Egeİlgi bekliyorlar

İlgi bekliyorlar

16.12.2021 - 01:20 | Son Güncellenme:

.

İlgi bekliyorlar

Atatürk’ü de Bornova’da konuk eden İplikçiyan Köşkü’nde, kuvvetli fırtınanın etkisiyle katlar arasındaki yatay kornişler düştü, çatıdan içeriye de su girdi. Konak’ta da Sevgi Yolu’nda ünlülerin adının yazılı olduğu, paslanmaz metal plakalar yerinden söküldü...

Haberin Devamı

ALTAN ALTIN - Köşk çöküyor haberiniz var mı?

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Bornova’ya gelişinde konuk olduğu İplikçiyan Köşkü’nde geçenlerde yaşadığımız kuvvetli fırtına nedeniyle, katlar arasındaki yatay kornişlerin düştüğü çatıdan da içeriye su girdiği belirtiliyor. Zarar daha fazla büyümeden harekete geçilmeli...

Sosyal paylaşım sitelerinde, özellikle Facebook’ta üyeliğiniz varsa, yaşadığınız şehrin ya da semtin eski fotoğraflarını paylaşan sayfaları mutlaka bilirsiniz. Hele belli bir kaliteyi yakalayabilmişse çok da keyiflidir. Şehrinizin geçmişine dair çok şey öğrenirsiniz o sayfalardan. Dahası, fotoğraflar sayesinde şehrinizin 100-150 yıl öncesini gözünüzde rahatça canlandırabilir, o sokaklarda dolaşırsınız.

Haberin Devamı

Şimdi, 1861 yılında günümüzde ağaçlı yol dediğimiz yolun açılması, 1865’te de demiryolunun hizmete girmesiyle, şehre yakın bir kasaba durumundan çıkıp bir banliyö semti haline gelen ve müthiş bir canlılık kazanan Bornova’nın, 19. yüzyılın son çeyreğindeki ve 20. yüzyılın başlarındaki dönemine gidelim.

Demiryolunun gelişiyle, Bornova Tren İstasyonu ve çevresi bir sosyalleşme alanına dönüşmüş ve semtin merkezi haline gelmişti.

İlgi bekliyorlar

1923 yılındaki mübadeleye kadar Bornova’da yaşayan Nikos Kararas, 1955 yılında yayımladığı ‘Bornova’ kitabında, bölgeyi ““İstasyon pazarları ve bayram günlerinde köyün en canlı yerlerinden biriydi. Buradaki şirin kahvehanenin yazları dışarı konan iskemlelerinde keman ve santur çalınırdı. İstasyon binası yeterince büyüktü, yanında istasyon şefinin lojmanı vardı. Kadınlar için ayrı bir odası bulunan bekleme salonu sobayla ısıtılırdı” cümleleriyle anlatmış.

Prof. Dr. İnci Kuyulu Ersoy da Sanat Tarihi Dergisi’nin 2013 Nisan sayısındaki makalesinde Bornova Tren İstasyonu ve çevresini, “Demiryolu bağlantısından sonra, istasyon ve civarı önem kazanarak gelişmeye başlayacak ve Bornova’nın tercih edilen semti durumuna gelecekti. İstasyon binası, sadece ulaşımın başlangıç veya bitiş noktası değil bir kamusal alan olarak da işlev görecekti. Bir yerde kentin uygar yüzünü temsil ve ifade eden tren istasyonu olağanüstü bir itibar kaynağı olmuş ve Bornova’nın kentsel tasarımı ve mimari gelişiminde önemli bir rol oynamıştır” cümleleriyle anlatmış ve bu nedenle bazı Levanten ailelerin konutlarını kasabanın en prestijli yeri olan bu bölgede inşa ettirdiklerinden söz etmiş.

Haberin Devamı

Bu konutlardan biri de tren istasyonu yönünden Mahfel’e (Fevzi Çakmak Caddesi) doğru bakıldığında yolun tam karşısında görülen İplikçiyan Köşkü’dür.

İlgi bekliyorlar

1895 öncesine dair bilinen bir kaydı olmayan, 1895-1922 yılları arasında İplikçiyan ailesi tarafından kullanılan, 1922 senesinden sonra da askeri karargâh (Emin Arı Kışlası) olarak hizmet veren İplikçiyan Köşkü, günümüzde ne yazık ki adım adım yıkılmaya doğru gidiyor.

Geçen günlerde yaşadığımız kuvvetli fırtınanın ardından, binanın katları arasındaki yatay kornişlerin yerinden koparak düştüğü ve hatta çatının da içeriye su aldığı, binanın durumuna dair edindiğimiz bilgiler arasında... İplikçiyan Köşkü, sıradan bir tarihi yapı değildir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Bornova’ya gelişlerinde konuk olduğu bir köşktür. Zarar daha fazla büyümeden harekete geçilmelidir.

Haberin Devamı

İplikçiyan Köşkü’nün mülkiyetinin askeriyenin elinde olduğunu biliyoruz. Ama unutulmamalıdır ki, tapu kime ya da hangi kuruluşa ait olursa olsun değer İzmir’in, Bornova’nın, memleketimizin değeridir. Bu nedenle elinde imkân ya da erk olan kurum ve kuruluşların “Bu benim işim değil” kolaycılığına kaçmadan, elini taşın altına koyarak acilen bir çare bulması gerekir.

İlgi bekliyorlar

Yüksek sesle tekrar ediyorum...

Bornova’daki İplikçiyan Köşkü çöküyor.  Haberiniz var mı?

Fotoğraflar, Prof. Dr. İnci Kuyulu Ersoy’un, Sanat Tarihi Dergisi’nin 2013 Nisan sayısında yayımlanan ‘İzmir Bornova’da Levantenlerin iki mirası: Davy Evi, De Cramer Evi’ başlıklı makalesinden alınmıştır.

ORHAN BEŞİKÇİ - Sevgi Yolu yıldızlarını arıyor

2011 yılıydı... Konak Belediyesi, Sevgi Yolu’nu Sevgililer Günü’ne yetiştirmek için çalışıyordu. Çalışmalar bitince Sevgi Yolu sadece alışveriş yeri değil, sanatseverler için de bir buluşma noktası olacak, uzun yıllar sıkıntı çeken kitapçılar moral bulacaktı. Palmiyeler ışıklandırıldı, özel aydınlatma aparatları dikildi, tuvalet inşa edildi, giriş çıkışlara banklar, heykeller havuzlar kondu, duvarlara eski İzmir fotoğrafları asıldı, zemin için granit ve mermer kaplamalar seçildi. Taş ustaları, siyah mermeri oyup içine beyaz mermerden yıldız yerleştirip 33 ünlünün adını kazıdı. Ses sanatçısı olarak Zeki Müren, Barış Manço, Tanju Okan, Sezen Aksu, Neşat Ertaş, Cem Karaca, Zuhal Olcay, tiyatro ve sinema dünyasından Münir Özkul, Ali Poyrazoğlu, Kadir İnanır, Cüneyt Arkın, Ahmet Mekin, Hulusi Kentmen, Yılmaz Güney, Suat Taşer, Çetin Tekindor, Müjdat Gezen, Dilek Türker, Vasfi Rıza Zobu, Türkân Şoray, Hülya Koçyiğit, Belgin Doruk, Nubar Terziyan, Filiz Akın, Fatma Girik, Bedia  Muvahhit, Çolpan İlhan, Eşref Kolçak, Tarık Akan, Kemal Sunal, futbolcu olarak Metin Oktay, yazar olarak Âttila İlhan’ın adları yazıldı. Neden 33 sanatçı seçildi? Nubar Terziyan’ın yanına İzmirli Hüseyin Baradan, Efkan Efekan, Ayfer Feray, Lale Oraloğlu, Nedret Güvenç, Âttila İlhan ve Suat Taşer’in yanına Salah Birsel, Necati Cumalı, Tarık Dursun K., Homeros, Ahmet Adnan Saygun, Dario Moreno, Ferdi Özbeğen, Gönül Yazar, Yusuf Nalkesen, Ekrem Akurgal, Mübahat Kütükoğlu, Rauf Beyru, Münir Aktepe gibi, İzmir kökenli sanat, kültür ve bilim insanlarının adı yazılmadı diyenler oldu, sonra unutuldu...

Haberin Devamı

İlgi bekliyorlar

Kentli yurttaş olarak, sevdiğim insanların adlarını geleneksel kültürümüzde olduğu gibi, ayak altında değil, daha yüksek yerde görmek isterdim. Bu nedenle, sayısız kez yürüdüğüm Sevgi Yolu’nda yere döşenen isimlere basmamaya özen gösterdim... Zamanla yeni seçilen   belediye başkanları, aynı partiden olmasına rağmen, önceki belediye başkanlarının yaptığı projelere, Oteller Sokağı’nda olduğu gibi özen göstermedi... İhmalkârlık, ilgisizlik nedeniyle gün geldi kitapçıların kitapları yağmur sularından ıslandı, arkasından güvenlik sorunları çıktı, sokağa dadanan hırsızlar esnafın kitaplarını çaldı.

Geçen gün Sevgi Yolu’ndan geçtim, şantiye görünümündeydi. Yağmurlardan zarar gören esnafın şikâyeti üzerine yola kanal döşeniyordu. Aslında 10 yıl önce yapılması gereken işler yapılıyordu. Araştırılmadan, planlanmadan yapılan imalatların sökülüp tekrar yapılması, milli servetin çöpe atılmasından başka bir şey değildir desek de sonuç değişmiyor. Gelelim asıl anlatmak istediğime; Sevgi Yolu’nda ünlülerin adının yazılı olduğu, paslanmaz metal plakaların yerinden sökülmüş olduğunu gördüm, sadece Barış Manço ve Hulusi Kentmen’in adı yazılı plakalara dokunulmamış. Konuştuğum esnaf, plakaların çalındığını söyledi. Sevgi Yolu’ndan sökülerek çalınan metaller, kime nasıl nerede hurda fiyatına satıldı? Kent mobilyalarına verilen zarar her gün büyüyor. Geçen hafta Sakarya Mahallesi’nde kaderine terk edilen Rum okuluna enkaz sökücülerin ve definecilerin verdiği zararı yazmıştım. Kapısı, penceresi, bahçe korkulukları çalınmıştı. Benzer yağmayı Sevgi Yolu’nda gördüğüm için, yazıma ‘Sevgi Yolu yıldızlarını arıyor’ başlığını attım. Dilerim, yıldızların sayısı artırılarak bu kez yere değil, daha yüksek bir yere asılır.

Gönlümden gökyüzü geçiyor...