23.11.2017 - 02:01 | Son Güncellenme:
Bülent Buda: Altay’da fazlasıyla seçenek var. Futbolcuların kafaları rahat. Koşullar her oyuncunun özlemi çektiği düzeyde. Onların sadece kazanmalarını isteyen, taraftar, başkan, yönetim. Peki bu koşullarda takım nasıl. Bence tam ritmini yakalamış değil. Oynadıkları ligdeki rakipleri daha kaliteli, etkileyeci bir futbolu zorunlu kılıyor. Şimdi niye bu uyarılar. Takım hem üst sıralarda hem de kazanıyor. Şöyle bir sorun var. Bir takım kazansada, kendi oynadığı futbolla mutlu oluyorsa, rakiplerin korkulu rüyası oluyorsa, iyi gidiyor demektir. Bizimkisi bir miktar duygusallık. Hani biran önce şöyle üst liglere tırmansa Altay. Daha bir coşkulu olacağız. Aceleciliğimiz de bu yüzden...
Fatih Tanfer: Altay, Karşıyaka’yı yenerek puanını 27’ye çıkardı ve Gümüşhane ile birlikte zirvenin ortağı. Sonuç ortada. Daha neyi eliştiriyorsunuz diyebilirsiniz. Şahsım, eleştir falan değil sadece tespitleri yapıyoruz. Altay ilk yarıda baskılı ve doğru oynadı ofansif özelliği olan etkili futbolcularıyla durumu 2-0 yaptı. Agresif ve canlı oyun yapısını ikinci yarıda bıraktı. Sonuçta galip geldi. Kazanırsanız ne oynadığınıza kimse bakmaz. Bizim söylememizin sebebi şu. Bütün takımları seyrettik. Altay bu gruptan direkt olarak çıkmazsa yazık olur. Tek düşüncemiz bu. Elbette Cüneyt Hoca’da ikinci yarıdaki oynanan oyun için alınması gereken tedbirleri alır. Yok herşey iyidi, şahane oynadık diyorsa mesele yok. Zaten 2-1 kazandı.
İsmail Özelçinler: Puan sıralamasında bulundukları yere baktığımızda Altay’ın da Karşıyaka’nın da mutlaka kazanması gereken bir maçtı. Yerel derbilerin en büyük özelliği ise bu tür maçların peşin favorisi yoktur. Altay’ın zirve, Karşıyaka’nın dipten kurtulma mücadelesi her sonuca açıktı. Hangisi kazansa normal sonuç olarak değerlendirilirdi. Sonuçta, Altay kazandı ve zirve yarışına “devam” dedi. Karşıyaka ise tüm umudunu şirketleşmeyle birlikte yeni bir sayfa açarak, çıkışa geçme planlarına yöneldi. Ne diyelim? İki takımımız için de hayırlısı olsun.
Mehmet Demirtaş: İzmir’in iki güzide kulübü karşı karşıya geldi. Atatürk Stad’ında müthiş bir atmosfer vardı. Centilmenlik rüzgarı içinde güzel bir karşılaşma izledik. Altay usta oyuncularıyla Karşıyaka’nın üzerinde üstünlük yapar düşüncesindeydik ancak öyle olmadı. Baskın taraf Karşıyaka oldu. Yapılan bireysel hatalardan faydalanan siyah beyazlılar derbinin galibi oldu. Ancak bu sene şampiyonluk isteyen Altay’da Cüneyt Hoca elindeki kadro derinliğini çok daha iyi kullanmalı.
Bülent Buda: Bugüne kadar diyeceğimi dedim. Futbolcuların kafası rahat değil. Sorunlarla boğuşuyorlar. Bu koşullarda onlardan devamlılık, başarı beklemek hayal olur. Yönetim dökülüyor. Bu açık. Baksanızya kulübü pazarlama çalışmalarını başlattılar bile. Yani herkes, aman bana dokunulmasın, yırtma peşinde. Karşıyakalı’nın kendisi sorumluluğu, yükümlülüğü ötekine yani Karşıyakalı olmayana yıkma kaygısındaysa, büyük çoğunluğu Karşıyakalı olmayan, oyun alanındaki profesyonellerden daha fazlasını alamazsınız. Son durum şudur. Ölmüşüz ağlayanamız yok. Yani batsın bu dünya...
Fatih Tanfer: Maç yazımda belirtmiştim. Bilhassa ikinci yarıdaki oyunuyla Karşıyaka mağlubiyeti hak etmedi. Sahanın her yerinde pres yaparak kazandığı toplarla hücuma doğru çıkış yaptı. oyun felsefesi, temposu çok iyidi. Can Erdem, hem kendi savunmasından top çıkardı, hem asist yaptı, hem gol attı. Bir ara bir topa iki Karşıyakalı birden müdahele etti. Kısacası takım hem koştu, hem coşkusu hem de yüreği vardı. Ama olmadı. Kimsede arkasında dayanağı olmayan bu futbolculara gereğini yapmadınız diyemez. Ama acı gerçekte, şu an lig sonuncususun. Bunuda görmemezlikten gelemeyiz.
İsmail Özelçinler: Karşıyaka ile ilgili olarak hemen hemen her hafta aynı düşünceleri satırlarımıza aktarıyoruz. Karşıyaka’nın mevcut kadrosunun, rahatlıkla ilk 5’e oynayacak güçte olduğunu bilmeyen yok. Ama kulüpte yaşanan keskin mali sorunlar, doğal olarak takımı olumsuz yönde etkiliyor. Daha önce de vurgulamıştım. Bugünkü durumdan salt mevcut yönetimi suçlamakta doğru değil. Karşıyaka’nın geçmiş yıllardan gelen sorunu ve sıkıntısıdır bugünkü durum...
Mehmet Demirtaş: Yaşadıkları tüm olumsuzluklara rağmen sahaya çıkıp aslanlar gibi mücadele eden oyuncuları takdir etmek gerek. Kolay değil maddi manevi bir kısır döngü içerisinde çıkıyorlar her maçlarına. Hırslarıyla, mücadeleleriyle zaman zaman hak etmedikleri puan kayıpları da yaşamaları sonun başlangıcı oluyor. Dileğimiz bu koskoca çınarın bir an önce tekrardan ayağa kalkması. Bu kadar olumsuzluk içinde bile iyi mücadele ediyorlar.
Tahir Şahin Stadı’nda ilk galibiyet yakıştı
Bülent Buda: Spor Müdürüm Mehmet Demirtaş’tan dinledim. Stadın yeni hali görünümü çok sevimli olmuş. Açılışa gidemedim. Sevgili Başkan özürlerimizi kabul etsin. İlk siftahda 3 golle pekte keyifli olmuştur herhalde. Ben kafayı taktım. Bu iş bu sene olacak Menemen TFF 1.Lig’e çıkacak. Bu isteği duygusal yanım değil, akılcı yanım dillendiriyor. Takımın sezon bitiminde bir üst lige ulaşmak için koşullarında sorun yok. Herşey kusursuz. Tam donanımlı yürüyor. Maç, idman sahaları, kamp alanları ekonomik koşullar imrenilecek düzeyde. Takımın tek işide beklentileri karşılamak.
Fatih Tanfer: Menemenspor yeni stadında Tuzlaspor’u 3-0 yenerek bu gruptaki amansız yarışa devam dedi. Ancak bu haftanın Menemen adına güzel olan tarafı önce vefa. O da bu güzel Stada onursal Başkan Tahir Şahin’in isminin verilmesi. İnsanların gerçekten yaşarkende kıymeti bilinmeli, yaptıkları güzellikler takdir edilmelidir. Kısacası marifet iltifata tabidir. Takımın alt yapı tesislerinden yeni stadına kadar geleceği için doğru yatırımlar yapan Tahir Bey ve ekibi, teknik açıdan da Menemenspor’un başarısı adına gereken doğruları yapacaktır. Yeni Stada, yeni de lig yakışır. Umarım o da gerçekleşir.
İsmail Özelçinler: Menemen Belediyespor’un en büyük avantajı, maddi ve manevi hiçbir sorununun olmamasıdır. Takımdaki hava son derece uyumlu. Yönetim, teknik heyet, futbolcular ve taraftarlar arasındaki birlik ve beraberlik, oldukça iyi durumda. Devre arasında yapılacak birkaç nokta transferin gerçekleşmesiyle, Menemen amacına ulaşacaktır. Fazla söze gerek yok.
Mehmet Demirtaş: Menemen Belediyespor 13 hafta sonra ilk kez evinde maça çıkıyor hem de gece maçına. Tahir Başkan’ın adını taşıyan yeni statta herşey çok güzel. Bu güzelliğe bu sene bir üst ligi çok isteyen oyuncuların istekleride sahaya yansıyınca, 3-0’lık skoru hiç de yadırgamıyoruz. Alınan galibiyetle zirveye bir adım daha yaklaşıyorlar. Umudum geçen sene Play Off’tan kaçırılan bir üst lig bu sene bu istek, hırs ve azimle direkt çıkarak gerçekleşsin.
Buca’da kısır döngü
Bülent Buda: Varolan stat öncesi, o Buca’nın göbeğindeki eski yere, hani o yüksek topların yola düştüğü top sahasında bir coşku, heyecan, tutku, çıkarsız bir dünya vardı. otobüse atlar, koşar giderdik o gariban mekana. Takımda coşku vardı. İzlediğimizden heyecan duyardık. Sonra stadın yenisi yapıldı. Takım liglerde zıpladı, durmaksızın zirveye ulaştı. İyi bir stad, iyi bir takım, güçlü bir yönetim ve Süper Lig ne büyük hikaye değil mi? İşte bütün sorunlar ondan sonra başladı. Hikaye büyüdü, büyüyen hikayeyi paylaşım kavgaları başladı. Şimdi de bulunduğumuz yerdeyiz. Bu işi bilenlerin büyük, unutulmaz katkılarıyla.
Fatih Tanfer: Bucaspor’un elindeki oyuncu yapısıyla çok daha yukarılarda olması gerekiyor. Neden ve niçin olmuyor. Anlamak mümkün değil. Gerçekten gayretli ve fedakar bir başkan, efendi bir teknik direktör var. Geçiş süreci diyelim ve geleceğe umutla bakmaya devam edelim. Ama bu takımında hala tehlikeli bölgelerde gezmesini anlamak mümkün değil.
İsmail Özelçinler: Bucaspor için de tıpkı Karşıyaka gibi hemen hemen her hafta aynı düşünceleri ortaya koyuyoruz. Evet, Bucaspor’un mevcut kadrosu, bırakın bu ligde kalacak görüşünü, rahatlıkla ilk 5 için mücadele edecek güce sahip. Altyapıda, hala en az 3-4 yılı kurtaracak bir futbolcu potansiyeli var. Ama yaşanan maddi sorunlar Bucaspor’un da yoluna taş koyuyor maalesef...