14.07.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
BÜLENT BUDA
Bu mevsimde dillere destan İzmir sıcağında tempolu, akışkan bir futbol sergilemek beceri değil, dayanıklılık gerektiriyor önce. Ve tanım yerindeyse özellikle Altay için olmak ya da olmamak maçı. 10 maçtır yenilmiyor Altay. Lakin evinde kazanıyor, dışarıda beraberlikten öteye geçemiyor. Sorun da beraberliklerle yitirilen o 10 puandı. İki takım da oyuna saha içi yerleşiminden ödün vermeden alanı orantılı parselleyerek açık vermemeye özen göstererek başladı. İlk 45 ağırlıklı olarak pas oyunuyla tamamlandı. İki takımın da bu da kaçmaz diyebileceğimiz gol pozisyonu üretimi neredeyse yoktu. Dakika 33’ü gösterdiğinde Abdülkerim savunmadan topla birlikte hızlı, dikine bir çıkış yaptı. Topu Putsila ile buluşturdu. Putsila’nın direk sıyıran sert şutu ilk yarının da tek etkili vuruşuydu. İkinci yarıya başlarken sıcaklık 41 dereceye ulaşmıştı. Haliyle iki takım da ataklarda cılız ve de skorda geriye düşmeme isteğini önde tutuyorlardı. 67’de Altay’ın belki de ikinci yarıdaki tek etkili atağında Erhan’ın pas tercihi yanlış oldu. O top döndü, 60 saniye sonra Erzurum Ömer Şişmanoğlu ile belki de onları Süper Lig’e ulaştıracak gole ulaştı. Ve de konuk takım, yakaladığı skoru maçın bitimine değin korumasını bildi. Sıcak oyunun kalitesini de, iki takımı da olumsuz etkiledi elbette. Ama daha çok etkilenen taraf da maçı neredeyse pozisyon bile üretemeden bitiren Altay’dı. Bir de dikkati çeken geriye düştüler ve hala oyuna hamlede beklediler. Kurallar 5 oyuncu değişikliğini öngörmüş, Altay, uzatmalarda Putsila’yı dışarı alıp stoper Cenk’i oyuna alıyor. Demek ki çaresizlik neler yaptırıyor insana.