24.01.2024 - 07:00 | Son Güncellenme:
AYSEL BOZAN YILMAZ - Öğrenciler arasında artan akran zorbalığı, tüm dünyada sorun haline geldi. Öyle ki Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) 2022 Raporu’na göre Türkiye’de kızların yüzde 25’i, erkeklerin yüzde 28’i, ayda birkaç kez okulda zorbalığa maruz kalıyor. OECD ortalaması kızlar için yüzde 20, erkekler için yüzde 21. Sanayileşmiş 39 ülkede, 10 öğrenciden 3’ü; ABD’de 3’te 1’i, Norveç’te yüzde 15’i, İngiltere’de yüzde 18’i, Almanya’da yüzde 27’si akran zorbalığına uğruyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün araştırmasına göre en düşük oranın görüldüğü İsveç’te kızların yüzde 13’ü, erkeklerin yüzde 15’i; en yüksek oranın olduğu Grönland’da ise kızların yüzde 72’si; erkeklerin yüzde 77’si zorbalık mağduru.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) ilköğretim ve ortaöğretim kurumları yönetmeliklerine göre akran zorbalığı disiplin suçu kapsamında. Zorbalık uygulayan öğrenciye lisede kınamadan başlayarak örgün eğitim dışına çıkarmaya; ortaokulda da uyarıdan okul değiştirmeye kadar çeşitli cezalar uygulanıyor. Ancak sorun ilkokula inmiş durumda ve burada çözüm için rehber öğretmenlere önemli görevler düşüyor. Okullarda rehber öğretmenlerin artırılması, sınıf mevcutlarının azaltılması, velilerin okula müdahalesinin sınırlandırılması bu noktada çok önemli.
ULUSAL MÜDAHALELER ÖNE ÇIKIYOR
Peki, okullarda akran zorbalığının önüne geçmek için neler yapılabilir? Konuyla ilgili görüş aldığımız İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Gülşah Batdal Karaduman, tüm dünyada sorunun çözümü için çalışmalar yapıldığına dikkat çekiyor. Şiddeti azaltmayı başaran İtalya, Güney Kore, İsveç gibi ülkelerin güvenli bir öğrenme ortamını, olumlu bir okul iklimini sağlayan ulusal politikalara önem verdiğini belirten Karaduman, “Ulusal düzeyde, eğitim ile diğer bakanlıklar, sivil toplum kuruluşları, akademik kurumlar ve medya arasında iş birliği yapılıyor. Doğru ve kapsamlı verilerle desteklenen kanıta dayalı yaklaşımlar ve mevcut programların etkililiği sistematik olarak değerlendiriliyor. Okullarda şiddetin rutin olarak raporlanması ve izlenmesi kritik öneme sahip” diyor.
Öğretmenlerin, öğrencilerin maruz kaldığı akran zorbalığının fark edilmesinde kilit bir öneme sahip olduğunu kaydeden Karaduman, “Öğretmenlerin şiddet olaylarına uygun bir şekilde tepki vermeleri; şiddetin, ayrımcılığın ve kötü muamelenin kabul edilemez olduğunu öğrencilerine öğretmeleri, akran zorbalğının önüne geçilmesinde çok önemli” diye konuşuyor. Karaduman’ın önerileri şöyle:
■ Zorbalığın nedenleri arasında aile tutumu, arkadaş etkisi, değerler eğitiminin yetersizliği, iletişim becerisinin kötü olması, medya, sosyokültürel çevre yer alıyor.
■ Öğrencilere yönelik öfke kontrolü gibi grup çalışmalarının yaygınlaştırılması, eğitimcilerin ve ebeveynlerin bilinçlendirilmesi, değerler eğitimine önem verme, empati ve sosyal becerilerin geliştirilmesi, okul ortamının güvenli hale getirilmesi, şiddete yönelik izleme ve müdahale mekanizmalarının oluşturulması, sorunu önlemek için fayda sağlayabilir.
PANDEMİYLE ARTTI
Pandemi döneminde uzun süre evde kalmanın sonucunda çocuklarda dürtüsel, davranışsal bozuklukların arttığına dikkat çeken Rehber Öğretmen Barış Uluocak, akran zorbalığı yaşanması durumunda okulda yapılan işlemleri şöyle sıraladı: “Rehberlik servisinde önce çocuğun hikâyesini dinliyoruz. Sonra aileyle görüşüyor, sebeplerini araştırıyoruz. Bazen sebep aile olabiliyor. Çünkü çocuk evde 2-3 kişiyle, sınıfta 40, okulda 1000 kişiyle bir arada. Evde tolere edilebilecek davranış, okulda edilemeyebiliyor. Öğrenci görüşmeleri, grup ve rehberlik çalışmaları yapıyoruz. Büyük kademelerde sorun kronik hale gelmişse idari tedbirler alıyoruz. Okul değişikliği çok sık başvurulan bir yaptırım değil. Sorun, veli, öğretmen, okul iş birliğinin sağlıklı işlemesi; sınıf kalabalıklarının azaltılması, yeterli sayıda rehber öğretmen atanmasıyla çözülebilir.”