04.08.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:
“Mükemmel bir sporcu için sinir ve kasların, bir bilge için zihnin eğitilmesi ne kadar önemliyse; proaktif, etkili bir kişi için de vicdanın eğitilmesi yaşamsal önem taşır.” Stephen R. Covey’in “Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı” isimli kitabından bir alıntı... Güçlü bir kitap. 30’lu yaşlarımda okusaydım yangından epeyce eşya kurtarırdım. 60’larıma denk geldi. Yine de fena olmadı. İyi ki okumuşum. Öğrenmek bitmiyor, yaşı yok. Kitap alışkanlığı edinin. Yaşamınıza çok şey katacak, çok şey fark edecek. Geçenlerde kadim dostum Kaşif Töre, Altınova’dan İzmir’e geldi bir dostunun duruşması için. Duruşma sonrası buluştuk Karşıyaka’da. Üç güzel arkadaşıyla birlikte. Ömer, Tamer, İsmail... Çoğalmak ne güzel şey. Yaşamda her şey cüzdanın kalınlığıyla ölçülmüyor.
Güzel adamlar
Töre’nin elinde yine hacimli bir torba, içinde onun kadar hacimli bir kitap. İsmi, ‘Üç Bin Yıllık Birikim’... Kemiksiz, kılçıksız tam 530 sayfa. Özlü sözler antolojisi. Ali Polat isimli kardeşimiz üşenmemiş, bir araya getirmiş binlerce özlü sözü. Emeğine sağlık. Kaşif Töre’nin kendine özgü bir girişimciliği var. Salt kitabı yeterli görmemiş. Yine üç parça, düzgün, özenle kesilmiş kâğıt parçaları üzerinde özel bir kaligrafisiyle güzel adamlardan güzellikler...
Yok öyle umutları yitirip karanlıkta savrulmak. Unutma aynı gökyüzü altında bir direniştir yaşamak.
Nâzım Hikmet
Seni görmek gibi bir kaygım var,
görsem,
sevgimden öleceğim.
görmesem,
hasretinden öleceğim.
Cemal Süreya
Tatsız bir yıl
2019 tatsız, kayıp bir yıl olarak sürüyor. Çok sevdiğimi yitirdim. Bostanlı sahilinde düzenli spor yaptığım kadim arkadaşlarım Özlem ile Apo. İnsan güzelleri Bülent Zeren, Yıldırım Uran, Turgut Uçar, Şakir Kuruş. Fenerbahçe’den, İstanbulspor’dan can dostlarım Bilge Tarhan, Şükrü Birand. Şairin o aklımda kalan dizesi gibi, “Ne zaman uğrasam evde yoklar.”
Kayıplara üzüntümüz sürerken yeni dostluklar örselenen yüreğimizi onarıyor, iyileştiriyor. Polatlı Topçu Yedek Subay Okulu’nda hafta sonu izni. Ankara Kızılay’da caddeyi adımlıyorum. Bir kitapçı vitrinindeki kitaplara bakıyorum. Bir tanesi dikkatimi çekti. Kitabın adı “Arkadaş”, yazarı Panait İstrati. Romanyalı bir yazar. Aldım kitabı, müthiş bir şeydi. Epey etkilendim. Adrian Zografi ile arkadaşı Mihal’in hikâyesi. 50 yılı aştık, yedek subaylıktan arkadaşlıklarım var hâlâ devam eden. “Ne şeytan, ne melek var. Dünya dönecek, cennete insanla inandım” demiş Tevfik Fikret. Güçlü insanların iki dudağının arasından sözler mermi gibi çıkıyor. Geriye dönüşü yok. Hep ileriye, ötelere, geleceğe... “Dostsuz yaşamak, tanıksız ölmek demektir.” Kim nerede, ne zaman demiş anımsayamıyorum. Ama doğru demiş. Esen kalın, mutlu pazarlar...
Ne demişler?
- Özgürlük, iki kere ikinin dört ettiğini söyleyebilmektir. Eğer buna izin verilirse gerisi kendiliğinden gelir. (George Orwell)
- Tanrı’ya inanan adam olmak kolay. Asıl zorluk, Tanrı’nın inanacağı adam olmakta. (Dücane Cündioğlu)
- Aynı evrende yaşamamalı cellatlar ve çocuklar. Ya ölmeli cellatlar ya da hiç doğmamalı çocuklar. (Che Guevara)
-Gerçek bilgelik, peşinden giderken gözden kaybetmeyecek kadar büyük hayallere sahip olmaktır. (William Faulkner)
- Kral olmasına kralım, bunda kuşku yok ama her aklıma geleni de yapamam ya! (III. Ferdinand)
Ağlat
Armut deyip geçmeyin,
Ankara armudu suludan,
Malatya’nınki yağ gibi
burnunuz kırılır kokudan
Sen yetiştirirsin el yer.
koruyamazsın ayıdan!
Halim Yağcıoğlu
Hikâye
Kabadayı öğrenci
Tesadüfen zengin ve ünlü olan bir adam, gençken çok kabadayı geçinirmiş. Öğrencilik yıllarında biyolojiden ikmale kalınca hocasına efelenmiş, “Beni ikmale bıraktın ama eğer sınavda iyi not verip geçirmezsen seni kalbinden vururum vallahi!” Hocası gülmüş, “Hadi oradan sersem, nasıl vuracaksın ki? Daha kalbin yerini bile bilmiyorsun!”
Yolculuk
Oriol Woll,
yeni doğan bebeklerle ilgilenir
Barselona’da bir hastanede
ve insanın ilk hareketinin
kucaklaşma olduğunu söyler.
Dünyaya gelir gelmez
günlerinin başlangıcında
birisini arar gibi
kollarını uzatırmış bebekler
Epey yaşamış olanlarımızla ilgilenen
öteki doktorlar da der ki,
ömürlerinin sonuna gelmiş ihtiyarlar
birini kucaklamak istercesine
kollarını uzatmaya çalışarak ölürmüş.
İşte böyle;
ne kadar kafa yorarsak yoralım
ne kadar laf edersek edelim
konu bu kadar basit
ve fazla yoruma gerek yok:
“İki çırpınış,
iki kucaklaşma
arasıdır bütün yolculuk.”
Eduardo Galeano
Zalim olan zayıflardır. İncelik sadece güçlülerden beklenebilir. (Leo Roskin)