Geleceğin meseleleri, mesleğe dönüşecek

‘Değişen Dünya Düzeninde Kariyer Planlaması’ başlıklı çevrimiçi söyleşiye katılan Erkut, geleceğin meselelerinin, geleceğin meslekleri haline dönüşeceğine işaret etti. Türkiye’de piyasanın ihtiyaçları ile üniversite kontenjanları arasındaki ilişkinin zayıf olduğuna dikkat çeken Erkut, “Üniversiteler, iş dünyasının ihtiyaçlarına daha çok kulak vermeli. Gençlerin iş bulabilmesi için önemli olanın yetkinlikler ve beceri olduğunun farkındayız” dedi.

5 büyük eğilim var

Birleşmiş Milletler (BM) Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine bakıldığında dünyayı şekillendirecek 5 büyük eğilim bulunduğunu belirten Erkut, “Bunlar aynı zamanda toplumun en büyük sorunları. Öğrencileri bunlara hazırlamamız gerekiyor. Küresel ekonomik güç, batıdan doğuya kayıyor. 2010’da çıkan ve 1 milyar dolar değerlemeye ulaşmış şirketlere bakın. Eskiden ilk sıralarda sadece ABD olurdu. Şimdi ilk 3’te Çin şirketleri var. Yani ekonomik güç doğuya kayıyorsa gelecekte işler de ağırlıklı olarak doğuda olacak. İkinci yabancı dil artık Çince olmalı. Daha sonra Korece veya Japonca” diye konuştu.

İkinci önemli faktörün demografik değişimler olduğuna dikkat çeken Erkut, Dünya Sağlık Örgütü’nün 65 yaş üstünü yaşlı olarak tanımladığını hatırlatarak, şu bilgileri verdi: “Türkiye’de yaşlı nüfusu 2070’de nüfusun yüzde 27’sini oluşturacak. Şu anki üniversite öğrencilerinin en az 4’te 1’i yaşlılık ekonomisi üzerine çalışacak. Yaşlı hemşiresi, beslenmesi, egzersizi, robotik kol, GPS sistemlerine kısacası yaşlılıkla ilgili her şeye şimdiden kafa yormak lazım.”

Üçüncü önemli faktörün şehirleşmenin hızlanması olduğuna dikkat çeken Erkut, “Şehir nüfusu kırsal nüfusu geçti. Şehirlerle ilgili her türlü sorunlarla uğraşmak gerekiyor. Bilgisayar mühendisliği mezunuysan trafik mühendisliğine, inşaat mühendisiysen kavşak tasarımlarına, ziraat mühendisiysen dikey tarım gibi konulara eğilmelisin” dedi.

‘Kodlama öğrenin’

Dördüncü faktörün teknolojideki gelişmeler olduğunu ve ileride hukuk öğrencisinin de psikoloji öğrencisinin kodlama öğrenmesi gerektiğine değinen Erkut, şunları söyledi: “Türkiye’ye hukukta yapay zekâyı senin getirmen lazım. ABD’nin yapay zekâsını alıp kullanamazsın. Son olarak temiz enerji konusunda çalışmalıyız. Pek çok mühendislik bu alana yönelebilir. Kısacası geleceğin meselelerine kafa yormak gerekiyor. Diplomanın raf ömrü 5 sene. Kendinizi üniversite tercihine değil geleceğe hazırlamalısınız.”

Yapay zekânın günümüz mesleklerine etkisine de değinen Prof. Dr. Erkut, “Sadece kol gücüyle bir şeyler yaparak para kazanma alanları daraldı. Ancak yapay zekânın dokunamayacağı alanlar da var. Bunlar duygusal zekâ, insan ilişkileri ve psikolojik sermaye. Teknolojiden anlayan ve yapay zekâyı yönlendirebilecek olan insanlara olan ihtiyaç patlayacak. Ama toplumun yüzde 30’u işlevsiz kalacak” dedi.
Prof. Dr. Erhan Erkut, büyüyecek sektörlerden bazılarını şöyle sıraladı: “Temiz enerji, atık işleme, sağlık, boş zaman yönetimi, güvenlik, finansal planlama, şehirlerde tarım, lojistik, büyük veri analizi, siber güvenlik, yapay zekâ, 3D baskı, iş zekâsı, nanoteknoloji, mobil uygulamalar.”