25.08.2023 - 16:15 | Son Güncellenme:
Edebiyat dersi eğitim öğretim hayatı boyunca öğrencilerin karşısına çıkan alanlardan bir tanesidir. Özellikle merkezi sınavlarda öğrencilerin Türk Dili ve Edebiyatı dersine ihtiyaçlar olur. Edebiyat ders konuları her yıl MEB tarafından açıklanan müfredata göre düzenlenir. 10. sınıf edebiyat dersinde toplamda 9 adet ünite bulunmaktadır.
10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Meb Yayınları 1. Ünite Giriş Sayfa 14, 15, 16 Edebiyatın Tarih ve Din İle İlişkisi Metni Etkinlik Soruları ve Cevapları
DERSE HAZIRLIK
1. Kurtuluş Savaşı’nı anlatan bir tarih kitabı mı yoksa bu savaşı konu alan bir roman mı daha çok ilginizi çeker? Düşüncelerinizi nedenleriyle söyleyiniz.
Kurtuluş Savaşı’nı anlatan bir tarih kitabını mı yoksa bu savaşı konu alan bir romanı mı okumayı tercih edersiniz? Diye soru yöneltildiğinde, Ben romanı seçerim. bunun nedenini açıklayalım;
Tarih kitapları bilimsel yazılar içeren kitaplardır. Tarihimiz ve tarih bilimi çok önemli ve değerlidir ancak kalın tarih kitaplarını okurken bazen kişi sıkılabilmektedir. Bu nedenle olayları uzun tarih kitaplarından okumak fazla tercih edilmemektedir.
2. Edebiyatın tarihle nasıl bir ilişkisi olduğunu düşünüyorsunuz?
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 15 Cevabı
1. Metinde geçen “ülkü” kelimesinin anlamını cümlenin bağlamından hareketle tahmin ediniz. Tahminlerinizi TDK’nin Türkçe Sözlük’ünden kontrol ediniz.
Ülkü, amaç edinilen, ulaşılmak istenen erek, ideal demektir.
2. Okuduğunuz metindeki “Bir edebî eseri layıkıyla ve tarihî manâsıyla anlamak için, önce o devrin genel hayatını, yaşayış ve düşünüş tarzlarını, o devir insanlarının hayat ve evren hakkında neler bildiklerini öğrenmemiz gerekir.” görüşüne katılıyor musunuz? Neden?
3. “Bir şaheser, neticede mutlaka toplumsal bir ülkünün ifadesidir.” cümlesini metinden hareketle açıklayınız.
Şaheserler, içerisinde bulundukları toplumun düşünüş, duyuş ve ideallerinin bir ifadesidir. Bunlar da bir toplum ortak duygu ve düşüncelerini yansıtan kavramlardır.
Şaheserler, toplumun etkilendiği her şeyden etkilenir. Zaten içerisinde bulunduğu toplum sayesinde şaheser adını alır. Herkes bir şaheser olamaz ama herkesin bir şaheser olma imkanı vardır.
Bir şaheser, neticede mutlaka toplumsal bir ülkünün ifadesidir cümlesi son derece doğrudur. Çünkü bir şaheser içerisinde bulunmuş olduğu dönemi yansıtmaktadır. Bunu da nesillerden nesile de aktarmaktadır. Kısaca bu sözün tanımı da bu şekildedir.
4. Okuduğunuz metnin konusunu belirleyiniz.
Metnin konusu edebiyat ve tarih arasındaki ilişkidir.
5. Okuduğunuz metinde yazar ile anlatıcının aynı kişi olmasını neye bağlıyorsunuz?
Metin öğretici metin olduğu için yazar ile anlatıcı aynı kişidir. Sanat metinlerinde örneğin roman ve hikayelerde anlatıcı kurmacadır.
6. Metindeki anlatım biçimi ve düşünceyi geliştirme yollarını belirleyiniz. Belirlediğiniz cümleleri aşağıdaki şemalara yazınız.
Anlatım Biçimi: Açıklayıcı anlatım, öğretici anlatım
Düşünceyi Geliştirme Yolları: Benzetme, örneklendirme
7. Metinden yola çıkarak edebiyat-tarih ilişkisini yorumlayınız.
Yöntem farklılıklarına rağmen edebiyatla tarih arasında sıkı bir ilişki vardır. İkisi de birbirinin ürün ve verilerini kullanır. Her edebi metnin içinde oluştuğu tarihi bir dönem vardır ve edebi metinlere bu dönemin özellikleri ve izleri yansır. Edebi metinlerin konusunu, yazıldığı dönemin olayları, sosyal ve siyasal yapısı, dünya görüşü oluşturur. Bu eserleri anlamak ve doğru yorumlayabilmek için o dönemin tarihini bilmek gerekir. Ayrıca kimi edebi eserler konusunu doğrudan tarihsel gerçeklerden alır, bu tür eserler de tarih bilimine yardımcı olur, kaynak oluşturur.
8. Metindeki ana düşünce ile yardımcı düşünceleri belirleyiniz. Belirlediğiniz cümleleri aşağıdaki şemalara yazınız.
Anlatım Biçimi: Edebî değeri olan bir metni tam anlamıyla değerlendirebilmek için metni tarihteki yerine göre inceleme yapmak gerekir.
Düşünceyi Geliştirme Yolları: Bir milletin edebiyatı milli ruhu ve milli hayatı yansıtır. Edebiyat toplumun diğer kurumlarına bağlı ve onlarla uyumludur.
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 16 Cevabı
1. Metinde geçen “ahlakî, lâyıkıyla, mânasıyla, lisâniyat” kelimelerini doğru telaffuz etmek için nelere dikkat edersiniz?
Kelimelerdeki uzun ve kısa hecelere dikkat etmeliyiz. Uzun heceleri kısa, kısa heceleri uzun okumak telaffuz kusurudur.
2. Okuduğunuz parçada geçen “Hakikaten, bir milletin coğrafi çevresiyle, sonra dinî, İktisadî, hukukî, ahlâkî, sanatsal ve siyasi hayatıyla edebiyatı arasındaki bağlantılar o kadar açıktır ki bu konuda açıklama yapmayı bile fazla görüyoruz.” cümlesindeki altı çizili “ki”lerin ayrı ya da birleşik yazılma nedenini söyleyiniz.
arasındaki” kelimesindeki “ki” sıfat yapma işlevi taşıdığı için bitişik; “açıktır ki” kelimesindeki “ki” ise bağlaç olduğu için ayrı yazılır.
3. Aşağıdaki parça okuduğunuz metinden alınmıştır. Parçada belirtilen noktalama işaretlerinin parçadaki kullanım amaçlarını aşağıdaki şemalara yazınız.
(Tırnak işareti) Başka bir kimseden veya yazıdan olduğu gibi aktarılan sözler tırnak içine alınır.
Virgül(,)Verilen cümlede virgül işareti, uzun cümlelerde yüklemden uzak düşmüş olan özneyi belirtmek için konur.
Soru işareti (?)Soru eki veya sözü içeren cümle veya sözlerin sonuna konur.
10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Meb Yayınları 1. Ünite Giriş Sayfa 17, 18, 19, 20 Din Edebiyat İlişkisi Metni Etkinlik Soruları ve Cevapları
DERSE HAZIRLIK
1. Din ile edebiyat arasında nasıl bir ilişki olduğunu düşünüyorsunuz? Düşüncelerinizi sözlü olarak ifade ediniz.
Bireyler edebiyat sanatı sayesinde her çeşit fikir, his ve hayallerini estetik bir biçimde farklı kişilere aktarmaya çalışmıştır. Bu nedenle de edebiyat sanatı içerisinde bulunulan dönemin aynasıdır şeklinde yorum yapabiliriz.
Çünkü her edebi eser yazıldığı dönemi olduğu gibi yansıtır. Din de asırlar boyunca bireyleri etkisi altına alan, kişilerin hayatına etki eden ve ahlaki toplumsal düzenin kaidelerini belirleyen oldukça önemli bir kavramdır.
Bir toplumu bu denli etkileyen bir kavrama karşı edebiyat da kayıtsız kalmamıştır. Çünkü edebiyat toplum hayatını bir ayna gibi yansıtır. Dinlerin de toplum üzerinde vermiş oldukları etki aynı biçimde edebi eserlere de yansımaktadır.
2. Dinî içerikli bir edebî metin yazmak isteseniz hangi edebî türü tercih edersiniz? Niçin?
Şiir, hikaye ve roman olabilir.
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 18 Cevabı
1. Okuduğunuz metinde geçen “Din, bireyi mukaddes duygu, ortak şuur ve vicdan etrafında birleştirir.” cümlesindeki altı çizili kelimelerin anlamlarını cümlenin bağlamından hareketle tahmin ediniz. Tahminlerinizi TDK’nin Türkçe Sözlük’ünden kontrol ediniz.
2. Metinden yola çıkarak dinin edebiyattaki yeriyle ilgili hangi sonuçlara ulaşabilirsiniz?
İnsanların hayatlarını kuşatan, ahiretlerini mamur etme iddiası taşıyan dinin, edebiyatı etkilememesi düşünülemez. Düşünülemez çünkü din, öğretisiyle insanlara hem bir hayat tasavvuru sunar hem de bu öğretide kullandığı dille ve bir şey anlatırken seçtiği sembollerle, yaptığı benzetmelerle bir zihin de inşa eder. Din tarafından zihni inşa edilen bu insanın ise hem hayatında hem de eserlerinde dinin etkisi bir şekilde görünür kaçınılmaz olarak.
3. “Bu sanat, bir dönemin, bir toplumun hissiyatını, inançlarını, irfanını, bilgilerini, algılarını, kavrayışını ve estetik dünyasını yansıtan ayna konumundadır.” cümlesinden yola çıkarak edebiyatın toplumsal işlevi ile ilgili neler söyleyebilirsiniz?
Edebiyat ait olduğu toplumu yansıtır, edebi ürünlerde toplumun izlerini görmek mümkündür. Edebiyatın toplumu değiştirme ve yönlendirme işlevi de vardır.
4. Metinde düşünceyi geliştirme yollarından hangileri kullanılmıştır? Bunların tercih edilmesinin anlatım biçimine katkısını söyleyiniz.
Tanımlama, benzetme, karşılaştırma, örneklendirme… Metinde açıklayıcı anlatım biçimi kullanıldığı için bu düşünceyi geliştirme yolları metinde anlatılanların daha iyi ifade edilmesine, açık ve anlaşılır olmasına katkı sağlıyor.
5. Metnin tema ve konusunu belirleyiniz.
Teması : din-edebiyat ilişkisi
Konusu: Edebiyat araştırmacılarının din-edebiyat ilişkisine önem, dini metinlerin insanlarda oluşturduğu etki, İslamlaşmasının edebiyata etkileri…
6. Metnin üslubu ile ilgili çıkarımlarda bulununuz.
Metin öğretici bir nitelik taşıdığı için nesnel bir tutumla açık, anlaşılır bir üslup kullanılmıştır.
7. Metinde anlatıcı ile yazarın aynı kişi olmasını neye bağlıyorsunuz? Açıklayınız.
Metnin öğretici olmasına
8. Metindeki ana düşünce ile yardımcı düşünceleri belirleyiniz. Belirlediğiniz cümleleri aşağıdaki şemalara yazınız.
Ana Düşünce: Edebiyatın dinî hayata, dinî hayatın da edebiyata ve dile etkisi vardır.
Yardımcı Düşünceler:
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 19 Cevabı
1. Metinden alınan “Böylece dindar kişi, kutsal kitabı okurken edebî bir bilince ve dil zevkine de ulaşır.” cümlesinde altı çizili kelimeler ünlüyle başlayan ek aldıklarında kelimenin sonundaki sert ünsüzler yumuşamıştır. Siz de okuduğunuz metinden buna benzer örnekler bulunuz. Bulduğunuz örneklerin altını çiziniz.
–gücünden –getirdiği –sürecinde
2. Okuduğunuz metinden alınan “Nitekim Türkler, İslamlaşma sürecinde tabii bir kültür değişimi yaşamış, yeni bir estetik anlayış içerisinde kendilerini bulmuşlardır.” cümlesinde virgüllerin aynı amaçla kullanılıp kullanılmadığını açıklayınız.
–İlk virgül işareti, yüklemden uzak düşmüş olan özneyi belirtmek için konmuştur. İkinci virgül ise sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için kullanılmıştır.
10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Meb Yayınları 1. Ünite Giriş Sayfa 20, 21, 22, 23, 24, 25 Türk Edebiyatının Ana Dönemleri Metni Etkinlik Soruları ve Cevapları
DERSE HAZIRLIK
1. Kütüphanelerde kitapların çeşitli ölçütlere göre gruplandırılması, bize ne gibi kolaylıklar sağlayabilir? Düşüncelerinizi belirtiniz.
Cevap: Kütüphaneler, kitaplara kolayca ulaşabileceğimiz yerlerdir. Kütüphanelerde hemen her aradığımız kitabı bulabiliriz. Kütüphanelerin belli saatlerde açık olması insanların ihtiyaçlarını karşılamaları için çok gereklidir. Kütüphanelerde kitapların çeşitli ölçütlere göre gruplandırılması, kütüphanede kitap arayışında bulma noktasında zaman kaybının önlenmesi için iyi olmaktadır.
2. “Hayatımın dönüm noktaları” dediğiniz olayları neye göre tespit edersiniz? Düşüncelerinizi sözlü olarak paylaşınız.
Cevap: İnsanlar hayatlarında çok önemli olaylar yaşayabilirler. Bu olaylar insanların aklından da hiç çıkmayabilir. Bu nedenle insanlar bu olaylara özel anlamlar da yükleyebilirler. İnsanın hayatımın dönüm noktaları dediği olaylar, okul hayatı, iş hayatı, evlilik hayatı, askerlik hayatı, sınavlar, ölümler, düğünler gibi olaylardır.
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 23 Cevabı
1. • Toplum hayatındaki bu değişiklikler bir süre sonra edebiyatı da etkilemiş; gazeteler, Batı edebiyatından
yapılan çeviriler, uyarlamalar. Türk edebiyatına bu doğrultuda yön vermiştir.
• Böylece Batı kültürüyle yetişen yeni kuşak sanatçıları, Batı edebiyatı yolunda yeni bir çığır açmışlardır.
Yukarıdaki cümlelerde geçen altı çizili ifadelerin anlamlarını cümlelerin bağlamından hareketle tahmin ediniz. Tahminlerinizi TDK’nin Türkçe Sözlük’ünden kontrol ediniz.
Cevap: Uyarlama: Yabancı bir dille yazılmış, yerli olmayan bir yapıtı, yerli yaşama uydurarak, yerlileştirerek kendi diline çevirmek işi.
Çığır Açmak: Belli bir alanda yeni bir yöntem, yeni bir yol başlatmak.
2. Türk edebiyatının dönemlere ayrılmasındaki ölçütleri metinden hareketle söyleyiniz.
3. Metinde geçen “Geçiş Dönemi” ifadesinden ne anlıyorsunuz? Açıklayınız.
Cevap: İslamiyet öncesi dönemdeki kültür ile İslamiyet sonrası kültür iç içe yaşandığı dönemdir.
4. Islami Dönem’deki ürünlerde Arapça-Farsça kelimelerin fazlaca kullanımını neye bağlıyorsunuz? Metinden hareketle cevaplayınız.
Cevap: Daha önceki dönemlerde (Köktürk Dönemi) herhangi bir milleten etkilenme söz konusu olmadığı için dil saf Türkçe’dir, yabancı etkilerden uzaktır. Türklerin İslamiyeti kabulüyle eserlerin içeriğinde ve üslubunda değişim dikkat çeker. Arap ve İran edebiyatının etkisiyle İslami Dönem’deki ilk ürünlerde Arapça-Farsça kelime ve tamlamalar fazlaca kullanılmıştır.
5. Metnin dil ve anlatım özelliklerinin temaya olan katkısını söyleyiniz.
Cevap: Metindeki açık ve yalın anlatım; temanın somutlaştırılamasını, anlatılanların daha anlaşılır olmasını sağlamıştır.
6. Metinde kullanılan anlatım biçimiyle düşünceyi geliştirme yollarını belirleyiniz.
Anlatım biçimi: Açıklayıcı anlatım
Düşünceyi geliştirme yolları: Örneklendirme, karşılaştırma
7. Batı etkisinde gelişen Türk edebiyatının oluşumunda hangi tarihî olay etkili olmuştur?
Cevap: 1839’da ilan edilen Tanzimat Fermanı
8. Öğrendiğiniz bilgilerden hareketle aşağıdaki tabloda boş bırakılan yerleri doldurunuz.
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 24 Cevabı
1. Okuduğunuz metinden alınan “İslamiyet’in Türkler arasında yayılması X. yüzyılda gerçekleşmiştir.” cümlesinde rakamdan sonra kullanılan noktanın kullanım amacını belirtiniz.
Cevap: Sıra belirtmek için “-nci” ekinin yerine kullanılır.
2. Okuduğunuz metinden büyük harflerin farklı kullanım amaçlarına örnek olabilecek cümleler bulunuz.
M.Fuad Köprülü ➜Özel adlar büyük harfle başlar
Yazılı Edebiyat Dönemi➜Tarihî olay, çağ ve dönem adları büyük harfle başlar.
Köktürk ve Uygur➜Devlet adları büyük harfle başlar.
Altun Yaruk, Sekiz Yükmek, Irk Bitig➜ Kitap, dergi, gazete ve sanat eserlerinin (tablo, heykel, beste vb.) her kelimesi büyük harfle başlar.
Arapça-Farsça➜ Dil isimleri büyük harfle başlar.
3. Aşağıdaki parçada yazımı yanlış olan kelimelerin altını çiziniz.
Şehirlerde giderek artan bir betonlaşma hareketi vardı. Bu durum beni de ailemi de çok üzmekteydi. Yaşadığımız ev de bundan nasibini alacakdı galiba. Çünkü komşuların hepsi, evlerini terkedip apartman yapılmasına izin vermişlerdi. Bir tek biz kalmıştık buna boyun eğmeyen. 1975’de evlenen annem ve babam yıllardır bu bahçeli evde yaşamaktaydı. Bu evde pekçok anı biriktirmişlerdi. Onlar için evden vaz geçmek, anıları da yok saymaktı sanki. Yine bir ilk bahar akşamı… Havada rahatlatıcı bir esinti, insanı kendinden geçiren hoş bir koku vardı. Annemde bunun etkisinde kalarak yine hayallere dalmıştı anlaşılan. Çünkü insanın geçmişte ki güzellikleri unutması elbette mümkün değildi.
Hat sanatı, yazı tipleri/karakterleri, kâğıt, kitap, kütüphane konularından birini araştırınız. Araştırma sonuçlarınızı yazıp sınıfta paylaşınız.
Cevap: Yazım yanlışı olan kelimelerin altı çizilip doğru şekilleri parantez içinde yazılmıştır. Şehirlerde giderek artan bir betonlaşma hareketi vardı. Bu durum beni de ailemi de çok üzmekteydi.
Yaşadığımız ev de bundan nasibini alacakdı (alacaktı) galiba. Çünkü komşuların hepsi, evlerini terkedip (terk edip) apartman yapılmasına izin vermişlerdi. Bir tek biz kalmıştık buna boyun eğmeyen. 1975’de (1975’te) evlenen annem ve babam yıllardır bu bahçeli evde yaşamaktaydı. Bu evde pekçok (pek çok) anı biriktirmişlerdi. Onlar için evden vaz geçmek (vazgeçmek), anıları da yok saymaktı sanki. Yine bir ilk bahar (ilkbahar) akşamı… Havada rahatlatıcı bir esinti, insanı kendinden geçiren hoş bir koku vardı. Annemde (annem de) bunun etkisinde kalarak yine hayallere dalmıştı anlaşılan. Çünkü insanın geçmişte ki (geçmişteki) güzellikleri unutması elbette mümkün değildi.
10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Meb Yayınları 1. Ünite Giriş Sayfa 25, 26, 27, 28 Türk Yazı Dilinin Tarihi Gelişmesi Metni Etkinlik Soruları ve Cevapları
DERSE HAZIRLIK
1. “Dilimiz, kimliğimizdir.” ifadesinden ne anlıyorsunuz? Siz bu düşünceye katılıyor musunuz? Düşüncelerinizi sınıfta paylaşınız.
Dilimiz, kimliğimizdir sözü, haklı ve doğru bir sözdür. Bir milletin kimliğinin oluşmasında, kullandığı dil çok etkili olmaktadır. Kullanılan dil ve kelimeler millet olma anlamına gelir.
2. Bir milletin tarih boyunca farklı alfabeler kullanmasında neler etkili olmuş olabilir?
Bir millet tarih boyunca varlığını sürdürebilmek için çeşitli faaliyetler gösterir. Milletler, varlıklarını sürdürebilmek için köklü devletler kurup kültürel olarak faaliyet de gösterebilirler.
Bir milletin tarih boyunca farklı alfabeler kullanmasında farklı kültür ve medeniyetlerle sürekli olarak etkileşimde olması söz konusudur.
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 27 Cevabı
1. Metinde geçen “Türkiye Türkçesinin gelişmesi içinde Yeni Lisan hareketinden sonra en geniş çalışma, Dil İnkılabı’dır.” cümlesinde “inkılap” kelimesinin anlamını cümlenin bağlamından hareketle tahmin ediniz. Tahminlerinizi TDK’nin Türkçe Sözlük’ünden kontrol ediniz.
Cümlede "inkılap" toplum düzenini ve yapısını daha iyi duruma getirmek için yapılan köklü değişiklik, iyileştirme, devrim, reform anlamında kullanılmıştır.
2. Metne göre Eski Türkçe hangi dönemlerde kullanılmıştır?
VIII. (8) yüzyıldan XIII. (13.) yüzyıla kadar Kök Türk, Uygur ve Karahanlı devirlerini içine alan dönemde...
3. Okuduğunuz metinde Orta Türkçe Dönemi hakkında edindiğiniz bilgileri kendi cümlelerinizle ifade ediniz.
Bu dönemde Türkler yeni yazı dillerini meydana getirmişlerdir. Bu devirde Türkçe, Kuzey-doğu Türkçesi ve Batı Türkçesi adı ile ikiye ayrılmıştır.
4. Metne göre Osmanlı Türkçesi neden yabancı dillerin etkisi altında kalmıştır?
Osmanlı Devleti Hazar’dan Orta Avrupa ‘ya, Kırım’dan Afrika’ya kadar geniş bir sahaya yayıldığı için
5. Metinden yola çıkarak Türkçenin tarihsel gelişim sürecinde çeşitli evreler geçirmesinin sebeplerini belirtiniz.
Türklerin geniş bir alana yayılmaları, farklı kültürlerle etkileşim, dil devrimi gibi sebepler sıralanabilir.
6. Okuduğunuz metinde sanatlı söyleyiş, mecaz, öznellik gibi anlatım özelliklerine neden yer verilmediğini söyleyiniz.
Metin öğretici metin türünde olduğu için...
7. Metnin tema ve konusunu belirleyiniz.
Tema: Türkçenin tarihi gelişimi
Konusu: Eski Türkçenin etkili olduğu yüzyıllar, hangi devirleri içine aldığı; Orta Türkçenin Kuzey-doğu Türkçesi ve Batı Türkçesi olarak ikiye ayrıldığı, özellikle Türkiye Türkçesinin içinde bulunduğu Batı Türkçesinin gelişimi...
Yukarıdaki parça okuduğunuz metinden alınmıştır. Bu parçada geçen noktalama işaretlerinin parçadaki kullanım amaçlarını açıklayınız.
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı 1. Ünite Ölçme ve Değerlendirme Çalışmaları Sayfa 30, 31, 32, 33 Cevapları
1. ÜNİTE ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME ÇALIŞMALARI
A) Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerlere doğru kelimeyi/kelimeleri yazınız.
1. Türkler tarih boyunca Kök, Uygur, Türk, Arap, Kiril ve Latin
alfabelerini kullanmışlardır.
2. Koşuk, sav, destan gibi ürünler Türk edebiyatının sözlü Dönemi’ne
aittir.
3. Edebiyat; tarih, felsefe, coğrafya, psikoloji. psikiyatri, din vö. gibi bilimlerden yararlanır.
4. Türk edebiyatı İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı, İslami Dönem ve Batı Etkisinde Gelişen Türk Edebiyatı olmak üzere üç ana döneme ayrılır.
5. Kök Türk Yazıtları Türk edebiyatının yazılı ilk ürünüdür.
6. Türk edebiyatında 8 yüzyıldan itibaren Yazılı Dönem başlamıştır.
B) Aşağıda numaralar ile verilen dönem isimlerini harf ile verilen eser isimleriyle eşleştirerek harfleri numaraların yanındaki yay ayraçların içine yazınız.
(D) 1. Geçiş Dönemi a) Kök Türk Kitabeleri
(A) 2. Yazılı Dönem b) Makber
(Ç) 3. Sözlü Dönem c) Koşma
(C) 4. İslami Dönem ç) Koşuk
(B) 5. Batı etkisinde gelişen d) Kutadgu Bilig
C) Aşağıdaki açık uçlu soruların cevabını ilgili alana yazınız.
8. Destan devri edebiyatında şiir sazla söylenir. Henüz yazı yokken yüzyıllarca, sazla ve sözle söylenen bu şiir, Türk tarihinde bir sözlü edebiyat geleneği kurmuştur. Sözlü edebiyat geleneği o kadar köklüdür ki asırlarca taşlara kazınan yazılar, İslamiyet’ten sonra aydınların yazdığı kütüphaneler dolusu yazmalar, şiir divanları, halk şiirinin geçirildiği cönkler, nihayet Türk topraklarında matbaanın gelişmesi; özellikle halk arasında sazlarla dile getirilen bu sözlü geleneği durduramamıştır. Bugün hâlâ halk içinde yazıya geçmeden önce sazla söylenen şiir, bu kadar eski ve bu kadar köklü bir geleneğe bağlıdır. O kadar ki milletin karakterini öğrenmek isteyenler için geleneğe bu ölçüde
bağlılık dikkat çekici bir özelliktir.
Bu parçadan hareketle Sözlü Dönemle ilgili çıkarımlarınızı aşağıda boş bırakılan yere yazınız.
Aşağıdaki kutucuklarda “GİRİŞ” ünitesi ile ilgili 9-15. soruların cevapları bulunmaktadır. Buna göre kutucuklarda yer alan harfleri boş bırakılan yerlere yazarak soruları cevaplayınız. (Soruların birden fazla cevabı olabileceğini göz önünde bulundurunuz.)
9. B, F
10. A, Ç, D
11. C, E, İ
12. Ç, G
13. I
14. Ğ
15. B, H
16-19. soruları aşağıdaki metne göre cevaplayınız.
16. Çanakkale Şehitlerine şiiri, hangi tarihsel gerçeklik üzerine yazılmıştır? Metinden örneklerle açıklayınız.
Çanakkale Şehitleri şiiri Çanakkale Savaşı üzerine yazılmıştır. “Şu Boğaz harbi nedir?Var mı ki dünyâda eşi?”sorularıyla savaşının büyüklüğüne ve önemine dikkat çekilmiştir. “Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya” dizelerinde düşman ittifakının donanma sayısının çokluğu ifade edilmiştir. Çanakkale Savaşı’nda, Batı dünyasının Türk milletine olan saldırısı, Batı’nın medeniyet adına işlediği cinayetler, Türk askerinin cesareti, imanı, inancı, kahramanlığı, vatan için şehit düşmesi şiirde tasvir edilmiştir.
17. Şiirin din ve tarihle ilişkilendirilmesi, şiirin anlamını nasıl etkilemiştir?
Şiirde tarihsel gerçekliği ve dini inancını yansıtan birçok kelime ve kelime grubuna yer verilmiştir. Şair son derece lirik-epik bir söyleyişle Çanakkale Savaşı’nı, kahraman şehitlerimizi oldukça canlı tasvirlerle destanlaştırmıştır.
18. Metinde geçen açık ve örtük iletilere örnekler bularak aşağıda boş bırakılan yerlere yazınız.
Açık İletiler: Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi?
En kesîf orduların yükleniyor dördü beşi
Örtük İletiler: Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhîd’i…
19. Şiirin dilini göz önünde bulundurarak şiirin yazıldığı dönemle ilgili çıkarımlarda bulununuz.
Şiir savaş dönemini yansıtıyor. Çanakkale Savaşı dünya tarihinde eşine az rastlanır cinsten deniz ve kara muharebelerine sahne olmuş bir savaştır. Bu savaşta Türk askeri inanç ve azmiyle destansı bir kahramanlık örneği sergilemiş, binlercesi bu topraklar için şehit olmuştur.
Ç) Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları okuyunuz ve doğru seçeneği işaretleyiniz.
20. B 21. C 22. E 23. E 24. A
10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Meb Yayınları 2. Ünite Hikaye Sayfa 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42 Duha Koca Oğlu Deli Dumrul Destanını Beyan Eder Hanım Hey Metni Etkinlik Soruları ve Cevapları
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 36 Cevabı
1. “Fedakârlık, sadakat, saygı” gibi değerlerin aile ve toplum yaşamındaki yeriyle ilgili neler düşünüyorsunuz? Düşüncelerinizi sözlü olarak paylaşınız.
Cevap: Fedakarlık, sadakat ve saygı aile ve toplumu ayakta tutan en önemli değerlendendir. Bu değerlerin olmadığı aile ve toplumlar zamanla yozlaşmaya ve eninde sonunda yıkılmaya mahkumdur. İnsan toplumsal bir varlıktır, doğduğu andan itibaren çevresiyle etkileşime girer. İnsanı insan yapan da ailede edinip sosyal çevreyle geliştirdiği ve benimsediği değerlerdir. Bu değerlerden saygı hem toplum hem de toplumun en küçük birimi aile için olmazsa olmazdır. Saygının olmadığı yerde sevgi de olmaz karşılıklı anlayış da… Bir toplumda herkes birbirini sevmek zorunda değildir fakat herkes birbirine saygı duymak zorundadır. Huzurlu bir toplum ancak birbirlerini anlayan, farklılıklarına rağmen birbirlerine saygı duyan insanlarla oluşabilir. Geleceğe güvenle bakabilmenin, yarınlara kalabilmenin sırrı budur.
2. Tarihte kahramanlığıyla ün yapmış kişilerden en çok hangisi sizi etkilemiştir? Niçin?
Cevap: Mustafa Kemal Atatürk, Fatih Sultan Mehmet, Kanuni, Alparslan…
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 41 Cevabı
• Ansızın Deli Dumrul dört nala yetişti.
• Benim ulu dergâhımda gezsin, benlik eylesin.
Okuduğunuz metinden alınan bu cümlelerde altı çizili kelime gruplarının anlamını cümlenin bağlamından hareketle tahmin ediniz. Tahminlerinizi TDK’nin Türkçe Sözlük’ünden kontrol ediniz.
Dört nala➜ çok hızlı bir biçimde
benlik eylesin➜ kendini üstün görmek
2. Okuduğunuz metinde Deli Dumrul’un bir kuru çayın üzerine köprü yapmasının asıl sebebini söyleyiniz.
Cevap: Deli Dumrul’un bir kuru çayın üzerine köprü yapmasının asıl sebebi çok güçlü olduğunu herkese duyurmak ve ününün yayılmasını istemesidir.
3. Azrail ile karşılaştıktan sonra Deli Dumrul’un fikirleri neden değişmiştir? Metinden hareketle açıklayınız.
Cevap: Allah’ın yüceliğini ve Azrail’in O’nun güçlü bir emir kulu olduğunu ölümle burun buruna gelince öğrenen Deli Dumrul hatasını ve acizliğini anlar.
4. Okuduğunuz metinde Deli Dumrul’un eşi, fedakârlığı temsil eden kişi olarak verilmiştir. Bu durum size Türklerin geçmişteki sosyal yaşamları ile ilgili nasıl bir fikir vermektedir?
Cevap: Sadakati, fedakarlığı ve diğer üstün özellikleriyle kadın, Eski Türklerde hem ailede hem de sosyal yaşamda çok önemli bir yere sahiptir. Kadın, Türk aile yapısının omurgasını oluşturmuş, her zaman erkeğinin tamamlayıcısı olmuştur. Türk toplumunda kadın, her zaman ön planda tutulmuş, devlet yönetiminde dahi söz sahibi olmuştur.
5. Metinde Azrail için insanoğlunun ejderhası şeklinde bir benzetme yapılmasının nedeni nedir?
Cevap: Öncelikle şunu belirtmeliyiz ki metinde “insanoğlunun ejderhası” Azrail için değil Deli Dumrul için kullanılmıştır… Deli Dumrul için insanoğlunun ejderhası şeklinde bir benzetme yapılmasının sebebi Deli Dumrul’un çok güçlü, kuvvetli olduğunu belirtmek içindir.
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 42 Cevabı
6. Dede Korkut’un bu hikâyede nasıl bir rolü vardır? Dede Korkut ne zaman ortaya çıkmakta ve neler söylemektedir?
Cevap: Dede Korkut, hikâyelerin sonunda kopuzuyla şiir söyler ve hem kahraman için hem Oğuz toplumu için dua eder. Hikâyelerde olayların sonlanması ile birlikte Dede Korkut ortaya çıkmakta ve hayır dualar etmektedir.
7. Metindeki olay örgüsünü gerçekleşme sırasına göre aşağıdaki şemalara yazınız.
8. Okuduğunuz metnindeki kişilerin özelliklerini belirleyiniz.
Cevap: Eserde Dumrul fiziksel özellikleri bakımından mükemmeldir. Klasik türk erkeğinin fiziksel özellikleri vardır. Güçlüdür, uzun boyludur, yakışıklıdır… Fakat delidir, yaşamı boyunca aklına eseni yapmıştır, istediğini almıştır. Yalnız ölümle tanışınca olgunlaşmaya başlamıştır.
Deli Dumrul’un anası, yaşlıdır ve ölümü beklemektedir. Dumrul’u çok sever, fakat bütün hayatını onun için harcadığını düşünerek Dumrul için hayatını vermez..
Deli Dumrul’un babası da , yaşlıdır. O da Dumrul’u çok sever, ama o da kabul hayatını Dumrul için vermez..
El kızı (Dumrul’un karısı) güzel ve genç bir kadındır. Deli Dumrul’la büyük bir aşk yaşamaktadırlar. Olgun ve sevdiği kişi için her şeyi yapabilecek bir kişiliğe sahiptir.
9. Okuduğunuz metnin anlatıcısını ve anlatıcının bakış açısını metinden örnek cümleler göstererek söyleyiniz.
Cevap: Metin hakim anlatıcı tarafından anlatılmıştır. İlahi bakış açısıyla yazılmıştır.
Örnek: “Bu sözler, Allah Teâla’nın hoşuna gider. Azrâil’e canının yerine can bulması karşılığında Deli Dumrul’u bağışlayacağını söyler.”
10. Metnin dil özelliklerine bakıldığında hikâyenin nesir bölümündeki anlatım bir konuşma dili özelliği taşırken karşılıklı konuşmalarda nazım özelliği taşımaktadır. Bu durum metnin dil ve anlatımını nasıl etkilemiştir?
Cevap: Metinde nazım ve nesirin iç içe geçmesi metne şiirsellik ve akıcılık kazandırmıştır. Ahenk unsurlarına verilmesi anlatımı tekdüzelikten kurtarıp anlatıma canlılık ve hareket katmıştır.
11. Siz olsaydınız bu hikâyeyi nasıl bitirirdiniz? Neden?
Cevap: Yorum sizin, hikayeyi mutlaka okumanızı öneriyoruz…
12. Okuduğunuz metnin teması metin türüne nasıl bir katkı sağlamıştır? Açıklayınız.
Cevap: Metin, canı yerine can bulma, fedakarlık, pişmanlık vb. temalar üzerine kurulmuştur.
13. Metindeki ana düşünce ile yardımcı düşünceleri belirleyiniz. Belirlediğiniz cümleleri aşağıdaki şemalara yazınız.
Ana Düşünce: İnsanın benliğini, nefsini tanrılaştıramayacağı, Allah’ın kararlarına karşı gelinemeyeceği, gelmeye kalkarsa gereken cezanın verileceğidir.
Yardımcı Düşünceler: Allah’ın affediciliği, duanın gücü, eşin fedarlığı ve sevgisi, Allah’ın takdirine razı olmak vb…
1. Okuduğunuz metinde geçen “Geçeninden otuz üç akçe alırdı, geçmeyeninden döve döve kırk akçe alırdı.” cümlesinde altı çizili kelimeler fiilimsidir. Fiilimsiler; fiil gibi -ma, -me eki ile olumsuzu yapılabilen ancak fiiller gibi çekimlenemeyen kelimelerdir. Okuduğunuz metinde geçen fiilimsilere bu bilgiden hareketle örnekler bulunuz.
Cevap: geçeninden, geçmeyeninden, diye, yiyip, içip, otururken, çağırıp, görür (gözü), tutar (elleri), diyince, olduğunu, ağardığını, ağarmasının, gelirken, basıp, hırıldanmağa, aldığını, almağa, bulması, bağışlayacağını, yaşadıklarını, doğduğunda, benzer, bulamayınca, taşıdığım, deyince, getirdiğim, doladığım, emzirdiğim, dayanarak, olunca, etmediğini, almaya...
2. Metindeki fiilimsiler metnin dil ve anlatımına nasıl katkı sağlamıştır? Sözlü olarak ifade ediniz.
Cevap: Fiilimsiler metne anlatım gücü zenginliği kazandırıp anlatılmak isteneni kısa yoldan anlatma olanağı sağlamıştır.
3. Aşağıdaki parçada geçen noktalama işaretlerinin kullanım amaçlarını açıklayınız.
Bunu niçin böyle ederdi? Onun için ki: “Benden deli, benden güçlü er var mıdır ki çıksın benimle savaşsın, benim erliğim, bahadırlığım, kahramanlığım, yiğitliğim Rum’a, Şam’a gitsin, ün salsın” der idi.
Soru işareti: Soru bildiren cümlenin sonuna konmuştur.
İki nokta: Bir cümleden sonra alıntı bir cümle geldiği veya bir söz aktarıldığı zaman iki nokta kullanılır. Tırnak işareti: Doğrudan alıntıları göstermek için kullanılmıştır.
Kesme İşareti: Özel isme gelen çekim eklerini ayırmak için kullanılmıştır.
Virgül: Eş görevli sözcükler arasına konmuştur.
Nokta: Tamamlanmış cümlenin sonuna konmuştur.
10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Meb Yayınları 2. Ünite Hikaye Sayfa 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49,50 Kerem İle Aslı Metni Etkinlik Soruları ve Cevapları
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 43 Cevabı
1. Yaşadığınız çevrede insanlar hangi konularda emek verip fedakârlık yapmaktadırlar? Düşüncelerinizi günlük hayattan örneklerle anlatınız.
Cevap: Aile, vatan, meslek, arkadaşlık ilişkilerinde..
2. “Halk hikâyesi”nin size çağrıştırdığı düşünceleri sözlü olarak paylaşınız.
Cevap: Halk hikayesi, eskiden gezgin halk ozanlarının kahvelerde saz eşliğinde anlattıkları, şiir ve düz anlatım karışımı, Kerem ile Aslı, Âşık Garip, Köroğlu gibi aşk ve kahramanlık öyküleridir.
• Kerem ertesi g ün yola revan olup giderken sabaha yakın idi, başladı seher yeli esmeğe.
• Gel bu kızı ona verelim eğer vermezsek bunun ahü zarı bizi harap eder.
Yukarıdaki cümleler okuduğunuz metinden alınmıştır. Bu cümlelerde geçen altı çizili kelime gruplarının anlamlarını cümlenin bağlamından hareketle tahmin ediniz. Tahminlerinizi TDK’nin Türkçe Sözlük’ünden kontrol ediniz.
yola revan olmak: yola çıkmak
ahü zarı: ah çekmek, ağlamak, sızlamak
2. Metne göre Hasene Hanım’ın Kerem’i gül bahçesine davet etmesinin sebebi nedir? Belirtiniz.
Cevap: Kerem’in Aslı’ya gerçekten aşık olup olmadığını anlamak için...
3. Okuduğunuz metinde Kerem’in Aslı’yı gördükten sonraki tavrı ne olmuştur?
Cevap: Hasene Hanım’ın ayaklarına kapanıp ona saygı göstermiştir.
4. Okuduğunuz metnin sonunda Kerem ile Aslı kavuşmuş mudur? Siz olsaydınız bu metnin son bölümünü nasıl düzenlerdiniz?
Cevap: Metnin sonunda Kerem ile Aslı yanıp kül olmuşlardır. İki sevgilinin ancak külleri birbirine kavuşmuştur. Ben olsaydım iki aşığı mutlaka kavuştururdum.
5. Metindeki kişilerin özelliklerini belirleyiniz. Belirlediğiniz özellikleri aşağıdaki şemalara yazınız.
6. Metnin dil özelliklerine bakıldığında metinde nazım ve nesir bölümlerinin olduğu görülmektedir. Bu durum metnin dil ve anlatımını nasıl etkilemiştir?
Cevap: Halk hikâyelerinde olayın anlatımını hızlandırmak için nesre başvurulurken, duyguları daha etkili yansıtmak için nazım kullanılmıştır. Nazım bölümleri anlatımı daha canlı ve etkileyici hale getiririr, okuyanların veya dinleyenlerin ilgisini çeker.
7. Bu metinde hangi bakış açısı tercih edilmiştir? Metinden örneklerle açıklayınız.
Cevap: İlahi bakış açısı kullanılmıştır.
Örnek “Zira kendinin hayali geniş idi. Eğer sevdası küçük ise onu öldürtecekti. Baktı ki Kerem gözünü Aslı Han’dan ayırıp kızların hiçbirine bakmaz.”
8. Metindeki çatışmaları belirleyerek bunun konu ve temaya katkısını belirtiniz.
Cevap: Ayrılık-kavuşma, iyi-kötü çatışmaları vardır. Hikayedeki aşk teması bu çatışmalar sonucu etkili olarak ortaya çıkmıştır.
9. Metinden hareketle o dönemin sosyal ve kültürel özellikleri hakkında sözlü olarak bilgi veriniz.
Cevap: Kerem İle Aslı Halk Hikayesi Dönemin Sosyal ve Kültürel Özellikleri Hükümdarlık beylik sisteminin varlığı dönemin siyasi yapısını gösterir. Beşik kertme geleneği: Kerem ile Aslı daha doğmadan aileleri tarafından beşik kertmesi ilan edilirler. Keşişin Müslüman aileye kızım vermek istememesi (dini farklılıktan doğan çatışmaların varlığı) Nişan âdeti: Kerem ile Aslı’nın nişanlanması Büyü ve sihir yapma: Keşiş ‘in Aslı’ya sihirli bir elbise giydirmesi Aşıkların diyar gezip sazla türkü söylemesi dönemin sanat anlayışının yansımasıdır. Kerem’in Hak aşığı olması dini inanışı gösterir. Ahiret inancı Bu dünyada kavuşamayan aşıkların cennet kavuşacakları inancı
10. Metnin ana düşüncesinden hareketle hikâyeyi oluşturan olay örgüsünü tespit ederek aşağıdaki şemalara yazınız.
Cevap: AŞK HER ZORLUĞA KATLANMA GÜCÜ VEREN EN YÜCE DUYGUDUR.
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 48 Cevabı
1. Okuduğunuz metinde geçen “Kerem, Aslıhan’ı görünce Hasene Hanım’ın ayağına düşüp tazim eyledi.” cümlesinde altı çizili kelimeler zarf görevli fiilimsilerdir. Zarf-fiiller -ıp (-ip, -up, -üp), -arak (-erek), -ınca (-ince), -ken, -maksızın (-meksizin) gibi ekler alır. Buna göre metinde geçen zarf-fiillere örnekler bulunuz. Bulduğunuz örneklerin altını çiziniz.
Cevap: Metindeki zarf-fiiller
yerken, gittiğinde, diye, sorduğunda, duyunca, alıp, giydirip, görünce, düşüp, etmeyince, nakledip, deyip, gelip, arayıp.
2. Aşağıda iki nokta ve virgülün kullanım amaçlarından bazıları verilmiştir. Okuduğunuz metinde bu kullanımlara örnekler bularak aşağıdaki şemalara yazınız.
Cevap: İki nokta: Konuşmalardan ve açıklamalardan önce kullanılır.Örnek: Kerem: “Davete icabet lazımdır.” deyip gül bahçesine geldi.
Onlar da: “Beli geçti, amma onlar Karapınar’a doğru gitti.” dediler.
Virgül: Uzun cümlelerde yüklemden uzak düşmüş olan özneyi belirtmek için kullanılır.
Örnek: Hasene Hanım, Kerem’in aşkını sınamak için Kerem’i bir gül bahçesinde, içinde Aslı’nın da olduğu birbirinden güzel kızlarla bir araya getirir.
İki nokta: Konuşmalardan ve açıklamalardan önce kullanılır.
Virgül: Uzun cümlelerde yüklemden uzak düşmüş olan özneyi belirtmek için kullanılır.
Arzu ile Kamber, Yusuf ile Züleyha, Tahir ile Zühre gibi halk hikâyelerinden birini okuyunuz. Hikâyeyi oluşturan unsurları aşağıdaki şemalarda boş bırakılan yerlere yazınız.
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 50 Cevabı
Alman ve dünya edebiyatının önde gelen sanatçılarından biri olan Schiller’in Rehine adlı hikâyesini okudunuz. Bu hikâyeyi daha önce incelediğiniz Deli Dumrul hikâyesi ve Kerem ile Aslı hikâyesiyle aşağıdaki şemada verilen başlıklar doğrultusunda karşılaştırınız.
DELİ DUMRUL VE REHİNE
TEMA VE KAHRAMANLARIN ÖZELLİKLERİ
BENZERLİKLER: Her iki metnin kahramanları da güçlü, kuvvetli ve gözü pektir. Tanrı inancına sahip, zor durumlarda dua eden kişilerdir.
FARKLILIKLAR: İki kahramanın karakter özellikleri birbirinden çok farklı. Deli Dumrul zorbalıkla hakimiyet kurmaya çalışan, asi, cahil, Azrail’e kafa tutan birisi. Rehine adlı hikayenin kahramanı Damon ise çok mert, canı pahasına verdiği sözü tutan, mücadeleci, dostuna karşı vefalı birisidir. Deli Dumrul Azrail’e, Damon ise Sirakuza Kralı’na meydan okuyor.
KEREM İLE ASLI VE REHİNE
DİL VE ANLATIM ÖZELLİKLERİ
BENZERLİKLER: Her iki metinde de sade ve yalın bir dil kullanılmıştır.
FARKLILIKLAR: Kerem ile Aslı hikayesi nesir-düzyazı karışık yazılmıştır. Rehine adlı hikaye ise düzyazı biçimindedir. Kerem İle Aslı hikayesinde nazımla yazılan bölümler ahenkli ve lirik bir anlatıma sahiptir.
10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Meb Yayınları 2. Ünite Hikaye Sayfa 51, 52, 53, 54, 55 Hayber Kalesi Cengi Metni Etkinlik Soruları ve Cevapları
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 51 Cevabı
1. Kahraman olmak için sadece cesur olmak yeterli midir? Düşüncelerinizi nedenleriyle paylaşınız.
Cevap: Sadece cesur olmak yeterli değildir. Kahraman olmak cesaretin yanı sıra beceri, zeka, erdem, ahlak, iyilik, doğruluk, dürüstlük ve yardımseverlik gibi değerlere sahip olmayı gerektirir.
2. Kahramanlık konulu halk hikâyelerinin günümüz romancılarını, şairlerini ya da sinema sektörünü etkilediğini söyleyebilir misiniz? Düşüncelerinizi örneklerle anlatınız.
Cevap: Evet söyleyebiliriz.
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 54 Cevabı
1. Okuduğunuz metinde geçen “Divânenin biri olmalı! Yoksa bu gülünç harekete kalkışmazdı!” cümlesinde altı çizili kelimenin anlamını cümlenin bağlamından hareketle tahmin ediniz. Tahminlerinizi TDK’nin Türkçe Sözlük’ünden kontrol ediniz.
Cevap: divane: Aklını yitirmiş, deli
2. Okuduğunuz metinden yola çıkarak Hazreti Ali’nin kişilik özellikleri ile ilgili çıkarımlarda bulununuz.
Cevap: Kahraman kişiliğiyle olağanüstü güçleri bünyesinde barındıran, mücadeleden çekinmeyen yiğit, cesur, çok güçlü bir karakter… Hayber Kalesi’nin alınmasında önemli bir görev üstleniyor.
3. Metinde geçen olağanüstülükleri metinden örnek cümleler göstererek belirtiniz.
4. Metindeki olayları gerçekleşme sırasına göre aşağıdaki şemalara yazınız.
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 55 Cevabı
5. Metindeki zaman ve mekân unsuru ile ilgili neler söyleyebilirsiniz?
Cevap: Hikayedeki olaylar Peygamber Efendimiz (S.A.V) döneminde Hayber’in fethi sırasında geçiyor. Mekan Hayber şehridir.
6. Okuduğunuz metin o dönemin sosyal ve kültürel yaşamıyla ilgili size nasıl bir fikir vermektedir? Açıklayınız.
Cevap: Müslümanlar ve Yahudiler arasında savaş vardır. Peygamberimiz İslam ordusunun başkumandadır.
7. Metinde yararlanılan anlatım biçimi ve düşünceyi geliştirme yollarını belirleyip aşağıdaki şemalara yazınız.
Anlatım Biçimi: Öyküleyici, betimleyici, destansı anlatım
Düşünceyi Geliştirme Yolları: benzetme, kişileştirme
8. Metindeki anlatıcıyı ve anlatıcının bakış açısını metinden örnek cümleler göstererek söyleyiniz.
Cevap: Cenk-nâmedeki olaylar ilahi bakış açılı hakim anlatıcı tarafından anlatılmaktadır.
Örnekler: “Ordu safları arasında kahramanlığı dillerde destan olan İmam Ali’nin bu hareketi, askerlerin savaş isteğini sanki ateşlemişti. Fakat onun ne yapacağını kimse kestiremiyordu.
9. Metindeki temel çatışmayı belirleyerek bunun metnin türüne katkısını söyleyiniz.
Cevap: İyi-kötü, müslüman-küffâr” çatışması…
10. Okuduğunuz metnin konusunu ve temasını sözlü olarak belirtiniz.
Konusu: Hz. Ali’nin Hayber Kalesi’nin fethi sırasında gösterdiği yiğitlik ve kahramanlık
Teması: Metinde “yiğitlik-kahramanlık” teması işlenmiştir.
11. Metnin konusu, dil ve anlatım özellikleri göz önünde bulundurulduğunda okuduğunuz metnin bir halk hikâyesi olduğunu söyleyebilir misiniz? Düşüncelerinizi nedenleriyle açıklayınız.
Cevap: Metinde sade, yalın bir dil kullanılmıştır. Metin için dini-destansı halk hikayesidir diyebiliriz.
1. Okuduğunuz metinde geçen “Ali’nin sağlığına kavuşması, tüm dostlarını sevindirmişti.” cümlesinde altı çizili kelime isim görevli fiilimsidir. İsim-fiiller; -ma (-me), -ış (-iş, -uş, -üş), -mak (-mek) eklerinin fiil kök ve gövdelerine getirilmesiyle türetilir. Buna göre metinde geçen isim-fiillere örnekler bulunuz.
Cevap: paylaşmak, aydınlanması, hissedebilmek, savunmadan, geçmek, yapmaya, kapatılma, taşınmasına, iyileştirmesi, gidişi, geçmesi, görmeye, kavuşması, alınması, sürmeye…
2. Ünlem işareti sevinç, kıvanç, acı, korku, şaşma gibi duyguları anlatan cümlelerden veya seslenme, hitap, uyarı sözlerinden sonra konur. Buna göre okuduğunuz metinde ünlem işaretinin hangi amaçla kullanıldığım bulunuz.
3. Aşağıdaki parçada geçen yazımı yanlış kelimeleri bulunuz. Bulduğunuz kelimelerin altını çiziniz.
Bugün çok heyecanlı ve neşeliydi. Bütün gün bir köşeden bir köşeye gezip durdu. Sanki hayatında çok önemli birşey eklenmişdi. Sonra yavaş yavaş yorgunluğunu ve hayata karşı isteksizliğini üzerinden attığını his etti. Sabah kalktığında gördüğü karışık rüyalar bile onun bu günkü mutluluğunu bozamadı. Daha sonra adeta bir tüy gibi hafiflediğini farketti. Yaşadığı bu mutluluğun hemen ardından aldığı bir haber onun için büyük bir süpriz oldu. Uzun zamandır beklediği işe kabuledilmişti. Bu onu daha çok sevindirdi. İçinden gerçekten kapanan her kapının ardından başka kapıların açılabileceği inançını yitirmediğine şükür etti.
Cevap: Bugün çok heyecanlı ve neşeliydi. Bütün gün bir köşeden bir köşeye gezip durdu. Sanki hayatında
çok önemli birşeyeklenmişdi. Sonra yavaş yavaş yorgunluğunu ve hayata karşı isteksizliğini üzerinden attığını his etti. Sabah kalktığında gördüğü karışık rüyalar bile onun bu günkü mutluluğunu bozamadı. Daha sonra adeta bir tüy gibi hafiflediğini farketti. Yaşadığı bu mutluluğun hemen ardından aldığı bir haber onun için büyük bir süpriz oldu. Uzun zamandır beklediği işe kabuledilmişti. Bu onu daha çok sevindirdi. İçinden gerçekten kapanan her kapının ardından başka kapıların açılabileceği inançını yitirmediğine şükür etti.
Kahramanlık konulu halk hikâyelerini araştırınız. Edindiğiniz bilgileri yazarak sınıfta paylaşınız.
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 56 Cevabı
1. Yüzyıllar boyunca aşk, neden sözlü ve yazılı ürünlerin başlıca teması olmuştur? Konuyla ilgili düşüncelerinizi paylaşınız.
Cevap: Aşk, insanlık var olduğundan beri hayatın gerçeklerinden biridir. İnsana özgü tüm gerçeklikler edebi ürünlerin konusu olduğu için en yüce duygulardan biri olan aşk, yüzyıllarca edebi eserlerde işlenmiş ve insanlık var oldukça da işlenmeye devam edecektir.
2. Aşk gibi evrensel bir temayı düz yazı mı yoksa şiir formunda ifade edilen ürünlerde mi okumayı tercih edersiniz? Niçin?
Cevap: Ben şiir olarak okumayı tercih ederim. Çünkü şiir bence aşkı en iyi anlatan edebiyat türüdür. Binlerce kelime ile anlatılacak bir şeyi şiir bir kaç dize ile özetliyor çünkü.
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 59 Cevabı
1. Metinde geçen “Kays anı görüp helâk oldı”, “Bin sevk bulup özin yitürdi” dizelerindeki altı çizili kelime gruplarının anlamlarını dizelerin bağlamından hareketle tahmin ediniz. Tahminlerinizi TDK’nin Türkçe Sözlük’ünden kontrol ediniz.
2. Metinde ahenk, hangi unsurlarla sağlanmıştır? Metinden örnek vererek açıklayınız.
Cevap: Metinde ahenk kafiye ve ses tekrarlarıyla sağlanmıştır. Bazı kafiye türlerinin varlığı şiire daha fazla ahenk katılmasını sağlamıştır. ölçü-redif-kafiye -aliterasyon-asonans gibi ögeler ahenk unsurlarını sağlamıştır..
3. Metinde aynı zamanda divan edebiyatındaki sevgili tipini temsil eden Leyla nasıl tasvir edilmiştir?
Cevap: İnsanların aklını başından alan , çok güzel olan, doğan bakışlı, âhû gözlü, hoş hareketli, tatlı sözlü, tavrı, hareketi hep naz baştan ayağa tümüyle naz ve cilve olarak tasvir edilmiştir.
4. Metne göre Kays ile Leyla karşılaştıklarında nasıl bir duygu değişimi yaşamışlardır?
Cevap: Aşkından bitmiş ölmüş ve dertlere düşmüştür… Leyla ise Kays’ı görünce kendini yitirmiştir. sonsuz bir zevke düşmüştür.
5. Metnin konusunu ve temasını bulunuz.
6. Metinde anlatılanlar, düz yazı şeklinde ifade edilseydi metinde ne gibi bir değişiklik olurdu? Düşüncelerinizi paylaşınız.
Cevap: Şiirselliği kaybolurdu.. etkileyiciliği azalırdı.. ahenk unsurlarının verdiği estetik algı yaratmazdı…
7. Aşağıdaki beyitlerde geçen söz sanatlarını bularak aşağıdaki şemalara yazınız.
Bir saf kız oturdu bir saf oğlan
Cem oldı behişte hür u gılman
Endamı latife-i ilahi
Derya-yı letafet içre mahi
Cevap: teşbih: Leyla’nın endamı güzellik denizindeki balığa benzetilmiş
Alem ser-i müyınun tufeli
Mahbube-i alem adı Leyli
Cevap: Mübalağa var demek doğru olur. herkesin sevglisinin adı leyla imiş..
8. Metnin dil ve anlatım özellikleriyle ilgili neler söyleyebilirsiniz?
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 60 Cevabı
1. Okuduğunuz metinde geçen “revâc-ı bâzâr, çîn-cünbiş-i mevc-i sehmnâk, şimşâd-ı latîf” gibi tamlamaları doğru telaffuz ediniz. Tamlamaları telaffuz ederken nerelerde zorlandığınızı belirtiniz.
Cevap: Özellikle Uzun Ünlülerde Ve (-ı) İfadesini Söylemek Zor
2. Aşağıdaki parçada yer alan imla ve noktalama yanlışlarını bularak bunların altını çiziniz.
Cevap: Camın dış tarafında uzun boylu; esmer yüzlü; siyaha çalan pantol ve ceket giyinmiş, tığ gibi bir deli kanlı belirdi. Gölge gibi kaydı, gözlerini çevirip Şeref bey’e bakarak: “Bugün tarlanın sürülmesi gerekmiyormuydu.” dedi. Şeref bey de oturduğu sandalyeden hafifçe doğrularak tek bir kelime söyleyebildi: “Tabi ki.”.
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 61 Cevabı
1. Evde hayvan besleme konusunda neler düşünüyorsunuz? Düşüncelerinizi sözlü olarak paylaşınız.
Cevap: Ben çok acımasızca buluyorum, hayvanın özgürlüğünü elinden alıp kafese akvaryuma falan kapatıp tutmaya karşıyım hangi hayvan olursa olsun evde beslemeye yani bir çiftliğin varsa ancak besleyebilirsin gibi geliyor.
2. Bir edebî türde kahramanların metnin okunmasında etkili olduğunu söyleyebilir misiniz? Düşüncelerinizi nedenleriyle paylaşınız.
Cevap: Bir yapıtın en önemli ögelerinin başında gelir kahraman. kahramanını sevdiğimiz eserler daha çok ve hızla okunur. Bu başrolü sevdiğimiz filmi veya diziyi severek izlemek gibi bir şey.
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 65 Cevabı
1. Hikâyenin kahramanı olan adamın, evi terk etmesinin nedeni nedir? Adamın eve dönme kararı almasında neler etkili olmuştur?
terk etmesinin nedeni: karısının kendi yerine kedileri tercih etmedi
eve dönmesinin nedeni: Yalnızlığa dayanamayan kahramanın (kocanın) eve dönmekten başka çaresi kalmamaktadır.
2. Hikâyedeki olayları yaşayan kişinin yerinde siz olsaydınız neler yapardınız?
Cevap: muhtemelen ben de kahramanla aynı şeyleri yaşardım..
3. Olayın geçtiği mekân ve zamanla ilgili neler söyleyebilirsiniz? Metinden örneklerle ifade ediniz.
4. Hikâyedeki kişilerle ilgili hangi özelliklere ulaşılabilir?
5. Okuduğunuz hikâyenin konu ve temasını belirleyiniz.
6. Hikâyedeki olayları gerçekleşme sırasına göre belirleyerek aşağıdaki şemalara yazınız.
7. Hikâyedeki anlatıcıyı bularak anlatıcının hangi tip bakış açısı kullandığını metinden örneklerle söyleyiniz.
8. Hikâyenin esasını oluşturan temel çatışmayı ve bundan hareketle temayı bulunuz.
Cevap: temel çatışma karı koca çatışması..
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 66 Cevabı
9. Metindeki ana düşünce ile yardımcı düşünceleri belirleyiniz. Belirlediğiniz cümleleri aşağıdaki şemalara yazınız.
Ana Düşünce: yalnızlık ve çaresizlik insanlara zor durumlarda, istenmeyen şartlarda sabır etmeyi öğretir..
Yardımcı Düşünce: insan korkularını yenmekte zorlanır
korkularla yüzleşmek zordur.
kişiler istenmeyen davranışlara ortamlara maruz kalabilirler
10. Okuduğunuz metinden yola çıkarak dönemin sosyal ve kültürel unsurlarıyla ilgili nasıl bir fikir edindiniz? Düşüncelerinizi sözlü olarak paylaşınız.
1. Okuduğunuz metinde geçen “Kedi! Hem de sabah kahvesini içen kedi!” cümlesinde altı çizili kelime sıfat görevli bir fiilimsidir. Sıfat-fiil adı verilen bu tür kelimeler -an (-en), -ası (-esi), -maz (-mez), -ar (-er), -dık (-dik), -acak (-ecek), -mış (-miş, -muş, -müş) eklerinden uygun olanı ile fiil kök ve gövdelerinden türetilir. Buna göre metinde geçen sıfat-fiillere örnekler bulunuz.
2. Aşağıdaki metinde geçen noktalama işaretlerinin kullanım amaçlarını aşağıdaki şemalara yazınız.
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 67 Cevabı
3. Aşağıdaki parçada boş bırakılan yerlere gelmesi gereken noktalama işaretlerini yerleştiriniz.
Hava daha da kötüleşmişti( ) Trafik aksamış( ) karın zorluklarına alışkın olmayan insanlar gittikçe sertleşen kar tabakası üzerinde ağır aksak( ) dengesiz yürüyüşlerle bir an önce gidecekleri yere varma telaşına düşmüşlerdi( ) Rıza Bey derince içini çekti( )( ) Hayat bu işte( ) Hep mücadele ( ) Dengeli olmak ve sağlam adım atmak yolunda olağanüstü çaba göstermek( ) Yorulmamak adına hep yorulmak( )( )
Mustafa Kutlu’nun aşağıda bir parçası verilen Uzun Hikâye adlı eserinin tamamını okuyunuz. Eserle ilgili değerlendirmelerinizi sınıfta paylaşınız.
Cevap: Hava daha da kötüleşmişti(. ) Trafik aksamış ( karın zorluklarına alışkın olmayan insanlar gittikçe sertleşen kar tabakası üzerinde ağır aksak( ,) dengesiz yürüyüşlerle bir an önce gidecekleri yere varma telaşına düşmüşlerdi( .) Rıza Bey derince içini çekti( :)( “) Hayat bu işte( !) Hep mücadele (… ) Dengeli olmak ve sağlam adım atmak yolunda olağanüstü çaba göstermek( …) Yorulmamak adına hep yorulmak( …)( “)
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 68 Cevabı
1. “Göz görmeyince gönül katlanır.” sözüyle ilgili düşüncelerinizi paylaşınız.
Burada sorumuzu cevaplarken bir ata sözünü hatırlatmak isteriz : “gözden ırak olan gönülden de ırak olur. ”İnsanlar sürekli iletişim halinde olduğu-buluştuğu -vakit geçirdiği insanlarla konum bağı da güçlüdür. çünkü onların varlığına alışmış olur. burada kişilerin düşkünlükleri de fazladır. uzaklaşınca araya mesafeler girince ortak yaşam alanları ve paylaşılan ortak değerler zamanla azalacağı için gönüldeki izleri de zamanla azalacaktır..
2. Bir edebî metne başlık seçerken nelere dikkat edilmesi gerektiğini düşünüyorsunuz?
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 70 Cevabı
1. Metinde geçen “Benzine kan geldi. Gerçi yine başı dönmeye başlamıştı.” cümlelerindeki altı çizili kelime ve kelime grubunun anlamlarını cümlelerin bağlamından hareketle tahmin ediniz. Tahminlerinizi TDK’nin Türkçe Sözlük’ünden kontrol ediniz.
2. Okuduğunuz metinden Hatice Hanım’ın kişilik özelliklerini yansıtan cümleleri bulunuz.
Cevap: Hatice Hanım, çok genç yaşta dul kalmış zengin bir hanımcağızdı.
Başlıca merakı temizlikle namusluluktu.
Sakın siz de komşuların hizmetçileriyle, uşaklarıyla konuşmayın.
3. Metne göre Hatice Hanım’ın çalışanlarıyla ilgili beklentisi nedir? Bunun sebebini söyleyiniz.
4. Hatice Hanım, çalışanlarıyla ilgili olumsuzlukları ne zaman fark etmiştir?
Cevap: Doktorun tedavi için terlik giymesi gerektiğini söylemesi ile terlik giyerek köşkte gezmesi ile
5. Hatice Hanım, hikâyenin sonunda sorununu nasıl çözmüştür? Siz olsaydınız bu durumda ne yapardınız?
Cevap: Eski haline dönmüştür. olumsuzlukları görmezden gelerek gönlünü rahat tutmuştur.
6. Metnin serim, düğüm ve çözüm bölümlerini belirleyiniz.
7. Okuduğunuz metnin konu ve temasını belirtiniz.
Cevap: Göz görmeyince gönül katlanır-rahatlar
8. Metindeki zaman ve mekânın özelliklerini aşağıdaki şemalara yazınız.
Cevap: Zaman: net zaman yok ancak zaman anlamı taşıyan kelimeler var yıl-yaş-sabah-akşam ertesi gün-dokuz senelik
Mekan: Hatice Hanım’ın köşkü / Göztepe’de bir köşk
9. Okuduğunuz metin; yazıldığı dönemin kültürel, sosyal vb. yaşamıyla ilgili hangi gerçeklikleri yansıtmaktadır?
10. Okuduğunuz hikâyede hangi bakış açısı kullanılmıştır? Seçilen bakış açısı, metnin dil ve anlatımını nasıl etkilemiştir?
Cevap: İlahi bakış açısı kullanılmıştır. Metinde kahramanların ruh hallerini düşüncelerini ifade etmeyi sağlamıştır.
11. Okuduğunuz metnin ana düşüncesini yardımcı düşüncelerden hareketle söyleyiniz.
Ana düşünce: Göz görmeyince gönül katlanır
Yardımcı Düşünceler
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 71 Cevabı
1. Fiilimsiler cümlede yan cümlecik oluşturabilir. Okuduğunuz metinde geçen “Gözleri aralık kapıya ilişince, neredeyse nefesi duracaktı.” cümlesindeki altı çizili bölüm zarf-fiilin oluşturduğu bir yan cümleciktir. Buna göre metindeki “Benzine kan geldi. Gerçi yine başı dönmeye başlamıştı. Fakat sesi işitilmeyen ökçesiz terlik giydireceğini düşünerek doktora kendini göstermiyor:” cümlelerinde geçen yan cümlecikleri bularak bunların altını çiziniz.
Cevap: düşünerek doktora kendini göstermiyor:
2. Aşağıdaki parçada yer alan yazımı yanlış kelimeleri bularak bunların altını çiziniz.
Ahmet bey başını çevirip sisli gök yüzüne baktı. Gerçekden iri kar tanecikleri ağır ağır, döne döne sanki birbiriyle dansediyorlarmış gibi yağıyordu. Kar, aniden bastırı vermişti. Nasılda hızlanmıştı. Hiç bir şey onun dışarı çıkmasına engel olamazdı. Bir an düşündü. Çıkmamalımıydı acaba? Aniden başlıyan kar onu bu tedirginliğe itmişti.
-Ben çıkarım, dedi Ahmet bey, kendine güvenle.
Çocukluğundan beri hiç bir şeyden korkmazdı.
-Bilirim, dedi kadın gözlüğünü takarken, bir karar vermeyegör, seni tutabilene aşk olsun!
Yarı sitem, yarı hüzün vardı söyleyişinde. Ağır başlı, hanım hanımcık bir kadın ola gelmişti hep. Masada ki gazetelerden birini alırken kocasına gözlüklerinin üstünden bakıp sordu:
- Bu gün çalışmayacakmısın?
- Çalışacağım tabiî.
Mustafa Kutlu’nun Uzun Hikâye adlı eserinden uyarlanan filmi izleyiniz. Film ile ilgili düşüncelerinizi sınıfta sözlü olarak paylaşınız.
Cevap: Filmi izledikten sonra yorumu sizler yapmalısınız.
Ömer Seyfettin’in Genç Kalemler Dergisi’nde yayımlanan ve aşağıda bir parçası verilen Yeni Lisan adlı makalesini okuyunuz. Edindiğiniz bilgileri yazarak sınıfta paylaşınız.
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 74 Cevabı
Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerlere doğru kelimeyi/kelimeleri yazınız.
1. Mesnevilerde dil ağır, ölçü aruz beyit sayısı ise sınırsızdır.
2. Türk edebiyatının ilk hikâye örneği Ahmet Mithat Efendi’nin yazdığı Letaifi Rivayat adlı eserdir. Batılı anlamda ilk hikâye örneği ise Samipaşazâde Sezai’nin Küçük şeyler adlı eseridir.
3. Divan Edebiyatı Dönemi’nde roman ve hikâyenin yerini tutan uzun soluklu eserlere mesnevi denir.
4 Milli Edebiyat Dönemi’nde eser veren Ömer Seyfettin Yeni Lisan adlı makalesiyle sade bir Türkçeyi savunmuş, bunu da eserlerine yansıtmıştır.
Aşağıda numaralar ile verilen eser isimlerini harf ile verilen sanatçı isimleriyle eşleştirerek harfleri numaraların yanındaki yay ayraçların içine yazınız.
Eser Sanatçı
1. Beng ü Bâde (Fuzuli)
2. Yüksek Ökçeler (Ömer Seyfettin)
3. Küçük Şeyler (Samipaşazade Sezai)
4. Letâif-i Rivâyât (Ahmet Mithat Efendi)
5. Uzun Hikâye (Mustafa Kutlu)
Aşağıdaki açık uçlu soruların cevabını ilgili alana yazınız.
6. Aşağıdaki metinden hareketle âşıkların şiirlerinin kalıcı olmasının sebebini yazınız.
Halk edebiyatında yeni motif bulmak âşıklığın gereği sayılır. Bununla birlikte hüner gösterisine dayalı ustalıklara itibar etmeyen, söyleyiş güzelliğine önem veren âşıkların şiirleri kalıcı olmuştur. Halk edebiyatı geleneğinde motiflerdeki ortaklığa rağmen üslup farklılıkları, âşığın söyleyiş biçiminde ortaya çıkmaktadır.
Cevap: Aşıkların kendilerine has üsluplarıyla içlerinden geldiği gibi söyleyiş güzelliğine önem vermeleri ve onların özgünlükleri âşıkların şiirlerinin kalıcı olmasını sağlamaktadır. Yine günceli yakalamaları halkın duygularını dile getirmeleri de bunda etkilidir.
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 75 Cevabı
7. I. Metin ve II. Metin parçalarını aşağıda verilen başlıklar doğrultusunda karşılaştırınız.
I. Metin
Tema: Dileklerin kabul edilmesi
Anlatım Biçimi: Masalsı anlatım
Anlatıcı: Üçüncü tekil şahıs anlatımı
Bakış Açısı: İlahi Bakış Açısı
Üslup: Masalsı bir dil ve benzetmeye dayalı hayal gücüne dayalı bir anlatım vardır.
II. Metin
Tema: Savaşın kalıcı hasarları, acı tarafı
Anlatım Biçimi: Öyküleyici anlatım
Anlatıcı: Birinci tekil şahıs
Bakış Açısı: Kahraman bakış açısı vardır
Üslup: Samimi içten yalın bir anlatım vardır.
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 76 Cevabı
Aşağıdaki kutucuklarda “HİKÂYE” ünitesi ile ilgili 8-14. soruların cevapları bulunmaktadır. Buna göre kutucuklarda yer alan harfleri boş bırakılan yerlere yazarak soruları cevaplayınız. (Soruların birden fazla cevabı olabileceğini göz önünde bulundurunuz.)
8. Yukarıda harf ile gösterilen kutucuklardan hangisi ya da hangileri hikâyenin yapı unsurlarındandır?
Cevap: Olay, Mekân, Zaman
9. Yukarıda harf ile gösterilen kutucuklardan hangisi ya da hangileri nazım nesir karışık yazılan anonim ürünlerdir?
Cevap: Dede Korkut Hikâyeleri, Halk Hikâyeleri, Cenknâme
10. Yukarıda harf ile gösterilen kutucuklardan hangisi ya da hangileri Şeyhi’nin Harnamesini de yazdığı divan edebiyatı nazım biçimlerindendir?
Cevap: Mesnevi
11. Yukarıda harf ile gösterilen kutucuklardan hangisi ya da hangileri Tanzimat Dönemi Edebiya- tı’nın tanınmış hikâye yazarlarındandır?
Cevap: Ahmet Mithat Efendi
12. Yukarıda harf ile gösterilen kutucuklardan hangisi ya da hangileri hikâyenin bölümlerindendir?
Cevap: Serim, Çözüm
13. Yukarıda harf ile gösterilen kutucuklardan hangisi ya da hangileri sade ve anlaşılır bir dili savunan Milli Edebiyat’ın öncülerindendir?
Cevap: Cenknâme
14. Yukarıda harf ile gösterilen kutucuklardan hangisi ya da hangileri Türk edebiyatının ilk hikâye örneğidir?
Cevap: Ahmet Mithat Efendi
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 77 Cevabı
15. Yukarıda okuduğunuz metnin türü hikâyedir. Metnin türünün hikâye olduğunu gösteren en az üç dayanak noktası bularak yazınız.
Cevap: Öyküleyici anlatım kullanılmıştır. Olay kişi yer ve zaman unsurları vardır. Olay hikayesinin özelliklerini taşımaktadır.
16. Okuduğunuz metni halk hikâyeleri ile tema ve anlatım açısından karşılaştırıp aşağıya yazınız.
Cevap: Tema olarak daha bireysel bir konu hakimdir. Halk hikayelerinde genellikle aşk konusu işlenmekteyken bu hikayede ise daha çok şehir insanlarının yaşadıkları daha bireysel duyguları işlenmektedir.
17. Okuduğunuz metindeki eskici siz olsaydınız, artık konuşup anlayabileceği birini bulamayacağı için ağlayan Hasan’ı teselli etmek için onunla nasıl bir diyalog kurardınız? Aşağıda boş bırakılan yere yazınız.
Gitme Hasan diyemeyeceğim. Çünkü insan bazen gitmek zorunda kalır. Sende gidiyorsun ve gitmek zorundasın.
Üzülme usta.
Üzülmem ama düşünürüm be Hasan. İnsan yalnızken bir ses arıyor sesine ve biliyor ki o ses olmadıkça bu hayatın da bir anlamı kalmıyor. Haydi var git yoluna Hasan’ım.
18. D
19. E
20. B
21. A
22. D
23. C
24. B
25. C
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 82 Cevabı
1. İlkbaharın gelişiyle doğada nasıl bir değişim gözlemliyorsunuz? Düşüncelerinizi sözlü olarak ifade ediniz.
Cevap: İlkbahar, mart ayı itibariyle gelir. 21 Mart tarihinde güneş ışınları ekvatora dik açıyla düşerken kutup noktalarına ise paralel olarak gelir. Bu tarihte kuzey yarım kürede ilkbahar başlarken güney yarım kürede ise sonbahar başlar. Bu dönemde kutup noktaları hariç dünyanın her tarafında gece ve gündüz süreleri birbirine eşittir. 21 Mart tarihinden sonra kuzey yarım kürede gündüzler uzamaya başlar. İlkbaharın gelişiyle birlikte havalar ısınmaya buz ve karlar erimeye başlar. Dağlarda eriyen kar suları, akarsular yardımıyla ova ve denizlere taşınır. Karların erimesi ve baharın gelişiyle birlikte artan yağışlar, denizlerdeki su miktarının artmasına sebep olur. Havuz, su birikintisi ve göllerde kurbağanın larvaları olan iribaşlar gözükmeye başlar. Ağaçlar tomurcuk açar daha sonrasında ise yeşil yapraklarla bezenir. Bazı ağaçlar ise yapraklanmadan önce çiçek açar. İlkbahar, kış uykusundan da uyanma zamanıdır. Örnek olarak ayı, yarasa ve kaplumbağa verilebilir. İlkbahar atlar, koyunlar, ördekleri gibi pek çok hayvan için de yavrulama zamanıdır. Kışın pek çok böcek türü de ağaç kovuklarında, taş ve kütük altlarında bir çeşit kış uykusuna yatar. İlkbaharın gelişi ve havaların ısınmasıyla birlikte bu canlılarda bulundukları yerden çıkarlar.
Baharın gelişiyle birlikte tırtıllarda göze çarpar. Yeşil yaprakları yiyerek beslenen bu canlılar yeterince büyüyünce bir koza örer ve içlerine girerler. Kozadan çıktıklarında ise artık bir kelebek olurlar.
2. Sözlü Dönem’in şiirlerinde doğa ile ilgili ayrıntıların bulunması o dönemle ilgili size nasıl bir fikir vermektedir?
Cevap: O dönemde insanların doğa ile daha içli dışlı oldukları – doğayı önemsedikleri ve değer verdikleri fikrine ulaşıyoruz. bir de o dönemde göçebe yaşam vardır bu yüzden de doğa çok önemli..
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 83 Cevabı
1. Metnin 2 ve 3. dörtlüklerinde bahar hangi özellikleriyle anlatılmıştır? Açıklayınız.
Cevap: Mevsim değişikliğinin coğrafya üzerindeki etkisi nesnel-gerçekçi bir gözlemle ifade edilmiştir.
2. Metnin dil ve anlatım özelliklerini göz önünde bulundurarak metinden, bugüne kadar değişmeden gelen kelimeleri bulunuz. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Cevap: dil sade yalın ve öz Türkçe’dir.
çoğu söz günümüze kadar gelmiştir.
biz örnek verelim kel–gel ,, kara,,,, kar,,, buz,,,, bulut vs.
3. Okuduğunuz metin hangi şiir türünün örneğidir? Şiirdeki dizelerden örnekler vererek açıklayınız.
Cevap: Koşuk şiir türüne örnektir. Çünkü doğa anlatılmış. Dörtlükle yazılmış ve hece ölçüsü kullanılmıştır. Son 3 dörtlük tamamen buna örnektir..
4. Verilen şiirin türü ile teması arasında nasıl bir ilişki vardır? Düşüncelerinizi paylaşınız.
Cevap: Türü koşuktur. Koşukların teması ise aşk-doğa-bahar dır. Bu şiirin teması da türün özelliğine uygun olarak seçilmiştir.
5. Metinde edebî sanatların çok az kullanılmasını neye bağlıyorsunuz?
Cevap: Çünkü somut bir gerçekçilik sade bir dille ifade edilmiştir.
6. Okuduğunuz metin, oluşturulduğu dönemin gerçekliğini yansıtmakta mıdır? Metinden hareketle örneklendiriniz.
Cevap: Evet.. Dönemin gerçekleri kaliteli gözlemlerle ifade edilmiştir.
7. Metinde ahengi sağlayan unsurları belirleyiniz. Belirlediğiniz unsurları aşağıdaki şemalara yazınız.
Nazım Birimi: Dörtlük
Ölçü: 7’li hece ölçüsü
Kafiye: Çoğunlukla yarım kafiye -s, -ç, -z sesleri yarım kafiyedir.
Redif: neyü, -ıldi/-ildü
Aliterasyon: 1. dörtlük : k/n 2. dörtlük: k / ş 3.dörtlük: y/ç 4.dörtlük: z/l
Aşağıdaki parçada verilen boşluklara, uygun noktalama işaretlerini yerleştiriniz.
Yağmur uzun süredir yağmaya devam ediyordu( . ) Her yer yeterince ıslanmıştı tıpkı onun gibi( . ) Yağmurlu havalarda şemsiye taşımayı sevmezdi( , ) her şeyiyle doğanın içinde olmayı severdi( . ) Doğayla bütünleşmek( ; ) onun umudunu yeşertirdi( , ) ona yaşama sevinci aşılardı her zaman( . ) Bu sefer de öyle olmuştu( . ) Yağmur yine her şeyi yerli yerine koymuştu( ; ) umudunu( , ) sevincini( , ) neşesini( … )
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 84 Cevabı
Aşağıda Ahmet Hamdi Tanpınar ile Ahmet Kutsi Tecer’in şiirlerinden parçalar verilmiştir. Bu parçaları şemalarda verilen başlıklara göre karşılaştırınız.
Cevap: kutucukları aşağıdaki cümleleri yazmanız yeterlidir.
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 85 Cevabı
1. Toplumda iz bırakmış kişilerin adını yaşatmak isteseniz neler yapmayı düşünürsünüz?
Cevap: Onlar adına eserler veririzHeykeller yaparız
Müzeler kurarız
Caddelere sokaklara isimlerini veririz.
Şiirler şarkılar türküler yazarız..
2. Bir toplumun düğün ve cenaze törenleri bize o toplumun hangi yönleriyle ilgili fikir verebilir? Düşüncelerinizi örneklendirerek açıklayınız.
Cevap: Gelenekleri hakkında bilgi verir
Kültürel seviyelerini gözler önüne serer
Kişilere verdiği değeri öğreniriz
Sosyal ilişkileri gözler önüne serer
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 86 Cevabı
1. Metinde söyleyicinin “Alp Er Tonga öldü mü” şeklinde soruları yönelttiği kişi/kişiler kimler olabilir?
Cevap: Onu Sevenler-Okurlar-Dinleyeneler
2. Metinde “felek” kavramının nasıl anlatıldığını metinden örneklerle açıklayınız. Bundan hareketle feleğin edebiyatımızdaki kullanımlarıyla ilgili çıkarımlarda bulununuz.
Cevap: Olumsuz şekilde anlatılmış İntikam alan , insanları üzen, öldüren bir kavram olarak ifade edilmiştir.
3. Metinden Alp Er Tonga’nın sevilen, sayılan birisi olduğu anlaşılmaktadır. Bu bölümlere dizelerden örnekler gösteriniz.
Cevap: Emdi yürek yırtılur..Şimdi yürek(ler onun ölümünün acısı ile) parçalanıyor.
ÖZELLİKLE SON İKİ DÖRTLÜK
Beyler atlarını yordular;
Kaygı (ve keder) onları zayıflattı.
Bet ve benizleri (öyle) sarardı (ki)
(yüzlerine) safran sürülmüş (sanırsınız).
Erkekler kurtlar gibi, hep birlikte uluyorlar;
Yakalarını yırtıyor ve çığlık atıyorlar.
Islık çalar gibi sesler çıkarıyor ve feryat ediyorlar.
Ağlamaktan gözleri (yaşlarla) örtülüyor.
4. Verilen metinden açık ve örtük iletilere örnek olabilecek kullanımları aşağıdaki şemalara yazınız.
Açık İleti: Günlerin Çabuk Geçmesi, Kaygının Kişiyi Zayıflatması, Feryat Etmek
Örtük İleti: Feleğin Öç Alması, Feleğin Niyet Edip Atması
5. Verilen metnin temasını bulunuz. Bu temayı dönemin sosyal gerçekliğiyle ilişkilendirebilir misiniz? Düşüncelerinizi sözlü olarak ifade ediniz.
Cevap: Ölüm Evet diyoruz.
Ölen kişiler ardından tören düzenlenmesi
At yormaları
Ağıt yakmaları
Toplu feryat etmeleri.. (büyük cenaze merasimi)
6. Metnin dil ve anlatım özellikleriyle ilgili neler söyleyebilirsiniz? Şiire soru cümlesiyle başlanması, şiirin dil ve anlatımına nasıl bir katkı sağlamıştır?
Cevap: Sade yalın saf/öz Türkçe kullanılmıştır. Şaşırma ve inanmama duygusunu daha iyi ifade etmiştir.
7. Metinde bazı kelimelerin (beg > bey, kadgu > kaygı, emdi > şimdi, közi > gözü vb.) zaman içindeki değişimleriyle ilgili neler söyleyebilirsiniz?
Cevap: Dil zamanla değişir. Dil canlı bir varlıktır.
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 87 Cevabı
8. Metinde ahengi sağlayan unsurları bulunuz. Bulduğunuz unsurları aşağıya çiziniz.
Nazım Birimi: Dörtlük
Ölçü: 7’li Hece Ölçüsü
Kafiye: -al’lar tam kafiye.
Redif : -mü’ler rediftir
DİL BİLGİSİ
“Türkçe’nin inceliklerini keşifedebilmek, onun zengin anlatımını farkedebilmek ve büyülü Dünyasına girebilmek için kitaplarla daha çok içiçe olmalıyız.” cümlesindeki yazımı yanlış olan kelimelerin altını çiziniz.
2. Aşağıda verilen boşlukları uygun noktalama işaretleriyle tamamlayınız.
Bu sözlerin ardından Küçük Prens tilkinin yanına gitti( : )
( – ) Hoşça kal ( . ) ( , ) dedi tilkiye( . )
( – ) Hoşça kal( . ) ( , ) dedi tilki( . ) ( ” ) İşte sana vereceğim sır aslında çok basit( “ ) Doğrular yalnızca kalp gözüyle görülebilir( . ) Asıl görülmesi gerekeni gözler göremez( . ) ( “ )
Küçük Prens( , ) unutmamak için tekrarladı( : )
( – ) Asıl görülmesi gerekeni gözler göremez( ! ) ( . )
( – ) Gülünü büyütmek için harcadığın zaman( , ) onu senin için önemli kılıyor( . ) ( , ) dedi tilki( . ) Küçük Prens unutmamak için tilkinin sözlerini tekrarladı( )
( – ) Gülümü büyütmek için harcadığım zaman(. ) ( , )
( – ) İnsanlar bu gerçeği unuttular( . ) ( , ) dedi tilki( , ) ( . ) Ama sen unutmamalısın( ” ) Evcilleştirdiğin canlıdan her zaman sorumlu olman gerekir( . ) Dolayısıyla gülünden sen sorumlusun(. ) ( “ )
Küçük Prens unutmamak için yineledi( : )
( “ ) Gülümden ben sorumluyum( . ) ( “ )
Cahit Sıtkı Tarancı’nın aşağıda bir parçası verilen Otuz Beş Yaş adlı şiirinin tamamını okuyunuz. Sagu ve okuduğunuz şiirin benzer ve farklı yönlerini sözlü olarak paylaşınız.
Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 94 Cevabı
1. Tasavvuf kelimesi, size neler çağrıştırmaktadır? Konuyla ilgili düşüncelerinizi sözlü olarak paylaşınız.
Tasavvuf kelime manasıyla gönlünü Allah’a bağlamak demektir Tasavvuf, Tanrı, evren ve insan ilişkisini bir bütünlük içinde açıklamaya çalışan, insanın tanrısal erdemlere benzemesini amaçlayan dinsel ve felsefi düşüncedir. Başlangıçta günah işlemekten sakınmak, dünyasal işleri küçümsemek ve bunlardan uzak durmak, yalnızlığı seçerek sürekli Tanrı’yı anmak, kalbin ancak bu yolla temiz tutulacağına inanmak gibi düşünceler ve uygulamalarla ortaya çıkan tasavvuf 12.yüzyıldan sonra tarikatlar biçiminde örgütlenerek güçlü bir hareket durumuna gelmiştir.
2. Mevlana’nın “Hamdım, piştim, yandım.” sözüyle ilgili düşüncelerinizi paylaşınız.
Bu söz Mevlana’nın hayat serüveni kadar insanlık mertebelerini de özetlediği cümlesidir. Ham, tenine kul olan biyolojik insandır ve insanlık merdiveninin en alt basamağını mekan edinmiştir; nefsini yenip piştikçe basamak basamak yükselir, der. bu olgunluk seviyelerini çok defa çeşitli misallerle anlatmıştır.
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 95 Cevabı
1. Şairin her iki dünyada da amacı nedir? Metinden hareketle cevaplayınız.
Yunus Emre bunu son dörtlükte ifade etmektedir.
Yûnus durur benim adım
Gün geçdikçe artar odum
İki cihânda maksudum
Bana seni gerek seni”
yani Yunus Emre'nin iki cihanda da amacı Allah aşkıdır.
2. Metnin başlığı “ilahi” olmasaydı burada anlatılan aşkı beşerî bir aşk olarak algılar mıydınız? Nedenleriyle açıklayınız.
Evet çünkü ifade edilenler somutlaştırılmış. Sanki beşeri aşkı anlatır gibi söylenmiştir.
3. Metinde temayı en iyi yansıtan dizeleri bulup sözlü olarak ifade ediniz.
Aşkın ile avunurum
Bana seni gerek seni– özellikle bu dize…
4. Okuduğunuz metnin dil ve anlatım özellikleriyle ilgili neler söyleyebilirsiniz?
Yunus Emre şiiri Anadolu’nun öz Türkçesinin ana yurdudur. Anadolu Türkçesinin en güzel örneğidir. Çok sade yalın saf Türkçe .. Zaten Yunus Emre’nin en önemli özelliği şiirlerini sade temiz bir Türkçe ile yazmasıdır.
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 96 Cevabı
5. Şiirin yazıldığı dönemin (XIII-XIV. yüzyıl) siyasi, tarihî, sosyal, kültürel olaylarını göz önünde bulundurduğunuzda bunların şairi ve şiiri etkilediğini söyleyebilir misiniz? Düşüncelerinizi sözlü olarak paylaşınız.
Evet söyleyebiliriz. Özellikle 13 ve 14. yüzyıllarda Anadolu’da hakim olan Tasavvuf inancı dolayısı ile Yunus Emre’de şiirlerini bu doğrultuda ve anlayışta yazmıştır. İlahi aşkın ön planda olduğu bir anlatıma sahiptir diyebiliriz.
6. Metinden yola çıkarak şair-eser ilişkisi için neler söyleyebilirsiniz?
Yunus Emre’nin edebiyat tarihi bakımından, önemli bir yanı da Anadolu’da, Türkçe şiir dilinin öncüsü olması ve tasavvuf sorunlarını yalın, kolay anlaşılır bir dille söyleyişi nedeniyledir. Şiirlerinin ölçüsü, Türkçe’nin ses yapısına uymayan ‘aruz’ olmakla birlikte söyleyişi akıcı, sürükleyici bir nitelik taşır. Tasavvufun en güç anlaşılır kavramlarını, Türkçe’nin ses yapısına uygun biçimde dile getirir, şiirinde duygu ve düşünce birliğinden oluşan bir derinlik görülür.
7. Aşağıdaki dörtlüklerde geçen edebî sanatları bularak şemalara yazınız.
Aşkın şarabından içem
Mecnûn olup dağa düşem
Sensin dün ü gün endîşem
Bana seni gerek seni
Hatırlatma sanatı/TELMİH. Mecnun’un hikayesi hatırlatılmıştır.
Sûfilere sohbet gerek
Ahîlere ahret gerek
Mecnunlara Leylâ gerek
Bana seni gerek seni
Hatırlatma sanatı/TELMİH. Mecnun’un hikayesi hatırlatılmıştır.
8. Metinde ahengi sağlayan unsurları aşağıdaki şemalarda boş bırakılan yerlere yazınız.
Ölçü: 8’li hece ölçüsü
Kafiye: em’ler redif ş’ler yarım kafiye ,gerekler redif, et’ler tam kafiye
Aliterasyon: k,r,g ünsüzleri sıkça tekrar edilmiştir.
Asonans: e ve a ünlüleri tekrar edilmiştir.
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 97 Cevabı
1. Okuduğunuz İlahi adlı metinde geçen isim tamlamalarını bulup sözlü olarak belirtiniz.
2. Aşağıdaki dizelerde yer alan isim tamlamalarını bularak tamlamaların altını çiziniz.
ÇOBAN ÇEŞMESİ
“Derinden derine ırmaklar ağlar,
Uzaktan uzağa çoban çeşmesi,
Ey suyun sesinden anlayan bağlar,
Ne söyler şu dağa çoban çeşmesi?
Gönlünü Şîrîn’in aşkı sarınca
Yol almış hayatın ufuklarınca
O hızla dağları Ferhâd yarınca
Başlamış akmaya çoban çeşmesi…”
çoban çeşmesi
suyun sesi
Şîrîn’in aşkı
hayatın ufukları
3. Aşağıdaki parçada yazımı yanlış kelimeleri bularak bu kelimelerin altını çiziniz.
İlk baharın ilk günleriydi; ansızın duyulan bir haber ortalığı bir birine katdı: Snowball hava karardıktan sonra gizlice çiftliğe geliyordu! Hayvanlar öylesine tedirgin olmuşlardıki, geceleri gözlerine uyuku girmiyordu. Söylenenlere bakılırsa, Snowball her gece karanlıkdan yararlanarak çiftliğe giriyor, yapmadığı uğursuzluk kalmıyordu. Tahılları çalıyor, süt kovalarını deviriyor, yumurtaları kırıyor, fidelikleri çiğneyip eziyor, meyva ağaçlarının kabuklarını kemiriyordu. Artık çiftlikde bir iş ters gitmeyegörsün, suç hemen Snowball’a yükleniyordu. Bir cam kırılsa yada bir oluk tıkansa, Snowball’ın gece gene çiftliğe geldiği, bu işi mutlaka onun yaptığı söyleniyordu. Bir gün anbarın anahtarı kaybolunca, bütün çiftlik Snowball’un anahtarı kuyuya attığı söylentisine inandı. İşin garibi, kaybolan anahtar un çuvalının altından çıktığında bile, hayvanlar bu söylentiye inanmaktan vaz geçmediler.”
İlahî aşkı konu edinen diğer tasavvuf sanatçılarını araştırınız. Bulduğunuz isimleri yazıp sınıfta paylaşınız.
Aşık Ömer
Hoca Ahmet Yesevi
1. Sizce insanlar neden mâni söyleme ihtiyacı duymuşlardır? Duygu ve düşüncelerinizi sözlü olarak ifade ediniz.
Duygularını ifade etmek
Sevdikleri ile iletişim kurmak
Olumsuzluklara karşı tepki göstererek psikolojik rahatlama
Sosyal ortamlarda eğlenmek
2. Edebî eserlerin halk kültüründen izler taşıması o eseri nasıl etkiler?
Eserin değeri yaşadığı toplumun aynası olabilmeli diye düşünüyorum ben. Yaşadığı kültürden izler taşımalı. Toplumun dilini kullanması ve anlaşılabilir olması edebi eserin daha çok okuyucuya ulaşacağını gösteriyor. Bu sayede ön yargılarında önüne geçebiliriz. Edebi eser denince çekinmeden okunulabilecek bizi bize anlatan duygularımızın tercümanı olan yapılar gelecek akla. Halkın kendini görmesi, anlatamadıklarını okuması mutlu etmek için de yeterli, edebi eserin değerini arttırmak içinde.
1. Yedekli mânide geçen “Kendin ettin kendine/Yana yana gez derler” dizelerindeki altı çizili kelime grubunun anlamını metnin bağlamından hareketle tahmin ediniz. Tahminlerinizi TDK’nin Türkçe Sözlükünden kontrol ediniz.
Yana yana gezmek yani yaptığı yanlıştan dolayı bağrı yanarak içinde kederler sıkıntılar dolarak bu dünyada vakit geçirmekten bahsedilmektedir.
2. Metinlerden hareketle hangi konularda mâni söylenebileceğini belirtiniz.
Aşk, aşk acısı, gündelik hayatta yaşanılan duygulanmalar
3. Metinler şekil özellikleri açısından değerlendirildiğinde neler söylenebilir?
Yedekli mani hariç maniler dörtlüklerle ve de sade bir dille yazılırlar. Genellikle halkın çok sevdiği türlerdir. Bir de kafiye düzeni olarak aaba şeklinde olduğunu da söyleyebiliriz.
4. Metinlerden yola çıkarak mânilerin dil ve anlatım özellikleriyle ilgili çıkarımlarda bulununuz.
Maniler dörtlüklerle ve de sade bir dille yazılırlar. Halkın anlayacağı ve gündelik hayatta kullandığı bu saf ve berrak dil manilerin akıllarda kolayca kalmasını sağlamıştır.
5. Mânilerin sosyal yaşamdaki yeriyle ilgili neler düşünüyorsunuz? Metinden yola çıkarak düşüncelerinizi paylaşınız.
Maniler halkın yaşayışında önemli bir yere sahiptir. Halk sevinçlerini acılarını aşkını maniler aracılığı ile birbirlerine iletme ve seslerini duyurma yoluna gitmiştir. Bundan dolayı sözlü kültürümüzün en önemli anlatım türlerinden biri olarak maniler ön plana çıkmaktadır.
6. Metinlerde ahengi sağlayan unsurları bulunuz. Bulduğunuz unsurları aşağıdaki şemalara yazınız.
Kafiye:
ayazlanır
beyazlanır
gözlü sevdiğim
nazlanır
az’lar tam kafiye
ır’lar rediftir.
Kuleden
kuleden
göz değil mi
kul eden
kuleden ve kul edenler cinaslı kafiyedir.
yaz derler
naz derler
söylesem
az derler
kendine
gez derler
derler redif, az’lar tam kafiyedir.
Ölçü: Bütün manilerde hece ölçüsü kullanılmıştır.
Kelime Tekrarı: derler, kuleden gibi kelimeler tekrar edilmiştir.
Aliterasyon: İlk manide k sessizleri, ikinci manide, d ve l sesleri, üçüncü manide ise z,d ve r sessizleri tekrar edilmiştir.
Asonans: İlk manide a seslileri, ikinci manide u ve e sesleri tekrar edilmiştir.
1. “Dünya malı, dünyada kalır.” atasözündeki altı çizili kelime grubu bir belirtisiz isim tamlaması örneğidir. Belirtisiz isim tamlamaları sadece tamlananın tamlama ekini -ı (-i, -u, -ü) aldığı tamlamalardır.
Buna göre aşağıdaki mânilerde geçen belirtisiz isim tamlamalarını bularak tamlamaların altını çiziniz.
Aşağıdaki mânilerin hangi tip mâni olduklarını verilen şemalara nedenleriyle yazınız.
Ağlarım çağlar gibi
Derdim var dağlar gibi
Ciğerden yaralıyım
Gülerim sağlar gibi
Her gelen bir gül ister
Sahipsiz bağlar gibi”
İnleyim dinle gönül
Dinleyim inle gönül
İmil imil yanalım
Senin derdinle gönül”
Almadan
Kokun aldım almadan
Bir de yüzün göreyim
Tanrı canım almadan”
Çevrenizdeki kişilere sorarak bir mâni derlemesi yapınız. Derlediğiniz mânileri yazıp sınıfta okuyunuz.
Akşamlar olmasaydı
Badeler dolmasaydı
Yâr koynuna girince
Hiç sabah olmasaydı
A benim bahtiyarım
Gönülde tahtı yârim
Yüzünde göz izi var
Sana kim baktı yârim
Anne demeye geldim
Kaymak yemeye geldim
Meramım kaymak değil
Yâri görmeye geldim
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 104 Cevabı
1. Sizce insan sevdiği kişiden ayrı düştüğünde, araya gurbet, ayrılık girdiğinde neler hisseder?
İnsan sevdiği kişiden ayrı düştüğünde, araya gurbet ve ayrılık girdiğinde de ağlamak ister. Ağlayan olduğu gibi gizli gizli ağlayanda çok olur. Bahsettiğimiz konu üzerine gizli gizli diyorum. Kendine göre nedenler oluşturan insanlar bunu toplumdan alır. Her insan bir parçada olsa toplumla ilintili yaşar. Burada şuna değinmek gerekiyor. Giden mi daha çok üzülüyor kalan mı derseniz bence giden daha çok üzülüyor. Kalan hatıralarla kendini tatmin edebilir belki ama giden için çok farklı. Belki de hayatında ilk kez gördüğü bir ortamda yaşamak şöyle dursun, duyulan özlem ve anıların sadece hatıralarda canlanıyor olması daha acı. Kim bilir şimdi ne yapıyor diye düşünmekten kendini alamaz insan. İştahın kesilir. Moralin bozuk olur ve en komik duruma bile gülemeyebilirsin. Huzursuz hissedersin kendini. Aradığın mutluluğa kavuşmanın hayalini daha ilk dakikalardan yaparsın. Sonra mı ? Ağlarsın..
2. “Türkülerde tüter dağ dağ, yayla yayla/Köyümüz, köylümüz, memleketimiz” Bu dizelerde Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun türkülere yüklediği anlamla ilgili düşüncelerinizi paylaşınız.
Türküler halkımızı yurdumuzu toprağımızı kültürümüzü ilmek ilmek işleyen en saf ve yalın duygularla anlatan miras taşıyıcısıdırlar. Sonraki nesiller geleneklerimizi göreneklerimizi ve de değerlerimizi öğreneceklerse türküler sayesinde öğreneceklerdir demek istemiştir.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 105 Cevabı
1. Metinde söyleyici ile hitap edilen kişi arasındaki ilişkiyi dizelerden örneklerle belirtiniz.
2. Okuduğunuz metinde söyleyici, duygularını daha etkili anlatmak için nelerden yararlanmıştır? Dizelerden örnekler vererek açıklayınız.
3. Metinde bu dizeleri söyleyen kişinin yerinde siz olsaydınız neler yapardınız? Düşüncelerinizi sözlü olarak ifade ediniz.
Ben de aynı acıları ve hasreti hissetseydim ben de sitem ederdim. Çünkü terk edilmek insana çok ağır gelen bir durumdur
4. Metnin temasını bulunuz. Ahenk unsurlarının temayı etkilediğini düşünüyor musunuz? Açıklayınız.
Yare sitem, hasret kalma ve çaresizce bekleyiş.
5. Okuduğunuz metnin dil ve anlatım özellikleriyle ilgili neler söyleyebilirsiniz?
Dil sade ve yalındır. Halkın gündelik dili kullanılmıştır. Anadolu Türkçe’sinin özellikleri görülür.
6. Metinden dönemin sosyal ve kültürel gerçekliğini yansıtan dizeler bulunuz.
Bir zamanlar Anadolu’dan İstanbul’a göç eden insanların gerilerinde bıraktıkları aşkları ve aileleri ile ilişkilerini kopararak şehrin bozulmuş çarkları arasında girmeleri ve onlara hasret kalan insanların duygularına tercüman olan bir şiirdir.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 106 Cevabı
7. Metinde ahengi sağlayan unsurları bulunuz. Bulduğunuz unsurları aşağıdaki şemaya yazınız.
Kafiye: tuttun
unuttun
ettin
tun’lar zengin kafiyedir.
oldu
durdu
döndü
du’lar tam kafiyedir.
gömlek
gülmek
ölmek
ek’ler tam kafiyedir.
Gayrı dayanacak özüm kalmadı
Mektuba yazacak sözüm kalmadı
dize tekrarı yapılmıştır.
Ölçü: 11’li hece ölçüsü kullanılmıştır.
Aliterasyon: Şiirde g, n, ve t sessizleri sıklıkla tekrar edilmiştir.
Asonans: Şiirde a ve e seslileri sıklıkla tekrar edilmiştir.
1. Okuduğunuz metinde geçen “Sılaya dönmeye yemin mi ettin” dizesindeki altı çizili kelimelerde yer alan “y” harfi kaynaştırma ünsüzüdür.
Buna göre, okuduğunuz metinde kaynaştırma ünsüzü alan kelimelerin altını çiziniz.
2. Aşağıdaki dizelerde tamlayan veya tamlananında kaynaştırma ünsüzü bulunan isim tamlamalarının altını çiziniz.
Türk halk edebiyatında kahramanlık, doğa, aşk konulu türküleri araştırınız. Sizi en çok hangi türkünün etkilediğini sınıfta nedenleriyle paylaşınız.
Aşağıda Karacaoğlan’ın şiirlerinden bölümler yer almaktadır.
Vara vara vardım ol kara taşa
Hasret ettin beni kavim kardaşa
Sebep ne gözden akan kanlı yaşa
Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm
Değirmenden geldim beygirim yüklü
Şu kızı görenin del’olur aklı
On beş yaşında kırk beş belikli
Bir kız bana emmi dedi neyleyim
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 107 Cevabı
1. Sevdiğiniz birisi gurbete gidecek olsa ayrılırken duyduğunuz üzüntüyü nasıl ifade edersiniz?
Çok üzülürdüm. Çünkü hayatta ne olacağı belli olmaz. Belki bir daha onu göremeyeceğim için korkarım. Ona bir şey olursa diye endişelenirim. Ondan ayrı kalmanın hüznünü yaşarım.
2. Şiirin ezgi ile söylenmesinin o şiire nasıl bir katkı sağlayacağını düşünüyorsunuz?
Yazarının yaşadığı duygusal yoğunluk ve hisleri var içinde. Bir de ezgiyle buluştu mu o zaman gör türkü neymiş. Şiirin ezgi ile söylenmesinin bize sağladığı katkıların yanı sıra birde ezginin şiire olan katkısı var. Bir kere köşede kalmış, zamanın değişimine yenik düşmüş, unutulmaya yüz tutmuş önemli şiirleri gün yüzüne çıkarıyor. Onlar ezgi ile karışınca öyle güzel türküler çıkıyor ki ortaya kapılıp gidiyoruz. Dinlemekten kendimizi alamıyoruz. Kimse zorlamıyor. Satılıp kar etme amacı gütmediğinden mi bilinmez ama anonim olarak da adlandırdığımız her güzel şiirin ezgiyle buluşmuş hali bizi gösteriyor.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 109 Cevabı
1. Metnin ikinci dörtlüğünde geçen “karayı bağlamak” kelime grubuyla ne anlatılmaktadır?
Bir felâket dolayısıyla yas tutmak, siyah elbise giymek ya da siyah örtü bağlamak anlamında kullanılmıştır.
2. Metinde söz konusu edilen sevgilinin özellikleri nelerdir? Dizelerden örnekler vererek açıklayınız.
Ela gözlüdür. Zülüfleri vardır. Gözleri çok güzeldir öyle ki sanki kudret kalemi çekilmiş gibidir.
3. Okuduğunuz metinde söyleyici kimdir? Kime, niçin seslenmektedir?
Söyleyici şairi kendisidir. Sevgilisine hitaben yazmıştır bu şiiri.
4. Metnin temasını en iyi yansıttığını düşündüğünüz dizeleri sözlü olarak ifade ediniz.
Aşağıdaki dizeler bizlere şiirin yazılmasındaki amacı anlatır. Şairin sevdiğinden uzaklara giderken ona seslenmesini anlatır.
5. Metinde açık ve örtük iletilere örnekler bulunuz.
6. Metnin dil ve anlatım özellikleriyle ilgili neler söyleyebilirsiniz?
Metin arı duru bir Türkçe ile kaleme alınmıştır. Döneminin halk ağzıyla yazılmıştır. Halkın kolayca benimsediği bir anlatım vardır.
7. Okuduğunuz metinde dönemin sosyal ve kültürel yaşamına ait hangi unsurlar yer almaktadır?
Halk Edebiyatı’nda sıkça yinelenen bir izlek olan “aşık şair” ve “sevgili” ilişkisi aşk kavramına gönderme yapmaktadır. Burada o dönemlerde yaşayan aşıkların yaşadıkları aşkları ve ayrılıkları şiire yansımıştır.
8. Metinde ahengi sağlayan unsurlar nelerdir?
Kafiye, redif, asonans ve aliterasyonlarla ahenk sağlanmıştır.
1. Okuduğunuz metinden isim tamlamalarına örnek bulup sözlü olarak ifade ediniz.
2. Aşağıdaki dörtlükte kesme işaretinin kullanım amacını açıklayınız.
Karac’oğlan der ki ölüp ölünce
Ben de güzel sevdim kendi halımca
Varıp gurbet ile vâsıl olunca
Dostlardan haberim al melil melil
Kafiyeye uydurmak için ünlü harf atılmış yerine kesme işareti getirilmiştir.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 110 Cevabı
1. Osmanlı İmparatorluğu pek çok kültürü bünyesinde bulundururdu. Sizce bu kültür çeşitliliği dili, edebiyatı ve sosyal yaşantıyı nasıl etkilemiştir? Düşüncelerinizi sözlü olarak ifade ediniz.
Osmanlı bünyesinde bir çok yabancı milleti barındırmaktaydı. Bu da o milletlerin dil gelenek görenek ve de edebiyatlarının da imparatorluk sınırları içerisinde etkileşimini sağlamıştır. Bundan dolayı hem kullanılan kelimelerin zenginleşmesi, hem de yeni edebiyat şekil ve türlerinin artmasını sağlamıştır.
2. “Yüksek zümre edebiyatı, saray edebiyatı, klasik edebiyat” kelime gruplarının size çağrıştırdıklarını söyleyiniz.
Herkesin anlamayacağı, anlamak için çaba sarf etmek gerektiren ve de iyi derecede edebiyat bilgisine sahip olunması gereken geçmiş zamana ait edebiyat akımları gelmektedir.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 111 Cevabı
1. Metinde geçen âşık ve maşuk (sevgili) nasıl tasvir edilmiştir? Metinden hareketle aşağıdaki şemalara yazınız.
Aşık: Görenler hasta sanır, deli gibi aşıktır, cefadan acıdan usanma bilmez, aşkı için her şeyi yapacak kadar sevmektedir, bir türlü istediği aşkına kavuşamaz.
Maşuk: Cefadan usanmaz, aşığa pek yüz vermez, sihirli bakışları vardır, gül yüzlüdür.
2. Metinden alınan “Değüldüm men sana mâ’il sen etdün aklumı zâ’il/Mana ta’n eyleyen gâfil seni görgeç utanmaz mı” dizelerinde “sen ve gâfil” kelimeleriyle ifade edilen kimlerdir?
Sen dediği sevgilidir, aşık olunan kişidir, gafil kişiler ise sevgiliye aşığın gözünden bakamayan onun güzelliğini göremeyen aldanmışlardır.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 112 Cevabı
3. Metnin temasını bulunuz. Metindeki ahenk unsurlarının temayı etkilediğini düşünüyor musunuz? Açıklayınız.
Metnin teması aşk ve aşk acısıdır.
4. Metindeki açık ve örtük iletilerin metnin anlatımını nasıl etkilediğini örneklerle açıklayınız.
5. Sizce gazelin en güzel beyti hangisidir? Nedenleriyle açıklayınız.
6. Şiirde söz konusu edilen âşıkla şair aynı kişi midir? Düşüncelerinizi sözlü olarak belirtiniz.
Aynı kişidir, çünkü şair kendi ağzından sevgiliye seslenmiş aşık olarak çektiklerinden bahsetmektedir.
7. Aşağıda verilen beyitlerde geçen edebî sanatları bularak şemalara yazınız.
Kamu bîmârına cânân devâ-yı derd ider ihsan Niçün kılmaz mana dermân meni bîmâr sanmaz mı
Soru sorma sanatı vardır, Tecahül-i Arif yani bilip bilmemezlikten gelme sanatı vardır. Sevgilinin kendisine niye bakmadığını bildiği halde sorgular.
Şeb-i hicran yanar cânum töker kan çeşm-i giryânum Uyanır halkı efgânum kara bahtum uyanmaz mı
Göz yaşları kana benzetilmiştir. Bahtının karalığından bahseder. Burada da Benzetme sanatı kullanılmıştır.
8. Şiirde ahengi sağlayan unsurları bulunuz. Bulduğunuz unsurları aşağıdaki şemalara yazınız.
Kafiye:
usanmaz mı
yanmaz mı
sanmaz mımı’lar redif, an’lar tam kafiyedir.
inanmaz mı
bulanmaz mı
Ölçü: Aruz ölçüsü kullanılmıştır.
Aliterasyon: n,m ve z sessizleri sıklıkla kullanılmıştır.
Kelime tekrarı: sevda kelimesi tekrar edilmiştir.
1. Okuduğunuz metinde geçen “cefâ, murâd, ruhsâr, ihsân” gibi kelimeleri doğru telaffuz etme çalışması yapınız.
Bu etkinliği siz yüksek sesle yapmalısınız.
2. Aşağıdaki parçada yer alan yay ayraç içindeki üç noktanın parçadaki kullanılma amacını söyleyiniz.
Kendisinden önce başka metinlerin olduğunu belirtmek için kullanılmıştır.
(…)
Altında mı üstünde midir cennet-i âlâ
El-hak bu ne hâlet bu ne hoş âb u havâdır
(…)
İnsaf değildir anı dünyâya değişmek
Gülzârların cennete teşbih hatâdır
(…)
Okuduğunuz metinlerden hareketle divan şiirindeki sevgili tipi ile halk şiirindeki sevgili tipini karşılaştırınız. Düşüncelerinizi sınıfta sözlü olarak ifade ediniz.
Divan şiirinde sevgiliye ait çoğu özelliği üstünde taşır. zalimlik, lakayıtlık, gülmek, nazlanmak, alay etmek gibi. şehlalık, mahmurluk ve öfke onun sıfatlarıdır. Renk olarak çoğu kez siyah, bazen de eladır. sevgilinin gözleri anlamlı bakışlarıyla aşığa bir şeyler anlatır. Bu anlatış bazen ok şeklinde aşığın gönlüne girip onu yaralar. Bu durumda göz ile birlikte kaş, kirpikler ve gamze de söz konusu edilir. sevgilinin gözünün bakışı, görüş şekli ve tarzı daima değişik anlamlar ifade eder. Mesela cadıdır, sihir yapar. mesttir, kan dökücüdür, celladdır, kavgacıdır, hilebazdır, afettir, nergistir, bademdir (şekil yönüyle), sad harfidir (şekil yönüyle)… Oysa Halk şiirindeki sevgili daha doğa unsurları ile tasvir edilir. Kakülleri vardır, gözleri ela veya kömür gibidir. Salına salına yürür, utangaçtır. Çoğu zaman naz eder ama yine de daha ulaşılabilirdir.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 113 Cevabı
1. Mevsimlerin, insanların duygu ve düşünce dünyasında farklı etkileri vardır. İlkbahar ve sonbahar mevsimlerinin sizde bıraktığı izlenimler nelerdir? Düşüncelerinizi sözlü olarak ifade ediniz.
İlkbahar olunca mutlu oluyorum çünkü doğa ile beraber ben de yenileniyorum. Ben de tazeleniyorum. İçim içime sığmıyor dışarıda koşmak yürümek hava almak istiyorum. Doğanın insan için yaratıldığını görmek bu mevsimde daha çok belli. Birde yeşillikler ağaçlar çiçekler filizlendi mi dünyalar benim oluyor. İkili ilişkilerimi de etkiliyor. İnsanlara çok iyi davranıyorum. Mutlu olduğum kadar mutlu etmeyi de istiyorum. Sonbahar biraz daha farklı benim için. Önceleri içime kapanıyorum. Severim dersem yalan söylemiş olurum. Dökülen her yaprak tanesi sanki gönlümün üstüne düşüyor da gönül gözümü kapatıyor gibi. Gönlünden nasıl görüyorsun demeyin. Görmek farklı bakmak farklı. Gönlümle bakamasam da görürüm kimi zaman.
2. Şiir; sanat yapmak için mi yoksa topluma seslenmek, toplumu etkilemek için mi yazılmalı? Düşüncelerinizi nedenleriyle paylaşınız.
Türkiye toplumu içinse şiir toplumu etkilemekten çok sanat için yapılır oldu. Şiire değer veren yok ki toplumu etkileyebilsin. Bakınız toplumun etkilenmesi ülküsü bizim içinde geçerli ama uygulamalar toplumun yaşayış tarzına göre şekilleniyor. Ülkemiz de maalesef şiir gereken hassasiyeti görmüyor, umulan değerle karşılaşmıyor bile. Şimdi hiç okunmayan bir şiirin yazılım amacının toplumu etkilemek olduğundan bahsedebilir misiniz? Hayır. Toplumun yönelimine göre de ister istemez şairler şiirlerine yön veriyor oldu. Gereken çevrelerce okunmayacağı bilinen şiirler sanatsal açıdan daha ne kadar zengin yazılabilir öncelik bu oldu.
1. Metinde söz konusu mevsim, nasıl tasvir edilmektedir?
Baharın gittiğini yerini hazanın yani son baharın aldığını söylüyor. O yeşil yapraklı ağaçlar sanki oruca başlamış gibi her şeyden ellerini eteklerini çekmiş ve kendilerini kapatmış kurumuş dala dönmüş gibidirler.
2. Söyleyici gazelin ikinci beytinde sonbaharın gelişini “Bağın ağaçları, dervişler gibi soyutlanma hırkasına girdiler. Sonbahar rüzgârı, çınarın ele benzeyen yapraklarını düşürdü.” şeklinde ifade etmiştir. Sizce bir halk şairi bu durumu nasıl anlatırdı?
Bir halk şairi bu durumu daha yalın ve halkın kullandığı deyim ve benzetmeleri kullanarak anlatma yoluna giderdi. Mesela şöyle diyebilirdi: Hazan mevsimidir ve şimdi soyunur yapraklarından ağaçlar küserler hayata ta ki yeniden doğana kadar.
3. Metnin temasını verilen dizelerden yola çıkarak bulunuz.
Metnin teması verilen dizelerden hareketle sonbahar mevsimin gelişi ve doğanın yeni görünümüdür.
4. Metindeki açık ve örtük iletilere örnekler bulunuz. Bu iletilerin metnin dil ve anlatımını nasıl etkilediğini söyleyiniz.
5. Sizce gazelin en güzel beyti hangisidir? Nedenleriyle açıklayınız.
6. Aşağıda verilen beyitlerde geçen edebî sanatları bularak şemalara yazınız.
Her yaneden ayağına al tun akup gelür
Eşcâr-ı bağ himmet umar cûy bârdan
Kişileştirme vardır: Bağın ağaçlarının istekte bulunması anlatılmış ağaçlar insan gibi düşünülmüştür.
Bakî çemende hayli perîşân imiş varak
Benzer ki bir şikâyeti var rüzgârdan
Kişileştirme vardır. Rüzgardan şikayet edilmektedir. Sanki rüzgar insanmış gibi düşünülmektedir.
7. Şairin duygu ve düşünce dünyası ile gazel arasında bir bağlantı kurulabilir mi? Açıklayınız.
Kurulabilir. Şairin hüzün duyguları hazan mevsiminin tasviri şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Bu da bize şairin hissettiği karamsarlık ve yalnızlık hissini vermektedir.
8. Metinde ahenk, hangi unsurlarla sağlanmıştır?
Metinde ahenk kafiye redif ve kelime tekrarlarıyla sağlanmıştır. Özellikle bad-ı hazan gibi kullanımlar sıklıkla tercih edilmiştir. Yine dize içinde yer alan asonans ve aliterasyonlar da ahenkin sağlanmasında rol oynamaktadır.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 115 Cevabı
1. Okuduğunuz metinde düzeltme işareti hangi amaçla kullanılmıştır? Dizelerden örneklerle açıklayınız.
Düzeltme işareti ses değerlerini inceltme amacıyla kullanılmıştır.
2. Aşağıda verilen atasözünde yer alan yay ayracın cümledeki kullanılma amacını söyleyiniz.
İnsan sözünden (ikrarından), hayvan yularından tutulur.
Açıklama yapılırken yapılan açıklama parantez yani yay ayraç içerisinde gösterilir.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 116 Cevabı
1. Övmek, övülmek ve övünmek kavramlarıyla ilgili neler düşünüyorsunuz? Düşüncelerinizi paylaşınız.
Övmek aşırıya gidilmediği sürece bence normaldir. Bir beğeniyi ifade etme anlamına gelir. Övülmek de yaptığınız işin veya karakterinizin başkaları tarafından olumlu bulunmasını ifade eder. Bunlara sıcak yaklaşsam da övünmek kavramı bana pek sıcak gelmiyor. İnsan kendisiyle çok övünmemelidir. Çünkü çok övünmek biraz da kibre girer.
2. Bir sanatçıyı övmenin veya yermenin onun başarısına katkı sağlayabileceğini düşünüyor musunuz?
Düşünüyorum. Eleştiri her zaman sanatçıyı besler tabi ki sanatçı dışarıdan gelen yorumlara açık bir yapıya sahipse. Yoksa kulağını tıkıyorsa bu tür olumlu ya da olumsuz eleştiriler hiç bir işe yaramayacaktır.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 120 Cevabı
1. Şair, Edirne şehrinin güzelliğini anlatırken hangi unsurlardan yararlanmıştır? Metinden örnek dizeler gösteriniz.
2. Metinde her beytin sonunda tekrarlanan “mıdır” soru edatı, metnin anlatımını nasıl etkilemiştir?
Metne ahenk kazandırmanın yanında metni okuyan bakımından daha canlı kılmaktadır. Devamlı okurun dikkatinin canlı tutulmasını ve soru yöntemiyle okurun anlatılan özelliklere inanmasının kolaylaşması sağlanmaktadır.
3. Metinde şair, I. Ahmed’i nasıl övmüştür? Metinden örneklerle söyleyiniz.
4. Metinde şairin, şairliğiyle ilgili açıklamalar yaptığı bölümleri gösteriniz.
Dürr-i nazmım çarha mengûş olsa bilmez rûzigâr
Şi’r-i Nef’î midir ol yâ kevkeb-i Şi’râ mıdır?
Şiirinin incileri feleğe kulak olsa rüzgar bile kıymetini bilemez, acaba Nef’i bu şiir gökyüzünün en güzel şiir yıldızı mıdır? diyerek kendini övmektedir.
5. Metnin temasını bularak temayı en iyi yansıtan dizeleri belirleyiniz.
Tema Edirne ilinin güzelliğidir. Bu şiirde bu temayı en güzel örnekleyen dizeler olarak şu dizeleri gösterebiliriz:
Edrine şehri mi bu yâ gülşen-i Me’vâ mıdır?
Anda kasr-ı pâdişâhî cennet-i a’lâ mıdır
Beyt-i Ma’mûr-ı felek mi ol fezâda ol sarây
Yâ zemîni cennet olmuş Kâ’be-yi ulyâ mıdır?
6. Metinde çok sayıda mübalağa ve tezat sanatı kullanılmıştır. Siz de metinden bu sanatlara birkaç örnek bularak aşağıdaki şemalara yazınız.
Mübalağa: Anda kasr-ı pâdişâhî cennet-i a’lâ mıdır? Edirne şehrinin güzelliği cennetten bir parça olarak kabul edilip güzelliği abartılmıştır.
Tezat: Mihrini fark eylemez pinhân mıdır peydâ mıdır? Pinhan: gizli peyda: Açık saşık beyan olan anlamında karşıt kelimeler kullanılmıştır.
7. Siz bir kaside yazmak isteseydiniz kime, nasıl yazardınız? Nedenini açıklayınız.
Sevgilime onu ve güzelliklerini övmek amacıyla yazmak isterdim.
8. Şiirde ahengi sağlayan unsurları bulunuz. Bulduğunuz unsurları aşağıdaki şemaya yazınız.
Kafiye:
Me’vâ mıdır?
cennet-i a’lâ mıdır? mıdır’lar redif a’lar tam kafiyedir.
Ölçü: Aruz ölçüsü kullanılmıştır.
Aliterasyon: m ve d sessizleri sıklıkla kullanılmıştır.
Kelime tekrarı: Cennet ve cuylar kelimeleri sıklıkla kullanılmıştır.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 121 Cevabı
1. Okuduğunuz metinde geçen “cennet-i a’lâ, şah-ı cihân-ârâ, bûstân-pîrâ” gibi ifadeleri doğru telaffuz etme çalışması yapınız.
İşaretlere dikkat ederek incelterek okumak gerekmektedir.
2. “Sabah rüzgârının serinliği kendini yavaşça hissettirmeye başlamıştı.” cümlesinde geçen altı çizili kelime grubu bir zincirleme isim tamlaması örneğidir. Bu tamlama bir isim tamlamasının ikinci bir isim tamlaması kurmasıyla oluşur.
Buna göre, aşağıda verilen parçada geçen isim tamlamalarının altını çizip bu tamlamaların çeşitlerini söyleyiniz.
Okuduğunuz kasidenin bölümlerinde hangi konuların işlendiğini aşağıdaki şemaya yazarak metin üzerinde bu bölümleri gösteriniz.
Nesib (Teşbib): Bahar tasvirinin yapıldığı kısımdır.
Cûylar mı devr iden tarf-ı çemen-zârın yahûd
Mâ’i pervâz ile kat’ olmuş yeşil hârâ mıdır?
Sebz ü hurrem bir fezâ mı her kenâr-ı cûy-bâr
Yâ miyân-ı cûda aks-i künbed-i hadrâ mıdır?
Girizgâh:
Methiye: şehrin övüldüğü kısmıdır.
Edrine şehri mi bu yâ gülşen-i Me’vâ mıdır?
Anda kasr-ı pâdişâhî cennet-i a’lâ mıdır?
Beyt-i Ma’mûr-ı felek mi ol fezâda ol sarây
Yâ zemîni cennet olmuş Kâ’be-yi ulyâ mıdır?
Tegazzül:
Fahriye: Şairin kendini övdüğü bölümdür.
Dürr-i nazmım çarha mengûş olsa bilmez rûzigâr
Şi’r-i Nef’î midir ol yâ kevkeb-i Şi’râ mıdır?
Nûr-ı mevvâc- meânî mi sözümde berk uran
Yâ libâs-ı nazmımın bir âteş-i hârâ mıdır?
Tâc beyit: Şairin adının geçtiği bölümdür.
Dürr-i nazmım çarha mengûş olsa bilmez rûzigâr
Şi’r-i Nef’î midir ol yâ kevkeb-i Şi’râ mıdır?
Dua: Dua geçen bölümdür.
Sun’-ı Hak yâ gülşen-i cennetden ifrâz eylemiş
Başka bir cây-ı tarab-engîz ü gam-fersâ mıdı
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 122 Cevabı
1. Divan şiirinde “gül ile bülbül” kavramlarının neleri temsil ettiği ile ilgili düşüncelerinizi sözlü olarak paylaşınız.
Gül sevgiliyi bülbül ise sevgili uğrunda canını bile verebilecek aşığı sembolize eder.
2. Halk edebiyatında olduğu gibi divan edebiyatında da ezgili söylenen türler vardır. Bu durumun nedeni ile ilgili düşüncelerinizi paylaşınız.
Çünkü bazen ezgili söyleyiş insanları daha derinden etkileyebilmektedir. Bunun sonucunda da dinleyen ya da okuyanlar akıllarında daha iyi metinleri tutabilmiş ve şiir daha etkili hale gelmiştir.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 124 Cevabı
1. Metinde her bendin sonunda “Îyddir çık nâz ile seyrâna kurbân olduğum” dizesi tekrarlanmıştır. Bu durum metnin anlatımını nasıl etkilemiştir?
Metnin anlatımını güçlü kılmıştır. Aynı zamanda ahenk oluşturarak okuyanın daha fazla keyif alarak okumasını sağlamıştır.
2. Metinde “hâke yeksân olmak, kurban olmak, gel hele” gibi halk diline ait söyleyişlerin yer alması, metnin dil ve anlatım özelliği ile ilgili neler düşündürmektedir?
Şiiri halka yaklaştırmıştır. Böylece halk bu şiiri okurken daha kolay anlayabilmiştir. İçinde fazla yabancı kelime bulunmaması şiiri daha yalın getirmiştir.
3. Metinde sevgilinin fiziksel özellikleriyle ilgili neler verilmiştir?
4. Metinde açık ve örtük iletilere örnek bulunuz. Bulduğunuz örnekleri aşağıdaki şemalara yazınız.
Açık İleti: Sevgilinin güzelliği aşığa hissettirdiği
Örtük İleti: Aşkın insanı nasıl kendinden ettiği
5. Söyleyici, metinde kime seslenmekte ve ondan ne yapmasını istemektedir? Metindeki dizelerden örneklerle açıklayınız.
Metinde söyleyici sevgiliye seslenmektedir. Onun salınarak yürümesini, onun güzelliğinin ve insanı kendinden alan büyüsünü göstermesi istenmektedir.
6. Metinde anlatılanlardan yola çıkarak temayı bulunuz.
Tema sevgilinin güzelliğidir.
7. Metinden alınan “Sen açıl gül gibi zâr ile hezâr olsun Nedîm” dizesinde şair; sevgiliyi güle, kendisini de bülbüle benzeterek teşbih sanatı yapmıştır. Siz de metinde geçen diğer teşbihleri bulunuz.
Îyddir çık nâz ile seyrâna kurbân olduğum: Sevgilinin dşarı çıkıp kendini gösterdiği gün bayram gününe benzetilmiştir.
8. Metnin şairi mahallileşme akımının (halk diliyle kelime ve deyimlerin ustaca kullanılması) temsilcisidir. Buna göre okuduğunuz şiirde bu akımın yansımaları var mıdır? Açıklayınız.
Vardır. Şiirde bazı yerlerde halk dilinin örnekleri görülür.
Şimdi âlem sana müştâk olduğun bilmez misin
Îyddir çık nâz ile seyrâna kurbân olduğum gibi.
9. Okuduğunuz metnin dış yapı özelliklerini aşağıdaki şemalara yazınız.
Ölçü: Aruz Ölçüsü
Redif: olduğum
Kafiye düzeni: aaab ccccb dddb
Kafiye: yeksan / kurban / nalan : an’lar tam kafiyedir.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 125 Cevabı
1. Okuduğunuz metinde geçen “yârân, uşşâk, tâkat, tâk, âlem, müştâk, seyrân vb.” kelimelerini telaffuz ederken nelere dikkat etmek gerekir?
İnceltme işaretlerine dikkat ederek okumak gerekmektedir.
2. Metinde geçen “kurbân olmak, seyrân olmak …” birleşik kelimelerinin ayrı yazılmalarının nedenini söyleyerek metinden benzer örnekler bulunuz.
Çünkü bunlar yardımcı eylem almış kelimelerdir. Ve bu kelimeler ayrı yazılırlar.
Nedim’in öncüsü olduğu mahalileşme akımı ile Nabi’nin öncülüğünü yaptığı hikemi tarzı araştırınız. İki tarzı karşılaştırıp karşılaştırma sonuçlarınızı sınıfta yazılı olarak paylaşınız.
Mahallileşme akımı : Türkî-î basit, basit Türkçe demektir. Sadece Türkçe kelimelerden oluşmuş ya da ağırlıklı olarak Türkçe kelimelerden oluşmuş unsurlara denir.
Hikemi tarz: Hikemi Şiir: İslami düşünce sisteminde daha çok felsefe karşılığı kullanılmış olan “Hikmet”, gizli düşünce, bilinmeyen neden; özellikle varlıkların ve olayların oluşunda Allah’ın insanlarca anlaşılamayan gizli amacı, bilgelik, sağduyu, atasözü, özdeyiş vb. anlamlara gelen Arapça bir kelimedir.
Aşağıda verilen metin parçalarının hangi nazım biçimine ait olabileceğini şemalara yazınız.
“Şurda bir güzele meyil aldırdım
Cihan güzel olsa yoktur nazarda
Çünki dilber bende meylin yoğ idi
Niçün koydun beni âh ile zârda”
Cevap: ŞARKI
“Yâ Rab belâ-yı aşk ile kıl âşinâ beni
Bir dem belâ-yı aşkdan etme cüdâ beni
Az eyleme inâyetini ehl-i derdden
Yani ki çok belâlara kıl mübtelâ beni
Oldukça ben götürme belâdan irâdetim
Ben isterem belâyı çü ister belâ beni”
Cevap: GAZEL
“Dere boyu saz olur
Gül açılır yaz olur
Ben yârime gül demem
Gülün ömrü az olur”
Cevap: KOŞMA
Allah adın zikr edelim evvelâ
Vâcib oldur cümle işde her kula
Allah adın her kim ol evvel ana
Her işi âsân ide Allah ana
Allah adı olsa her işin öni
Hergiz ebter olmaya anun sonı”
Cevap: MEVLÜD
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 126 Cevabı
İncelediğiniz metinlerden ve yukarıda verilen bilgilerden hareketle mâni ve koşma yazınız. Mâni ve koşmayı yazarken dikkat edilmesi gereken bazı hususları hatırlatan aşağıdaki şemadan yararlanınız.
Günlük konuşma dili kullanınız.
Hece ölçülerine ve kafiyeye uygunluğuna dikkat ediniz.
Hangi konularda yazacağınıza karar veriniz.
Kelime tekrarlarına yer verebilirsiniz.
Mani Örneği:
Ayvalar sarı olur
Bahçeler yeşil olur
Ben bir yar sevdim
Onun nazı bela olur.
Yazdığınız şiirleri sınıfta sözlü olarak değerlendiriniz ve şiirleri çeşitli araç ve yöntemlerle (sınıf panosu, okul panosu, dergi, gazete, sosyal medya vb.) sergileyiniz.
Yazdığınız şiiri okul panosuna asabilirsiniz.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 127 Cevabı
Daha önce araştırmasını yapıp derlediğiniz mânileri konularına göre sınıflandırıp sınıfta okuyunuz. Şiir okurken aşağıdaki şemalarda yer alan bilgilerden yararlanınız.
En çok kullanılanlar düz ya da tam mani, kesik mani, cinaslı mani, yedekli mani, artık mani’dir.
Sınıftaki öğrenciler iki gruba ayrılır. Birinci grup halk şiiri nazım biçimlerinden (koşma, semai, varsağı, destan, türkü, mâni, ilahi, nefes vb.) oluşan bir şiir dinletisi sunarken; ikinci grup divan şiiri nazım biçimlerinden (gazel, kaside, şarkı, rubai, terkibibent vb.) oluşan bir şiir dinletisi sunar.
Sınıf içinde yapmanız gereken bir etkinliktir.
Yaptığınız sunumlardan sonra dinlediğiniz şiirlerin ahenk unsurları, ses akışları ve hissettirdikleri ile ilgili çıkarımlarda bulununuz.
Sunumlarınıza göre bu etkinliği yapabilirsiniz. Sınıf içinde yapmanız gereken bir etkinliktir.
3. ÜNİTE SONU ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME CEVAPLARI
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 128 Cevabı
Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerlere doğru kelimeyi/kelimeleri yazınız.
1. Koşuk nazım biçimi halk edebiyatında koşma, divan edebiyatında gazel olarak adlandırılır. Güzelleme, taşlama koçaklama ve ağıt koşma nazım biçimiyle yazılan türlerdir.
2. Mâni, halk edebiyatının en kısa nazım biçimidir.
3.Şarkı ve tuyuğ Türklerin divan edebiyatına kazandırdıkları nazım biçimleridir.
4. Divan edebiyatı, İslamiyet etkisinde gelişen Türk edebiyatının bir kolu olup 13 yüzyıldan 19 yüzyıla kadar varlık göstermiş ve kendi içinde kuralları olan bir edebiyattır.
Aşağıda numaralar ile verilen şair isimlerini harf ile verilen eser isimleriyle eşleştirerek harfleri numaraların yanındaki yay ayraçların içine yazınız.
Şiir
1. Fuzuli (d)
2. Kaygusuz Abdal (c)
3. Baki (e)
4. Hoca Ahmet Yesevi (ç)
5. Yunus Emre (a)
6. Nef’i (b)
Eser
a) Risaletü’n-Nushiyye
b) Siham-ı Kaza
c) Gevhernâme
ç) Divan-ı Hikmet
d) Beng ü Bade
e) Kanuni Mersiyesi
Aşağıdaki açık uçlu soruların cevabını ilgili alana yazınız.
6. Anonim halk edebiyatı nazım biçimlerindendir. Bu nazım biçiminde genellikle aşk, gurbet, ayrılık gibi konular işlenmektedir. Bent ve kavuştak olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Kendine özgü bir ezgiyle söylenmektedir.
Yukarıda kısaca tanıtılan halk edebiyatı nazım biçiminin adını yazınız.
Cevap: TÜRKÜ
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 129 Cevabı
7. I. Metin ve II. Metin parçalarını aşağıda verilen başlıklar doğrultusunda karşılaştırınız.
Nazım Birimi:
Ölçü:
Nazım Biçimi:
Dil ve Anlatım Özellikleri:
Ait Olduğu Şiir Anlayışı:
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 130 Cevabı
Aşağıdaki kutucuklarda “ŞİİR” ünitesi ile ilgili 8-13. soruların cevapları bulunmaktadır. Buna göre kutucuklarda yer alan harfleri boş bırakılan yerlere yazarak soruları cevaplayınız. (Soruların birden fazla cevabı olabileceğini göz önünde bulundurunuz.)
8. Yukarıda harf ile gösterilen kutucuklardan hangisi ya da hangileri halk edebiyatının ürünlerindendir?
Cevap: Ç, G, I, İ
9. Yukarıda harf ile gösterilen kutucuklardan hangisi ya da hangileri divan edebiyatında kullanılan nazım biçimleridir?
Cevap: C, Ğ, H
10. Yukarıda harf ile gösterilen kutucuklardan hangisi ya da hangileri İslâmiyet’in Kabulünden Önceki Türk Edebiyatı’nın Sözlü Dönemi’ne aittir?
Cevap: D, F
11. Yukarıda harf ile gösterilen kutucuklardan hangisi ya da hangileri anonim ve âşık halk edebiyatı ürünlerindendir?
Cevap: Ç, İ
12. Yukarıda harf ile gösterilen kutucuklardan hangisi ya da hangileri nakarat dizelere sahip bir nazım biçimidir?
Cevap: H, İ
13. Yukarıda harf ile gösterilen kutucuklardan hangisi Bâki’nin, Kanuni’nin ölümü üzerine yazdığı tanınmış eserinin türüdür?
Cevap: E
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 131 Cevabı
14-17. soruları aşağıdaki metne göre cevaplayınız.
14. Yukarıda okuduğunuz metnin gazel nazım biçimiyle yazıldığını metinden hareketle ispatlayınız.
Beyitlerle yazılmıştır, aruz ölçüsü kullanılmıştır kafiye düzeni aa ba ca şeklindedir.
15. Okuduğunuz gazeli, kaside nazım biçimiyle tema, dil ve anlatım özellikleri açısından karşılaştırıp karşılaştırma sonuçlarınızı aşağıya yazınız.
Gazelin konusu aşk şarap kadındır, kasidede övgü vardır. Bir diğer fark oluştukları beyit sayısıdır. İkisinin de dili ağırdır ikisi de aruz ölçüsü ile yazılır ikisinin de kafiyelenişi aa ba ca şeklindedir.
16. Okuduğunuz metindeki âşığın ruh hâlini dizelerden örnekler vererek açıklayınız.
17. Metinden açık ve örtük iletilere örnekler bulunuz.
Açık ileti: Aşkından yanıp tutuşan düştüğü durumları anlatan bir şairin duyguları
Örtük ileti: Aşkın insanı düşürdüğü durum.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 132 Cevabı
18. I. Divan edebiyatı ürünlerinde somut konular işlenmiştir.
II. Divan edebiyatı ürünlerinde ağır bir dil kullanılırken halk edebiyatı ürünlerinde sade bir dil kullanılmıştır.
III. Halk edebiyatı sanatçılarının bazıları aruzla da eserler vermiştir.
IV. Halk edebiyatı ile divan edebiyatında bazı mazmunlar ortak kullanılmıştır.
V. Halk edebiyatı, divan edebiyatı sona erdikten sonra ortaya çıkmıştır.
Yukarıda divan edebiyatı ve halk edebiyatıyla ilgili verilen numaralandırılmış ifadelerden hangi ikisi yanlıştır?
A) I ve II B) I ve V C) II ve III D) II ve IV E) IV ve V
Cevap: B
19.
Köroğlu’yum medhim merde yeğine
Koç yiğit değişmez cengi düğüne
Sere serpe gider düşman önüne
Ölümü karşılar meydan içinde
Verilen dörtlük için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Şiirin son dörtlüğünden alınmıştır.
B) Halk şiiri geleneği doğrultusunda yazılmıştır.
C) Ses benzerlikleri vardır.
D) 11’li hece ölçüsü kullanılmıştır.
E) Anonim halk edebiyatı ürünlerinden bir örnektir.
Cevap: E
20. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili bölümlerin hangisi isim tamlaması değildir?
A) Eserlerinde tabiat tasvirlerini çok canlı anlatırdı.
B) Okuduğu şiirin dünyasına hemen de kaptırmıştı kendini.
C) Hikâyenin olay örgüsünü yazmaya çalışıyordu.
D) Romandaki kahramanların ruh hâlleri onu etkilemişti.
E) Elindeki kalın kitabı akşamdan beri bitirmeye çalışıyordu.
Cevap: E
21. Fuzuli; konuşma dilinin kısa cümle, devrik cümle, soru cümlesi kullanımından yararlanmıştır. Ayrıca şiirlerinde konuşma dilinin seslenme kelimelerini, deyimleri, vurgu ve tonlamasını kullanmıştır. Şiir dilinde anlam ve ses yönünden iyi düzenlenmiş kelime kullanımıyla sağlanan yoğun anlatımdan yararlanmıştır. Etkileyiciliği sağlayan tekrarlara ve tezatlı kullanımlara yer vermiştir. Özellikle söz tekrarlarından şiirde ahengi sağlamakta yararlanmıştır. Şiirlerinin yaşayabilmiş olmasında da dili içten, sade ve ustaca kullanmasının payı vardır. Onun alçakgönüllü, iddiasız anlatımı şiirlerini yalnız günümüze taşımakla kalmamış aynı zamanda şiirlerinin etki alanını genişletmiştir.
Yukarıdaki paragrafta Fuzuli’yle ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?
A) Eserlerinde konuşma dilinin cümle yapısından yararlanmıştır.
B) Eserlerinde yoğun bir anlatım söz konusudur.
C) Eserlerinde tekrarlar ve tezatlı kullanımlar, etkileyiciliği sağlayan unsurlardandır.
D) Şiirlerinin yaşayabilmiş olmasında dili kullanmadaki başarısının yanı sıra hayal gücünün de etkisi vardır.
E) Onun anlatımındaki alçakgönüllülük, şiirlerinin etki alanını da genişletmiştir.
Cevap: D
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 133 Cevabı
22. Aşk ehline derman sordum alemde Ne Eflâtun bilir ne Lokman yazar
Yukarıdaki dizelerle
I. kalır matemde
II. erbâbı aşk olan
III. perişan yazar
IV. anların ahvalin
sözlerinin tümü kullanılarak çapraz kafiye düzeninde anlamlı bir dörtlük kurulmak istenirse aşağıdaki kullanımlardan hangisi son iki dizeyi oluşturur?
A) I, II, III, IV B) I, III, IV, I C) II, I, IV, III D) III, IV, I, II E) IV, I, II, III
Cevap: C
23. Uzaktır seçilmiyor
Gönüldür geçilmiyor
Gönül bir top ibrişim
Dolaşmış açılmıyor
Bu dörtlükle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Rediflere yer verilmiştir.
B) 7’li hece ölçüsü kullanılmıştır.
C) Âşık edebiyatı nazım biçimlerindendir.
D) Söz sanatına yer verilmiştir.
E) Kafiye düzeni “aaxa”dır.
Cevap: C
24. Okuduğum her şiirden aynı tadı alamam. Bir şiirin söz sanatlarının, mecazlarının zenginliği o şiirden alınacak tatla özdeştir. Daha ilk dizeden başlayarak söz sanatlarını görebilmeliyim. Şiiri okurken söz sanatlarını da her yönüyle anlayabilmeliyim. O yüzden sade, anlaşılır bir dildir benim tercihim. Divan edebiyatı ve halk edebiyatından hoşlansam da kitaplığımın ilk rafında belirttiğim özelliklerdeki şiirlere yer veririm.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçadaki gibi düşünen birinin kitaplığının ilk rafından seçilmiş olabilir?
A) Tûtî-i mu’cize-gûyem ne desem laf değil Çerh ile söyleşemem âyînesi saf değil
B) Davranın halaya durun koçaklar İşte baş, işte davul, işte meydan
C) Aşiyân-ı murg-i dil zülf-i perişânındadır Kande olsan ey perî gönlüm senin yanındadır
D) Bir ayna parçasından başka beni kim anlar, Bir mum gibi erirken bu bitmeyen düğünde
E) Bazen ayak sesleri duyarım dört yanımda, Bakarım, masmavi, levent bir umut.
Cevap: D
25. Bu edebiyat, Türk halk edebiyatının bir koludur. Bu edebiyatta az da olsa Arapça ve Farsça kelimelere yer verilir. Allah ve insan sevgisini yoğun işleyen bu edebiyat XIII. yy.da başlamıştır.
Aşağıdakilerden hangisi yukarıda bahsedilen edebiyatla ilgili eser vermiş sanatçılardan biridir?
A) Yunus Emre B) Baki C) Şeyhi D) Karacaoğlan E) Nedim
Cevap: A
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 136 Cevabı
1. Olağanüstü olayları konu alan metinleri okumak ilginizi çeker mi? Nedenleriyle açıklayınız.
Olağanüstü durumların anlatıldığı hikâyeler benim ilgimi çekiyor. Bir hikâyede yaşanacak olayları ve sonuçlarını kendi dünyamıza bakarak tahmin etmek çok zor olduğu için olağan üstü varlık ve canlıların anlatıldığı, sonunun ne olacağını kestiremediğim hikâyeleri seviyorum
2. “Bir kişi, yendiği düşmanı ne kadar güçlü ise o kadar kahramandır.” sözü ile ilgili düşüncelerinizi sınıfta sözlü olarak paylaşınız.
Bir insan hangi sorunla uğraşıyorsa o sorunun büyüklüğü zorluğu ve üstesinden gelebilme becerisi kadar zekidir. Çünkü sorun ne kadar büyürse çözecek kişinin niteliği ve zekası da o derece gelişmiş demektir.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 141 Cevabı
1. “O katı yürekli adam alt eder seni.” cümlesindeki altı çizili kelime gruplarının anlamlarını cümlenin bağlamından hareketle tahmin ediniz. Tahminlerinizi TDK’nin Türkçe Sözlük’ünden kontrol ediniz
2. Okuduğunuz metindeki kahramanlardan Akhilleus ile Hektor’ın kişilik özelliklerini metinden yola çıkarak açıklayınız.
3. Metinde anlatıcının kim olduğunu ve hangi tip bakış açısı kullandığını belirleyiniz.
4. Hektor’ın ölümü üzerine eşinin nasıl bir tepki gösterdiğini, hangi ruh hâli içerisinde olduğunu metindeki dizelerden örnek göstererek belirtiniz.
Çok üzülür, eli ayağı tutmaz olur, zehir yutmuşçasına acı çeker.
Titredi eli ayağı, mekik elinden yere düştü
Hektor neler geldi başıma
Nasıl da bir kaderle doğmuşuz ikimiz de
Şimdi gidiyorsun Hades ülkesine
kuytu derinlikleri altında toprağın
dul bırakıyorsun beni bu sarayda
5. Okuduğunuz metinden alınan “bir altın terazi kurdu baba tanrı,/acıklı ölümün iki tanrıçasını koydu kefelere,/biri Akhilleus’unkiydi, biri at sürücüsü Hektor’unki./ortasından tuttu kaldırdı terazi- yi,/ağır bastı Hektor’un kara günü./kefe düştü yuvarlandı Hades’e dek.”dizelerinden yola çıkarak o dönemdeki kader anlayışıyla ilgili çıkarımlarda bulununuz.
Kaderci bir anlayış hakimdir. Yani yaşananların ve yaşanacakların kararını tanrılar verir. İnsanlar da alınlarına yazılan kaderlerini yaşarlar.
6. Okuduğunuz metinde kalıp olarak kullanılan ve yinelenen ifadeleri gösteriniz, bu kullanımların metnin anlatımına nasıl bir katkı sağladığını belirtiniz.
7. Metinde, tanrıların olayların akışına müdahale ettikleri bölümleri gösteriniz.
bir altın terazi kurdu baba tanrı,
acıklı ölümün iki tanrıçasını koydu kefelere,
biri Akhilleus’unkiydi, biri at sürücüsü Hektor’unki.
ortasından tuttu kaldırdı teraziyi,
ağır bastı Hektor’un kara günü.
kefe düştü yuvarlandı Hades’e dek.
…………………………………………………………
Tanrıça da yürüdü tanrısal Hektor’a doğru,
Deiphobos’a benzetmişti bedenini, yılmaz sesini.
………………………………………………………………….
Bilmiyordu zavallıcık, burdan çok uzakta,
Athene alt etmişti Hektor’u, Akhilleus’un eliyle.
8. Hektor ve Akhilleus, aralarındaki mücadelenin sonunda birbirlerine nasıl bir tavır alacaklarını ifade ederler? Metinden hareketle açıklayınız.
Cenazesine saygı duyup Akhalılara teslim etmeyi düşünür.
Zeus bana zaferi verir de alırsam canını,
dile gelmez saygısızlıklar göstermem sana,
ünlü silâhlarını soyar, ölünü geri veririm Akhalılara.
Sen de, Akhilleus, yap benim gibi.”
Akhilleus anlaşma taraftarı değildir. Hektor gibi yapmayacağını söyler.
“Hektor, düşmanım, antlaşmadan söz açma bana,
böyle şey olmaz insanla arslan arasında,
nasıl uyuşamazsa kurtla kuzunun gönlü,
durmadan kin beslerler birbirlerine,
bizim de dostluk yapmamız akla sığmaz,
birimiz düşüp kanıyla doyurmadan Ares’i,
o her zora dayanan savaşçıyı doyurmadan
ikimizin arasında anlaşma olmaz.
9. Tanrılar olaylara müdahale etmeselerdi Akhilleus ile Hektor’ın mücadelesi nasıl sonuçlanabilirdi?
Çok zor ve çetin bir mücadele olurdu ama savaş alanındaki üstünlüğünden ve gücünden dolayı yine Akhilleus kazanırdı.
10. Okuduğunuz metinde, doğadan alınan ve benzetme yapmak için kullanılan varlıkları belirleyip söyleyiniz.
11. Okuduğunuz metnin şekil özellikleriyle ilgili çıkarımlarda bulununuz.
12. Metin destan türünün hangi özelliklerini taşımaktadır? Metinden örneklerle açıklayınız.
1. “Dağlarda bir çaylak, kuşların en hızlısı/Nasıl kolayca saldırırsa ürkek bir kumruya” dizelerindeki “ürkek bir kumru” sıfat tamlamasında bir ad hem niteleme hem belirtme sıfatı almıştır. Siz de metinden buna benzer örnekler bulunuz. Bulduğunuz örneklerin altını çiziniz.
2. Okuduğunuz metinden alınan “Sen öldün Hektor, kol kanat olamazsın ona” dizesinde virgül, sıralı cümleleri ayırmak için kullanılmıştır. Siz de okuduğunuz metinden virgülün diğer kullanım amaçlarına örnekler bulunuz.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 142 Cevabı
1. Yaşadığınız yer ile ilgili okuduğunuz veya büyüklerinizden dinlediğiniz bir efsane anlatınız.
Kız Kulesi Efsanesi
Kızkulesi Adası, Kubadabad Saltanat Kentinin haremliğiymiş. Ada da çevresi sularla çevrili bir kale ile, birbirinden güzel köşklerin ortasında yüksek bir kule varmış. İşte bu kalede cariyeleri ile birlikte Selçuklu Sultanının güzeller güzeli biricik kızı yaşarmış . Sultan, düşünde (başka bir rivayete göre falında) sevgili kızının yılan sokması sonucu öleceğini görmüş. Yaptırdığı kaleye ve içindeki kuleye kızını bunun için kapatmış. Öyle ki, kuleye yılan girmesinde diye beton borularla Anasmaslar’dan Adaya su ve süt akıtılmış. (Anılan iki sıra beton boruların kalıntıları günümüze kadar gelmiştir.) Türk efsaneleri, Türk destanları Böylece yıllar yılları kovalamış ve günlerden bir gün güzel Sultan ateşlere düşüp hastalanmış. Ülkenin en ünlü hekimleri zor bulmuşlar devasını. Sevgili Sultan yeniden sağlığına, mutluluğuna kavuşmuş. İyileşmesini kutlamak için armağanlar yağmaya başlamış kuleye. Yaşlı bir köylü kadında bir sepet üzüm getirmiş. Meğer üzümlerin içinde bir küçük yılan varmış. Yılan o gece uykuya dalan güzel Sultanı sokup öldürmüş.
2. “Efsane” kelimesinin size çağrıştırdıklarını sözlü olarak ifade ediniz.
Eski çağlardan beri söylenegelen, olağanüstü varlıkları, olayları konu edinen hayalî hikâye, söylence
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 144 Cevabı
1. Metinde geçen “Çünkü öldüğü duyulursa dünyadaki bütün yılanlar insanlardan öç almaya kalkacaklardır.” cümlesinde altı çizili kelime grubunun anlamını cümlenin bağlamından hareketle tahmin ediniz. Tahminlerinizi TDK’nin Türkçe Sözlük’ünden kontrol ediniz.
Öç Almak: Birinin Yaptığı Olumsuz - Kötü Davranışlarının Karşılığında Ondan Hesap Sorma - İntikam Alma
2. Şahmeran’ın, misafir ettiği kişinin elinden öleceğini bile bile ona karşı iyi niyetli olmasının sebebi ne olabilir?
Çünkü ona güvenmiştir.
3. Metindeki hangi unsurlar masallarla benzerlik göstermektedir? Açıklayınız.
Metinde Masala Benzeyen Yönler:
Metinde zamanın net olmaması olağanüstülüklerin çok olması.
metnin kahramanlarından birinin hayvan ( yılan ) olması.
padişahın bir ülkesinden bahsetmesi ( genelde masallarda hayali bir ülkeden ve padişahtan bahsedilir.
4. Okuduğunuz metinde olağanüstü unsurları belirleyerek bunların metnin türüne katkısını açıklayınız.
5. Okuduğunuz metinde geçen kişilerin özelliklerini söyleyiniz.
Şahmeran: Yılanların şahı. Yer altında mağarada yaşar.Kadın başlı yılan vücutlu bir varlık. İyi niyetlidir. İnsanoğlunun iyiliği için kendini feda eder.
İnsanoğlu / Cemşab / Cemşab: Halktan biri. Hürriyetine düşkün. İhtiraslarına , duygularına yenik düşen biri.
Padişah: hikayede sadece adı geçer. Tek dileği kızının iyileşmesidir.
Padişahın kızı: Hikayede sadece adı geçer. Hastalanır. İyileşmesi Şahmeran’ın ölmesine bağlıdır.
Vezir: Kötü niyetlidir. Padişahın kızını iyileştirerek onunla evlenip ülkenin başına geçmek (padişah olmak ister.)
Yılanlar: Metinde sadece isimleri geçer. Yer altında yaşarlar. Şahmerana bağlıdırlar. Onun öldüğünü de bilmezler. Öğrenmeleri halinde intikam için insanoğluna bela olacaklardır.
6. Metindeki temel çatışmadan hareketle metnin tema ve konusunu belirleyiniz.
İnsanlara güvenmenin yanlış olduğu ve iyilik yap iyilik bul. İyilikten maraz doğar.
7. Metnin olay örgüsünü olayların gerçekleşme sırasına göre belirleyiniz.
Vaktiyle binlerce yılanın yaşadığı bir mağaraya yanlışlıkla giren bir adam yılanlar tarafından yakalanır ve padişahları Şahmeran’a götürülür. Adam kendisini öldürmemesi için Şahmeran’a yalvarır. Şahmeran adamın canını bağışlayacağını ancak onun buradan çıkaramayacağını söyler, kimsenin yerini bilmesini istememektedir. Şahmeran, adama çok iyi davranır ve adam rahat günler yaşar. Fakat bir süre sonra gerçek dünyadan uzak bir bir mağarada canı sıkılır. Adam bir gün yeryüzüne dönmek için Şahmeran’dan izin ister, Şahmeran da izin verir, yerini kimseye söylememesini ve kendisini gördüğü için vücudunun pul pul döküldüğünü bunu da kimseye söylememesini tembihler. Adam da Şahmeran’ı kendisinin öldüreceğini vaad ederek mağaraya gider, her şeyi Şahmeran’a anlatır. Şahmeran’da ölümünün adamın elinden olacağını bildiğini söyler kendisini öldürmesini ve ama bunu gizli tutmasını ister. Çünkü öldüğü duyulursa dünyadaki bütün yılanlar insanlardan öç almaya kalkacaktır. Daha sonra da “Kuyruğumun suyunu kaynat ve vezire içir ki kısa zamanda ölsün, gövdemin ve kıza içir ki kız iyileşsin. Kafamın suyunu kaynat ve iç ki Lokman Hekim olasın” diyerek adamla yeryüzüne çıkarlar. Adam Şahmeran’ı öldürüp dediklerini yapar. Vezir ölür, kız iyileşir ve kendisi de Lokman Hekim olur.
8. Metinde anlatıcı ve bakış açısının işlevini söyleyiniz. Seçilen bakış açısının metnin dil ve anlatımını nasıl etkilediğini belirtiniz.
Hakim bakış açısı vardır. Anlatıcı her şeyi bilmektedir. Halkın anlayacağı sade yalın bir dil. (Çünkü efsaneler halkın sözlü kültürünün bir ürünüdür. Sözlü geleneğe ait tüm ürünlerde, doğal olarak; sade yalın halk dili kullanılmaktadır.
9. “Efsaneler oluştuğu toplumun yaşamından, inanışlarından, gelenek ve göreneklerinden izler taşır.” Bu bilgiye göre, okuduğunuz metinde toplumun sosyal ve kültürel yaşamıyla ilgili hangi unsurlara rastlıyorsunuz?
Toplumun neye yasak neye yasak değil dediği şeyleri öğrendim. O dönem insanlarının hastalıkları tedavi etme özellikleri ve alternatif iyileştirme yöntemlerini öğrendim.
10. Metnin anlatıcısı siz olsaydınız metinde hangi kişileri veya olayları değiştirmek isterdiniz? Düşüncelerinizi nedenleriyle açıklayınız.
Özellikle Şahmaran’ın yaşamasını isterdim. Çünkü çok fedakarca davranmasını bilmiştir.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 145 Cevabı
1. Destanların edebiyatımız ve tarihimiz açısından nasıl bir önem taşıdığını düşünüyorsunuz?
2. Dünyada pek çok millet bulunmasına karşın hepsinin kendilerine ait doğal birer destanlarının olmamasının nedeni sizce ne olabilir?
Deprem, bulaşıcı hastalık, kuraklık, kıtlık, yangın gibi tabiî afetlerin; göçler, savaşlar ve istilalar gibi önemli olayların toplum vicdanında derin yankılar uyandırması, destanların oluşumunda etkili olmuştur. Ancak her milletin bu olayları yazıya geçirecek ustada şairler veya yazarlar çıkarması mümkün olmadığı için her milletin de destanı yoktur.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 150 Cevabı
1. Metnin başkahramanı olan Oğuz Kağan nasıl biri olarak tasvir edilmiştir?
Ela gözlü
perilerden güzel
yüzü gök
ağzı ateş gibi kızıl
kaşları kara
ayakları öküz ayağı gibi
omuzları samur omuzu gibi
göğsü ayı göğsü gibidir
2. Oğuz Kağan’ın, doğadaki varlıkların adlarını çocuklarına ad olarak vermesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu durum İslamiyet öncesi Türk kültüründe doğaya verilen önemin göstergesidir. Aynı zamanda doğadaki en önemli varlıkların taşıdıkları kutsaliyet de bunda önemidir. Mesela göl dağ, güneş ay gibi . Yerin göğün babası unvanı da bu isimlerin verilişiyle bağlantılıdır.
3. Destanda geçen kahramanları ve bu kahramanların özelliklerini belirtiniz.
Oğuz Kağan: Güçlü, kuvvetli, cesur bir kişidir.
Uruz Bey: Oğuz Kağan’a bağlı biridir.
Uluğ Ordu Bey: Akıllı, yiğit biridir.
4. Metinde olayın geçtiği zaman ve mekân unsurları ile ilgili çıkarımlarda bulununuz.
Metin Türklerin İslamiyet’i kabulünden önceki döneme aittir. Bu dönemde Türkler Orta Asya’da yaşamaktaydı.
5. Metinde yer alan olağanüstülükler nelerdir? Bu olağanüstülükler metnin türüne ve temasına nasıl bir katkı sağlamıştır?
Çocuk anasının göğsünden ilk sütü emdi ve bir daha emmedi. Çiğ et, çorba (…) istedi. Dile gelmeğe başladı; kırk gün sonra büyüdü, yürüdü ve oynadı. Ayakları öküz ayağı gibi; beli kurt beli gibi; omuzları samur omuzu gibi; göğsü ayı göğsü gibi idi. Vücudu tamamen tüylü idi. At sürüleri güder, ata biner ve av avlardı.
6. Metnin olay örgüsünü kronolojik işleyişi göz önünde bulundurarak aşağıdaki şemalara yazınız.
7. Okuduğunuz metnin dil ve anlatım özellikleriyle ilgili neler söyleyebilirsiniz?
Metnin dili son derece açıktır. Yalın bir anlatım kullanılmıştır. Orta Asya Türkçesi ile yazılmış bu metinler bizlerin öz halk dilimizin özelliklerini taşırlar.
8. Metinde Türk destanlarında yer alan motiflerden hangileri kullanılmış ve bu motifler hangi özellikleri yönüyle metne konu edilmiştir?
Kurt, ışık, ağaç motifleri Türk destanlarında kullanılır. Oğuz Kağan destanında da bu motifler vardır.
9. Oğuz Kağan Destanı dilimiz, edebiyatımız ve tarihimiz açısından nasıl bir önem taşımaktadır? Nedenleriyle açıklayınız.
Oğuz Kağan destanı, Türk tarihinin önemli kişiliklerinden Mete Han’ın hayatı hakkında bilgiler vermektedir. Ayrıca Türk edebiyatının ilk destanları arasında yer alır. O dönemin dil özellikleri hakkında bilgi verir.
10. Oğuz Kağan Destanı’ndan hareketle dönemin sosyal, kültürel, siyasi ve dinî hayatıyla ilgili çıkarımlarınızı aşağıdaki şemalara yazınız.
Sosyal Yaşam: Kadının Türk toplumundaki yerinin ne kadar önemli olduğu gözlemlenmektedir. Kültürel Yaşam: Av, Türk toplumun kültürel hayatı için vazgeçilmezdir. Ayrıca büyük fetihler öncesi toylar düzenlenip kımız içilir.
Siyasi Yaşam: Türk toplumu kağanlar tarafından yönetilir. Cihan hakimiyeti düşüncesi öne çıkar. Ülke kağanın çocuklarına paylaştırılır.
Dini Yaşam: Göktanrı dini toplumsal ve siyasal hayat için belirleyici bir unsurdur.
11. Metnin tema ve konusunu belirleyiniz.
Oğuz Kağan’ın Kahramanlıkları ve Türklerin yaşamı
12. Okuduğunuz metinde millî ve manevi değerlerden hangilerine ulaşabilirsiniz?
13. Okuduğunuz metni destan yapan özellikler nelerdir?
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 152 Cevabı
1. “Cesurun bakışı, korkağın kılıcından keskindir.” sözünden ne anlıyorsunuz?
Atılgan insanın bakışında bile bir caydırma gücü vardır. Korkak kimse ise kılıcı nasıl tutacağını bilmediği için komik bir duruma düşer ve bunun sonucu olarak hasmını korkutamaz.
2. Milletlerin tarihinde “destan” kavramı sizce ne kadar önemlidir?
Her destan ait olduğu toplumun izlerini taşır. Destanlar oluştukları toplum hakkında tarihi bilgiler verir. Birçok toplum geçmişine ait olan pek çok unsuru destanları aracılığıyla öğrenir. Örneğin Göktürklere ait olan Bozkurt destanı Göktürk toplumunun yaşayışına Türk gelenek ve göreneklerine, onların yaşam tarzına ışık tutmaktadır. Destanlar ayrıca toplumların karanlık kalmış tarihine de ışık tutabilmektedir. Bu eserlerde anlatılan olayları toplumların hayata bakışını, yaşayış tarzını, sanata olan eğilimlerini, değer verdikleri kavramları gösteren çok önemli eserlerdir. Bir ülkenin destan sayısının çokluğu o ülkede var olan kültürel zenginliği de yansıtmaktadır.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 157 Cevabı
• Kayser’in askerine korku düştü.
• Kâfir alaylarını tarumar etti.
• Orada ah edip aklı başından gitti.
Metinde geçen yukarıdaki cümlelerde altı çizili kelime gruplarının anlamlarını cümlelerin bağlamından hareketle tahmin ediniz. Tahminlerinizi TDK’nin Türkçe Sözlük’ünden kontrol ediniz.
2. “Yüzünün suyunu yere döktü.” cümlesini metnin bağlamından hareketle açıklayınız.
Onurunu sarsacak kadar çok yalvarmak
3. Metinde Kayser’in elinden kurtulan Ahmed-i Tarran ve Mumlan-ı Gazi’nin, Seyyid Battal Gazi’yi görünce şaşırmalarının sebebini söyleyiniz.
Çünkü Battal Gazi’nin öldüğünü sanıyorlardı. Onun yüzünü görünce hem mutluluktan hem de şaşkınlıktan kalakalmışlardır.
4. Okuduğunuz metnin anlatıcısını ve anlatıcının bakış açısını metinden örnek cümlelerle belirtiniz.
Üçüncü tekil şahıs anlatıcısı vardır. Anlatıcı hakim bakış açısına sahiptir. Çünkü bütün olayları bilmekte olacakları önceden söylemektedir.
O gece sabaha değin mutluluktan gözlerine uyku da girmedi.
5. Metindeki kişilerin özelliklerini belirleyerek aşağıdaki şemalara yazınız.
Seyyid Battal Gazi: Yiğit, mert, dinibütün, akıllı, zeki, kılıktan kılığa giren biridir.
Bizans Kayseri: Haindir, korkaktır, Battal’ın her oyununa gelir, akılsızdır.
Ahmed-i Tarran: Yiğittir, ululardandır.
Mumlan-ı Gazi: Gazi ünvanı almıştır, yiğit bir savaşçıdır.
Emir Ömer: Emiru-l Azam Ömer Bey diye de bilinir. Malatya’da Battal Gazi’nin emirliğini yapmıştır.
6. • Müminlerin tekbiri yedinci kat gökyüzüne erişti.
• Seyyid onu dine davet etti.
Metinden alınan yukarıdaki cümlelerden hareketle metinde dinî değerlere ne şekilde yer verildiğini açıklayınız.
Metinde Battal Gazi’nin Müslümanlar için ne kadar önemli bir cahit olduğu ve İslam bayrağı için savaşmasından dolayı bütün askerin ve halkın dualarını aldığını görürüz.
7. Okuduğunuz metinden o dönemin siyasi ve tarihî ögelerinin yansımaları ile ilgili çıkarımlarda bulununuz.
Seyyid Battal Gazi’ye ait kahramanlık hikâyelerini içine alan bir eserdir. Battal Gazi, 8. yüzyılda Emevilerin Anadolu’da Bizanslılara karşı açtıkları savaşlarda “Battal” (kahraman) lakabıyla ün kazanmış Müslüman bir Arap kumandanı olup asıl adı Abdullah’tır. Bu Müslüman kumandan hakkında söylenen kahramanlık hikâyeleri ve menkıbeler, 11. yüzyıldan itibaren Türkler arasında büyük rağbet görmeye başlamış ve Battal Gazi, gazi-velî hüviyetiyle yüceltilerek destan kahramanı haline getirilmiştir.
8. Metinde geçen zaman ve mekân ifadelerini belirleyiniz.
9. Metinde yararlanılan anlatım biçimlerini ve düşünceyi geliştirme yollarını bularak aşağıdaki şemalara yazınız.
Anlatım Biçimleri: Öyküleyici anlatım vardır. Betimlemelere başvurulmuştur.
Düşünceyi Geliştirme Yolları: Örnekleme, karşılaştırma vardır.
10. Metnin dil ve anlatım özelliklerini metinden hareketle belirtiniz.
Metin sade Anadolu Türkçesi ile yazılmıştır. Günlük halk dilinin özellikleri görülür.
1. Aşağıda, okuduğunuz metinden bir parça verilmiştir. Bu parçada yer alan sıfatları belirleyiniz. Belirlediğiniz sıfatların altını çiziniz.
Seyyid Battal bunları hemen alıp o iki gaziyi kâfirlerin arasından dışarı çıkardı, bir tenha yere götürdü. İkisinin de ellerini çözdü ve Ahmed-i Tarran’a: “Benim yüzüme dikkatli bak!” dedi. Ahmed- i Tarran bir kez Seyyid’in mübarek yüzüne baktı. Orada ah edip aklı başından gitti. Bir süre sonra gözünü açıp: “Ey âlemin sultanı! Bu gördüğüm rüya mıdır, yoksa hayal midir?” dedi. Seyyid hazret: “Ya Ahmed! Aklını başına getir. Ben Seyyid Battal Gazi’yim. Ölmedim, o dağdan inip bu denli hünerler gösteren benim.” dedi.
2. Aşağıdaki parça okuduğunuz metinden alınmıştır. Bu parçadaki tırnak işaretinin kullanım amacını belirterek metinden buna benzer örnekler bulunuz.
Aşağıda Hıdırellez ile ilgili verilen efsaneyi Battal Gazi Destanı’yla tema, dil ve anlatım yönüyle karşılaştırınız.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 159 Cevabı
1. Yahya Kemal Beyatlı’nın “Türkler destan yapmaktan destan yazmaya fırsat bulamamışlardır.” sözünden ne anlıyorsunuz? Düşüncelerinizi paylaşınız.
Türklerin yaşamış oldukları olaylar her zaman için hafızalarda yer edecek ya büyük acılar ya da büyük zaferler olmuştur. Yaşanan topraklardan göç edilmesi, sık sık din değiştirilerek geçmişle bağların koparılması, yazıya çok geç kavuşulmuş olması gibi etkenler, üretilen sanat yapıtlarının unutulmasının yanında destanların da oluşmasına kaynaklık etmişlerdir.
2. Siz bir destan yazmak isteseniz hangi olayı ya da kişiyi konu edinirsiniz? Niçin?
Ben destan yazacak olsaydım Mustafa Kemal Atatürk’ü konu edinen bir destan yazmak isterdim. Böylece ona olan hayranlığımı dile getirmiş ve onun kahramanlığını herkese ben de anlatmış olurdum.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 162 Cevabı
1. • Ben Ankara’da buldum onu, yirmi yaşındaydı zaar,
• Kurtulmuşuz bedenden artık,
Kimse ayaklı, elli değil.
Okuduğunuz metinde geçen bu cümlelerdeki altı çizili ifadelerin cümlelere kattıkları anlamları söyleyiniz.
2. “Bana bir avuç kahramanın savunduğu yer
Tarihin kulaklarında altın küpe Burası
Metris tepe, Kanlı sırt, Adsız tepe.”
Okuduğunuz metinden alınan yukarıdaki dizelerde anlatılmak istenen nedir?
Kahramanların hayatları pahasına da olsa vatanı kurtarma adına verdikleri mücadele anlatılmaktadır. Sayılan yerler Kurtuluş Savaşı için göğüs göğüse çarpışmaların olduğu yerdir.
3. “Uzanırlar korkak boşluğa sereserpe
Civar arazinin sultanları”
Bu dizelerdeki mecazlı ifadeye benzer ifadeleri bulunuz. Bunların metnin anlatımına katkısını belirtiniz.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 163 Cevabı
4. “Düşman görmüş düşmanlardan yardım yürümüş ta buraya kadar”
Bu dizeleri dönemin tarihî gerçekliğini göz önünde bulundurarak yorumlayınız.
Düşmanların her zaman bizleri düşürdüğü zor durumdan ama daha da kötüsü içimizdeki düşmanlardır. Düşmanla işbirliği yapan asıl hainlerdir.
5. Mustafa Kemal Atatürk’ün bir destan kahramanı gibi anlatıldığı bölümlerin destan türüyle bağlantısını söyleyiniz.
6. Okuduğunuz destanda ahengi sağlayan ögeleri belirleyiniz.
7. Fazıl Hüsnü Dağlarca Türk ordusunda uzun süre görev almıştır. Şairin bu durumunun şiirin dil ve anlatımını etkilediğini söyleyebilir misiniz? Neden?
Kesinlikle etkilemiştir. Savaşın, cephenin fedakarlığın vatanperverliğin ne olduğunu en iyi şekilde bilen biri olması bir askerin gözünden o dönemleri şiirinde anlatması bunun en iyi göstergesidir.
8. Metinde sizi etkileyen dizeler hangileridir? Nedenleriyle söyleyiniz.
Ben Samsun’da buldum onu, bir kuşluk vakti,
Kocaman oldu günüm, geldi artık köyüm dar.
Gülümserdi denizden fazla,
Susardı deniz kadar.
9. Okuduğunuz metinde yer alan söyleyicileri belirleyiniz.
Anlatıcı şairin kendisidir. Bazen ise başkasının ağzından şiirini söyletme yoluna gitmiştir.
10. Üç Şehitler Destanı’nı doğal destan örnekleriyle karşılaştırdığınızda bulduğunuz benzerlikleri ve farklılıkları aşağıdaki şemalara yazınız.
Farklılıklar: Yazarı belli olan bir destandır. Öncekilerin yazarları belli değil anonimdiler. Üç Şehitler Destanı şiirinin Dili daha şairane ve mecazlı anlatımın daha fazla olduğu bir dildir.
Benzerlikler: Hepsinde de abartmaya ve sanatlara yer verilmiştir. Milleti anlatan onun yaşamının mücadelesini işlemişlerdir. Kahramanlık tema olarak işlenmektedir.
11. Metindeki mekân ve zaman unsurlarını belirleyerek bunların metnin türüne katkısını açıklayınız.
Mekan:
Zaman:
12. Okuduğunuz metinden yola çıkarak temel çatışmayı belirleyiniz. Bu çatışmanın temaya nasıl bir katkısı olduğunu açıklayınız.
Vatanın içinde bulunduğu zor zamanlardan sıyrılmak ve vatanı müdafaa etmek için izlenecek yol konusunda bazı çatışmalar yaşanmış fikirlerde bazen görüş ayrılıkları olmuştur. Sonun da Mustafa Kemal’in istediği şekilde çatışmalar sonlandırılmıştır.
13. Metinde anlatılan dönemin sosyal ve kültürel yaşamına ait unsurları belirleyiniz.
14. “Türkçem benim ses bayrağım” diyen Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın dil konusundaki tutumunu okuduğunuz metinden örneklerle açıklayınız.
Türkçe özgürlüğümüzün en önemli göstergesidir. Eğer dilimiz bozulursa bağımsızlığımız da elden gidecektir. Türkçenin öz benliğini bulmada izlenen yol olan Dil Devrimi, her şeye rağmen varlığını sürdürmeye devam eder. Fazıl Hüsnü, “Dil’le Var Olmak” adlı şiirinde bu gerçeği şöyle ortaya koyar:
“İstiklâl derken
Yok olur bağımsızlığımız bizim
Yok olur
Hürriyet derken özgürlüğümüz.”
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 164 Cevabı
1. Okuduğunuz metinden alınan aşağıdaki dizelerde geçen sıfat tamlamalarını bulunuz. Bulduğunuz tamlamaların altını çiziniz.
Heyulâlar yıldızlarla yükselirler lâcivert karanlıkta,
Uzanırlar korkak boşluğa sere serpe
Civar arazinin sultanları
Metris tepe, Kanlı sırt, Adsız tepe.
Sanki dünyanın ilk gecesi, soğuk mu soğuk
İklimler yeni doğmuş, rüzgârlar körpe.
Karın beyazlığıyla daha da kocaman
Metris tepe, Kanlı sırt, Adsız tepe.
2. Aşağıdaki parça okuduğunuz metinden alınmıştır. Bu parçada geçen noktalama işaretlerinin parçadaki kullanım amaçlarını açıklayınız.
Neydi damarlarımızda, çoğalan, çoğalan,
Neydi bu tepenin ardı?
İçimizde sadece vatan değil,
Yeryüzü kadar bir şey vardı.
Aşağıda verilen parçayı Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın okuduğunuz Üç Şehitler Destanı ile tema ve şekil özellikleri yönünden karşılaştırınız.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 167 Cevabı
Yazdığınız efsaneleri sınıf ortamında sununuz.
Kızkulesi Adası, Kubadabad Saltanat Kentinin haremliğiymiş. Ada da çevresi sularla çevrili bir kale ile, birbirinden güzel köşklerin ortasında yüksek bir kule varmış. İşte bu kalede cariyeleri ile birlikte Selçuklu Sultanının güzeller güzeli biricik kızı yaşarmış . Sultan, düşünde (başka bir rivayete göre falında) sevgili kızının yılan sokması sonucu öleceğini görmüş. Yaptırdığı kaleye ve içindeki kuleye kızını bunun için kapatmış. Öyle ki, kuleye yılan girmesinde diye beton borularla Anasmaslar’dan Adaya su ve süt akıtılmış. (Anılan iki sıra beton boruların kalıntıları günümüze kadar gelmiştir.) türk efsaneleri, türk destanları Böylece yıllar yılları kovalamış ve günlerden bir gün güzel Sultan ateşlere düşüp hastalanmış. Ülkenin en ünlü hekimleri zor bulmuşlar devasını. Sevgili Sultan yeniden sağlığına, mutluluğuna kavuşmuş. İyileşmesini kutlamak için armağanlar yağmaya başlamış kuleye. Yaşlı bir köylü kadında bir sepet üzüm getirmiş. Meğer üzümlerin içinde bir küçük yılan varmış. Yılan o gece uykuya dalan güzel Sultanı sokup öldürmüş.
Sunumu aşağıda verilen bilgileri göz önünde bulundurarak dinleyiniz.
Not alarak dinleyiniz.
Konuşmacıyla göz teması kurmaya ve konuşmacının sözünü kesmemeye özen gösteriniz.
Dinlediğiniz konuşmada öne sürülen düşüncelerin dayanaklarının geçerliliğini sorgulayınız.
Dinlediğiniz konuşmada konu akışını takip ediniz.
Dinlediklerinizi ön bilgilerinizle karşılaştırınız.
Sorularınızı konuşmanın sonunda sorunuz.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 168 Cevabı
Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerlere doğru kelimeyi/kelimeleri yazınız.
1. Destan bir milletin yaşantısında derin izler bırakan olayları veya kahramanlıkları konu edinen ürünlerdir.
2. Bilinen bir yazarı olmayan ve sözlü kültürde ortaya çıkan olayları konu alan destanlara doğal, yazarı belli olan ve daha yakın dönemde ortaya çıkan destanlara ise yapay denir.
3. Dünyanın en uzun destanı olarak bilinen Manas destanı Kırgızlara aittir.
4. Destanlar kopuz eşliğinde; şaman, kam, baksı, ozan gibi adlarla
anılan kişilerce söylenerek yayılmıştır.
5. Geleneksel olarak yayılan veya toplumun hayal gücü etkisiyle biçim değiştiren, evrenin doğuşu ile ilgili hayalî, alegorik bir anlatımı olan halk hikâyelerine mit adı verilir.
6. Halk hikâyeleri, destan, masal, mani, ninni, türkü, bilmeceler, atasözleri vb. halkın sözlü geleneğinde ortaya çıkan ürünlerdir.
B) Aşağıda numaralar ile verilen destan isimlerini harf ile verilen millet isimleriyle eşleştirerek harfleri numaraların yanındaki yay ayraçların içine yazınız.
Destan
1. İlyada-Odysseia (d)
2. Şinto (c)
3. İgor (e)
4. Bozkurt (b)
5. Şu (a)
6. Gılgamış (ç)
Millet
a) Saka
b) Göktürk
c) Japon
ç) Sümer
d) Yunan
e) Rus
Aşağıdaki açık uçlu soruların cevabını ilgili alana yazınız.
8. Uygur elinde Hulin adında bir dağ vardı. Ondan Tuğla ve Selenge adında iki ırmak çıkardı. Bir gece oradaki bir ağacın üzerine gökten ilahî bir ışık indi. İki ırmak arasında yaşayan halk, bunu dikkatle takip ettiler. Ağacın gövdesinde gebe bir kadına benzeyen bir şişkinlik peyda oldu. O ışık dokuz ay, on gün o şişkinlik üzerinde durdu. Bu müddetin sonunda o şişkinlik yarıldı. İçinden beş çocuk çıktı. O ülkenin ahalisi bunları alıp büyüttüler. Bunların en küçüğünün adı Buğu Han’dı. Büyüyünce herkesi hükmüne alarak hükümdar oldu. Otuz göbekten fazla bir zaman geçtikten sonra Yulun Tigin padişah oldu. Çinlilerle birçok savaşlarda bulundu.
Bu parçadan hareketle destan türüyle ilgili iki özellik yazınız.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 169 Cevabı
9. I. Metin ve II. Metin parçalarını aşağıda verilen başlıklar doğrultusunda karşılaştırınız.
Tema: İlkinde bir yer adının nereden geldiği ile ilgili efsane anlatılırken ikincisinde ise bir savaş üstüne yaşanan olaylar destan şeklinde anlatılmıştır.
Anlatım Biçimi: İkisi de öyküleyici anlatımın hakim olduğu metinlerdir.
Anlatıcı: İkisinde de anlatıcı yazarın kendisidir.
Bakış Açısı: İkisinde de hakim bakış açısı kullanılmıştır.
Üslup: İkisinde de destansı anlatım vardır. İlki biraz daha hikaye diline yakındır.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 170 Cevabı
Aşağıdaki kutucuklarda “DESTAN/EFSANE” ünitesi ile ilgili 10-16. soruların cevapları bulunmaktadır. Buna göre kutucuklarda yer alan harfleri boş bırakılan yerlere yazarak soruları cevaplayınız. (Soruların birden fazla cevabı olabileceğini göz önünde bulundurunuz.)
10. Yukarıda harf ile gösterilen kutucuklardan hangisi ya da hangileri Türk ve dünya edebiyatındaki yapma destan örneklerindendir?
11. Yukarıda harf ile gösterilen kutucuklardan hangisi ya da hangileri Türk ve dünya edebiyatındaki doğal destan örneklerindendir?
12. Yukarıda harf ile gösterilen kutucuklardan hangisi ya da hangileri İslamiyet’in kabulünden önceki Türk destanlarındandır?
13. Yukarıda harf ile gösterilen kutucuklardan hangisi ya da hangileri İslamiyet’in kabulünden sonraki Türk destanlarındandır?
14. Yukarıda harf ile gösterilen kutucuklardan hangisi ya da hangileri Kök Türklere ait destanlardandır?
15. Yukarıda harf ile gösterilen kutucuklardan hangisi ya da hangileri Sakalara ait destanlardandır?
16. Yukarıda harf ile gösterilen kutucuklardan hangisi ya da hangileri Sözlü Edebiyat Dönemi ürünlerindendir?
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 171 Cevabı
17-21. soruları aşağıdaki metne göre cevaplandırınız.
17. Okuduğunuz metin bir yapma destan örneğidir. Metinden hareketle yapma destan türüyle ilgili çıkarımlarınızı yazınız.
Yazarı bellidir
– Yazılı destan türüdür
– Yakın zamanda yer alan olaylar ele alınır
– Olağanüstü olaylara ve kahramanlara az yer verilir
18. Okuduğunuz metinde hangi tarihî gerçeklikler anlatılmıştır? Verilen boşluklara yazınız.
Kurtuluş Savaşı Mücadelesi ve o zor günlerde yaşanılan olaylar acılar ve mücadele anlatılmıştır.
19. Metinde “kayık”, “selâm durması” yönüyle kişileştirilmiştir. Siz de metinde kişileştirilen diğer varlıkları bulup yazınız.
20. Okuduğunuz metin ait olduğu toplumun millî ve manevi değerlerini yansıtmakta mıdır? Düşüncelerinizi nedenleriyle açıklayınız.
Yansıtmaktadır. Çünkü vatanın kurtuluşu ve milletin mücadelesinin tercümanı olan dizelerle karşılaşmaktayız.
21. Metinde geçen söz sanatlarına örnekler bularak aşağıda verilen boşluklara yazınız.
Benzetme:
Bir selâm gibi gitti Erzurum’a,
Bin selâm gibi geldi Sivas’a Erzurum’dan
Kişileştirme:
Dağlar alçaldı yol vermeğe,
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 172 Cevabı
22. Destanla ilgili verilen aşağıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır?
A) Destanlar; dile, edebiyata ve tarihe ışık tutan kaynaklardır.
B) Destanlarda olağanüstü olaylara ve kişilere rastlamak mümkündür.
C) Her milletin geçmişini aydınlatacak bir doğal destanı vardır.
D) Destanlarda zaman ve mekân unsuru pek belli değildir.
E) Destanların ortaya çıkmasında mitlerin de önemli rolü vardır.
Cevap: C
23. Aşağıdakilerden hangisi İslamiyet’in kabulünden önceki Türk destanları için söylenemez?
A) Bu dönem destanları, dönemin sosyal ve kültürel hayatını yansıtmaktadır.
B) Destanlarda bozkurt, su, ağaç, ışık gibi bazı motifler kullanılmıştır.
C) Bu dönem destanları anonim bir nitelik taşımaktadır.
D) Destanlarda yavaş yavaş yabancı dillerin etkisi görülmeye başlanmıştır.
E) Oğuz Kağan, Şu, Ergenekon ve Türeyiş destanları bu dönem ürünlerindendir.
Cevap: D
24. Aşağıdakilerin hangisinde birden fazla sıfat tamlaması kullanılmıştır?
A) Masmavi göğün altında uzanmış yatıyorum hayaller kurarak.
B) Evimiz çıkmaz sokağın sonunda yeşil boyalı bir evdi.
C) Lokman Hekim, ölüme çare arayıp durmuş yıllarca.
D) Evin duvarına kocaman resimler yapmış çocuklar.
E) Köy çocukları okula gidebilmek için bir çare arıyorlar.
Cevap: B
25. Aşağıdaki cümlelerden hangisi yazım ve noktalama yönünden yanlıştır?
A) Kitap Fuarı’na gelen yazarlardan biri de Mustafa Kutlu’ydu.
B) Ünlü Ressam; İstanbul’a gelerek resim sergisinin açılışında konuştu.
C) Tiyatronun son perdesini izleyip öyle çıkalım, dedi.
D) Olağan üstü olayların konu edildiği efsaneleri okuyordu.
E) Şiir Dinletisinde Çanakkale Şehitleri destanını çok içli okumuştu.
Cevap: B
26. Gülün rengi eskiden kırmızı değilmiş. Gül, bülbüle o zaman da hiç yüz vermiyormuş. Gülün bu kayıtsızlığına dayanamayan bülbül, günün birinde gidip onun gövdesine konuvermiş. Dikenler bülbülün göğsüne batınca akan kan gülün dibine dökülmüş ve köklerinden damarlarına doğru yayılmış. Gül, işte o günden sonra kırmızı açmaya başlamış.
Bu parçanın türü aşağıdakilerin hangisidir?
A) Destan B) Halk hikâyesi C) Efsane D) Masal E) Fabl
Cevap: C
27. Aşağıda verilen destanlardan hangisi oluştuğu dönem yönüyle diğerlerinden farklıdır?
A) Şu Destanı
B) Yaradılış Destanı
C) Bozkurt Destanı
D) Manas Destanı
E) Ergenekon Destanı
Cevap: D
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 173 Cevabı
28. Aşağıdaki destanlardan hangisi, birlikte verildiği millete ait değildir?
A) Gılgamış-Yunan
B) Şehname-İran
C) Yaradılış-Türk
D) Nibelungen-Alman
E) Kalevala-Fin
Cevap: A
29. Anadolu baştan başa efsanedir. Halkımızın engin hayal gücü, az çok bir şekle sahip olan her taş yığını için güzel hikâyeler ortaya koymuştur. Günlük hayatın pek çok meşgalesi bu efsanelerde ifadesini bulmuş, Anadolu’nun mert insanları zaman zaman teselliyi bunlarda aramışlardır. Efsanelerin hepsinde insanların doğruluktan ayrılmamaya davet edildiğini görürüz.
Bu parçada efsanelerle ilgili aşağıdakiler- den hangisine değinilmemiştir?
A) Anadolu’nun efsaneler yönünden zengin olduğuna
B) Halkın hayal gücünün ürünü olduğuna
C) Günlük hayattan izler taşıdığına
D) İnsanları doğru olana çağırdığına
E) İnsan zihninin hayalî konularda efsane oluşturduğuna
Cevap: E
30. Milletlerin tarih öncesi dönemlerinde doğaüstü güçler karşısındaki kahramanlıklarını, dış güçlerle olan mücadelelerini; kuraklık, göç, deprem gibi büyük yıkımlar karşısındaki tepki ve davranışlarını anlatan doğal destanlar — ürünlerdir.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakiler- den hangisi getirilemez?
A) bireysel B) sözlü C) anonim D) millî E) ulusal
Cevap: A
31. Bu ürünler, akıl ve mantık dönemi ürünleridir. Kimi şair ve yazarlar bağlı bulunduğu milletin tarihinden çıkardıkları önemli olayları sanatçı hayal güçleriyle zenginleştirerek manzum ya da nesir hâlinde zenginleştirirler. Bireyselliğin hâkim olduğu bu ürünlerde olağanüstü unsurları da bulmak mümkündür.
Bu parçada “bu ürünler” diye bahsedilen tür, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Efsane B) Masal C) Doğal destan D) Halk hikâyeleri E) Yapma destan
Cevap: E
32. Ağaçlar çiçek açmış, papatyalar kanlı canlıydı. Kayısı köpüğü saman sarısı düğün çiçekleri, yeşillerin en uçuğu, pembelerin en hafifleri… Bir sevinçli, konuşkan sevgi tomurcuklarda; bir kanat sesiydi havada. Ve uzayıp giden o akşam saati hiç bitmeyecek gibi geldi bana. Yavaş yavaş ormanın içine yürüdüm. Bitkiler dile geliyordu renk renk ve konuşuyorlardı gün ışığıyla. Orman derinlikleri deniz gibi, insanı alıp giden bir duygu, bir sonsuzluk. Başka bir musikide yalnızlık, hiç duymadığımız başka bir musikiydi bu.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) İsim tamlaması B) Sıfat tamlaması C) Edat D) İsim-fiil E) Sıfat-fiil
Cevap: D
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 176 Cevabı
1. “İyiliğe iyilik her kişinin kârı, kötülüğe iyilik er kişinin kârı” sözüyle ilgili düşüncelerinizi paylaşınız.
Bir olaydan karşılık bekleyen biri sıradan biri sayılır. Örneğin iyilik yapan biri karşıdaki kişiden iyilik bekleme durumu gibi. Bunu bir kenara atıp bir insan kendi şahsi durumuna kötülük yapıp daha sonra karşıdaki de ona karşı iyilikle sunuş sergilerse bu tam erdemlik, onurluluk ve şerefliği tenkit eder.
Allah her insanı iyi yaratmamış ve aynı şekilde kötü de yaratmamıştır. İnsan kendini özgür iradeyle iyi olup yahut da kötü olmak istediğini sergiler. İnsanlarla iyi geçinmeyen, onların kötülüğünü isteyen, güçsüzün hakkını yiyenler cehennemle cezalandırılır; iyi insanlar ise cennetle ödüllendirilir. Allah affedicidir. Tövbe eden her kulunu ne yaparsa yapsın kapısını ona kapatmaz . Kul hakkı hariç bütün kötülüklerini siler. Kötülük yapan birini affetmek, insanın büyük bir erdem oluşunun göstergesidir. İnsan ne olursa olsun affetmeyi bilmeli, onlar için dua etmeli ve iyiliklerini istemelidir.
2. “Romantizm” kelimesinin size çağrıştırdıklarını söyleyiniz.
18. yüzyıl aydınlanma çağı olarak görülür. Klasisizmin ortaya koyduğu akıl ve sağduyu, bilimin gelişmesini hızlandırmış, toplum yapısı, gelenekler, siyaset yeniden bilimsel açıdan ele alınmıştır. Bunun sonucu olarak Jean Jacques Rousseau, Mon-tesquieu, Diderot gibi felsefeciler, ilerlemeye engel oluşturan tüm önyargı ve zorbalığa karşı düşünce yoluyla çetin bir savaş açmış, dinsel hoşgörü, toplumsal ve siyasal eşitlik, birey haklarına ve düşünce özgürlüğüne saygı gibi konulan halka yaymaya çalışmışlardır. Bu fikirler halk tarafından benimsenmiş ve sonuçta Fransız İhtilali patlak vermiş, monarşi yıkılmış, soylulara karşı burjuva sınıfı oluşmuştur. İşte Romantizm, böyle bir ortamda doğmuştur.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 180 Cevabı
1. Metinde geçen “Hiç durmadan alaylara maruz kalmış, ara sıra taşa tutulmuş bir halde oradaydı.” cümlesinde altı çizili kelime grubunun anlamını, cümlenin bağlamından hareketle tahmin ediniz. Tahminlerinizi TDK’nin Türkçe Sözlükünden kontrol ediniz.
2. Esmeralda kendini kaçırmaya çalıştığını bile bile neden Quasimodo’ya su vermiş olabilir?
Quasimodo, fiziki çirkinliğin en ileri ucunda ucube bir insandır. Esmeralda ise çok güzel bir kadındır. Muhtemelen ona acıdığı ve çok merhametli olduğu için su vermiştir.
3. Esmeralda’nın elinden su içen Quasimodo’nun hangi duygular içerisinde olduğunu metinden hareketle açıklayınız.
Muhtemelen çok sevdiği kadının kendisine şefkat göstermesi ve kendisini düşünmesinden dolayı duygulanmıştır.
4. Esmeralda’nın Quasimodo’ya su vermesini yazar nasıl karşılamıştır? Bu konuyla ilgili yazarın araya girip okuyucuya seslenmesi anlatımı nasıl etkilemiştir?
Yazar insanlığın bittiği yerde çingene de olsa sokaklarda da büyüse vicdanlı olan insanın yüreğinin sevgi ile dolduğunu vurgulamak istemiş olabilir.
5. Okuduğunuz metinde diyalog hâline getirebileceğiniz kesitlerin nereler olabileceğini belirleyiniz.
Özellikle Esmeralda’nın su verdiği bölümler diyalog için uygun gibi durmaktadır.
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 181 Cevabı
6. Okuduğunuz metinde yazarın okuyucuyu yönlendirmeye çalıştığını gösteren bölümlere örnek veriniz.
Cezası biten Quasimodo, serbest bırakılıp kiliseye döner ama Esmeralda onda çok derin bir etki bırakır. Rahip Frolloda hâlâ Esmeralda’yı sevmektedir. Esmeralda ise kendisini kurtaran ve başkasıyla nişanlı olan Yüzbaşı Phoebus’a âşıktır. Rahip Frollo kendisine sezdirmeden yüzbaşıyı kullanır. Yüzbaşıyla Esmeralda’nın buluşmalarını sağlar. Bu sırada yüzbaşıya saldırır, onu bıçaklar. Rakibini öldürdüğünü sanan rahip oradan kaçar. Suç Esmeralda’ya kalır ve Esmeralda yüzbaşıyı öldürmeye kalkışmaktan idama mahkum edilir.
Paris’in karanlık sokaklarından birinde Quasimoda ve Rahip Frollo, Esmeralda’yı kaçırmaya çalışır. O sırada muhafız bölüğü olan Yüzbaşı Phoebus (Febüs) gelir ve kızı kurtarır. Quasimodo ve Frollo kaçar. Frollo’yu tanıyamazlar ama Quasimodo’yu tanırlar. Quasimodo ceza olarak çarmıha gerilir, kırbaçlanır. Sırtı kan içindedir. Cezası bittikten sonra bir saat bağlı bir şekilde meydanda halka teşhir edilecektir
7. Okuduğunuz metinde geçen kişilerin özelliklerini belirleyerek aşağıdaki şemalara yazınız.
Esmeralda: Esmeralda ince, kıvrak vücutludur. Çingeneler büyütmüştür. Çok iyi dans eder. Yüreğinde insan sevgisi vardır.
Quasimodo: Quasimodo, Frollo’ya uğruna ölebilecek kadar sadıktır. İnsandan çok bir maymunu andıran uzun kolları, eğri ve girintili çıkıntılı burnu, kambur bir sırtı vardır. Ayrıca sol gözü, iri bir siğilin altında kaybolmuş gibidir.
Rahip Frollo: Kötüdür. Çıkarcıdır. Dini suistimal eder.
8. Temel çatışmadan hareketle metnin tema ve konusunu belirleyiniz.
Metnin konusu güzelliğin göreceli olabileceği ve tutkulu ölümüne aşktır.
9. Metinde anlatıcı ve bakış açısının işlevini belirleyiniz. Seçilen bakış açısının metnin dil ve anlatımını nasıl etkilediğini belirtiniz.
Metinde anlatıcı yazarın kendisidir. Bakış açısı olarak da hakim bakış açısının olduğunu söyleyebiliriz.
10. Metinde kullanılan anlatım biçimleri ile anlatım tekniklerini bularak aşağıdaki şemalara yazınız.
Anlatım Biçimleri: Betimleme, öyküleme
Anlatım Teknikleri: Karşılaştırma, örnekleme
11. Metnin yazıldığı dönemin sosyal, siyasi, kültürel gerçekliğini yansıtan bölümleri gösteriniz.
12. “Romanın yazarı, Notre Dame Kilisesi’ni gezdiği sırada kulelerden birinin karanlık bir köşesinde duvara elle kazınmış ANA T KH (kader) adlı kelimeyi fark eder. Ortaçağ’da yaşamış bir kişinin elinden çıkmış gibidir. Özellikle içerdiği iç karartıcı anlam, yazarı derinden etkiler. Bu roman bu kelime adına kaleme alınır.” Bu bilgilerden hareketle Victor Hugo, okuduğunuz metinde kader kelimesi ile romandaki karakterler arasındaki ilişkiyi yansıtabilmiş midir? Düşüncelerinizi nedenleriyle paylaşınız.
Bu eser kambur Quasimodo ile Çingene Esmeralda’yı yoksulluğa boğan toplumu eleştirmektedir. Eser, o dönemdeki toplumsal eşitsizlik ile dini ve siyasi güçlerini insanların aleyhine kullanan yönetime ve din adamlarına da eleştir getirmektedir. Kaderin insana yaşattığı duygulara da yer vermiştir. Mesela çirkin olan bir adamın kaderinin de kötü yazıldığı inancı var.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 182 Cevabı
1. • Önce kendine hâkim oluyordu.
• O sırada, kalabalığın arasından garip giyimli genç bir kızın çıktığını gördü.
Okuduğunuz metinden alınan yukarıdaki cümleler, anlamına göre olumlu cümlelere örnektir. Siz de okuduğunuz metinden anlamına göre olumsuz, ünlem ve soru cümlelerine örnekler bulunuz. Bulduğunuz örneklerin altını çiziniz.
2. Aşağıda virgülün kullanım amaçlarından bazıları verilmiştir. Okuduğunuz metinde bu kullanımlara örnekler bulunuz. Bulduğunuz örnekleri aşağıdaki şemalara yazınız.
Uzun cümlelerde yüklemden uzak düşmüş olan özneyi belirtmek için konur:
Zavallı, suyu içtikten sonra siyah dudaklarını hiç kuşkusuz yardımına koşan bu güzel eli öpmek üzere uzattı.
Sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için konur:
Bu güzel, körpe, saf, çekici ve aynı zamanda güçsüz kızın, böyle bir sefaletin, şekilsizliğin, kötülüğün yardımına merhametle koşması dünyanın neresinde olursa olsun oldukça dokunaklı bir sahne olarak yorumlanırdı
Özne olarak kullanıldıklarında bu, şu zamirlerinden sonra konur:
Bunun üzerine, bağlarının içinde sağa sola salınmaya başladı, öfkeli sıçrayışları teşhir direğinin eski çarkını dayanakları üzerinde çatırdattı
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 183 Cevabı
1. Bir eserdeki kahramanların isimleri ile kişilik özellikleri arasında bir bağ olmasının sizce okuyucuda nasıl bir etkisi vardır?
Okuru yönlendirme ve okuduğu karakter hakkında görüş kazanma işlevi görür. Mesela çok akıllı bir kahramanın adı Alim olabilir. Biz daha Alim kelimesinden karakterin zeki olduğunu çıkarırız.
2. Bir romanın sadece kendi yazıldığı dönemde önemli olan bir sorunu ele almış olması, o eserin değerini ve kalıcılığını nasıl etkiler?
Eseri dönemlik bir eser olarak nitelendirmemize neden olur. Çünkü evrensellikten uzak yerel bir eser olarak değer görecek bir eserdir. Bundan dolayı eser döneminde çok okunsa bile kalıcılık konusunda sorun yaşayacaktır.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 187 Cevabı
1. • Bizi gönülden çıkarmazsın ya.
• Ziklas, o tokgözlü, mert, sadık Râkım’dan bu sözleri işitince, oğlanı bir kat daha sevip, yüreğine sokacağı geldi.
• Artık bundan sonra sözü uzatmakta lezzet yoktur.
Yukarıdaki cümleler okuduğunuz metinden alınmıştır. Bu cümlelerdeki altı çizili kelime ve kelime gruplarının anlamını metnin bağlamından hareketle tahmin ediniz. Tahminlerinizi TDK’nin Türkçe Sözlük’ünden kontrol ediniz.
2. Râkım Efendi’nin “Hah işte memuriyete bu fikir ve itikatla gitmeni isterim. Bu fikir ve itikat kimlerde olursa mutlaka tevkif-i ilâhiye mazhar olur.” sözlerinden yola çıkarak, kişinin yaşamda başarı kazanmak için neler yapması gerektiğini metinden hareketle açıklayınız.
Ne zaman, nerede durmanız gerektiğini bilmek gerekir. Kendini geliştirmeli okumalı liyakata hak kazanılmalıdır.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 188 Cevabı
3. Râkım Efendi’nin söylediği “İnsanın aklı sonradan başına gelir.” sözü Felâtun Bey’in ifadelerinde karşılığını nasıl bulmuştur? Felâtun Bey’in kendi sözlerinden hareketle açıklayınız.
Felatun Bey halen umutsuzdur.Çünkü çok borç yapmıştır. Hatalarından ders alsa bile bu borcu kapatmak zordur ve kapatsa bile yaşı 90ı bulacaktır.
4. Can’ın söylediği ve “Bütün dünya aleyhime ayaklanarak başıma kılıç vursa bile, sana olan sevgimi başımdan çıkaramazlar.” anlamına gelen beyitle ilgili Râkım Efendi’nin yaptığı yorum, o dönemde edebiyata yüklenen anlamla ilgili size neler düşündürmektedir?
Edebiyat o dönem için hep kavuşalamayan aşkların hep ayrılıkların ve karşılıksız aşkların tercümanı olan eserler üzerinden takip edilmekteydi. Buda okuyanların ruh hallerine yansımakta ve okurları hastalığa kadar dürükleyebilmekteydi. Rakım Efendi de buna vurgu yapmaktadır.
5. Felâtun Bey’in mutasarrıf olarak İstanbul’dan ayrılması olayına, kendisinin ve Râkım Efendi’nin bakış açısındaki farklılığı belirtiniz.
Felatun Bey İstanbul’dan ayrıldığı için çok üzülmektedir. İstanbul’un güzelliğini artık Rakım Bey gibilerin çekeceğini düşünür. Oysa Rakım Efendi de İstanbul’da sevdikleri tam tamına yanında olmadıktan sonra İstanbul’un güzelliğinin bir anlam taşmayacağını düşünmektedir.
6. Kendinizi, okuduğunuz metindeki iki ana kahramandan hangisine daha yakın bulduğunuzu nedenleriyle birlikte söyleyiniz.
Ben kendimi Rakım Efendi’ye yakın buldum. Çünkü kendimi çalışkan azimli ve kararlı dürüst ahlaklı olarak görmekteyim. Bu da Rakım Efendi’de kendimi hayal ettiğim için olabilir.
7. Metindeki açık ve örtük iletilere örnekler bulunuz. Bulduğunuz örnekleri aşağıdaki şemalara yazınız.
Açık İleti: Hemen Rabbim tevkif-i selâmet versin. Benim muradım, inşallah bundan böyle mansıbın daha ziyade büyür de, borcunu ödedikten başka bundan sonra dahi kesb-i destinle zevk etmeye fırsat bulursun demekti.
Örtük İleti : İnsan çalışırsa Allah da yardım ederse insanın azmi ve sabrıyla halledemeyeceği bir şey yoktur.
8. Okuduğunuz metinden yola çıkarak eserin yazıldığı dönemin sosyal ve kültürel özellikleriyle ilgili çıkarımlarda bulununuz.
“Batılılaşma” konusu ve batılılaşma karşısında bizim toplumumuzun ve kültürümüzün nasıl etkilendiği meselesidir. Eserde Rakım Efendi ve Felatun Bey, iki örnek tip ele alınarak batılılaşmayı nasıl anladığımız masaya konmaya çalışılmıştır. Batılılaşma ve çağdaşlaşma yolunda Avrupa’dan yalnız bilim ve teknik yönünden faydalanmamız gerektiği gerçeği okuyucuya verilmek istenmiş. Bunun dışında kalan yaşam biçimi, milli zevklerimiz, milli kültürümüz asırların birikimiyle zaten bizde en özgün biçimde mevcuttur düşüncesi dile getirilmiştir.
9. Metindeki anlatıcıyı ve anlatıcının bakış açısını belirleyiniz.
Metinde anlatıcı yazarın kendisidir. Her şeyi bilir okuru bilgilendirir ve yönlendirir bu yüzden ilahi bakış açısı vardır.
10. Metinde özetleme tekniğinin kullanıldığı yerleri gösteriniz.
A.Mithat, batılılaşmayı yanlış anlayan Felatun Bey’in karşısına doğru anlayan Rakım Efendi’yi koyarak ideal sayabileceğimiz bir Osmanlı efendisi çizer. Romanda Felatun’dan daha çok üzerinde durulan Rakım para işlerinde dikkatli, çalışarak kazanan, fakirken durumunu düzeltebilen başarılı bir adamdır. Rakım’ın biraz da A.Mithat’ın kendisi olduğu ortadadır. Bu iki adamı karşılaştırmak amacı romanın konusunu da belirler. Felatun ile Rakım’ı benzer olaylar ve durumlar içerisine yerleştirerek aralarındaki farkı belirler.
11. Metinde Arapça, Farsça kelime ve tamlamaların sık kullanılması size dönemin dil anlayışıyla ilgili neler düşündürmektedir?
O dönemin hala dilimizdeki öz Türkçe kelimelerle eserler verilmesi anlayışına geçmediğini anlıyoruz. Hala Arapça ve Farsça kelimelerin sıklıkla dilimizde kullanıldığı ve edebiyatımıza hakim olduğu zamanlardır.
12. “Ahmet Mithat roman yazarken geleneksel hikâyeciliğimizi sürdürdüğünden ikide bir okura seslenir, meddahlar gibi ona sorular sorarak bir konuşma havası içinde yazar.” bilgisinin okuduğunuz metne yansımalarını gösteriniz. Böyle bir anlatımın metne yaptığı etkilerle ilgili düşüncelerinizi açıklayınız.
Teverrüm hakkında teşhis emraz kitaplarına derc edilmiş olan sayfalarında yazar ki, bu illete müptelâ olanlar için ilâç olmayıp, verilen ilâçlar ise henüz derdest-i tecrübe olan şeylerdir. Lâkin el altında ihtiyat olarak iki satır daha yazılmış. Denilmiş ki: “Bu hastalıktan bazı kere kendi kendisine iyi olanlar dahi vardır.” İmdi biz Doktor Z. dahi biçare Can’ın yeniden can kazandığını görünce “Pataloji kitabının son ihtarı doğru imiş be!” diye kendi kendisine taaccüp ederek artık kızın iyi olacağını yakinen gördükten sonra herif bütün bütün Lokman kesildi, gitti ki, bundan sonra kayınvalidemi dahi getirsem, o da hiç olmazsa Bukrat kesilebilirdi.
Bu kısımda da görüleceğe üzere yazar hastalık hakkında aklına gelen ne varsa yazmıştır. Bu yaklaşım bazen okurun bilgilenmesini sağlasa da bazen de okuru sıkabilmektedir.
13. Okuduğunuz metnin sonunu kendi duygu ve düşüncelerinize göre değiştirerek yeniden şekillendirip anlatınız.
Metnin sonunda ben olsam bu kadar mutlu bitirmek yerine Can’ın öldüğü Felatun’un da intihar ettiği bir son ile bitirirdim.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 189 Cevabı
1. Okuduğunuz metinde geçen “Adam sen de, ödenmeyecek borç mu olur?” cümlesi cevap alma amacından çok, düşünceyi onaylatma anlamı taşıyan sözde soru cümlesidir. Siz de metinden bu tür sözde soru cümlelerine örnekler bulunuz.
Derken kızcağıza sıhhat geldikçe canı dahi sıkılmaya başlayarak, hocasını istemesin mi?
2. Aşağıdaki parçada bulunan noktalama işaretlerinin parçadaki kullanım amaçlarını açıklayınız.
Lâtife değil! Kız, gerçeği gibi kendisini toplamıştı. Hattâ yataktan bütün bütün çıktı. Gündüzün elbisesini dahi giydi. Ziklas, iki günde bir kere kızın tebeddül-i hâlini Râkım’a yazar idiyse de “İşte oğul, size malûmat-ı lâzımeyi verdim. Fakat evime gelir de, kızı ziyaret ederseniz korkarım ki, hastalığı nükseder.” zeylini hiçbir mektubundan eksik etmezdi.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 190 Cevabı
1. Edebî türlerden hangisinin bir insanın iç dünyasını yansıtmada daha etkili olduğunu düşünüyorsunuz? Düşüncelerinizi nedenleriyle paylaşınız.
Kişinin iç dünyasını esas alan edebi eserlerde insana özgü gerçekçilik ön plandadır. Olaylardan ve insanlardan hareketle bireyin iç dünyasını anlatan bu eserlerde iç gözlem, psikoloji ve empati en esas kavramlardır. Okuyucu bu tarz edebi eserleri okurken kendi iç dünyasına yönelir aslında. Bu psikolojik eserler bizim de kendi kendimize bir iç gözlem yapmamızı sağlar. Kişi kendi içinde yaşadığı ya da çevresindeki aslında bir takım gerçeklikleri fark edebilir. Çünkü, okuyucunun iç dünyası anlatılan bu eserler de olay örgüsü insana özgü bir gerçeği ifade etmek üzere psikoloji biliminden yararlanılarak yazılmıştır.
2. Yahya Kemal Beyatlı’nın “İnsan hayal ettiği müddetçe yaşar.” sözüyle ilgili düşüncelerinizi sözlü olarak ifade ediniz.
Hayatın, canlı olmanın, nefes aldığını hissetmenin en temel kaynağı amacın, hedefin, idealin olmasıdır. İdeal, sonu yaşama çıkan önemli bir yoldur. Hayallerin bittiği yerde insan ruhu canlılığını yitirir. Yarışmalarda, müsabakalarda hedefini elde edemeyen kişiler yığılır kalır. Peki o kişiyi tekrar ayağa kaldıran nedir? Tabi ki bir sonraki yarışmayı kazanmaktır. Bir hedef bitince yenisini hedefe koymak lazımdır. Liseyi bitirmeyi hedefine koyan kişi okul yaşamına devam etmek için üniversite sınavını kazanmayı hedefler. Üniversiteyi kazanan mesleğini eline almayı hedefler. İnsanın hedefinin bittiği yaşlılık çağında ise yaşam da bitmektedir. Canlılığınızı bitirmemek için hedefinize sizi motive edecek idealler koyun ki hayata tutunabilesiniz.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 195 Cevabı
1. Metinden alınan “Öyle bir gece ki gökler bütün kandillerini söndürerek denizlere gayp âleminin gizli şeylerini dökmek için hazırlanmış gibiydi.” cümlesinde altı çizili kelimenin benzetme yoluyla hangi varlığın yerine geçtiğini söyleyiniz.
Yıldızların yerine kullanılmıştır. Yıldızların gök yüzünü aydınlatmasını kandilli bir geceye benzetmiştir.
2. Okuduğunuz metinden Ahmet Cemil’in iç dünyasını yansıtan bölümleri tespit ediniz.
Ahmet Cemil bir şairdir ve, hayalleri, karamsar düşünceleri, ağdalı dili, süslü anlatımı, içine kapalı oluşu, maddi âlemden kaçıp, hayallere dalmayı seven marazi ruh yapısı, İstanbul’dan kaçıp, hayalindeki bir şehre yerleşmeye çalışması ile Servet-i Funun şairlerini temsil etmektedirler.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 196 Cevabı
3. Okuduğunuz metinden yola çıkarak Servetifünun Dönemi’nde yazılan romanların Tanzimat Dönemi romanlarından ayrılan yönleri neler olabilir? Belirtiniz.
1. Tanzimat‘ta rağbet görmüş olan metafizik ve sosyal konular Servet-i Fünûn’da mühim bir yer tutmaz.
2. Tanzimat Edebiyatında dil ve üslup, Servet-i Fünûn’a göre daha sade ve anlaşılırdır.
3. Tanzimatçılar “toplum için sanat” görüşünü benimserken, Servet-i Fünûncular “sanat için sanat” görüşünü benimsemişlerdir.
4. Servet-i Fünûn Edebiyatı Tanzimat‘a göre halktan uzaklaşmıştır. Çünkü, Servet-i Fünûn aydın kesime hitap eder.
5. Tanzimatçılar realizm ve romantizme önem verirken, Servet-i Fünûncular parnasizm ve sembolizme önem vermişlerdir.
4. Metinden hareketle metnin anlatıcısı ve anlatıcının bakış açısını bulunuz.
Metnin anlatıcısı yazarın kendisidir. Üçüncü tekil şahıs anlatıcı vardır. Bakış açısı ise her şeyi bildiği ve ruh tahlillerine de yer verildği için İlahi( Tanrısal-Hakim) Bakış açısı vardır.
5. Metinde işlenen temel çatışmayı belirleyerek bu çatışmanın temaya etkisini açıklayınız.
Hayaller ile gerçeklerin çatışmasını görürüz. Bu çatışma temayı şekillendirir, mesela kimi yerde kahramanların hayallerine yer verilirken kimi yerde ise hayallerin gerçekleşmemesi ve hayal kırıklığına uğramaları anlatılır.
6. Metnin olay örgüsünü olayların gerçekleşme, zamanına göre belirleyiniz.
Orta halli bir ailenin oğlu olan Ahmet Cemil, babasının ölümü üzerine annesinin ve kız kardeşinin geçimini temin etmek için çalışır. Kitap çevirileri ile para kazanan Ahmet Cemil bir de roman yazmaktadır. Yazdığı romanın çok satmasıyla zengin ve ünlü olacağını, bunun sonucunda da sevdiği kız Lamia ile evlendiğini mavi bir gecede hayalleyen Ahmet Cemil, roman sonunda yıkıma uğrar. Beklentilerinin hiçbiri gerçekleşmez. Mavi bir gecede kurduğu hayallerin gerçekleş- memesiyle yıkıma uğrayan Ahmet Cemil siyah bir gecede annesiyle beraber İstanbul’u terk eder
7. Metinde geçen mekân ve zaman unsurlarıyla ilgili hangi sonuçlara ulaşabilirsiniz?
Romanın Mekanı
Mai ve Siyah adlı romanın dış mekânı İstanbul’dur. Olaylar: Tepebaşı Bahçesi, Ahmet Cemillerin Süleymaniye’deki evi, Erenköy’deki Hüseyin Nazmi’nin köşkü, Mir’at-ı Şuûn matbaası, Beyoğlu’nun sokak, kahve ve gazinolarında geçer. Ahmet Cemil genellikle yalnız kalabileceği, sessiz iç mekânları, doğayla baş başa olup hayaller kurabileceği mekânları tercih etmektedir.
Romanın Zamanı
Romanın zamanının 1896 ve 1901 yılları arasındaki yıllar ile öncesi bir zaman dilimi olarak görmek gerekecektir. Bu zaman Serveti Fununcuların Servet-i Funun dergisinde yazılarının çıktığı topluluk olarak kaldıkları zaman ile Ahmet Cemil’in 24 yaşına eriştiği toplam ömrünün zamanıdır. Bu zaman Ahmet Cemil-Raci tartışması, Ahmet Cemil’in yarı karanlık, tenha bir köşede hayallere dalması ile başlar. Ahmet Cemil’in İstanbul’u terk etmesi ile son bulur..
8. Okuduğunuz metinde kullanılan anlatım biçimleri ile tekniklerini bularak aşağıdaki şemalara yazınız.
Anlatım Biçimleri: Öyküleyici ve Betimleyici anlatım biçimleri kullanılmıştır.
Anlatım Teknikleri: Karşılaştırma, örneklendirme gibi tekniklerden faydalanılmıştır.
9. Metinde “mai” ve “siyah” neyi ifade etmektedir?
Çünkü mai hayali siyah ise gerçekleri temsil eder ve yazar hayaller ile gerçeklerin çatışmasını konu edinir.
10. Halit Ziya Uşaklıgil’in Mai ve Siyah romanının dilinin Cumhuriyet Dönemi’nde sadeleştirmiş olmasından yola çıkarak dil-toplum ilişkisi konusundaki düşüncelerinizi belirtiniz.
Dil, toplumların birleştirici unsuru, insana bahşedilmiş en güzel yetenek ve kültürümüzü hem şekillendiren hem de ondan etkilenen iletişim sistemimizdir. Eğer ki anlamadığımız dilde yazılan bir romanı okursak ondan hiç bir şey anlayamayız. Bu yüzden toplumun anlayacağı bir dil eserlerde kullanılmak zorundadır.
11. Okuduğunuz metinde dönemin sosyal ve kültürel özellikleriyle ilgili unsurları belirleyiniz.
Yazar bu eserinde Batılaşma üzerinde durur. Genellikle realist ve psikolojik eserler vermiştir. Roman konuları genellikle aydın çevreler, hikaye konularını ise halk tabakasından seçmiştir. Kahramanlarını yaşadığı çevreden seçmiştir. Yazar genellikle belli bir kesimi ele alır ve o cemiyetin hastalıklı tiplerini işler. Bunlar “ev içi” romanlarıdır.
12. Halit Ziya Uşaklıgil’in “Mai ve Siyah her köşeden bakılarak didiklenmiş olan ve edebiyat tarihiyle iştigal edenlerce muhakeme olan eserlerden biri olmuştur. Bunun yegâne sebebi bizde roman ve lisan tekâmülünün bir dönemeç noktasına tesadüf etmiş olmasıdır.” cümlelerinden ve okuduğunuz metinden yola çıkarak sanatçı ve eser arasındaki ilişkiyi değerlendiriniz.
Yazar toplumun aynasıdır. Toplumu izleyen ve onu şekillendirendir. Bu eserde de toplumu inceleyen onun hayallerini ve hayal kırıklıklarını inceleyen bir yazar bakışı söz konusudur.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 197 Cevabı
1. Okuduğunuz metinden alınan aşağıdaki cümleleri anlamlarına göre inceleyiniz.
• O, buna sükûttan başka bir şeyle mukâbele göstermediğinden uşak evde konuşmak vesilesi bulamadan geçen hayatının öcünü kendisinden çıkarırdı. O sadece susuyor ve uşağı süzüyordu.
• Sabit, musır bir veda ile gözlerini o levhadan ayırmıyordu. Gözlerini tek bir noktaya dikmişti.
• Birden, bu siyah gecenin karşısında aklına başka gecenin hatırası geldi. Aklına başka gecelerin anısı kalmıştı.
2. Aşağıdaki parça okuduğunuz metinden alınmıştır. Bu parçada geçen noktalama işaretlerinin parçadaki kullanım amaçlarını aşağıdaki şemalara yazınız.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 198 Cevabı
1. İnsanın, ideallerine kavuşmak için neler yapabileceği ile ilgili görüşlerinizi paylaşınız.
Her insan nasıl ki birbirinden oldukça farklı bu yüzden insanların hayalleri de birbirinden farklı olabilmektedir. Bir insanın kurmuş olduğu hayal mesleği ile ilgili olurken, bir diğer insanın ise aşk hayatı ile ilgili olabilmektedir. Sonuç olarak konu ne olursa olsun her insan tarafından ulaşılmak istenen bir nokta vardır. İnsanların hayallerine ulaşabilmesi için yapması gereken bir takım durumlar bulunur. Bu durumların başında ise kararlı olmak gelir. İnsan kararlı olarak hayatı boyunca birçok hayalini gerçekleştirebilir. Kararlı olmazsak hayalimiz, hayal olarak kalmaya devam edebilir.
2. Millî konuların edebî eserlerde işlenmesi sizce o eserin değerini arttırır mı? Düşüncelerinizi nedenleriyle paylaşınız.
Arttırmakla beraber çok da etkili olduğunu söyleyemeyiz çünkü önemli olan konu ne olursa olsun o konunun nasıl işlendiğidir.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 203 Cevabı
1. Salime Hanım ile Ayşe ilk karşılaştıklarında Salime Hanım’ın tepkisi ne olmuştur?
İttihatçıların günahını böyle masum kadınlar ödüyor diyerek Ayşe Hanım’ın güzelliğini ve masumiyetini övmüştür.
2. Mister Cook ve Salime Hanım’ın konuşmaları karşısında Ayşe nasıl bir cevap vermiştir? Ayşe’nin bu cevabıyla ilgili düşüncelerinizi belirtiniz.
Mister Cook, Türklerin kendilerini İngilizlere affettirmesi gerektiğini söyler. Ayşe Mister Cook’a “‒İngilizler aflarını talep edenlere versinler” der. Çünkü Tükler kimseden af dilemez. Bu yüzden Ayşe’nin cevabı her onurlu Türk’ün vereceği cevaptır.
3. Ayşe’nin yaptığı açıklamalardan, sonra çevredekiler ona nasıl davranmışlardır?
Çevredekiler onunla gurur duymuşlar genç askerler kılıçlarını çekerek ona sevgi ve saygı gösterisinde bulunmuşlardır.
4. Okuduğunuz metinde geçen kişileri belirleyerek kişilerin özellikleri hakkında çıkarımlarda bulununuz.
Ateşten Gömlek Adlı Romanın Kahramanları
Peyami: Kendini züppe olarak tanımlayan karakter, varlıklı bir ailenin evladıdır. Duygusal bir kişiliğe sahiptir. Hariciye memurluğu yapmaktadır. İzmir işgalinden kaçarak evlerine sığınan Ayşe’ye aşıktır. Peyami’nin Ayşe’ye olan aşkı onu milli mücadelenin içerisine sürükler. Romanın başlangıcında züppe bir karakter olarak gördüğümüz Peyami, roman sonunda Vatansever bir kişiliğe bürünür.
Ayşe: Roman, bu karakterin etrafında şekillenir. Hırslı ve etrafındaki erkekleri etkileyebilecek bir güzelliğe sahiptir. Kocası ve oğlunun İzmir’in işgali sırasında ölmesi üzerine İstanbul’da akrabalarının yanına gelir. Daha sonra Anadolu’ya geçerek milli mücadeleye destek olmak için hemşirelik yapar. Sakarya Muharebesinde hayatını kaybeder.
İhsan: Peyami’nin çok yakın arkadaşı. Ayşe’ye aşıktır ve onunla evlenmek ister. Milli mücadeleye gönül verenlerden biridir. Kurtuluş savaşında (I. İnönü Muharebesi, II. İnönü Muharebesi ve Sakarya Meydan Muharebesi) yer alır. Sakarya Muharebesi sırasında şehitlik mertebesine ulaşır. Ayşe ile yan yana gömülürler.
Cemal: Milli mücadeleye gönül veren bir subaydır. Milli mücadelenin yeni yeni filizlediği yıllarda bile Cumhuriyetçi fikirlere sahiptir.
Mehmet Çavuş: Rumeli’de çetelerle mücadele etmiştir. Kini yüzünden padişahtan nefret eder. Sırf bu yüzden milli mücadeleye katılır. Kezban’a aşık olur ve Kezban’ı kaçırır. Kezban’ın İhsan’a olan aşkını hazmedemez ve milli mücadeleden ayrılarak isyancı olur. İhsan’a tuzak kurar. Ancak kurduğu tuzak Kezban tarafından bozulur. İhsan ve arkadaşları tarafından yakalanır ve asılarak idam edilir.
Kezban: Ailesi ve yakınları Yunanlılar tarafından katledilen yeşil gözlü, güzel bir köylü kızıdır. İhsan’a olan aşkı sebebi ile milli mücadeleye katılır. Ayşe’yi kıskanmaktadır. İhsan’a yardım edebilmek için canını hiçe sayabilecek kadar fedakardır.
Salime Hanım: Peyami’nin annesidir. Şişli’de oturan varlıklı ve sözü geçen bir kadındır. İngiliz manda ve himayesini desteklemekte ve bu yolda hareket etmektedir. Evinin salonunu bu tarz toplantıları yapmak için kullanmaktadır.
5. Olayın gerçekleştiği zaman ve mekân unsurlarıyla ilgili neler söyleyebilirsiniz?
Ateşten Gömlek romanı birinci dünya savaşının sona erdiği yıllardan başlayıp, Kuvva-yi Milliye, düzenli orduya geçiş ve Kurtuluş Savaşı yıllarını kapsamaktadır
Halide Edip Adıvar’ın kaleme aldığı Ateşten Gömlek adlı romanda geçen mekanlar oldukça geniştir. Roman İstanbul, Sultan Ahmet Meydanı, İzmir, Adapazarı, Eskişehir, Ankara ve Anadolu’nun belli bölgelerindeki yerlerde geçmektedir. Romandaki iç mekanlar için Şişli’deki ev, hastane odası, otel odası örneklerini verebiliriz.
6. Metindeki temel çatışmayı belirleyiniz. Bu çatışmadan hareketle temayı bulunuz.
Halide Edip Adıvar’ın kaleme aldığı Ateşten Gömlek adlı roman Kurtuluş Savaşı döneminde yaşayan bir grup insanın milli duyguların yanı sıra birbirleri ile olan ilişkilerinde bahseder. Bu kişilerin aşklarını, kıskançlıklarını, tutkularını anlatarak o dönemdeki insanların üzerinden Kurtuluş Savaşını ve milli mücadele duygusunu konu alır.
7. Metinde anlatıcı kimdir? Anlatıcı hangi bakış açısını kullanmıştır?
Ateşten gömlek “Halide Edip Adıvar” in yazmış olduğu beğenilen ve Çanakkale zaferini konu edinen bir romandır. Romanda olay örgüsü halinde ilerlerken kahraman bakış acısı vardır. Bunun yanı sıra okuyucuya bilgide verilmektedir. Dili kalıplarla yazılmış anlaşılması zordur.
8. Okuduğunuz metinde kullanılan anlatım biçimlerini ve düşünceyi geliştirme yollarını belirleyerek aşağıdaki şemalara yazınız.
Anlatım Biçimleri: Metinde betimleyici ve öyküleyici anlatım yolları öne çıkmaktadır.
Düşünceyi Geliştirme Yolları: Bu metinde istatistiki verilerden ve tartışma yöntemlerinden faydalanılmıştır.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 204 Cevabı
9. Metinde dönemin tarihî, sosyal ve siyasi yapısıyla ilgili neler söyleyebilirsiniz?
Metnin yazıldığı dönem Kurtuluş Savaşıdır. Bu romanı diğer Milli Mücadele dönemi romanlarından ayıran en önemli özelliği roman yazılırken Kurtuluş Savaşı’nın devam etmesidir. Bu bakımdan ayrı bir öneme sahiptir.
10. Okuduğunuz metin “Millî Edebiyat” anlayışıyla yazılmış eserlerden biridir. Bu bilgiden hareketle Millî Edebiyat anlayışıyla yazılmış eserlerin özellikleriyle ilgili çıkarımlarda bulununuz.
11. Halide Edip Adıvar’ın Kurtuluş Savaşı’na bizzat katılması, sizce anlatımı nasıl etkilemiştir?
Olayları anlatırken yapmış olduğu gözlemlerden faydalanmasını sağlamıştır. Bu da eserini daha gerçekçi ve etkili hale getirmiştir.
12. Yazarın dünya görüşü ve edebî anlayışı esere nasıl yansımıştır? Metinden örneklerle açıklayınız.
Yazar İngiliz Mandasına karşıdır. Türk milletinin bağımsızlığını savunmakta ve bu uğurda ölmeyi bile göze almaktadır. Romanda Ayşe karakteri üzerinden bu düşüncesini görürüz. Ayşe Mister Cook’a İngilizler kendilerinden af dileyenlere af ihsan etsinler. diyerek ne kadar mücadeleci olduğunu göstermektedir.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 205 Cevabı
Aşağıda verilen metin parçalarını dil ve anlatım özellikleri bakımından karşılaştırınız. Karşılaştırma sonuçlarınızı sınıfta sözlü olarak paylaşınız.
I. Metin
Bu gün akşamüzeri dönen Matmazel de Courton’la birlikte Nihal, biraz sonra da Adnan Bey çıkmışlardı. Bihter yalnız kalmıştı. Bu günü bütün düşünememekle geçirmişti. Kendisini, elinde olmayarak, sürükleyen bir dalga üzerinde gibiydi. Onlar gittikten sonra Behlul’un odasına girmiş, orada bu güzel kış gününün incitmeyen serin havasını solumaktan bir bahar zevki alarak açık pencerenin yanında, Behlul’un koltuğunda böylesine saatlerce düşünebilmişti.
Güneşin son ışıkları baygın öpüşlerle Kanlıca tepelerini yalıyor, ta ötede, Beykoz’dan ağır akıcılıkla gelen beyaz bir bulut parçasının bir kenarı donuk şişe beyazlığı ile parlarken, altında geniş bir çizgi yavaş yavaş koyulaşan bir gölge biçiminde duruyordu. Bu tatlı kış gününden yararlanarak Boğaz’ın durgun sularını okşayan sandallar, kayıklar geçiyordu. Karşıda Şirket’in bir vapuru siyah dumanlarını serperek yer yer yalıları gizlerken, iri bir İngiliz şilepi, güvertesinde öteye beriye koşan dört beş başla, sessiz ıssız, sanki yapayalnız Karadeniz’e
doğru ilerliyordu.
Her gün bu şeylere ilgisiz kalan Bihter, bugün burada düşünürken, uzun uzun bakışlarla dalıyordu. Düşüncelerine yalnız bir sonuç verebilmişti: Behlul’u beklemek!.. Bu gece gelmeyecek
olursa artık her şeyin bitmiş olduğuna karar verecekti.
Cevap: Metin daha kapalı yoğun bir anlatımla kaleme alınmış. Tahlillere ve betimlemelere çok fazla yer verilmiş.
II. Metin
Sabahleyin karısına Ayşen’in faturalarını ödeme mecburiyetinden şikâyette bulunmuştu. Halbuki bu işten, hele akşamüzeri Beyoğlu Balıkpazarına uğrayarak bol keseden alış verişten aldığı zevk hudutsuzdu. Elde ufak tefek paketlerle, arkada küfesi dolu hamallarla eve dönüş ne hoştur! Ata, yalnız kendi elindekilerin değil, başkalarının taşıdıkları paketlerden bile neşesini duyan bir adamdı. Malî durumu hiçbir zaman yükte hafif, pahada ağır eşya almağa müsaade etmemekle beraber gene de -savaştan önce- hoşuna giden bir sürü ufak tefek satın alamıyacak
kadar da bozuk gitmemişti.
Ancak savaş pahalılığı başgösterince hepsini kesmiş, şiddetle gerekli kaba gıda maddelerinden başka şeye para veremeyecek hale düşmüştü. Eskiden lâkerda, fıstık, kebep kestane alıyordu, bazan kestane şekeri bile… Sonraları sadece tahin helvasına yattı, bir de yufkayla yassıkadayıfını haritadan silmişti. Ekmek vesikaya bağlanıp bunlar karaborsada gizli satılmağa, ev ev çantalar içinde gezdirilmeğe başlayınca artık dükkânlarda göremediğine sevindi.
Cevap: Metin biraz daha sade bir dille yazılmış. Daha somut ifadeler var. Olaylar ön planda tutulmuş.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 206 Cevabı
Aşağıda verilen uygulamalardan birini seçerek yazınızı yazınız.
• Okuduğunuz bir romanın sonucunu değiştirerek yazınız.
Yaban romanının sonunu şöyle değiştirirdim. Yaban romanının kahramanı olan Ahmet Cemil halk tarafından iyice anlaşılır ve onun yönlendirmesi sonucunda halk bilinçlenir kitap okumaya başlar aydınlanır böylece cehaletten kurtulur ve Atatürk yolunda kalkınmaya vatanına sahip çıkmaya başlar şeklinde bitirirdim.
• Okuduğunuz bir romandaki olay örgüsünü hikâye formunda yazınız.
Mert bir gece arkadaşlarıyla eğlenmek için dışarı çıkar. Fakat gittikleri yerde bir başka grupla kavga ederler. Bu kavga bir anda büyür ve Mert’in bir arkadaşı yaralanır. Bir taraftan onu hastaneye götürmeye çalışırken, diğer taraftan bulundukları yere gelen polislere dertlerini anlatmaya uğraşırlar. Polis oralı olmaz ve Mert’i tutuklar.
Bu durumu ailesine nasıl açıklayacağını, geleceğinin nasıl etkileneceğini düşünen Mert, kendisine hapisten kaçmayı teklif eden arkadaşlarına uyar ve bir anlık boşluktan faydalanıp dışarı çıkarlar. Henüz karakoldan uzaklaşamadan, polislerin megafonlarla anons yaptıklarını görürler. Ancak en büyük dertleri bu değildir. Tartıştıkları insanlar, ellerinde sopalarla onları kovalamaya başlamıştır. Mert hızla koşarken ayağı takılır, düşer, ve bir sopa kafasına doğru iner.
Okuduğunuz romanın bir kesitini diyalog hâlinde yazınız.
DOSTOYEVSKİ – SUÇ VE CEZA ROMANINDAN :
Raskolnikov, isteksiz isteksiz sert bir sesle :
“Yapıyorum,” dedi.
-“Ne yapıyorsun?”
“İş yapıyorum.”
“Ne işi yapıyorsun?”
Delikanlı biraz sustuktan sonra ciddi bir eda ile : -Düşünüyorum, dedi.
Nastasya, katıla katıla güldü, ardından ince sesiyle :
-Devam et!
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 207 Cevabı
Türk ve dünya edebiyatından sinemaya uyarlanmış bir romanın filmini izleyiniz ve izlediğiniz film ile ilgili yorum yapınız.
Anna Karenina Filmi:1874 yılında genç ve güzel Anna Karenin yaptığı evlilikle St. Petersburg’un yüksek sosyetesi içerisinde çok iyi bir konuma sahiptir. Kocası Karenin Rus siyasetinin de önemli isimlerindendir. Bir gün erkek kardeşi Oblonsky’den eşi Dolly ile arasını düzeltmesini isteyen ve onu Moskova’ya çağran bir mektup alır. Bu yolculuk esnasında tanıştığı Kontes Vronsky’nin garda kendilerini karşılayan oğlu, genç subay Vronsky ile aralarında bir kıvılcım çakar. Moskova’da karışık aşk üçgenleri arasında düzenlenen büyük bir dans balosunda herkesin bakışları Vronsky ve Anna’nın üzerinde toplanır. Anna, karşı koyamadığı bir aşka doğru sürüklenirken, Vronsky’den kaçıp St. Petersburg’a ve aile yaşantısına dönmesi, ne hakkında çıkan dedikoduları engelleyebilir ne de yüreğinde duyduğu aşkı. Bence çok etkili bir filmdi.
İzlediklerinizi yorumlarken aşağıda verilen bilgileri göz önünde bulundurunuz.
Konuşmanızı belli bir plana göre yapınız.
Konuşma sırasında vurgulama, tonlama ve duraklamaya dikkat ediniz.
Konuşmanızda gereksiz ses ve kelimeler kullanmayınız.
Konuşmanızda beden dilini doğru ve etkili bir biçimde kullanınız.
Konuşma sırasında dinleyicilerle göz teması kurunuz.
5. ÜNİTE SONU ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME CEVAPLARI
Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerlere doğru kelimeyi/kelimeleri yazınız.
1. Halit Ziya Uşaklıgil eserlerinde realizm akımının özelliklerini yansıtırken Ahmet Mithat Efendi’nin eserlerinde romantizm akımının özellikleri göze çarpar.
2. Tanzimat Dönemi’nde Doğu-Batı çatışması, alafrangalık, yanlış batılılaşma, görücü usulü ile evlilik vb, gibi konular işlenmiştir.
3. Tanzimat ve Servetifünun dönemlerinde roman türünde olayların geçtiği mekân İstanbul iken Millî Edebiyat Dönemi’ndeki romanlarda mekân. Anadolu olmuştur.
4. Türk edebiyatında roman türünün Batılı anlamda ilk örnekleri Servetifünun Dönemi’nde verilir.
Yazar
1. Yakup Kadri Karaosmanoğlu (c)
2. Hüseyin Cahit Yalçın (d)
3. Halit Ziya Uşaklıgil (ç)
4. Kemal Tahir (a)
5. Mehmet Rauf (b)
a) Yorgun Savaşçı
b) Ferdâ-yı Garam
c) Yaban
ç) Kırık Hayatlar
d) Hayal İçinde
6. Samim hatırladı. Meral daha sonra izahını şöyle tamamlamıştı: “Evde otururken hep şöyle deniz gören, Boğazı gören bir yer düşünmüştüm. ”Samim, kızın İstanbul’un sayfiyelerinden birinde bir ev yaptırmakta hâlâ tereddüt eden babasından şikâyetlerini de hatırladı. Şüphesi uzaklaşıyordu. Onun yerine onun kadar ölçüleri yanlış bir emniyet hissi alabilirdi. Kendisini bu hata kutuplarından uzaklaştırmak için bugün Meral’i gördüğü andan ayrıldığı ana kadar onun, hatırda kalan bütün sözlerini hareketlerini daha sakin bir dikkatin ışığında geçirmek istedi.
Yukarıda verilen parçadan hareketle roman türünün özelliklerinden ikisini yazınız.
7. XX. yy. sanatçılarındandır. Öğretmen, yazar ve hatiptir. Millî mücadeleye katıldı. İlk romanlarında aşk konularını işleyip kadın psikolojisi üzerinde durdu. Sonra Türkçülük akımını benimsedi; duygulandırma ve süslemeden kaçınan, realizmi ön planda tutan romanlar yazdı. Yurda döndükten sonra romanlarında konularını bir olay çevresinde toplanan tek insanlara değil; devirlere, nesillere,
gelenek ve törelere bağladı. Raik’in Annesi, Seviyye Talip, Handan, Yeni Turan, Sinekli Bakkal, Yolpalas Cinayeti, Dağa Çıkan Kurt, Türk’ün Ateşle İmtihanı, Mor Salkımlı Ev, Maske ve Ruh eserlerindendir.
Yukarıda kısaca tanıtılan Millî Edebiyat Dönemi sanatçısının adını yazınız.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 209 Cevabı
8. I. Metin ve II. Metin parçalarını aşağıda verilen başlıklar doğrultusunda karşılaştırınız.
Tema:
Anlatım Biçimi:
Anlatıcı:
Bakış Açısı:
Üslup:
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 210 Cevabı
Aşağıdaki kutucuklarda “ROMAN” ünitesi ile ilgili 9-16. soruların cevapları bulunmaktadır. Buna göre kutucuklarda yer alan harfleri boş bırakılan yerlere yazarak soruları cevaplayınız. (Soruların birden fazla cevabı olabileceğini göz önünde bulundurunuz.)
9. Yukarıda harf ile gösterilen kutucuklardan hangisi ya da hangileri roman türünün dünya edebiyatındaki temsilcilerindendir?
10. Yukarıda harf ile gösterilen kutucuklardan hangisi ya da hangileri Tanzimat Dönemi sanatçılarının etkilendiği edebî akımlardandır?
11. Yukarıda harf ile gösterilen kutucuklardan hangisi ya da hangileri Tanzimat Dönemi eserlerindendir?
12. Yukarıda harf ile gösterilen kutucuklardan hangisi ya da hangileri Tanzimat Dönemi sanatçılarındandır?
13. Yukarıda harf ile gösterilen kutucuklardan hangisi ya da hangileri Servetifünun Dönemi sanatçılarındandır?
14. Yukarıda harf ile gösterilen kutucuklardan hangisi ya da hangileri Millî Edebiyat Dönemi sanatçılarındandır?
15. Yukarıda harf ile gösterilen kutucuklardan hangisi ya da hangileri Millî Edebiyat Dönemi eserlerindendir?
16. Yukarıda harf ile gösterilen kutucuklardan hangisi ya da hangileri Servetifünun Dönemi eserlerindendir?
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 211 Cevabı
17-21. soruları aşağıdaki metne göre cevaplayınız.
17. Metinde geçen “namı sönmek, siyasetini çakmak, yeni bir âlem doğması” kelime gruplarının anlamlarını metnin bağlamından hareketle belirleyip aşağıdaki boşluklara yazınız.
18. Metinde Efruz Bey sunulurken anlatıcının tutumu konusundaki düşüncelerinizi aşağıdaki boşluklara yazınız.
Hafiften Efruz Bey alaycı bir üslupla anlatılmaktadır. Efruz Bey bu metinde aslında bir şey bilmediği halde çok şey biliyormuş gibi anlatılmaktadır.
19. Okuduğunuz metinden olumlu ve olumsuz cümleye örnek bulunuz. Bulduğunuz örnekleri aşağıda boş bırakılan yere yazınız.
20. Metnin dil ve anlatımıyla ilgili çıkarımlarda bulununuz. Çıkarımlarınızı aşağıdaki boşluklara yazınız.
Metin günlük sade halk ağzıyla yazılmıştır. Sade yalın bir anlatım vardır. Bunun yanında öyküleme tekniği ile yazılmıştır.
21. Bu metinden hareketle Ömer Seyfettin’in hangi dönemin anlayışıyla eser verdiğini dayanak noktalarınızı belirterek yazınız.
Türkçülük akımının en zirvede olduğu dönemlerden birinde yazmıştır. Bu da zaten Efruz Bey karakterinde de görülmektedir.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 212 Cevabı
22. Mutluluk paylaşılınca artar, dertler paylaşılınca azalır.
Bu cümle ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Anlamına göre olumlu bir cümledir.
B) Sıralı cümledir.
C) Yükleminin türüne göre isim cümlesidir.
D) Zarf-fiil vardır.
E) Geniş zaman kipi ile oluşmuştur.
Cevap: C
23. Aşağıdakilerden hangisi biçimce olumsuz anlamca olumlu cümledir?
A) Eleştirileri olgunlukla karşıladığın dikkatimi çekmedi değil.
B) Gittiği hiçbir şehir doğup büyüdüğü yerin tadını vermedi.
C) Kardeşinin bu yaşına kadar hiçbir rahatsızlığı yoktu.
D) Böylesine güzel sözlerden sonra işini yarım bırakır mı hiç?
E) Son eserinde ne sade bir dil kullanmış ne de içeriği zenginleştirmiş.
Cevap: A
24.
I. Kardeşi Ağustos ayında gelecekmiş.
II. Yapraklar nedense sararmamıştı oysa ki artık sonbahar gelmişti.
III. Gün gelecek onlar da dostça yaşamayı öğrenecek.
IV. Onun gibi dürüst birini bulmak çok zor.
V. Biz inanıyoruz ki gelecek günler daha iyi olacak.
Yukarıdaki numaralandırılmış cümlelerin hangilerinde yazım yanlışı vardır?
A) I ve II
B) I ve V
C) II ve III
D) III ve IV
E) IV ve V
Cevap: A
25. Top sesleri, belirsiz aralıklarla devam ediyor. Deminkinden daha mı yakın, daha mı uzak? Bana, gittikçe uzaklaşır gibi geliyor. Hesaba göre böyle tahmin ediyorum. Sanki bir saat içinde düşman, mevziini mi değiştirdi. Eğer böyle olsaydı düşman yeni mevzilerini tespit edinceye kadar uzun bir süre top seslerinin kesilmesi gerekirdi. Fakat kim dedi ki bu, mutlaka düşman toplarının sesidir? Belki de sabahtan beri kulağıma gelen sesler hep bizim cepheden aksediyor. Ben böyle düşünürken dalıp gitmişim.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) İsim-fiil
B) Sıfat-fiil
C) Birleşik isim
D) İsim tamlaması
E) Sıfat tamlaması
Cevap: C
26. Meftun artık o kulübe içinde bekleyerek vakit kaybetmenin uygun olamayacağını anladı. Kapıyı açıp hemen dışarıya fırladı. Heyecanına yenilerek tedbirsiz bir heyecanla soluk soluğa hendeğe kadar koştu. O üç kişiyle aradaki açıklığı hemen yarıladı. Şimdi gördü. İyice seçti. Bunlardan ikisi kadın, biri erkekti. Kim olduklarını anlamakta da güçlük çekmedi. Lebibe, Rebia, Mahir.
Bu parçanın türü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Masal
B) Halk Hikâyesi
C) Destan
D) Roman
E) Fabl
Cevap: D
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 213 Cevabı
27. Günler ne çabuk geçiyordu! Eylül başlarında serpeleyen o yağmurdan sonra uzun bir süre havalar açık gitti. Yumuşak bir mavilik alan gökyüzü, çoğu günler bulutsuzdu. Bazı bazı yağmur getirmekten uzak beyaz bulutlar geçiyordu yükseklerden. Deniz ile kırlar, gürültülü yazın ardından bir eğlence gecesinden sonra boşalmış açık hava bahçelerinin sessizliği içindeydiler. Durgun, kı- mıltısız, uyukluyorlardı. Eylül çıkarken, ekimin ilk yarısının dolmasına yakın, kısa süren iki yağmur daha yağdı. Her yağmurun ardından kırlar canlanır gibi oldu. Kuru ot tohumları çatlayıp filizlendiler. Yağmurların arkası gelmeyince bu yeşillik iki üç gün içinde kurudu. Gene o hastalıklı sarı renk kapladı ortalığı. Nadaslara işleye- memişti yağmurlar.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Kişileştirme
B) Mecaz anlam
C) Benzetme
D) Duyular arası aktarma
E) 3. tekil kişili anlatım
Cevap: C
28.
I. Olayların geçtiği mekân İstanbul’dur.
II. Her tabakadan insanın yaşantısı konu olarak ele alınmıştır.
III. Sanatçılar sade dili kullanmaya özen göstermiş ve eserlerinde yerli hayatı konu edinmişlerdir.
IV. Bireysel konular işlenmiş, bireylerin iç dünyaları ince ayrıntılarıyla verilmiştir.
V. “Millî kaynaklara dönme” anlayışı doğrultusunda eser verilmiştir.
Yukarıdaki Millî Edebiyat Dönemi romanları ile ilgili verilen numaralandırılmış ifadelerden hangileri yanlıştır?
A) I ve II
B) I ve IV
C) II ve III
D) II ve IV
E) IV ve V
Cevap: B
29. Aşağıdaki parçalardan hangisi farklı bir bakış açısıyla yazılmıştır?
A) Babamı her nedense her zaman kahkahalarla güldüren bu maceraya ben o kadar gülemiyordum. Zaten sonraları ben Fa- him Beyle, biraz daha tanışarak, yavaş yavaş bu hâdiseyi başka türlü tefsire koyulmuştum.
B) İlk biz geldik. Beni Ömer’le Tezel getirdiler. Oğlum şurda, kapıda karşıladı. Getirip buraya oturttu. Müjgân da koluma girmişti hatta. “Gel anne, senin yerin burası. Bak burda otur, seyret.” dediler.
C) Bu sabah hesap ettim. Ben, Zeyniler’e geleli aşağı yukarı bir ay olmuş. Bu bir ay, bana şimdi on yıldan daha uzun görünüyor.
D) Yusuf’un yaylı arabası, o yaz sıcağında kabuğuna çekilmiş sokaklardan geçerken, işlemeli bir perde kıpırdanıp aralandı. Yusuf, ipek tüccarı Abdullah Bey’i bir an önce Bilecik’e götürme telaşındaydı. Yine de o kerpiç evin penceresine bakmadan edemedi.
E) Mütemadiyen onları düşünüyordum. Fakat nihayet daha fazla dayanamadım ve kafamdan uzak tutmak istediğim hayal, yavaşça sessiz sedasız gözlerimin önünde dikildi.
Cevap: D
30. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde boş bırakılan yere farklı bir noktalama işareti getirilmelidir?
A) Bu konu( ) hiç de öyle geçiştirilecek nitelikte değildir.
B) Umduk( ) bekledik, düşündük.
C) Evde( ) okulda, kütüphanede hep seni aradım.
D) Akşam( ) yine akşam, yine akşam
E) Misafir on kısmetle gelir( ) birini yer, dokuzunu bırakır.
Cevap: E
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 216 Cevabı
1. Çevrenizdeki insanlarla iletişiminizde yanlış anlaşılmayı engellemek için neler yapılabilir?
Bazen iletişim kurarken çevremizdeki insanlarla iletişiminizde birtakım yanlış anlaşılmalar yaşarız. Bu yanlış anlamaları engellemek için kişiler arası iletişimimizde yaptığımız yanlış davranışlara dikkat etmeliyiz. Öncelikle karşı tarafla iletişime geçmeden önce anlatmak istediğimiz şeyi düşünerek mesajımızı karşı tarafa açık ve net olarak ifade etmeliyiz. Düşüncelerimizi karşı tarafa anlatırken beden dilimiz de çok önemlidir. Bu yüzden yüz ifademize de dikkat etmeliyiz. Karşı tarafı suçlayıcı ifadelerden de kaçınmalıyız. İletişimin en önemli unsurlarından biri de dinlemektir. Mutlaka karşı tarafa da söz hakkı vermeliyiz. Belki anlatmak istediklerimizi tam olarak anlatamamış olabiliriz. Bu yüzden karşı taraf söylediklerimizi anlamamış olabilir. İletişim de bunlara dikkat ettiğimiz takdirde çevredeki insanlarla iletişimimizdeki yanlış anlaşılmayı büyük oranda engellemiş oluruz.
2. Güldürü ağırlıklı tiyatroları izlemekten hoşlanır mısınız? Niçin?
Geleneksel Türk tiyatrosunun başlıca güldürü öğeleri genellikle; abartılı tavırlar, doğaçlama espriler, belli bir tiplemenin taklidinin yapılması, yanlış anlaşılmalar, söz kavgaları ve değişik yörelere özgü şive ve ağız taklitleridir. Doğaçlamaya dayanan bu tiyatronun temel öğesi güldürüdür. Gülmeyi seven herkesin seveceği bir sosyal faaliyettir güldürü ağırlıklı tiyatrolar. Ben de hem zamanımı iyi değerlendirmek için hem de bana mutluluk, keyif verdiği kendimi iyi hissettirdiği için güldürü ağırlıklı tiyatroları izlemekten hoşlanıyorum.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 222 Cevabı
KARAGÖZ: Sıkarlar, sıkarlar, sıkarlar… Misafirler dişlerini sıkarlar.
HACİVAT: Canım, neden?
KARAGÖZ: Birisi başlasın da, sonra biz başlayalım diyerekten.
Metinden alınan yukarıdaki karşılıklı konuşmada altı çizili deyimin anlamını metnin bağlamından hareketle tahmin ediniz. Tahminlerinizi TDK’nin Türkçe Sözlükünden kontrol ediniz.
Dişlerini sıkma:darlığa, sıkıntıya dayanmak, katlanmak
2. Hacivat ve Karagöz hangi özellikleriyle metne konu edilmiştir?
Hacivat bilgili, okumuş görgülü kendini geliştirmiş çelebi bir tipi sembolize eder. Karagöz ise okumamış, kelimeleri yanlış anlayan ve anlamadığı yerde kaba söze baş vuran birini simgeler.
3. Hacivat ve Karagöz, birbirlerine sordukları bilmecelerin cevabını bilemediklerinde nasıl davranırlar?
Şaşırırlar, birbirlerine yanlış anlamayı ortadan kaldırmak için açıklamalar yaparlar.
4. Metinde halk edebiyatı sözlü ürünlerinden olan bilmecelerin kullanılması, metnin içeriğini nasıl etkilemiştir?
Metni ilgi çekici hale getirmiştir. Bunun yanında Karagöz oyununun bilgilendirici ve eğitici yönünün de ortaya çıkmasını sağlar.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 223 Cevabı
5. Okuduğunuz metinde temel çatışmayı belirleyerek temayı söyleyiniz.
Temel çatışma Hacivat’ın söylediklerini Karagöz’ün yanlış anlaması ve ortaya komik durum ve yorumların çıkmasıdır.
6. Metnin dil ve anlatım özellikleriyle ilgili neler söyleyebilirsiniz?
Metin diyaloglar ile yazılmış başında ve sonunda ise metinle ilgili açıklayıcı bilgilere yer verilmiştir.
7. Metinden hareketle dönemin sosyal ve kültürel hayatıyla ilgili çıkarımlarda bulununuz.
Metinde o dönemlerdeki sosyal yaşam ile ilgili bilgilere sahip oluruz. Mesela Beyazıt Kazanlariçi denen yerde ne tür iş uğraşlarının olduğunu öğreniriz. Bunun yanında günlük yaşamda kullanılan ata sözleri ve deyimleri de yine metinden çıkarabiliriz.
8. Metinde güldürü ögesi nelerle sağlanmıştır? Metinden örnekler veriniz.
Güldürü öğesi yanlış anlamalar ve kelimelerin farklı telaffuzu ile sağlanmaktadır.
9. Okuduğunuz metin, Bakkallık adlı Karagöz oyununun hangi bölümünden alınmış olabilir? Nedenleriyle açıklayınız.
Bence giriş kısmından alınmıştır. Çünkü girişte bir semai okunmuş ve Hacivat perdeye çıkmıştır. Genelde oyunun başında bu sahneyle karşılaşırız.
10. Karagöz oyununun günümüzdeki hangi sanat dallarına kaynaklık ettiğini düşünüyorsunuz? Örneklerle açıklayınız.
Günümüzdeki kuklacılık ve tiyatro sanatlarına öncülük ettiğini düşünüyorum. Kuklacılık sanatıyla doğrudan bağlantısı varken gösteriye dayalı olan modern tiyatrodan farkı tiyatroda canlı kahramanların rol yapmalarıdır.
1. Geleneksel tiyatronun eğlence kültürümüzdeki yerini, Osmanlı toplumunda bir arada yaşama kültürünü, isimler ve karakterler arasındaki ilişkiyi araştırınız.
1- Osmanlı toplumundan bugüne dek insanları bir araya getirme, sosyalleştirme konusunda büyük katkıları olmuştur.
2- Geçmişten günümüze dek isimlerin yaşatılmasında, sözlü tarihin gelişmesinde katkısı olmuştur.
3- Mahalle yaşayışı, esnaf toplantısı, evlenme törenleri gibi bölümlerde eğlence kültürünün yaşatılmasında geleneksel tiyatrolarımız önemli bir yer bulmuştur.
4- Kukla oyunu çocuk genç fark etmeden orta yaş grubuna hitap eden günümüzde halen bazı kesimlerde aktif olan geleneksel Türk tiyatrosu rollerinden biridir.
5- Meddahlık, günümüzde özellikle güldürü amaçlı düzenlenen stand-up tiyatro oyunlarına dönüşmüştür, insanlar eğlence amaçlı bu tür tiyatroları izlemeye gitmektedir.
6- Karagöz – Hacivat oyunları eğlence sektöründe panayırlar, festivaller, tiyatrolar, kermes gibi özel günlerde halkı eğlendirme amaçlı olarak aktif olarak kullanılmaktadır.
7- Orta oyunları, birçok bakımdan karagöz- hacivat oyununa benzeyen yalnız canlı insanlarla hayata geçirilen orta oyunları eğlence sektöründe kültürümüzde yer edinmiş insanlar tarafından oldukça tercih edilen tiyatro türü olmuştur.
8-Geleneksel Türk tiyatrolarına özgü değişik şive ve ağız taklitleri insanları her zaman güldürmeyi başarmıştır.
2. Meddah hakkında bilgi toplayınız. Genel Ağ’dan bir meddah ve stand-up gösterisi bularak izleyiniz. Aralarındaki farkları belirleyip sınıfta paylaşınız.
Methedici (övücü), taklitler yapıp hoş öyküler anlatarak halkı eğlendiren sanatçıya meddah denir. Türk halk zekâsının ve halkın, olayları karikatürize etme gücünün büyük sanatlarından biri olan meddahlık, yüzyıllar boyu yaşamış, Türk halkı arasında çok ilgi görmüştür. Meddahlık için tek adamlı tiyatro diyebiliriz. Meddah, tiyatronun bütün kişilerini varlığında birleştiren bir aktördür. Yüksekçe bir yerde oturarak bir öyküyü başından sonuna kadar, canlandırdığı kişileri ağız özelliklerine göre konuşturarak anlatır. Perdesi, sahnesi, elbiseleri, dekoru, kişileri bulunmayan bu tiyatronun her şeyi meddah denilen o tek adamın zekâsına, bilgisine, söz söylemedeki başarısına bağlıdır.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 224 Cevabı
1. Ramazan ayında düzenlenen geleneksel eğlencelerin birlik ve beraberlik ruhunu canlı tuttuğunu söyleyebilir misiniz? Neden?
Aç ve yoksulların halini daha iyi anladığımız bu ayda İnsanlar daha çok paylaşmaya çalışır. İhtiyaç sahibi insanların ihtiyaçları giderilmeye çalışılır. Tüm bunlar bizim maneviyatımızı daha da kuvvetlendirerek, toplum olarak birbirimize olan sevgi bağlarımızı daha da güçlendirir. Ramazan aylarında düzenlenen geleneksel eğlenceler eski zamanlardan beri günümüze kadar taşınmaya çalışılmış, halen günümüzde de eskisi kadar olmasa da yapılmaya çalışılarak gelecek nesillere taşınmaya çalışılan etkinliklerdir. Ramazan ayında düzenlenen bu eğlenceler bizim adet ve ananelerimizdir. Bizleri birbirimize bağlayarak, birlik ve beraberlik duygularımızı daha da canlı tutar.
2. “Aklın aynı anda inkâr etmek ya da doğrulamak zorunda kaldığı şey, gülünçtür.” sözüyle ilgili düşüncelerinizi nedenleriyle paylaşınız.
Çelişki, bir tanesinden birini tutamama durumuna verilen isimdir. “Aklın aynı anda hem inkar etmek hem de doğrulamak zorunda kaldığı şey, gülünçtür.” Cümlesinde de bir çelişki ve ikilem bulunmaktadır. Hayatta öyle durumlar olur ki, kabul etmek ya da reddetmenin ötesine geçer. Bu durumlar da insanları güldürür. Bu sözden hareketle insanların taraf tutamayacağı durumların oluşturulmasıyla güldürme eylemi de gerçekleşmiş olacaktır.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 230 Cevabı
1. • Efendim bendeniz bu mahallenin eskisi İsmail kulunuz…
• Hah şöyle yola gel..
Bu cümledeki altı çizili kelime ve kelime grubunun anlamını metnin bağlamından hareketle tahmin ediniz. Tahminlerinizi TDK’nin Türkçe Sözlükünden kontrol ediniz.
2. Sahneye hangi oyuncu ilk olarak çıkmaktadır? Oyuna başlarken kullanılan ifadeler Türk edebiyatının başka hangi türüyle benzer özellik gösterir?
İlk Pişekar çıkar.. İfadeler gölge oyunu (Hacivat-Karagöz) türüne benzemektedir. Pişekar karakter ve özellikler açısından Hacivat’a benze. Kavuklu da Karagöz’e
3. Kavuklu, Pişekâr’dan ne istemiştir? Pişekâr Kavuklu’ya nasıl yardım etmiştir?
Kavuklu, Pişekâr’dan bir iş bulmasını ister. Pişekâr Kavuklu’ya kendi fotoğrafçı dükkanını açarak yardım eder.
4. Metnin olay örgüsünü belirleyiniz.
5. “Kara gün dostu, sözü geçmek” gibi deyimler metinden alınmıştır. Siz de metinde kullanılan deyimlere örnekler bulunuz.
sefalar getirmek
elinde büyümek
6. Okuduğunuz metinde kişilerin özelliklerini belirleyiniz. Bu özelliklerin metnin türüne katkısını açıklayınız.
Orta Oyunu Kişiler
Ortaoyunu kişileri kalıplaşmış tiplerden oluşur. Bunlar konuşma, davranış ve giysileriyle hemen tanınırlar. Oyun alanına girmeden çalmaya başlayan müzik de tanınmalarına yardımcı olur.
Her tip bağlı olduğu kesimin ya da toplumun bütün karakteristik özelliklerini yansıtır. Genelleştirilmiş kişilerdir.
Pişekar : Karagöz oyunundaki Hacivat’ın karşılığıdır. Oyun başıdır. Oyunu başlatır, gelişmesini sağlar ve bitirir. Elindeki şakşakla hem oyuncu hem yönetmen hem de yazar gibi davranır.
Oyunda zeki, çalışkan, bilgili ve mantıklı çözümler üreten aydın bir tiptir.
Kavuklu : Karagöz oyunundaki karşılığı Karagöz’dür. Ortaoyununun baş güldürücüsüdür. Pişekar’la birlikte oyunu yürüten ikinci oyuncudur. Bütün oyuncular oyun alanına girip çıksalar da Kavuklu hep sahnededir. Kavuklu her karmaşık olayın içinde vardır. Bildiğini bilmemeyi, gördüğünü görmemeyi oynar. Herkesi uğraştırıp ilgilerini çekip oyunun gelişmesini sağlar.
Çelebi /Külhanbeyi: Mal mülk sahibi, mirasyedi, zampara bir kişiyi temsil eder.
Zenne : Sevgili, eş, hayat kadını gibi rolleri oynayan erkek oyunculardır. Kavuklu’nun veya Pişekar’ın karısı, kızı, tanıdığı rollerinde oynadıkları gibi oyunun diğer kişileriyle de ya sevda ya da alacak verecek ilişkileri vardır.
Cüce veya Kambur : Oyunun başında Kavuklu ile birlikte meydana çıkar. Onun ardından yürüyen “Kavuklu arkası” diye de adlandırılan bedensel veya zihinsel engelli kişidir.
7. Metnin dil ve anlatım özellikleriyle ilgili çıkarımlarda bulununuz.
Yalın sade halk dili kullanılır. Tipler ve karakterler kendi adı ve yöresinin özelliklerine uygun konuşur. Örneğin Rumelili , Külhanbeyi o yörenin ve karakterin özelliklerine uygun konuşurlar.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 231 Cevabı
8. Metindeki temel çatışmayı ve bu çatışma etrafında metinde yer alan diğer karşıtlıkları belirleyiniz.
Bilen ve bilmeyenin çatışması
9. “Bayram yerlerinde hani ayaklı bir kutunun içinde daima değişen resimleri seyrettiren adamlar gibi al gözüm diye söze başladım ben de sonunu getirdim.” Metindeki bu cümle o dönemde bayram yerlerindeki eğlence kültürü ile ilgili fikir vermektedir. Siz de metinden o dönemin sosyal ve kültürel yaşamıyla ilgili bilgi veren cümleleri bulunuz.
Bir elime ekmek alıp çıkıyorum pazara zeytinin tadına bakar gibi yapıyorum, beğenmedim deyip ilerde zembilden ekmek koparıp yutuyorum.. Her gün böyle pazar pazar zeytinci; peynirci dolaşmaktan bıktım..
10. “Ben sizin gerek valideniz merhumenin, gerekse peder merhumun çok nân’ü nimetleriyle perverde oldum. Tabii sizi himaye yegâne vazifemdir..” okuduğunuz metinden alınan bu cümleler Türk top- lumunun manevî değerleriyle ilgili size nasıl bir fikir vermektedir?
Yardımseverlik değerimizin ön plana çıktığını görmekteyiz. Zor durumda kalan ve düşkün halde olan kişilere yardım etmek insani bir vazifedir.
11. Orta oyununda Acem, Kürt, Arap, Yahudi, Laz, Çerkez gibi karakterler vardır. Bu karakterlerin orta oyununda yer alması Türk toplumunun hangi toplumsal özelliğinin göstergesidir?
Türk toplumu içinde farklı ırktan kişiler vardır. ve o dönem kozmopolit bir ülke idik.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 232 Cevabı
1. “Kostüm, ışık, dekor, makyaj…” gibi unsurların tiyatro eserinin başarı ile sahnelenmesindeki önemi ile ilgili neler düşünüyorsunuz?
Bunlar modern tiyatronun olmazsa olmazlarıdır. Canlandırma ve hissettirme için en önemli unsurlardır. İletinin en iyi ve etkili şekilde izleyicilere ulaştırılması için çok önemlidir.
2. Bir tiyatro oyunu mu yoksa sinema mı sizi daha çok etkiler? Düşüncelerinizi sözlü olarak ifade ediniz.
Tiyatro daha çok etkiler. Çünkü orada insanları/ oyuncuları daha yakından ve canlı görmek performanslarını daha doğal şekilde izlemek çok etkileyicidir.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 235 Cevabı
1. • Ağladığını gördükçe öyle yüreğim kalkıyor ki, merhametimden yengeliğini kendim edeceğim geliyor.
• Hemen hoş hâl ile geçinmenizi can ü gönülden dua ederim.
Yukarıdaki cümleler okuduğunuz metinden alınmıştır. Bu cümlelerde altı çizili kelime gruplarının anlamlarını cümlenin bağlamından, hareketle tahmin ediniz. Tahminlerinizi TDK’nin Türkçe Sözlük’ünden kontrol ediniz.
2. Müştak Bey’in yerinde siz olsaydınız onun yaşadığı böyle bir olay karşısında nasıl davranırdınız?
Ben daha sert tepki verirdim. Çünkü kandırılmak kötü bir şey. Kesinlikle büyük kızla evlenmezdim. Bir de en başından beri görücü usulü ile evlenmek yanlış olduğu için bu işe hiç girmezdim.
3. Okuduğunuz metinde geçen diğer kişilerin özellikleriyle ilgili neler söyleyebilirsiniz?
MÜŞTAK BEY: Güvey ve Kumru Hanımın aşığı. Müştak Bey aşka susamış, aşkla körü körüne hareket eden, sevincin ümitsizliğinde en son derecesine çıkan biridir. Müştak Bey alafranga tutum ve davranışı, kılık ve kıyafetiyle mahallelinin hoşuna gitmeyen, fakir fakat oldukça kafalı bir insandır.
KUMRU HANIM: Müştak Beyin sevgilisi ve Sakine Hanımın kız kardeşidir. Kumru hanım çok genç ve güzel bir hanımefendidir. O da Müştak Beye aşıktır.
SAKİNE HANIM: Kumru Hanımın büyük kız kardeşidir. Sakine Hanım; Kumru Hanıma göre oldukça yaşlı, çirkin, kart, kambur ve evde kalmış bir bayandır. Sakine Hanım eserde Müştak Beyin nikahlısıdır.
YARDIMCI KİŞİLER:
HİKMET EFENDİ: Müştak Beyin en iyi dostlarından biridir. Çok pratik zekalı bir kişiliğe sahiptir. Hikmet Efendi; aklı başında, ağırbaşlı ve Müştak Beyi o zor durumdan kurtaran kişidir.
ZİBA DUDU: Evlenmeye aracılık yapan kılavuz kişidir. Müştak Beyin başına bu derdi açanlardan biridir. Ziba Dudu; çok geveze, laf taşıyan ve ortalığı karıştırmayı seven bir kişiliktir.
HABBE KADIN: Müştak Beyin yengesidir. Müştak Beyin başına gelenleri duyunca feryadı basıp ortalığı karıştırıyor. Çok aceleci ve panik bir kişiliğe sahiptir.
EBULLAKLAKATÜL’ENFİ: Sakine Hanımın nikahını kıyan imamdır. O da Sakine Hanımı Müştak Bey’e yamamaya çalışanlardan biridir. Çok düzenbaz, aşağılık ve dini başka şeylere alet eden bir tiptir. Aynı zamanda oldukça geveze, gürültücü, iri ve uzun burunlu çirkin biridir.
4. Metinde anlatılanlardan hareketle temayı belirleyiniz.
Tema: görücü usulü ile evlenmenin yanlışlığı ve ortaya çıkaracağı olumsuz sonuçlardır.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 236 Cevabı
5. Hikâyedeki olayları gerçekleşme sırasına göre belirleyerek aşağıdaki şemalara yazınız.
6. “Mekân ve dekor geleneksel Türk tiyatrosunda standart bir özellik göstermesine karşılık modern tiyatroda aynı eserin farklı temsillerinde, metinle ilişkili veya metinden bağımsız olarak farklı mekân ve dekor uygulamaları vardır.” Bu bilgiden hareketle okuduğunuz metinde dekorun nasıl düzenlenmesi gerektiğini söyleyiniz.
Dekor geleneksel ile modern tiyatro arası bir eser olduğu için istenirse geleneksel tarzda tek bir sahne şeklinde istenirse de birden fazla sahne şeklinde de düzenlenebilir.
7. Metnin dil ve anlatım özellikleriyle ilgili neler söyleyebilirsiniz?
Metnin dönemine göre sadedir. İfadeler açık ve nettir. Çünkü diyalog tarzında bir anlatım benimsenmiştir. Bundan dolayı da halkın anlayacağı bir dil tercih edilmiştir. Anlatım özelliklerine gelince, şair o zamanın en önemli sorunlarından biri olan görücü usulüyle evlenmeyi en anlaşılır şekilde anlatmıştır. Ayrıca eserin anlatımı oldukça akıcıdır.
8. Okuduğunuz metinde güldürü ögeleri nelerle sağlanmıştır? Metinden örnekler vererek açıklayınız.
Yanlış anlamalara dayalı bir anlatımın tercih edilmesi ve çoğu zaman kullanılan kılık değiştirme kadın kılığına girme gibi güldürü öğelerinin kullanıldığını söyleyebiliriz.
9. Okuduğunuz metinde geleneksel Türk tiyatrosuna benzeyen yönleri gösteriniz.
10. Dönemin sosyal ve kültürel yaşantısı okuduğunuz metne nasıl yansımıştır?
Eserden çıkarılabilecek ana fikir; görücü usulüyle evlenmenin ne kadar tehlikeli ve yanlış olduğudur. O dönemlerde geçerli olan bazı geleneklerin ve batıl inançların nasıl olumsuz sonuçları doğurduğunu öğrenmiş oluruz.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 237 Cevabı
Aşağıda verilen metin parçalarını Şair Evlenmesi tiyatrosundan okuduğunuz bölümler ile dil ve anlatım özellikleri yönünden karşılaştırınız.
I. metinde kahramanlık ön planda olduğu için daha destansı bir söyleyiş daha şiirsel bir hava vardır. II. Metin ile Şair Evlenmesi ise sosyal bir konuyu işlediği için daha basit anlatım ve sade bir dil tercih edilmiştir.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 241 Cevabı
Fransız ve dünya edebiyatının önde gelen sanatçılarından biri olan Moliere’in Cimri adlı tiyatro eserini okudunuz. Okuduğunuz bu tiyatroyu daha önce incelediğiniz Orta Oyunu ile tema ve kahramanların özellikleri açısından; Şair Evlenmesi ile de dil ve anlatım özellikleri açısından karşılaştırınız. Karşılaştırma sonuçlarınızı aşağıdaki şemaya yazınız.
Cimri Ve Orta Oyunu Tema Ve Kahramanların Özellikleri
Benzerlikler: İkisi de göstermeye bağlı bir metindir. İkisinde de halktan kahramanlar vardır. İkisinde de sosyal bir durum anlatılır. İkisinde de diyaloga dayalı bir anlatım vardır.
Farklılıklar: Birisi geleneksel tiyatro örneği iken Cimri ise Modern tiyatro örneğidir. Biri Fransız edebiyatının etkilerini taşırken diğeri geleneksel Türk tiyatrosunun özelliklerini taşır. Cimri de kahramanlar fazla iken Orta Oyunu’nda iki kahraman vardır.
Cimri Ve Şair Evlenmesi Dil Ve Anlatım Özellikleri
Benzerlikler: İkisinde de halktan kahramanlar vardır. İkisinde de sosyal bir durum anlatılır. İkisinde de diyaloga dayalı bir anlatım vardır.
Farklılıklar: İkisinde kullanılan benzetmeler ve atasözleri, deyimler cümle yapıları farklıdır.
Bu ünitede incelediğiniz metinlerden hareketle geleneksel tiyatronun eğlence kültüründeki yeri, Osmanlı toplumunda bir arada yaşama kültürü, isimlerle karakterler arasındaki ilişki, yanlış anlamalar ve şive taklitleri gibi konular üzerinde bir yazı yazınız.
İzlediğiniz bir meddah ve stand-up gösterisinden hareketle kısa bir meddah oyunu sununuz.
Okulunuzda yapılacak kısa bir gösteri için önce meddahlık veya Cem Yılmaz videoları izleyin. Sonra da kendinize göre yeniden uyarlama yaparak yazınız.
Genel Ağ’dan Karagöz oyunu videoları izleyiniz. Bu konuyla ilgili görüşlerinizi sınıfta paylaşınız. |
Günümüz insanına çok fazla hitap etmese de geçmiş dönemdeki Karagöz oyunları o dönem insanlarını çokça eğlendiren ve de eğlendirirken bir şeyler de öğreten bir yapıdadır.
Sunumunuzu hazırlarken ünitede araştırma sonunda edindiğiniz bilgilerden yararlanınız.
6. ÜNİTE SONU ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME CEVAPLARI
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 244 Cevabı
Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerlere doğru kelimeyi/kelimeleri yazınız.
1. Türk edebiyatında Batılı anlamda ilk tiyatro örneği, Şinasi tarafından yazılan şair Evlenmesi adlı eserdir. Türk edebiyatında sahnelenen ilk tiyatro eseri, Namık Kemal tarafından yazılan Vatan Yahut Silistre adlı eserdir.
2. Tanzimat Dönemi tiyatrosunda Ahmet Vefik Paşa ve Direktör Ali Bey yaptıkları uyarlamalar ve çeviriler ile tanınmışlardır.
3. Cumhuriyet Dönemi tiyatrosunda Köy ve köylü hayatı, köyden şehre göç, ekonomik hayat, yurt dışına gidenlerin yaşadıkları, kadının toplumdaki yeri gibi yeni temalar olarak tiyatro eserlerinde işlenmiştir.
4. Metinsiz, suflörsüz, ezbersiz bir şekilde “palanga” denilen meydanda oynanan orta oyunu geleneksel Türk tiyatrosunun nükte ve cinasa çok önem veren bir türüdür.
5. Geleneksel Türk tiyatrosunun bir türü olan Karagöz; giriş, muhavere, fasıl, bitiş bölümlerinden oluşur.
Özellik
1. Okumamış adam tipi (ç)
2. Zengin adam ve mirasyedi tipi (b)
3. Kadın tipi (c)
4. Pineklemekle ömür geçiren tip (a)
5. Görgü kurallarına uygun davranan, öğrenim görmüş tip (d)
Tip
a) Tiryaki
b) Çelebi
c) Zenne
ç) Karagöz
d) Hacivat
7. Meddah hikâyeci, aslında tiyatronun çeşitli kişilerini kişiliğinde toplamış bir aktör; meddahlık da tek kişilik bir tiyatrodur bir bakıma. Meddah, kahvehanelerde hünerini göstereceği zaman dinleyicilerden daha yüksekçe bir sekiye konmuş bir iskemleye oturur; elinde bir baston, omzunda da büyükçe bir mendil tutardı. Mendili, türlü ses ve şive taklitleri yaparken ağzını, burnunu kapamak için bastonu da çeşitli gürültüler çıkarmak için kullanırdı. Hikâyesinin üslubu da taklitli bir anlatıya uygulanmıştı. Meddahın hikâyesine başlarken, dinleyici ve seyircilerden kimsenin alınmaması için “İsim isme, kisb kisbe, semt semte benzer. Geçmiş zaman söylenir; yalan, gerçek dinlenir, vakit geçer” yollu kalıp ifadelerini sıralardı. Metnin sonunda da sürçü lisan ettikse affola biçiminde özür dileyen kalıp ifadelere yer verirdi.
Bu parçada meddah ile verilen bilgilerden yola çıkarak Meddahlık geleneği ile orta oyununun benzer ve farklı yönlerini yazınız.
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 245 Cevabı
Aşağıdaki kutucuklarda “TİYATRO” ünitesi ile ilgili 8-14. soruların cevapları bulunmaktadır. Buna göre kutucuklarda yer alan harfleri boş bırakılan yerlere yazarak soruları cevaplayınız. (Soruların birden fazla cevabı olabileceğini göz önünde bulundurunuz.)
8. Yukarıda harf ile gösterilen kutucuklardan hangisi ya da hangileri geleneksel Türk tiyatrosu ürünlerindendir?
Cevap: B, Ç ,F, İ
9. Yukarıda harf ile gösterilen kutucuklardan hangisi ya da hangileri gölge oyununun sergilendiği perdeye verilen isimlerdendir?
Cevap: E
10. Yukarıda harf ile gösterilen kutucuklardan hangisi ya da hangileri Karagöz ve orta oyunundaki bölümlerdendir?
Cevap: H, I
11. Yukarıda harf ile gösterilen kutucuklardan hangisi ya da hangileri Tanzimat Dönemi tiyatro yazarlarındandır?
Cevap: D, G
12. Yukarıda harf ile gösterilen kutucuklardan hangisi ya da hangileri Türk tiyatrosunda Batılı anlamda yazılan ilk tiyatro örneğidir?
Cevap: A
13. Yukarıda harf ile gösterilen kutucuklardan hangisi ya da hangileri Karagöz oynatanlara verilen adlardandır?
Cevap: Ğ
14. Yukarıda harf ile gösterilen kutucuklardan hangisi ya da hangileri orta oyununda mekân olarak kullanılan yerlerdendir?
Cevap: C
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 246 Cevabı
15-16. soruları aşağıdaki metne göre cevaplayınız.
15. Okuduğunuz metin, Tanzimat Dönemi’ne ait bir tiyatro metnidir. Bu bilgiden hareketle metinden Tanzimat Dönemi tiyatrolarıyla ilgili çıkarımlarda bulununuz.
Tanzimat edebiyatı ile edebiyatımıza giren tiyatro, tıpkı Tanzimat romanında olduğu gibi tarihi ve sosyal konuları işlemiştir.
Bu dönem tiyatro çalışmaları telif, tercüme ve adaptasyon olmak üzere üç gurupta toplanabilir.
Daha ziyade komedi türünde eserler yazılmış ve oynanmıştır.
16. Okuduğunuz metni, bugünün tiyatro anlayışı ile benzerlikler ve farklılıklar bakımından karşılaştırdığınızda neler söyleyebilirsiniz?
10. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 247 Cevabı
17. Yanlış anlaşılmalara dayanan güldürü şive ve taklitlere de yer veren oyun ramazanda İstanbul’un her semtinde ve herhangi bir kahvehanede oynanabilirdi. Bu oyun; malum, meydan oyunudur. Seyirciler bu meydanın etrafını çepeçevre kuşatırdı, yalnız bir tarafı açık bırakılırdı. Bu oyunun dekoruna gelince, “yeni dünya” denilen bir çeşit paravana idi. Bu yeni dünya kurulduğu zaman sanki bir ev olurdu. Eşyası da iki iskemleden ibaretti. Gözlemeci adlı oyunlarda olduğu gibi çok kısa bir yeni dünya bulunurdu ki buna dükkân denilirdi. Dükkânda tek iskemle vardı.
Bu parça aşağıdaki cümlelerden hangisiyle devam ettirilirse bilgi yanlışı olur?
A) Bu oyunda Kavuklu ve Pişekâr tipleri oyunun temel kişileridir.
B) Oyuna zurna, çift-nara gibi çalgılar eşlik eder.
C) Bu oyun gölge oyunu olarak da adlandırılmıştır.
D) Kalabalık kişi kadrosuna sahip olan oyun doğaçlama oynanır.
E) Oluştuğu dönemin sosyal yaşamından izler taşır.
Cevap: C
18. Geleneksel Türk tiyatrosuna özgü bir sahne oyunu da “hayal oyunu” adı verilen Karagöz’dür.
Bu cümleyle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Tırnak işareti vurgu amacıyla kullanılmıştır.
B) Yapım ve çekim eklerine örnek vardır.
C) Yüklemin türüne göre isim cümlesidir.
D) Sıfat ve isim tamlamaları kullanılmıştır.
E) Ögelerin dizilişine göre devrik cümledir.
Cevap: E
19. Tiyatroda dekor, kostüm, ışık, müzik gibi unsurlar olayları belirginleştirmeye yarar. Başka bir deyişle olayların daha canlı bir görünüm kazanmasını sağlar. Mekân ve dekor, geleneksel tiyatroda standart bir özellik göstermesine karşılık modern tiyatroda aynı eserin farklı temsillerinde, metinle ilişkili veya metinden bağımsız olarak farklı mekân ve dekor uygulamaları olabilir.
Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Tanımlamanın olduğu
B) Fiilimsilere yer verildiği
C) Açıklama anlatım biçiminin kullanıldığı
D) Karşılaştırmadan yararlanıldığı
E) İsim ve sıfat tamlamasının kullanıldığı
Cevap: A
20. (I) Karagöz, karanlık bir yerde gerisinden aydınlatılmış beyaz bir perdede tasvirlerle oynatılan bir oyundur. (II) Değişik şive ve ses taklitlerinin yer aldığı oyunda Karagöz ve Hacivat başlıca tiplerdir. (III) Tuzsuz Deli Bekir, Kayserili, Acem, Yahudi, Karagöz’ün karısı, Cüce gibi tipler de bu oyunda yerini alır. (IV) Karagöz oyunu giriş, muhavere, fasıl ve bitiş olmak üzere dört bölümden oluşur. (V) Oyuna adını veren asıl konunun ele alındığı bölüm muhaveredir.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde bir bilgi yanlışlığı yapılmıştır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
Cevap: E