04.05.2020 - 21:25 | Son Güncellenme:
İHA
Selçuk, AA muhabirine, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) önlemleri altında yapılacak LGS kapsamındaki merkeze sınava ilişkin önlemleri anlattı, soruları yanıtladı.
Bakan Selçuk, Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu ile çocukların sağlığı için en garantili durumun ne olduğu üzerinde durduklarını, bu tartışma sonucunda sınavın 20 Haziran'a ertelenmesinin daha sağlıklı olacağının ortaya çıktığını söyledi.
Milli Eğitim Bakanlığı olarak sorumluluk alanlarında olan sınavın bu sene nasıl yapılacağının koronavirüs nedeniyle başka bir anlam taşıdığını dile getiren Selçuk, şöyle devam etti:
"Sınıf içinde sosyal mesafe ne demek, bu konuda bilim insanlarıyla çalışmalar yaptık, bazı senaryolar ortaya çıktı. Bu senaryolarımızın yanı sıra ayrıca bu senaryoları Bilim Kurulu ile de konuşup tartışmak gerekiyor. Yani diyelim ki 50 metrekarelik bir sınıfta kaç öğrenci olurun hesabı yapılıyor. Farklı senaryolarda şunu gördük ki, kendi okullarımız, sıralarımız fazlasıyla yeterli bu konuda. Hiçbir endişemiz yok. Bu sene asıl önemli olan şuydu, LGS tarihinde ilk defa yapıyoruz, her öğrencimiz kendi okulunda sınava giriyor, ister resmi, ister özel okul olsun, kendi okulunda sınava girecek. Öğrencilerimizin başka okula giderek tedirgin olmaları, velilerin adres bulma konusundaki endişeleri söz konusu olmasın diye, böyle bir ortamda rahatlatmak için bunu yaptık."
Yaklaşık 400 bin öğretmen görevlendirilecek
Sınava hazırlanma süresinin aşağı yukarı aynı hatta daha fazla olduğunu ancak sınavda sorulacak konu sayısının yarı yarıya düştüğünü kaydeden Bakan Selçuk, bu sene hem kontenjanların arttığını hem konuların sayısının düştüğünü belirtti. Selçuk, "Çocuklarımız kendilerini şanssız gibi hissetmesinler onların lehine olan her türlü kararı alıyoruz." diye konuştu.
Bakan Selçuk, bir soru üzerine, sınavda yaklaşık 400 bin öğretmenin görevlendirilmesi gerektiğini bildirdi.
Okulların kapandıktan sonra dezenfekte edildiğini, sınav öncesinde de öğrenciler gelmeden önce okulların tamamının dezenfekte edileceğini vurgulayan Selçuk, "Bununla ilgili işlemleri başlattık. Ayrıca her sınıfta dezenfektan olacak ve çocuklarımıza bir dezenfekten verilecek. Bütün öğretmenler, veliler, çocuklar için ücretsiz maske dağıtacağız. Her çocuğun maskesi olacak." dedi.
"Bütün problemlere ya da konulara çocuğun yararı açısından bakıyoruz"
İki oturum halinde yapılacak sınav arasında çocukların nerede, nasıl bekleyeceği, velilerin okula alınıp alınmayacağı soruları üzerine de Bakan Ziya Selçuk, şu bilgileri verdi:
"Bu olağanüstü bir durum. Bütün problemlere ya da konulara çocuğun yararı açısından bakıyoruz. İki oturumun arasında 45 dakika süre var. Daha önceki yıllarda çocuklar bahçenin içerisinde kaynaşarak, velileriyle vakit geçiriyorlardı. Fakat sosyal mesafeyi korumayı kolaylaştırmak için velilerimizden istirham edeceğiz, diyeceğiz ki, 'Sayın velilerimiz çocuklarımızın sağlığı için sizi okul bahçesinin dışında konuk edelim'. Rehber öğretmenlerimiz de orada olacaklar, çocuklarımız bu arada sosyal mesafeyi koruyarak bahçeye çıkarılacak. Orada yine rehber öğretmenlerin gözetiminde bahçede bulunacaklar. Sınav bittikten sonra yine bu mesafe korunarak dışarı çıkacaklar, sonra da bahçe dışında velilerimizle buluşacaklar.
Velilerimiz bunu onların işini zorlaştırıyoruz diye algılamasınlar. Önemli olan çocuğun yararı. Biz çocuklarımızı riske sokmayız, o yüzden de Bilim Kuruluna danışıyoruz, en garantili oturma pozisyonu nedir. Dünyada yapılan çalışmalar, sınavlar var. Hangi ülke bu sınavları nasıl yapıyor, ne kadar sosyal mesafe koyuyor, araya neler koyuyor, maske düzeni nasıl oluyor, bütün bunları dünya çapında da araştırıyoruz. Kendi çocuklarımız için en iyi neyse onu kararlaştırıyoruz."
Milli Eğitim Bakanı Selçuk, sınav sırasında mümkün olduğu kadar çocukların işini kolaylaştırmayı istediklerini, bu nedenle daha önce okullardan alınan sınava giriş bilgilerine e-okul üzerinden ulaşılacağını bildirdi. Selçuk, "Okula gitmesi gerekmiyor, araştırması gerekmiyor sadece e-okula bakması yeterli." şeklinde konuştu.
Bunun dışında özellikle çocukların kendi kalemlerini, silgilerini, sularını getirebileceklerini söyleyen Selçuk, Twitter'dan paylaştığı videoda aşama aşama öğrencilerin yapacaklarının görüldüğünü ifade etti.
Çocukların sınava gelirken kendi silgilerini, kalemtıraşlarını ve en az iki adet koyu yumuşak kurşun kalemlerini getirmeleri gerektiğini belirten Selçuk, geçerli bir kimlik kartının da yanlarında bulunması gerektiğini vurguladı. Selçuk, "Burada yine bir problem olduğunu gördük, 15 yaşındaki çoçuklarımızın fotoğraflı olması gerekiyor kimlik kartının. Ancak şu ortamda kimlik kartı çıkartamayabilir, başka sorunlar yaşayabilir. O yüzden de bu yıl ilk kez bu yıla mahsus olmak üzere fotoğraflı olmasa da biz o kimlik kartını kabul edeceğiz." diye konuştu.
Sınava girmek istemeyen öğrenciler için hazırlıklarının olup olmadığının sorulması üzerine Selçuk, bununla ilgili birtakım yazılımsal çalışmaların sürdüğünü söyledi.
Çocukların tamamını sınava girecekmiş gibi düşündüklerini dile getiren Selçuk, "Az da olsa bir grup çocuğumuz girmeyecek. Bununla ilgili de ne tür bir senaryo oluşturulur, çok kısa bir süre içerisinde ortaya çıkacak." dedi.
"Bu süreç içinde kendilerine daha çok destek gelecek"
LGS kapsamındaki merkezi sınavda öğrencilerin çok daha az konudan sorumlu oldukları için yeterince vakitlerinin bulunduğuna işaret eden Selçuk, sınava yönelik örnek sorular yayımladıklarını, rehberlik hizmetleri verdiklerini, canlı sınıflar yapıldığını, TRT EBA kanallarında hafta sonları soru çözüm saatleri konulduğunu aktardı. Selçuk, bir öğrencinin ihtiyacından fazla kaynağın bulunduğunu vurguladı.
Sınavın 2 hafta ertelenmesi kararına ilişkin de Selçuk, koronavirüs salgınının Türkiye'deki yayılımına, risklerine bakarak ne yapılırsa daha uygun olacağı konusunda sağlık alanındaki uzmanların görüşlerine başvurduklarını söyledi.
Uzmanların, "sınavın iki hafta ertelenmesinin daha iyi olacağı" noktasında görüş bildirdiğini aktaran Selçuk, öğrencilere ve velilere şu tavsiyelerde bulundu:
"Bu, bizim çocuklarımızın da aslında lehine. Bir defa her türlü kaynakları, destekleri olduğu için ve sınava giren pek çok öğrenci şunu ister bizden, 'devamsızlık hakkı verin bize ve biz evde çalışalım'. Bunu lise son sınıf öğrencilerimiz de 8. sınıf öğrencilerimiz de ister. 'Keşke 8. sınıflar ikinci dönem muaf olsun' derler. Yıllardır bunu görürüz, alın size muafiyet. Bunun hep böyle riskli kötü tarafını düşünmemek lazım, olumlu tarafını da düşünmek lazım. Bu süreç içinde kendilerine daha çok destek gelecek. Soru çözümü, yeni sorular, farklı uzmanların farklı bakış açıları geliştirmeleri anlamında.
Velilerimize rehberlik yapıyoruz, daha da gelecek. O yüzden bizden hizmet beklesinler, bizden destek beklesinler. Biz çocuklarımız için buradayız. Hiçbir sene bulmadıkları kadar kaynağı bu sene buluyorlar. O yüzden de ben bu konuda da uzmanlığı olan birisi olarak çocuklarımızın rahat olmalarını, motivasyonlarını düşürmemelerini, özellikle hareket etmelerini, spor yapmalarını ve kitap okumalarını öneririm. Velilerimizin bu konudaki kaygılarını azaltmak için 7/24 açık olan rehberlik hattımızdan destek alabilirler. Bizler el kitapları, videolar yayınlıyoruz. Çocuklarımız EBA'dan yararlansınlar."
"Sorumluluk sınavlarını geçmek kaydıyla o sorumluluktan kurtulmuş olacaklar"
Öğrencilerin bir üst sınıfa geçişlerine ilişkin karara ilişkin ise Bakan Selçuk, şu değerlendirmeleri yaptı:
"Bir öğrencimiz devamsızlıktan kalmamışsa notları ne olursa olsun bir üst sınıfa geçecek. Bizim eylül, ocak gibi bazı aylarda sorumluluk sınavlarımız var. Bu sınavlara girecekler ve bu sınavlardan aldıkları nota göre sorumluluklarını yerine getirmiş ya da getirmemiş olacaklar. Burada önemli olan şu, biz eğer okullar açık olmadığı için çocuklarımıza ikinci dönem bir not veremiyorsak o zaman birinci dönemi sayalım ama birinci dönemde zayıfı olan çocuklarımız var. Bu zayıfı belki çocuğumuz ikinci dönem kurtaracaktı daha yüksek bir not alabilecekti, ihtimaldir. Biz o ihtimali gözeterek hepsinin bir üst sınıfa geçmesini kararlaştırdık ama çeşitli aylardaki örneğin eylül ile ocak aylarındaki gibi sorumluluk sınavlarını geçmek kaydıyla o sorumluluktan kurtulmuş olacaklar. Bunlarla ilgili çok ayrıntılı teknik hesaplamalar var, bunlar zamanı gelince açıklanacak."
"Okullarımızı 1 Haziran'da açmak istiyoruz"
Bakan Selçuk, "Okulların ne zaman açılacağına ilişkin son durum nedir" sorusuna ise şu yanıtı verdi:
"Çok enteresan bir şekilde bu konu gün gün, hafta hafta değişen bir konu. Biz Milli Eğitim Bakanlığı olarak eskiden yazın bir karar alırdık, bütün yılın hangi haftasında ne olacağını önceden belirlerdik, çok kolaydı ama şimdi gün gün izlemek zorundayız. Biz temenni ediyoruz ki 1 Haziran'da okullarımızı açalım, bununla ilgili her türlü hazırlığımız var, açamazsak da hazırlığımız var.
Diyelim ki tüm öğrencilerimiz için açabilirsek, ortam tamamen normalleşirse bu da bizi çok mutlu eder, okullarımız cıvıl cıvıl canlanır ya da kademeli olarak açabiliriz haziranda. İstiyoruz ki belli sınıflar gelebilir, kısmen belli kademeler olabilir ya da 4, 8, 12'nci sınıflar olabilir ya da başka senaryolar olabilir. Elimizde çok çalışma var. Biz en küçük bir ışığı gördüğümüzde, en kısa zamanda okulları açmak istiyoruz, yani 1 Haziran'da açmak istiyoruz."
Bunun için sürekli izleme halinde olduklarını vurgulayan Selçuk, "Hatta dünyanın bütün ülkelerini izliyoruz ve 'Hangi ülke ne zaman başlıyor, hangi yaşta başlıyor, sınıfların içi nasıl düzenleniyor, öğrenciler nasıl oturuyor, eğitimin telafisi anlamında hangi stratejiler kullanılıyor' diyoruz." ifadelerini kullandı.
Bakan Selçuk, bugün Dünya Bankası'nın yayımladığı müfredat stratejisine ilişkin çalışmayı incelediklerini anlatarak, "Özet olarak biz bu süreci eğitimin ve çocuğun yararı açısından düşünüyoruz ve mümkün olduğu kadar kısa sürede okullarımıza kavuşmak istiyoruz." dedi.