Merhaba Milliyet

Osman Gençer - Kesintisiz 46 yıldır gazeteciyim, fakat Milliyet ile yolum bugüne kadar kesişmedi. Yeni Asır, Fotospor, Hürriyet ve Habertürk gazetelerinde senelerimi geçirdim, Milliyet’e ise kısmet bugünlereymiş. Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni, sevgili dostum Özay Şendir’in teklifiyle, bundan böyle ülkemizin bu değerli kurumunda köşe yazarı olarak görev yapacağım. Gazetecilik hayatımın birikimlerini sizlerle paylaşmaya çalışacağım. Kıymetli Milliyet okurlarıyla buluşmaktan büyük mutluluk duyduğumu özellikle bilmenizi isterim. İyi anlaşacağımızı umuyorum ve kalpten selamlarımla işe koyuluyorum. Yolumuz açık olsun...

★★★

12’nci seçim ve  Tugay’ın yumruğu

AK Parti, kurulduğu 14 Ağustos 2001 yılından bu yana 7 kez genel seçime girdi, 7’sini de kazandı. 2002, 2007, 2011, 7 Haziran 2015, 1 Kasım 2015, 2018 ve 2023 Cumhurbaşkanı ve milletvekili genel seçimlerinde birinci parti oldu. Bunun yanı sıra, 2004, 2009, 2014 ve 2019 yerel seçimlerinde de büyük başarı gösterdi ve sandıktan yine galip ayrıldı. Girdiği 11 seçimden hep birinci parti olarak çıkmayı başardı. Ta ki 12’nci seçime kadar.  Yani, 31 Mart 2024 tarihine dek… Çünkü, 12’nci seçimde ilk defa “ikinci” parti konumuna düştü, hep alışık olduğu birincilik kürsüsünü ise ilk kez CHP’ye kaptırdı.

★★★

Oluşan sürpriz tablo her ne kadar “Bu yalnızca yerel seçimdi, o yüzden sonuçları fazla önem taşımıyor” gibi ifadelerle izaha çalışılsa da öyle olmadığını hepimiz biliyoruz. Sandık sonuçları iktidara ciddi bir uyarı, muhalefete ise iktidar olabilme umudu verdi. Halk iktidara, ülkenin gidişatından memnun olmadığını anlatırken, muhalefete de “Belediyelerde iyi çalış, aynı başarıyı 4 yıl sonra da yakala” mesajını net bir şekilde iletti. Anlayacağınız… 12’nci seçim kolay kolay unutulmayacaktır. Çünkü, siyasetteki tüm ezberleri kökten bozdu, taşları bir bir yerinden oynattı, kartları yeniden dağıttı ve partilere de yeni görevler sundu. Bu seçimin aktardığı mesajları doğru değerlendirenler, belli ki 4 yıl sonra karşılığını en iyi biçimde alabileceklerdir.

★★★

Ancak, başarıyı elde edebilmek o kadar basit görünmüyor. İktidarın öncelikle 22 yılın yorgunluğunu acilen aşması lazım, sonrasında da ekonomiyi en kısa sürede toparlayabilmesi gerek. Muhalefet de belediyelerde etkili ve yaratıcı olmak zorunda, ki mevcut konumunu 2028’e taşıyabilsin. Bunu sağlamak için de en başta maddi kaynak, doğru yatırım, genel merkezle uyum ve hükümetle iş birliği gerekiyor.

★★★

Bu arada, genel merkezle uyum demişken, şuna değinmeden geçemeyeceğim. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, ilk günden kendi genel merkeziyle sıkıntıya düştü. Ankara; İzmir’in genel sekreterlik görevine, CHP’nin eski genel başkan yardımcısı ve İstanbul eski Milletvekili Aykut Erdoğdu’yu getirmek istedi, ama Tugay isteğe şiddetle karşı çıkıp, öneriyi reddetti. Tugay’ın sağlam duruşu sayesinde, bir süre sonra Erdoğdu baskısından vazgeçildi. Yeni başkan böylece, genel merkezine karşı giriştiği ilk bilek güreşinden zaferle çıkmayı başardı. Samimiyetle söylemem gerekirse, bu tavır Tugay’ın kimliğine ve koltuğuna artı değer kattı. Ankara’dan yapılan tüm ağır ataklara karşın kalesini korumayı başarması ve koltuğuna daha yeni oturmuş olmasına rağmen yumruğunu masaya ilkeli biçimde vurması, önemli bir güç göstergesi oldu onun için…