03.03.2021 - 05:25 | Son Güncellenme:
Tasavvufta belli başlı ekoller haricinde her şey kesin kurallara dayalıdır. Bu kurallar ilk mutasavvıflar tarafından konulmuş ve günümüze kadar gelmiştir. Müritler seyr'u süluk yolunda ilerlemek ve marifet ehli olmak için sorgusuz sualsiz tüm kurallara uymak zorundadır.
Mürşid Ne Demek?
Mürşid, doğru yolu gösteren, nefsin isteklerinden vazgeçip sadece Allah'a yönelen zatlara denir. Ulvi bir kişiliğe sahip olan bu zatlar nefs-i emmarenin dayattığı tüm kötülüklerden, şehvet, oburluk ve zengin olma hırsı gibi günahlardan uzaktır.
Tasavvufta Kimlere Mürşid-i Kamil Denir?
Tasavvufta mürşid ve mürid terimleri önemli bir yer tutar. Nefsini Allah yolunda yok eden ve fena mertebesine erişmiş kişilere Mürşid-i Kamil denir. Fena mertebesinden sonra beka gelir. Ancak bekaya ermek için önce dar-ı cihan denilen bu dünyayı terk etmek gerekir.
Mürit öncelikle tövbe eder ve mürşide bağlanır. Daha sonra halden hale geçerek abdal olur. Abdal kişiler dünya zevklerine sırt çevirir. Az yer, az konuşur ve az uyurlar. Zamanlarının çoğunu ibadet ve zikir ile geçirirler.
Sonraki mertebe makam olarak nitelendirilir. Bu makama erişen kişilere ebrar denir. Artık halden hale geçmek yani televvün yoktur. Ehl-i vakt olarak da nitelendirilen makam, aynı zamanda mürşid olmanın ilk basamağıdır.
Sonraki aşamalar sırasıyla fakirlik / dervişlik, tevekkül ve rızadır. Rıza makamında kişi, Allah'tan ne gelirse gelsin onu nimet sayar ve sonsuz kudret sahibi olan Allah'a şükreder.