23.01.2019 - 08:15 | Son Güncellenme:
Ligin ilk yarısını 22 puanla 10. sırada tamamlayan Göztepe, ikinci yarının ilk maçında deplasmanda Evkur Yeni Malatyaspor’a 3-2 yenildi. Seyir zevki yüksek olan maçta hakem kararlarının gölgesi altında kalan Göz Göz’ü değerlendiren yazarlarımız, “Böylesine iyi oyuna yenilgi yakışmadı. Bu oyunun hakkı 3 puandı” dedi.
Bülent Buda: Göztepe, Malatya’dan daha nitelikli bir takım. Ancak kolay goller yemeye başladı. Savunmada, alan paylaşımında sorun var. İki kez geriye düşüp eşitliğe ulaştıktan sonra saçma bir penaltı kararıyla tekrar geriye düşmek, sinir sisteminde arıza yapar. Hakem Hüseyin Göçek, en kötü sezonunu yaşıyor. Doğru bir skor değil bu. Penaltı sonrası Göztepe 40 dakika bastı, zorladı. Lakin net gol pozisyonu üretiminde eksik kaldı. Oyun alanı dizilişine baktığımızda Gassama’nın kulübede başlaması bana doğru gelmedi. Maçın ertesi günü Milliyet’te Fatih Tanfer’in, Hürriyet’te Hasan Ercazip’in yorumlarını okuyorum bir çok noktada buluşuyoruz. Özellikle de Göztepe’ye yazık oldu tanımlamasında. Acaba Kemal Hoca maçın ikinci yarısına başlarken Gassama ile Serdar Gürler hamlelerini erken yapsaydı skorda bir değişim olur muydu? Dışarı alınması gereken Poko muydu? Takımın en iştahlısı o değil miydi? Ne oldu yoruldu mu? Jerome iyi niyetli sağa koşuyor, sola koşuyor ama sadece koşuyor pozisyonların içinde yok. Neredeyse maç boyunca daha çok atak daha çok topa sahip olma var da, rakip savunmayı hataya zorlayan, yoğun yıkıcı bir akışkanlık gözleyemedik oyunda. Sonuç olarak, yine tekrarlayarak diyebileceğimiz sözcükler “Göztepe’ye gerçekten yazık oldu”.
Fatih Tanfer: Göztepe maçın ilk dakikasında yediği golle maça moralsiz başladı. Göztepe adına yaptığım tespitlere gelince. Antalya’da Türkiye Kupası maçında, sonrası Malatya’da toplam 6 gol yedi. Defansında bir problem olduğu bir gerçek. Göztepe’de savunma kadar oyunu iyi okuyan, top kesen doğru kademe yapan, alan kapatan defansif orta saha oyuncusunun eksikliğini de görüyorum. Borges var ya diyebilirsiniz. Bana göre bu görevi yerine getirecek özelliğe sahip değil. Rakip defansların kademe anlayışlarını güçleri ve süratiyle bozabilecek Yasin, Jerome ve Serdar gerekli katkıyı veremedi. 53. dakikada Göztepe aleyhine VAR kararıyla verilen penaltı kesinlikle yanlıştı. İki oyuncu birbirlerine futbol deyimiyle rövanş faulü yaptılar. Nedense Malatyalı oyuncunun yaptığı görülmedi. Diğer dikkati çekecek konu da sezon başından beri VAR kararları Göztepe’yi yok ediyor. En huzurlu, güçlü, borçsuz kulüp diye mutluluk duyulan Göztepe’nin de sportif başarılarla hak ettiği yere gelmesi şarttır.
Mehmet Demirtaş: Ligin ikinci yarısına hızlı hazırlanan Göztepe, Malatya’da hakemin de yanlış kararlarıyla umduğunu bulamadan eli boş döndü. Sarı kırmızılıların sahada göstermiş olduğu kazanma hırsı, coşkusu harikaydı ve de gelecek için umut verdi. Elbette aksayan noktalar mevcut ancak inanıyorum ki en az bizler kadar Kemal Hoca da hataları, eksiklikleri görüyor ve de önlemini alacaktır. Türk futbolunun içinde bulunduğu maddi sıkıntıların hiçbirini yaşamayan Göztepe’nin emin adımlarla ve yere sağlam basması çok önemli...
Akhisar, ya galip gelseydi
Bülent Buda: Vahim yanlış. Akhisar düzeyinde bir takım için utanç verici. Listedeki 13 yabancı meselesi. Ya galip gelselerdi. Yine de oyuna baktığımızda Fatih ile önündeki Lopes, Caner ikilisi tutuktular, yalpaladılar. Güray, özellikle ilk yarıda sol kanadı iyi kullandı. Vrsayevic takımın en iyisiydi. Sezonun en etkileyici futbolunu oynadı. Regattin, hareketli ve katılımcıydı. Sissoko ortalamanın altında oynadı. Serginho en yürekli girişimciydi. Final vuruşlarında talihli olsa tabela farkı olurdu. Josué iyi başladı, devam ettiremedi. Manu yanlış yerde oynatılıyor. Bokila hiç yoktu. Belli ki kupa galibi kadroya dokunulmamış. Oysa Bokila Kayseride’de kötüydü. Yapılacak basit dokunuşlar vardı. Barbosa sol kanat, Manu ya da Cikalleshi 9 numarada hepsi bu.
Fatih Tanfer: Maçı iki yönden değerlendirmekte yarar var. Maç öncesi verilen esame listesinde yapılan yabancı oyuncu sayısındaki hata olmamalıydı. Düşünebeliyor musunuz ya Akhisar maçı kazanıp hükmen mağlup olsaydı bundan büyük bir üzüntü olabilir miydi? Bu hata da gösteriyor ki Akhisarspor’da herkesin daha dikkatli olması gerekir. Maça gelince, ilk yirmi dakikada önce Regattin sonra goller kaçırmasına rağmen maçın en iyilerinden biri olsan Serginho pozisyonları değerlendirse maçın sonucu çok daha farklı olurdu. Üzüntümüz de elbette çok büyük olurdu. Akhisar’ın iki beki Vrsajevic ve Güray hücumda etkiliydiler. İki yönlü oynadılar. Josué her maçta olduğu gibi gücünün yettiği 60 dakikada harikalar yaratıyor sonrası da düşüş oluyor. Futbolunu çok beğendiğim Lopes’in hatası sonrası Dorukhan’ın şutuyla 1-0 mağlup duruma düşen Akhisarspor ikinci yarıya büyük bir coşku ve yenilgiyi kabul etmeme duygusuyla bir çıkış beklerken 48. dakikada defansta adam ve alan paylaşımındaki alan sonrası Gökhan ikinci golünü attı. 2-0 sonrası Akhisarspor oyunu daraltıp takım boyunu kısalttı, baskı ile kazandığı topları hızlı ve doğru kullandı. Bu sefer devreye Beşiktaş kalecisi girdi. Serginho-Cikalleshi’nin 2 ve Güray, 4 net şutunu çıkardı. Sonuçta iyi ve yürekli oynamasına rağmen Akhisarspor 3 golle 3 puanı verdi. Bu maçtada gördük ki kadro yapısı ile her takıma karşı mücadele edecek güçte. Bir gerçek de var ki 17 puanda. Bu hafta da rakip ligin en altındaki Rizespor. Akhisar adına şunu söyleyebilirim, ‘Futbolun her anı umut ve heyecan doludur. Son düdüğe kadar bitmez, bitmemeli de. Şahsen ben inanıyor ve güveniyorum...
Yenilmeyenler
Bülent Buda: Okan Derici, oyuna 71. dakikada katıldı. Topla 4 kez buluştu. 3’ünü kaybetti, 1’ini de duran toptan ağlarla buluşturdu. Efektif dokunuşlar... Bir kez üç puan. Bence mevsimin en kötü futboluydu. Hani Hüseyin Hoca der ya sistem, felsefe; onu da göremedik. Futbolcularda aşırı özgüven sapması mı? Kaslar güçlü, belli. Ayaklar yere sağlam basıyor, ötesi eksik. Hani sağlı sollu ikili oyunlarla bindirmeler olurdu. Oralardan akan pozisyonların son durağı da topun ağlarla buluşmasıydı. Atak sayısı tamam. Savunmada da belirgin bir sorun gözlenmiyor. Peki kaptırılan top sayısı, pas yanlışları fazla mı abarttım acaba. Bu kadarı da olmaz mı? Takım hâlâ 12 haftadır yenilgisiz. .
Fatih Tanfer: Altınordu’nun 12 haftadır süren başarı öyküsünü görmemezlikten gelemeyiz. Çok mu iyi oynadı? Hayır. Ancak kötü oynarken de maç kazanmak, önemli bir avantaj sağlar. Altınordu, maçın başından itibaren kontrollü bir oyun tercih etti. Savunmayı kalesinden uzakta kurmayı planladı. Sinan ve Hasan büyük bir uyum içindeydi. Balıkesirspor’da Giray Hoca, Altınordu’yu iyi analiz etmiş ve sahanın her yerinde topun arkasına geçtiler. İlk yarıda, Altınordu’da topa sahip olma oranı yüksekti.
Çok top kaybetiler. Önce Alican’ın, sonra Okan’ın girmesi; en önemlisi de Murat’ın performansının artmasıyla oyunun temposunu artırdı ve son 10 dakikada büyük baskı yaptı. 88. dakikada kazanılan frikiği Okan, usta bir vuruşla gole çevirdi. Sonuçta Altınordu 3 puanı kazandı. Haftalardır süren yenilmezlik serisi bir tesadüf sayılamaz. Elbette bu doğru çalışmanın ürünüdür. Altınordu, iki yıldır son anlarda kaybettiği Play Off’ta olmalıdır..
Mehmet Demirtaş: Ligin birinci yarısında güzel form yakalayan Altınordu, devre arasını iyi değerlendirmiş. Evinde Balıkesirspor’a karşı oynadıkları oyun bunu kanıtlar nitelikteydi. Oyun içinde yer yer kopukluklar ve top kayıpları göze çarpsa da kazanmayı bildiler. 12 haftadır yenilgisiz giden bu takım, sahada olması gerekeni izletti diyebiliriz. Galibiyetlerini kutlarım. Nazar değmesin. İkinci devre de herkes için zorlu geçecek.
Son söz Marco’nun
Bülent Buda: 4 yeni transfer. Tavares, öne çıktı bence ilk maçında. Tatos’u Elazığ’dan bilirim ve beğenirim. Sol ayağının hünerleriyle çok iş yapar. Oğuzhan oynadıkça açılır. Putsila’nın kumaşı iyi. Okullarda ders olarak okutulacak bir maç. Maçın bitiş skorunu görebilen, kriz geçirmeyen, ayakta kalabilen Altaylıları kutlarım. Kappel’e haftada üç gün terapi yapılmalı. Sen iyi futbolcusun artık farkına var gibilerinden. Emre’nin yaşadığı kaçıncı travma bu? Kesinlikle psikolojik yardıma ihtiyacı var. Rakip 10 kişi, skor 2-0, kaptan İbrahim rakiple ve hakemle kapışıyor. Oysa kaptanın işi takımı toparlamak. Fark daha ilk yarıda Ümraniye 10 kişi kalmadan da olabilirdi. İlk 45’de rakibin pozisyonu yok. Altay’ın 4 neti var. Herkesin ders çıkarması gereken bir futbol günü yaşadık. Marco’nun, o inanılmaz üst düzey vuruşu ve topun kaleye yönelmesiyle birlikte ayaktayım bir baktım ki televizyona toslamışım. Ne demişler maç doksan artı uzatmalar hakemin bitiş düdüğüyle sonuçlanıyor. Altay muhteşem 3 puanla dönüyor ve kendine geliyor.
Fatih Tanfer: 90+3 köşemizde çıkan, sezonun ilk yarısındaki Altay’la ilgili yorumlarımı kontrol ettim. Altay durumu hakkında 6 defa orta alan sorununun çözülmesi ilk şart demişim. Altay yönetimi 4 yeni transfer yaptı 3’ü orta alan. Demek ki bir yerde buluşmuşuz. Ayrıca siz Oğuzhan’ı devam eden haftalarda seyredin. Ne kadar etkili ve oyunun kaderini etkileyecek bir oyuncu olduğunu hep birlikte göreceğiz. Elinizde Kappel gibi hızlı bir oyuncu, Marco gibi bir de golcünüz varsa rakipler sizden çekinsin. Ümraniye maçında da gördük. Savunma dörtlüsü 2-0’a kadar doğru pozisyon aldı, alan paylaşımında başarılıydı. Gerektiğinde kanat oyuncuları defans bloğuna yardım etti. Bir anda ikisi de ağlara gitmeyen iki gol yedi. Uzatmalarda gerçekten Marco Paşa devreye girdi ve müthiş bir golle galibiyeti getirdi. Altay hem moral buldu hem de geleceğe umutla bakılmasına neden oldu. Afyon maçıyla bu başarı öyküsü devam etmeli.
Mehmet Demirtaş: Altay, devre arasında takıma 4 yeni dokunuş yaptı. Bana kalırsa iyi isimler de. Umarım, mayaları tutar. İlk devreyi çok iyi kapattıkları söylenemez. Ama devre arasını iyi değerlendirdikleri de ortada. 8 maç sonra deplasmanda galibiyet aldılar. Takım ne istediğini biliyor. Keyifli ve heyecanlı da bir oyun izledik. Tabii, bu arada Marco’nun büyük üstünlüğü göz ardı edilemez. Daha iyi ve kaliteli futbolu, ligin ilerleyen maçlarında Altay adına izleyeceğimizi umuyorum. Bu galibiyet, Altay’a moral oldu. İyi başladılar. Bu durumu sürdürmeleri, en büyük dileğimiz...
Denizlispor tam gaz
Bülent Buda: Denizlispor cumartesi günü ligin ikinci yarısının ilk maçında rakibini Antep’te devirdi bugün itibariyle Gazişehir’in 8 puan önüne geçti. Takıma yeni katılanlar yoktu Antep’te. Ezberlenmiş bir oyun sergiliyorlar. Ciddi, tutarlı, istekli ve de yardımsever. Antep’te atabileceklerin çok azını attılar. Korkmadan, çekinmeden sağdan Furkan, soldan Keremcan basıyor orta alandan Aissati, Recep savunma arkası paslarını kusursuz kullanıyor. Mehmet Akyüz, Ziya koşularını yapıyor golleri atıyorlar. Denizlispor izleyeni hem coşkuya taşıyor hem de keyif veriyor.
Fatih Tanfer: Bizler 90+3 ekibi olarak sezon başından itibaren Denizlispor’un oyuncu yapısını ve gücünü bildiğimiz için hep umutluyduk. Öyle yürekli öylesine doğru oynadılar ki kazanıp puan farkını 8’e çıkadılar. Liderle puan farkını 2’ye indirdiler. Denizlispor bu haftadan itibaren çok daha dikkatli ve rakiplerinin alacağı tedbirlere karşı yeni oyun planlarıyla hazırlıklı olmalıdır. Bu haftaki rakip Adana Demirspor. Müthiş bir maç olacak.
Mehmet Demirtaş: Şehir, camia ve taraftar artık kendini Süper Lig’de görüyor diyebiliriz. Sahada futbolun bütün güzelliklerini sunarak puanları topluyorlar. Ligin ikinci yarısında da her ne kadar zorlu maçlar olsa da Denizlispor için o sene bu sene bence. Süper Lig’e de çok yakışacakları kesin.
Sorunlar aşılamazsa...
Bülent Buda: Giray Hoca ile arkadaşları yokluklarla, sorunlarla boğuşuyor. O sorunlu ortamdan alana bu kadroyu taşımaları bile başarı. Bu bağlamda diyeceğim şu niye golü yedikten sonra karşı kaleye yükleniyorlar. Maçın büyük bölümünde topu Altınordu’ya bıraktılar. Bülent’in yokluğu haliyle duyumsandı. Doğa’nın ilk kez o bölgede görev üstlenmesi büyük beceri. Rakibi zorlamak, basmak, hataya zorlamak Balıkesir’in bildiği iş. Olmadı. Otoo’nun erken sakatlığı sorunun tuzu biberi oldu. Nizamettin yorgundu. Sedat bilinen futbolunun uzağındaydı. Yani genelde eksik birşeyler vardı.
Fatih Tanfer: Balıkesirspor, Altınordu karşısına Giray Hoca’nın doğru bir oyun planıyla çıkmıştı. Oyun disiplini iyiydi. Ancak dakikalar ilerledikçe gördük ki hafta içinde oynanan ve büyük bir performans gösterilen Trabzon maçının etkilerini üzerlerinden atamamışlar. Elbette Nizamettin, Sedat’ta bir performans eksikliği hissedildi. İkinci yarı kendi alanından çıkmakta zorlandı. 88. dakikada Cüneyt’in tartışmaya açık yaptığı faul sonrası yediği golle puansız ayrıldı. Verilen faul sonrası Cumali’nin sanki bazı şeyler içine doğmuştu. Balıkesir, hak ettiği 1 puanı alamadı. Birçok sorunla mücadele etmesine rağmen yüreklerini ve güçlerini sahaya yansıtan futbolculara ve saha kenarında bir saniye bile oyundan kopmayan Giray Hoca’ya tebrikler...
Mehmet Demirtaş: Aslına bakarsak, Balıkesirspor ilk yarıda dengeyi sağladı. Çok iyi gitmedi ama vasat da sürmedi. Üst sıraları hedefleyen bir duruş sergileyemiyorlar ama orası kesin. Bizler mücadelesi ve seyri yüksek futbolu ortaya koyan Balıkesirspor’u çok özledik diyebiliriz. Ama zorluklar ve aksiliklerle boğuşarak bu sıralarda kalmak da kolay değil. Ben, Bal Kes’in toparlanacağına inanıyorum.