15.06.2024 - 16:32 | Son Güncellenme:
Salih TEKİN/ERZURUM (DHA)
Kurban Bayramı sebebiyle memleketi Erzurum'a gelen Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, yakalandığı hastalığa yenik düşen emekli öğretmen Hulusi Aygün'ün Narmanlı Camisi’ndeki cenaze namazına katıldı.
Vali Mustafa Çiftçi, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen ile cenaze namazını kılan Bakan Tekin, Aygün'ün yakınlarına taziye dileklerini iletti.
YAKUTİYE KENT MEYDANINDA BAYRAMLAŞMA
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, AK Parti Erzurum Teşkilatı tarafından Yakutiye Kent Meydanı'nda düzenlenen bayramlaşma törenine katıldı. Partililerle bayramlaşan Tekin, yeni müfredatla ilgili yaşanan tartışmalara değindi. Bakan Tekin, "Biz bir müfredat yaptık. Son 2,5 aydır Türkiye bunu tartışıyor. 2 şeyi yaptık. Dedik ki, bir 'Bizim müfredatımız dünyada rekabet ettiğimiz diğer ülkelerin müfredatını yakalasın. Aynı müfredat olsun. Çocuklarımıza onlardan daha fazla şeyi öğretmeyelim. Onlardan daha az şeyi de öğretmeyelim'. Dolayısıyla evrensel ölçütlere uygun bir müfredat oluşturmaya çalıştık. Anlatmaya çalıştığım şey şu, biz bundan 30-40 yıl öncenin müfredatıyla, 30-40 yıl öncenin bakış açısıyla çocuklarımıza ha bire bilgi yüklemeye devam ediyoruz. Dünya bunu terk etti artık. Dünya az bilgi elde ettiği bilginin gündelik hayatta kullanımı, beceriye dönüşmesine odaklanmış durumda. Biz bunu yaptık. İkinci olarak şunu yaptık. Dedik ki, bizim kültürümüz, geleneğimiz, medeniyetimiz, çocuklarımız bu medeniyetine kültürüne sahip olsunlar. Bu birikimi gelecek kuşaklara aktaralım. Bayram olduğunda çocuklar büyüklerin ellerini öpme geleneğinden vazgeçmesinler. Bayram olduğunda çocuklarımız nerede yaşarsa yaşasınlar, gelsinler, büyüklerinin kabirlerini ziyaret etsinler. Memleketindeki büyüklerin ellerini öpsünler. Bu gelenekler devam etsin istiyoruz. Çocuklarımız bunları öğrensin istiyoruz. Muhalefet de diyor ki, 'Bunlara gerek yok. İçinde yaşadığımız dünyada siz tutucusunuz, siz muhafazakarsınız'. Dolayısıyla bizim yaptığımız şey bu. Ben de diyorum ki bizim halkımız, bizim milletimiz bunu arzu ediyor, bunu istiyor. Değerlerimizi, bizi bir arada tutan, bizi millet yapan değerlerimiz, asgari müştereklerimiz mutlaka gelecek kuşaklara aktarılsın istiyoruz. Böyle bir müfredat değişikliği de yapmış olduk. İnşallah sizlerin de duaları ve destekleriyle eylül ayından itibaren yeni müfredatla çocuklar yetişecek" ifadelerini kullandı.
400 MİLYON LİRA CİVARINDA İNTERNET FATURASI
2000 yılında dönemin başbakanı tarafından 'Cumhuriyet'in 100'üncü Yılına Mektuplar' projesini başlattığını hatırlatan Bakan Tekin, şöyle konuştu:
"Mektuplar yazılıyor. 2023 yılı 29 Ekim haftasında PTT bu mektupları ilgili bakanlıklara dağıttı. O dönem eğitimle ilgili yazılanlar, dönemin Milli Eğitim Bakanı'na diye yazılanlar da bana geldi. Okudum. Ben kendi adıma dedim ki, insanoğlu gerçekten nisyan ile maluldür, diyorlar ya. Unutmak bizim doğamızda var. Çok çabuk unutuyoruz. Dönemin öğretmenleri şöyle yazıyorlar. Diyorlar ki 'İnşallah cumhuriyetin yüzüncü yılında içinde farelerin cirit atmadığı bir okulda öğretmenlik yaparım' diyor. Diyor ki, öğretmenimiz 'İnşallah cumhuriyetin yüzüncü yılında elektriği olan, suyu olan, tuvaleti olan okullarda öğretmenlik yaparım' diyor.
Şimdi bakın arkadaşlar, şu an hiçbir okulumuzda bu ya da benzeri problemlerden bahsetmek mümkün değil. Tersine bizim şu anda dersliklerimizin yüzde doksanına yakınında akıllı tahta var. Akıllı tahta ne demek, biliyor musunuz? Akıllı tahtayı kurabilmek için o okula internet altyapısının yani fiber optik ağlarla, altyapısının döşenmesi lazım. Çok basit geliyor size. Yani Türkiye'nin her tarafındaki okullara sadece okulun olduğu yere internet ve altyapısı götürüyorsunuz. Yetmedi o okula bir internet aboneliği götürüyorsunuz. Peki, bunlar paraları nereden ödeniyor arkadaşlar? Her okulda internet erişimi var. Sadece bize internet erişiminden dolayı bakanlığın ödediği fatura 400 milyon civarında, biz aylık internet faturası ödüyoruz. Rakamların büyüklüğünü görmeniz açısından söylüyorum. Yani bir okula akıllı tahta koyduysak beraberinde internet erişimini sağlamışız. Internet erişim hizmeti vermişiz, demektir. Peki, akıllı tahtayı koyduk. İnternet de var. Çocuk ne seyredecek oradan? Bir de arka planda internete eriştiği zaman o tahtayı açtığı, zaman kendisine faydalı olacak içerik olması lazım arkada. Yüz milyonlarca içerik de EBA'da oluşturduk. Şimdi bunların hepsini düşündüğünüz zaman çok değil, 20 yıl önceki okullarımızla, bugünkü okullarımızı karşılaştırmamız mümkün değil. Sadece bu mu? Mesela bir üniversite öğrencisi o tarihte bir yazmış, 'Beni başörtümden dolayı okuldan atıyorlar. İnşallah diyor cumhuriyetin yüzüncü yılında üniversiteler bakanlık, insanların, çocukların, gençlerin kılığına, kıyafetine bakmadan eğitim öğretim hizmeti almalarını sağlarlar'. Şimdi bugün Türkiye'nin hiçbir tarafında başörtüsüyle ilgili problem var mı? Yok. Bakın 20 sene önce değil, 2013 yılına kadar benzeri problemleri yaşadık biz. Sadece bunlar mı? Bunlar da değil. Bunun yanında bakın diyor ki, öğretmenimizin bir tanesi. İnşallah diyor, 'Günün birinde sınıflarda kırk kişilik dersliklerde ders yapabilirim.' Neden? Çünkü 60-70 kişilik sınıfta öğretmen ders yapıyor, 40 kişiyi hayal ediyor. Şu an bizim derslik başına düşen öğrenci sayımız Türkiye ortalamamız 22. 20 yıl önce öğretmenimiz 40 kişiyi hayal ederken biz 20-22 kişilik sınıflarda çocuklarımıza dersliklerde eğitim veriyoruz. Şu an bir milyon yüz bin öğretmenimiz var. Yani sokakta gördüğünüz seksen kişiden bir tanesi Milli Eğitim Bakanlığı tarafından maaşı ödenen öğretmen statüsünde. Bakın bu devasa bir rakam. Derslik başına düşen öğretmen sayısı da öyle. Öğretmen başına düşen öğrenci sayısı 30-40'lı rakamlardan kademelere göre, şu anda 13-14'lü rakamlara düşmüş durumda. Bakın bunlar dünya ortalamalarının gerçekten üstünde rakamlar dünyanın hiçbir tarafında bu kadar büyük bir öğretmen kitlesi kamu tarafından fonlandırılmıyor. Bunlar hep AK Parti dönemlerinde Sayın Cumhurbaşkanımızın eğitimle ilgili harcamaları genel bütçeden birinci sıraya yani bütçeden en çok payı bu son yirmi yılda eğitime ayırdığı için yapılabilmiş şeyler."
DÜNYADA CİDDİ SORUNLAR YAŞANIYOR
Dünyanın her tarafında yapılan seçimlerde marjinal partilerin ivme kazandığını belirten Bakan Yusuf Tekin, "Dünya siyasetini ne kadar izliyorsunuz, bilmiyorum. Ne kadar takip ediyorsunuz, bilmiyorum. Eğer bakarsanız dünyanın her tarafında yapılan seçimlerde marjinal siyasi partiler ivme kazanmış durumda. Bunun sebebi ne olabilir? Bunun sebebine baktığımızda, özellikle son 4-5 yıl içinde dünyanın başından geçen dünyadaki bütün ülkelerin yaşadığı ekonomik, toplumsal, siyasal ya da doğal afet, problemler sebebiyle dünyada ciddi sorunlar yaşanıyor. Bakın, bütün dünyayı etkileyen ve bütün dünyayı eve kilitleyen, eve kilitlenince otomatikman ekonomisini alt üst eden bir pandemi süreci yaşadık. Bunun etkilerini atlatmak çok kolay değil. Üstüne biz 6 Şubat depremini yaşadık. Bunu uluslararası toplantılarda dile getirdiğimde bu depremden etkilenen on bir ilde yaşayan insanların bütün problemlerini kamu bütçesiyle, genel bütçeden çözüyoruz dediğimizde dünyadaki insanlar şaşırıyorlar. Niye böyle bir şey yapıyorsunuz? Nasıl yapıyorsunuz? Buna nasıl gücünüz yetiyor? Yaklaşık 110 milyar dolar arkadaşlar. Orası için harcadığımız bütçe. Bu Türkiye'nin devlet yapısı, Türk toplumunun geleneksel yapısı bize bunu gerektiriyor ve biz bunu yapıyoruz. Üstüne şöyle coğrafyamıza bakın. Rusya, Suriye, Irak, Orta Doğu genel anlamda hatta Azerbaycan'da geçtiğimiz yıl yaşadığımız olaylar. Bunların hepsini düşündüğümüzde hinterlandımızda da doğal bir savaş alanı var. Şimdi bu saydığım şeylerden bizim ekonomik yapmamızın, toplumsal yapımızın, siyasal yapımızın etkilenmemesini iddia etmek yanlış olur. Dünyada diğer milletlerin yaptığı gibi biz de biraz sabredeceğiz" diye konuştu.
Bakan Tekin, konuşması sonrası AK Parti Erzurum Milletvekilleri Selami Altınok, Abdurrahim Fırat, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, İl Başkanı İbrahim Küçükoğlu ve partililerle tek tek bayramlaştı.