'Yükselişimizi herkes görecek'

Futbol akademisi ile Türkiye’de ve Avrupa’da adından sıkça söz ettiren ve Türk futboluna armağan ettiği genç yeteneklerle yıldızını parlatan Altınordu Teknik Direktörü Hüseyin Eroğlu, Milliyet Ege Spor Servisi’nin konuğu oldu. Spor Müdürü Mehmet Demirtaş ve usta yazar Fatih Tanfer’in sorularını yanıtlayan Eroğlu, bugün başlayacak olan yeni sezonu, geride bıraktığımız dönemi ve takımın son durumunu değerlendirdi.

Geçtiğimiz sezon Altınordu adına nasıl geçti? Pandemi, takımı nasıl etkiledi?

Tüm dünya gibi biz de pandemiden etkilendik. Biz, geçen sezon diğer senelere oranla daha başarısız bir sıralamada yer aldık. Ancak birçok genç oyuncumuzu Türk futboluna kazandırdık. Bu konuda mutluyuz. Yine bizden başka takımlara transfer olan oyuncularımız oldu. Her ne kadar sıralama olarak istediğimizden aşağıda olsak da göz dolduran bir oyun oynadık. Sadece oyunumuzu skora yansıtamadık. Futbol skora bağlı bir oyundur. Ön bölgede yaşadığımız sıkıntılar yüzünden iyi oynadığımız maçları kazanamadık. Gelişim anlamında da Ravil, Muzaffer, Burak, Onur gibi oyuncularımızı ülke futbolumuza kazandırmaya başladık. Bu bizim için şampiyonluk kadar değerli.

Yeni sezonda nasıl bir Altınordu izleyeceğiz?

Yeni sezon enteresan bir lig olacak. Çünkü düşme kaldırıldığı için Süper Lig’den düşen takımlar olmadı. Bütçe anlamında çok iyi 3-4 takım var. Diğer takımların birbirine yakın olduğunu düşünüyorum. Bizim büyük bir oyuncu grubumuz duruyor. Kalecimiz, defansımız, orta sahamız hala aynı isimler. Ön alana yaptığımız transferler var. Ahmet İlhan ve Ahmet Dereli gibi çok değerli isimler aramıza katıldı. Özellikle ön bölgeye takviye yapmayı planlıyoruz. Güçlü bir kadromuzun olacağını düşünüyorum. Forvete yaptığımız takviyelerle oyunumuzu daha güçlü hale getirerek skor almak istiyoruz. Öte yandan genç oyuncularımızın bir yaş daha büyüdüğünü ve tecrübe kazandığını göz önünde bulundurursak bizim için güzel bir sezon olacak diyebilirim. Lige iyi bir giriş yapıp en azından Play Off hattı içerisinde olmayı planlıyoruz. Rakiplerimiz ne kadar güçlü olsa da çekinmeden, doğru oyun anlayışıyla mücadele etmeyi amaçlıyoruz. İskelet kadroyu koruduk. Samsun, Adana Demirspor, Altay, Giresunspor gibi güçlü ekiplerle oynayacağız. Genç oyuncularımızın yanında deneyimli isimleri oynatıyoruz. Bu sayede genç oyuncularımızın da performansı yükseliyor. Sistem ve takım oyunumuzla tempolu tüm takımlara karşı üstünlük sağlıyoruz. Skor anlamında katkı alamayınca kaybediyoruz. Ancak özellikle bu sezon oynadığı sistem futboluyla bambaşka bir Altınordu izlettireceğiz. Ekol Göz Menemenspor karşılaşmasıyla güzel bir başlangıç yapmak istiyoruz. Şimdiden tüm kulüplerimize kazasız belasız bir lig diliyorum.

Altınordu, oyuncu yetiştirmek konusundaki başarısını neye borçlu?

Bu sezon giden 7-8 oyuncumuz var. Atakan gitti. Kerim, Oğulcan, Ravil ve Burak’ın da talibi çok. Avrupa’dan, üst liglerden transfer teklifleri alıyoruz. Bu da bizim ne kadar doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. Atakan, ilk maçında Beşiktaş formasıyla gol attı ve Beşiktaş camiasında çok daha önemli hale geldi. Biz onu Denizlispor’dan aldık, geliştirdik. Saha içi ve saha dışı hazırladık. Bunu her kulüp yapmaz. 2 sene geçirdiği Altınordu’da ne kadar doğru bir taktiksel, fiziksel ve mental eğitim aldığı ortada. Süper Lig’de ve A Milli Takımımızda Altınordu patentli oyuncuları görmek beni çok mutlu ediyor. Bizim kültürümüz, kulüp yapımız, oyun felsefemiz diğer takımlardan farklı. Bu da oyuncuların yetişmesinde önemli rol oynuyor. Bizim için oyuncu yetiştirmek skordan daha önemli ve daha değerli. İşte bu yüzden de diğer kulüplere nazaran oyuncu yetiştirme konusunda daha başarılıyız.

Altınordu’da yetişen oyuncular diğer takımlarda yetişenlere oranla başarıyı daha çabuk yakalıyorlar. Bunda etkili olan şey nedir?

Başta Başkanımız Seyit Mehmet Özkan, Barış Orhunbilge, Ali Ergöçmez, akademi antrenörlerimiz, A Takım teknik ekibimiz her oyuncumuzu saha içi olduğu gibi saha dışında da geliştirmeye çalışıyor. Onların bize güvenip kendilerini teslim etmelerini istiyoruz. Bunu yapanların başarılı olduğunu birçok örnekte gördük. Ne yazık ki çok erken olmasına rağmen ‘Ben oldum’ diyenler oluyor. Ailelerin tutumları, dış etkenler, ‘Sen hala burada mısın? Seni isteyenler var. Transfer ol’ diyenler çocuklarımızı etkiliyor. Bizi dinleyenler karlı çıkıyor. Çünkü dışarıda düzgün işleyen bir sistem yok. Oyuncular da yanlış tercihleri nedeniyle hak ettikleri yerlere gelemiyorlar. Daha fazla para almak adına başka takımları tercih ediyorlar. Orada da fazla forma şansı bulamadan sezonu geçiriyorlar.

Manchester United’da Alex Ferguson uzun seneler istikrarlı bir şekilde takımının başında durdu. Bu örneğin ülkemizdeki karşılığı da sizsiniz. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Uzun seneler Başkan Seyit Mehmet Özkan ile bu yola baş koyduk. Mehmet Bey’le Altınordu’da 9. yılımız. Şu anki şartlarda ülkemizde bir teknik adamın bu kadar uzun bir süre takımda kalması pek mümkün gözükmüyor. Bu işin temelinde yılların verdiği uyum, istikrar, gelişme düzeyi, sahiplenme, birlikte hareket etme var. 12 yıldır aralıksız çalışıyorum. Çeşitli yaş kategorilerinde takımların başında bulundum. Şu an A Takım’da görev yapıyorum. Benim işim oyuncularıma antrenman yaptırmak, onlarla bireysel görüşmek, akademiye gidip antrenörler ile konuşmak, antrenman ve maç izlemek. Avrupa’da bir antrenör ve bir takım nasıl çalışıyorsa öyle çalışıyoruz. Oyuncuların yükselmesi için yoğun mesai harcıyoruz. Sezon sonunda en az 5-6 oyuncumuzun Avrupa ve Türk kulüplerinin transfer listesinde olmasını hedefliyoruz. Başarıya giden yol antrenörlerden geçiyor. Bir antrenör için elindeki oyuncular en değerli olanlarıdır. ‘Şu oyuncuyu alalım, şu oyuncuyu satalım’ demek bence antrenörlük değil. Antrenörlerin en önemli görevi oyuncusunun hangi seviyede olduğunu bilmektir.