını yatırdıkları güvenli bir liman olarak dikkat çektiğini ve hisse senedi piyasaları
başta olmak üzere diğer varlık fiyatlarında düşüşler kaydedilirken, altının değer kazandığını ifade etti.
Geçen yılın Ekim ayında 680,80 dolar/ons ile 13 ayın ne düşük seviyesine düşen metalin, o tarihten bu yana dolar bazında yüzde 40’ın üzerinde değer kazandığını, altının 2008 yılı Mart ayında ulaştığı 1.030,80 dolar/ons’luk rekor
seviyesinin sadece yüzde 6 aşağısında seyrettiğini belirten Saraç, altının belirsizlik dönemlerinde "güvenli liman" olma özelliğine sahip olduğunu vurguladı.
Saraç, "Son günlerde finansal piyasalarda artan karmaşa ortamında riskten kaçan yatırımcıların güvenli varlık olarak yöneldikleri altın, 18 Şubat Çarşamba günü 973,50 dolar/ons ile 7 ayın en yüksek seviyesine ulaştı" dedi.
Bu hafta açıklanan raporların; Doğu Avrupa’da resesyona, Japon ekonomisinde küçülmeye ve ABD’nin imalat faaliyetinde azalmaya işaret ederken, altının değer kazandığını ifade eden Saraç, global resesyon derinleştikçe
yatırımcıların altına yöneldiğini kaydetti.
Son günlerde bankacılık sektörüyle ilgili endişelerin arttığını, kredi derecelendirme kuruluşu Moody;s’in Doğu Avrupa’daki ekonomilere önemli miktarda yatırım yapan Euro bölgesi bankalarının reytinglerini düşürmekle tehdit ettiğini, Standard & Poors’un da kredi krizinin Batı Avrupa bankalarının bölgedeki şubelerini fonlama yeteneğini sınırladığından Avrupa bankalarının reytinglerini gözden geçirebileceğini ifade ettiğini bildiren Saraç, bankalarla ilgili bu olumsuzlukların hisse senedi piyasalarında satışlara neden olurken, altının yatırımcıların yöneldiği alternatif bir yatırım olarak göze çarptığını vurguladı.
Osman Saraç, son günlerde ABD dolarının diğer para birimleri karşısındaki güçlenişine karşın, dolar cinsinden altın fiyatlarının yükselişini sürdürmesinin, fiyatları TL de dahil olmak üzere avro, sterlin, Hindistan Rupee’si, Avustralya
Doları, Güney Afrika Randı ve Kanada Doları gibi çoğu para birimi cinsinden rekor seviyelere ulaştırdığını belirtti.
"YATIRIMCILAR NAKİTLERİNİ ALTINA DAYALI BORSA YATIRIM FONLARINA YATIRIYOR"
Saraç, ABD’de açıklanan son "zayıf" ekonomik verilerin de ABD ekonomisinin görünümüne dair korkuları artırdığını ve altına destek sağladığını ifade ederek, şöyle devam etti:
"Son olarak New York eyaletindeki imalat faaliyetinin Şubat ayında rekor seviyeye gerilediğini belirten rapordan sonra, altın Salı günü 7 ayın en yüksek düzeyine ulaştı. Piyasada yatırımcıların nakitlerini altına dayalı borsa yatırım
fonlarına yatırdıkları gözlenmekte. Dünyanın en büyük altına dayalı borsa yatırım fonu SPDR Gold Trust’un altın varlıkları, bu yıl 200 tonun üzerinde bir artış kaydederek 17 Şubat Salı günü 1.008,80 ton ile yeni bir rekor seviyeye
yükseldi. Dünya Altın Konseyinden yapılan açıklama da, altında artan yatırım talebini doğrular nitelikte. Konsey 2008 yılında global altın talebinin yüzde 4 oranında artarak 3.569 tona yükseldiğini, yatırım amaçlı altın talebindeki
artışın, normalde talebin üçte ikisini oluşturan mücevher ve endüstriyel amaçlı altın talebindeki düşüşün üzerinde olduğunu vurguladı. Ekonomideki yavaşlama mücevher tüketimini azaltmasına karşın finansal piyasalarda artan belirsizlik sağlam bir varlık olan altına yönelik yatırımcı talebini artırdı." Altını destekleyen faktörlerden birinin de Rusya Merkez Bankası’nın 17 Şubat Salı günkü açıklamasında, "bu yıl da altın rezervlerini yükseltmeye devam
edeceğini ifade etmesi ve altın almakta olduklarını söylemesi" olduğunu hatırlatan Saraç, "Piyasada bu yıla ilişkin yapılan tahminler, altın fiyatlarının 2009’da ortalama 900-1.000 dolar/ons seviyesinde seyredeceğini
öngörmekte" dedi.
"ALTIN YATIRIMCILARININ DOLARIN TL KARŞISINDAKİ DEĞİŞİMİNİ İZLEMELERİ ÖNEMLİ"
İAB Başkan Vekili Saraç, yurt içi altın fiyatlarının rekor seviyeye ulaşmasında altının finansal karmaşanın yaşandığı uluslararası piyasalarda yatırımcıların paralarını yatırdıkları güvenli bir liman olarak değer kazanmasının yanı sıra ABD Dolarının son zamanlarda diğer birçok para birimi karşısında güçlenmesinin de etkili olduğunu vurgulayarak, "Bundan dolayı yurt içinde altına yatırım yapanların dolar cinsinden günün 24 saati değişen altın fiyatlarının yanı sıra ABD Doları’nın TL karşısındaki değişimini de yakından izlemeleri önem taşımaktadır" dedi.
TL cinsinden rekor seviyeye ulaşan altın fiyatlarının son aylarda hurda altın arzını da artırdığını, altının geleneksel bir yatırım aracı olarak görüldüğü Türkiye’de halkın elinde büyük miktarda altın stoğu bulunduğunu, kamuoyu araştırmalarının; bu stoğun 5 bin ton civarında olduğunu gösterdiğini kaydeden Saraç, şöyle devam etti:
"Halk gerek nakit ihtiyacını karşılamak gerekse de yükselen fiyatlardan kar elde etmek amacıyla elinde bulundurduğu bilezik ya da cumhuriyet altını gibi yatırımlarını bozdurmaktadır. Bozdurulan altınlar ise Türkiye’de faaliyet
gösteren rafinerilerimizde standart ayar ve ağırlıkta külçe altınlara dönüştürülerek İAB üyeleri vasıtasıyla Kıymetli Madenler Piyasası’nda satışa sunulmaktadır. Satılan altınların bir kısmı yurt içi talebi karşılarken bir kısmı
da yurt dışına ihraç edilmektedir. Türkiye gelişmiş kuyumculuk sektörü ile yurt dışından ithal ettiği külçe
altınları mücevhere çevirerek yurt dışına ihraç eden bir ülke. Yıllık altın ithalatımız 150–200 ton civarında değişiyor. Ancak şu sıralarda halkımızdan gelen hurda altın arzı, yurt içi talebi karşılamaya yeterli ve altın ithalatı da
yüksek seyreden fiyatlar dolayısıyla durma noktasındadır. Bununla beraber halkımızın sattığı altınların bir kısmı rafinerilerimizde standart külçelere çevrildikten sonra yurt dışına ihraç edilmektedir."