20.09.2017 - 05:59 | Son Güncellenme:
MİLLİYET SPOR
Bülent Buda: Harika bir futbol akşamı. Son yılların en iyi maçı. İzlerken yıllar öncesine gittim bir ara. Alsancak tıklım tıklım, sarı kırmızıyla süslenmiş tribünler. Oyun alanında koca kaptan ile muhteşem arkadaşları. Ne kadar özlemişiz. Bugünler rüya gibi. İlk kez bir araya gelen futbolcular, sanki birbirlerini 40 yıldır tanıyor gibiler. Kaliteli, düzeyli bir rakip Gençlerbirliği. Mesut Bakkal’la çıkış arıyorlar. İki takım da tükenmeyen bir enerjiyle maçı tamamladı. İlk yarının yıldızı yine Sabri. O ne hırs, istek, yaratıcılık. Oyunun bütününde Beto, takımı bir biçimde ayakta tuttu. Tribünde bir pankart gözüme ilişti. “Unutmadık kurduğumuz düşleri”. Evet o günlere kurulan düşlere yürüyor Göztepe. Eşsiz bir duygu. Şair babanın dediği gibi “Güzel günler göreceğiz çocuklar, güneşli günler” Çok mu abarttım. Yoksulduk, yoksunduk, itilip kakıldık, önemsenmedik. Oysa şimdi Göztepe ile başımız dik.
Doğru yönetim, başarı getiriyor
Fatih Tanfer: Bu takım 14 transfer yapmış yepyeni bir takım. Kimsenin hayal edemeyeceği 5 maçta 10 puana ulaştı. Yani ortalaması 2 puan. Göztepe total futbolun en güzel örneklerini veriyor. Orta alanda Castro ve Scarione adeta deli fişek gibi. Selçuk, bir oyuncunun takımına nasıl faydalı olabileceğinin en güzel örneği. Tayfur, Jahovic çok çalışarak bir futbolcunun nerelere gelebileceğini bütün Türkiye’ye örnek olarak gösteriyorlar. Defansta ilk gördüğüm günden beri Kadu için sadece maşallah diyorum. Bir defans oyuncusu bu kadar kontrollü ve süratli olabilir mi? Tayfur’a attırdığı 2. goldeki asistte cabası. Kaleci Beto, hakikaten çok faydalı oynuyor. En önemlisi elleri kadar ayaklarını da doğru ve takımı adına pozitif kullanıyor. Sabri’den bahsetmeden geçmek alın terine ve emeğe saygısızlık olur. Göztepe’de kadro derinliğinin olduğu bir gerçek. Bunun yanında, Göztepe adına doğru işlere imza atan Başkan Mehmet Sepil, kusursuz bir liderlik örneği sergiliyor. Tamer Hoca’ya gelince, sezon başındaki doğru tespitleri takımın başarısının ana nedenidir. Futbolda kontrollü sistemi bırakıp, akıcı ve hızlı bir oyun anlayışıyla oynatıp istediği pozisyonları ve golleri bulan herkesin hayranlık duyduğu Göztepe’yi oluşturdu. Elbette rehavet yok. Bundan sonra da Göztepe’nin yapacağı tek şey çalışmak, çalışmaktır.
İsmail Özelçinler: Baştan itiraf edeyim. Sezon başlamadan önce kafamın içinde soru işareti olan Göztepe’nin, ligin ilk 5 haftasında böylesine mükemmel bir performans sergileyeceğini inanın asla beklemiyordum. Bu ilk 5 haftada şampiyonluğa oynayan Fenerbahçe ve Trabzonspor’u İzmir’de konuk edecekler, üstelik cezası nedeniyle taraftarların desteğinden yoksun sahaya çıkacaklardı. Ama Göztepe, adeta onur mücadelesi yaptı ve Fenerbahça ile berabere kaldı, Trabzon’u yendi. Ardından deplasmanda Osmanlıspor’dan 3 puanı kopardı geldi. Gençlerbirliği karşısında da pozitif futbolunu sahaya yansıtan Göztepe, sahadan 3-2’lik skorla ayrıldı, puanını 10’a çıkardı ve 3’üncü sıraya yerleşti. Sabri’nin gösterdiği performans ve iki goldeki payı, ne kadar yerinde bir transfer olduğunu da gösterdi. Göztepe’de; yönetim, teknik heyet, futbolcular ve taraftarlar arasındaki bütünlük tek kelimeyle şahane. Ben de “Durmak yok yola devam” diyorum.
Teşekkürler Göztepe
Mehmet Demirtaş: Tüylerim diken diken hala. Maçın başlamasıyla gözlerimi tribünden ayıramadım. Çok anlamlı bir başlangıç yaptı Göztepe’nin o büyük taraftarı. “İsyan Marşı” ile başlayıp bir dakika susmayarak herkese örnek oldular. Onları kutluyorum ve gelelim bu taraftara gurur yaşatan ve yüzlerini güldüren o doğru adımların takımına. Nazar değmesin. 14 transferi gözümün önüne getiriyorum bambaşka bir takım oldular. Ama öyle koordine öyle planlı oyun oynuyorlar ki sanırsınız bu adamlar yıllardır birlikte top oynuyorlar. Defans neredeyse barikat, orta alan hep atak, forvet daima savaşıyor. Hep üste koyarak giden bir takım. Tabiki bu takımın şekillenmesinde Tamer Tuna etkisi en önemli detay. Kısaca teşekkürler Göztepe.
Akigo evde kral
Okan Buruk’lu Akhisar evİnde oynadığı 14 maçta 10 galibiyet 1 beraberlik elde etti
Bülent Buda: Futbolun böyle günleri de vardır. Oyun ortada giderken talih senden yana döner. İyi şeyler yapılırken hatalarda vardır bu etkinlikte. Yenilen gol, kaleci Lucas ile savunmanın fantezi, özgüven karışımı hatasıyla geldi. Sonra iki gol duran toplardan. Demek ki her anı her eylemi önemli. Uyanık kalmak ve de asla vazgeçmemek temel felsefe. Hiçbir oyunda yengi ya da yenilgi futbolun dışına taşmayan dinamiğin içinde kalan bir takım Akhisar BLD. Kaslarınız ne denli güçlü olursa olsun ona ekleyeceğiniz akıl, teknik eksikse ne futbol ne de takım iyi olur. Akhisar Belediyespor bir futbol takımının ötesine geçmiş, farklı bir olgu.
Fatih Tanfer: Akhisar, Karabük karşısında oyun planının risklerini en aza indiren anlayışı yine doğru bir biçimde uyguladı. Larsson oyuna ilk 11’de başladı. Mustafa Yumlu cezası bittiği için takımda yerini aldı. Henrique ile Olcan hücumda hakikaten iyi oynuyorlar, rakibi yoruyorlar. Ömer Bayram için sadece bir futbolcu kendini bu kadar geliştirir düşüncesindeyim. Lopez kanat bindirmelerinde çok etkili. Akhisar, golü erken yemesine rağmen yine pes etmedi. Hücum yapıyor, kanatlardan toplar getiriyor, orta alanda başta Soner olmak üzere yetenekli oyuncuları sayesinde çok etkili pas yapıyor. Nüfusu küçük, kendisi büyük şehrin takımına hayran olmamak inanın mümkün değil. Maçtaki seyirci sayısı 1092 hayal ediyorum, yeni stadına kavuşmuş Akhisar ve 15 bin Akhisarlı’nın desteğini alan bir takımın geleceği noktayı. Her sezon başında normaldir. Rakip takımlar, yorumcular düşmenin ilk sırasına Akhisar’ı yerleştirirler. Ligin en az maliyetli ve en çok başarı gösteren takımı olarak ligi bitirirler. Yine geldik Bülent Abim’in sözüne ‘Teleset Akhisar Belediyespor hiç olmazsa spor akademilerinde ders olarak okutulmalıdır’...
İsmail Özelçinler: Akhisar Belediyespor artık beni yanıltmıyor. Mütavazı bütçesiyle oluşturduğu akılcı kadrosu, sahaya çıktığında doğru bildiklerini en doğru şekilde sahaya yansıtıyor. Karşılaşma boyunca oyun disiplininden asla kopmuyorlar. Kardemir Karabükspor karşısında da aynı anlayışla oyuna başladılar ve bitirdiler. Yenik duruma düştüler, zerre kadar etkilenmediler, oyundan kopmadılar ve karşılaşma sonunda yine hakettikleri 3 puanla sahadan ayrıldılar.
Mehmet Demirtaş: Okan Buruk ile birlikte 8 iç saha mücadelesinde 7 galibiyet başarısı yakalayan Akigoda işler iyi gidiyor. Aktif ve planlı yapısını oyun disiplininden kopmadan sahaya yansıtıyor takım. Durum böyleyken kazanılan puanlar tesadüf değil bir başarı örneği. İzlemekten keyif aldığımız futbolu bizlere her durumda ve her koşulda izleten yeşil siyahlılar bu başarıyı eminim ki koruyacaklardır.
Samsun’dan yola çıktılar!
Fatih Tanfer: Doğruları fazla, gerektiğinde takımı adına tedbirleri duygusallığı bir kenara bırakarak alan çağdaş teknik direktörleri, çok beğenir ve saygı gösteririm. Örnek mi istiyorsunuz. İşte Hüseyin Eroğlu. Rize maçındaki sıkıntıları gördü. Tedbir alınması gerektiğine inandı. Samsunspor gibi zor bir deplasmanda Uğur Arslan’ı defansın merkezine, iki şampiyon takımda oynamış Deniz’i orta alana, Kerim Avcı gibi bir yeteneği doğru yerde kullanmış ve en önemlisi de kaleci Erce’ye hakkını teslim edip, kalesini emanet etmiş. Hüseyin Hoca teşhisi koydu ve sonuçta da dört gollü galibiyet geldi. Nasıl hayranlık duymam böylesine çözüm odaklı anlayışa. Takımdaki genç oyuncular, abileriyle birlikte güçlerine inandılar. Sahanın her yerinde topun arkasına geçtiler ve en önemlisi kendi alanında iyi alan savunması yaparak Samsun’un hızını kestiler. Sadece 3 puan alınmadı, güvende geldi.
Yürekli gençler
Bülent Buda: Adım adım tırmanıyorlar. Futbol alemine takım olmanın seçkin bir örneğini sunuyorlar. O formayı sırtına geçiren kendine geliyor kişiliğine ulaşıyor. Kerim iki maçta kanıtladı. Deniz, çok daha iyi olacak büyüyecek Altınordu’da. Mirkan zaten 40 yıllık Altınordulu gibi ışık saçıyor çevresine. Hayatı, her şeyi birlikte üretiyor, birlikte paylaşıyor bu takım. Bu çocuklar kendimizden sevdiğimiz, bildiğimiz, inandığımız samimi ve de yürekli insanlar. Kimileri Süper Lig, şampiyonluk ya da bu mantıkla düşer gibi tutarsız, gel gitlerle savruluyor, düşünceleri oturmuyor. Bu eylemin felsefesinde önce iyi futbolcu değil, iyi insan olmak öngörülüyor. O nedenle lütfen Altınordu’ya futbol kulübü değil, yaşamları geliştirme, yüceltme kurumu deyin, ona böylesi yakışır.
Fark yarattı
İsmail Özelçinler: Altınordu için her maç sonrası genelde hep benzer şeyleri yazıyoruz. Bülent ağabeyimin duyguları şaşırtıcı değil. Kim ne derse desin.Altınordu, Türk futbolunda bir devrim yaratmıştır. Türkiye’de tek örnektir. Çaykur Rize karşısında alınan 4-3’lük skordan çıkarılan müthiş dersler, Samsun deplasmanında zafere dönüşmüş ve iyi futbolun ardından elde edilen 4-1’lik galibiyetle, anasının ak sütü gibi helalinden 3 puan alınmıştır. Rakip kim olursa olsun Altınordu’nun içerde-dışarda alacağı galibiyetler sürpriz olmaz.
Mehmet Demirtaş: Futbolu ilkelere dayandıran Altınordu saha içindeki ilkeli tutumuna da Hüseyin Hoca önderliğinde devam ediyor. Eksiklerin farkına varıp yapılacaklar listesini doğru şekilde belirleyen Altınordu gençleri futbol örneğini bir kez daha bizlere izletti. Umarım güzel bir çıkış yakalarlar.
Manisa’nın gücü var!
Fatih Tanfer: Manisaspor rahatlıkla puan alabileceği Adanaspor karşısında 7-8 yan pas, 4-5 geri pas orta alanda lüzumsuz çalımlar ile rakibin hızını kesmeyi planladı. Ev sahibi takım kaleciden dönen topu değerlendirerek 3 puanı aldı. Manisaspor fizik, güç ve mücadele yönünden maalesef etkisizdi. Buna rağmen Axel Meye maçın sonunda topa doğru vurabilse beraberlik gelirdi. Ben Manisa’nın bu oyun anlayışını ve oyununu beğenmedim. Çünkü Manisaspor bu değil. Bu haftaki rakibi İstanbulspor, futbolun doğrularını yapan güçlü takım. Manisaspor her takımı yenebilecek güçtedir.
Bülent Buda: Boluspor zorlu bir engeldi, aşıldı. Adana’dan bir beraberlik hiç de fena olmazdı. Ancak gözlemlediğimiz kadarıyla 3 puanı hakeden ev sahibiydi. Ağıt yakılacak bir yıkım yok. Hayat devam ediyor, haftaya yenisi başlıyor. Yaşam böyledir geçenler unutulur, yeni şarkılar söylenir. Manisaspor güçlü ve seçenekli bir oluşum. Oynadıkça, oyun daha da güzelleşecek. Sait Hoca bu konuların uzmanı, anlatır çocuklara her şeyi. Yaşam da güzelleşir.
Balıkesir pes etmedi
Bülent Buda: İlk saniyelerde gol yemek son saniyede de gol atmak. Bir takımın ender yaşayacağı bir deneyimdir. Balıkesir bunu yaşadı. Sedat’ın sol ayağı tılsımlı, bir hafta ara ile iki gol. Oyun aldığı dakikalara baktığımızda harika. Elazığ karşısında takım sağ kanat bindirmelerinde eksik kaldı.
İlk 5’te yerini alacak
Takımda kadro derinliği tamamlandı ancak bu kez savunma sinyal veriyor. Pozisyon veriyorlar, gol yiyorlar. Bülent, Burak ikilisi sol kanattan rakipleri zorlamaya gol olanaklarını araştırmaya devam ediyor. Yeni katılanların uyumlarıyla takım daha etkileyeci bir kimlik edinecektir. İsteyen, araştıran, koşan, yarışan bir takım Balıkesirspor. Bu takım ilk 5’e kalacaktır.
Fatih Tanfer: Balıkesirspor, ilk dakikada yediği golle, Elazığspor karşısında adeta maça 1-0 yenik başladı. Rakipte ligin en hızlı hücumcuları Tom var, buna birde Totos eklenmiş yetmemiş birde 10 numaralı Sarpong eklenmiş. Fırtına gibiler. Sağlı sollu Balıkesir kalesini abluka altına aldılar. Glumac ile Oğuz iyi direndi. Seyirci baskısı üst düzeyde. Daha sonra Balıkesir yavaş yavaş kendini topladı, Burak ve Bülent Cevahir ikilisinin ortak yapımıyla topları getirmeye başladılar. Nizamettin’in penaltı golüyle beraberliği sağladılar. Totos takımını öne geçirdi. Bence Balıkesir’in avantajı güzel adam Can Hoca, doğru zamanda doğru müdahaleleri yaptı, artık elinde kadro derinliği de var. Asla teslim olmama düşüncesi sonucunu verdi ve uzatmalarda hakettiği puanı aldı. Balıkesir bu haftaki Rize maçı hedefine ulaşmak için ilk adımı attı. Can Hoca’nın evlatları gerekeni yapacaktır. Ancak Balıkesir seyircisi de artık o tribünleri doldurmalıdır.
Denizlispor yine üzdü!
Fatih Tanfer: Denizlispor’un, Giresunspor karşısında oyun anlayışı, oynamaktan çok oynatmamaya yönelikti. Ancak eski Denizlispor defansının olmayışı, performans düşüklüğü maçın kaleci Kaan ile Giresun forvetleri arasında geçmesine neden oldu. Nedense Denizlispor oyun disiplininden koptu. O rakibini canından bezdiren pres anlayışı yoktu. Elbette Ziya’nın Kapel’in eksikliklerinin bu konuda etkili olduğuna inanıyorum. Sonuçta 90+3’de golü yedi ve Giresunspor lider oldu. Denizlispor, adına ve Denizlispor taraftarına yine hüsran yaşattı, ligin dibine demir attı.
Bülent Buda: Yenilgide Zİya, Kappel, Moritz eksiklerinin elbette etkisi var. Ancak bir takım kendi sahasında kişilikli ve baskılı futbolla rakibini zorlayabilir, Denizli’de bunlar olmuyor. Rakipleri karşısında eziliyor ve de bu olumsuzluklarla başa çıkamıyor. Sonuçlar kötü, takım dibe çöktü. Tribünlerde coşku, katılım yok. Bu kötü gidişe nasıl dur denecek umutla bekliyoruz.