23.08.2017 - 03:56 | Son Güncellenme:
Göztepe, Süper Lig’de ilk yenilgiyle tanıştı. Akhisar Belediyespor, geri düştüğü maçta 1 puanı kaptı. Altınordu evinde Ankaragücü’nü elinden kaçırdı . Manisaspor’da, erken goller yenilgiyi hazırladı. Balıkesirspor, öne geçtiği maçta 90+2’de yıkıldı. Denizlispor, İstanbulspor’a 1-0 yenildi, ilk iki haftada sıfır çekti...
Göztepe, yenilgiyi hak etmedi!
Bülent Buda: Göztepe, Kayserispor’dan daha kaliteli bir takım. Ancak özellikle ilk yarıda bu üstünlüklerinin farkında değillerdi. İkinci yarı silkindiler, bastılar, topa sahip oldular, pozisyon arayışlarına hız kattılar. Lakin final vuruşları yetersiz olunca gole ulaşamadılar. 45 dakika futbolda önemli bir zaman dilimi. Bir şekilde harcandı. Beto günün yıldızıydı. 2 penaltı kurtarışının yanı sıra bütün eylemleriyle takımına güven ve istek aşılıyor. Kadu, savunmanın temel direği, yalnız kollarını biraz fazla kullanıyor. İlk penaltının gelişiminde bu çok açık gözlendi. Halil, tam da ritmini yakaladığı rakip kale önüne indirdiği toplarla öne çıkarken, dışarı alınması ne denli doğru bir karardı anlamakta zorlandım. Alınacak her puan kazançtır bu dönemde. Kayseri’den puansız dönmek elbette futbolcuların içine sinmedi. Evet benzer duyguları ben de maçı izlerken yaşadım.
Fatih Tanfer: Kayseri deplasmanında rahatlıkla puan ve puanlar alabileceği maçtan puansız ayrılması hiç de iyi olmadı. Kaleci Beto, 2 penaltı ve birçok gollük şutu kurtararak Göztepe’nin maça tutunmasını sağladı. (Penaltı vuruşu yapılmadan evvel cezaalanına girmek oyun kuralları gereği yasaktır. Kayseri’li oyuncu erken girerek avantaj sağlamıştır. Golün geçersiz sayılması lazımdı)
Rota Trabzonspor
Rotman yine erken kart gördü, oyundan düştü. Scarione etkisizdi. Bir de Kayseri prese dayalı ve enerjik bir oyun tarzını benimseyince orta saha çözüldü. İlk yarıda Glias ve Jahovic rakip defansın arkasına koşu yapmadılar, nedense sabit oynadılar. Göztepe’nin, rakibi karşısında oyun planı daha doğru olmaya başladı. İstekli, arzulu ve enerjik oyun anlayışını benimseyince pozisyonlar buldu. Bütün hatlarıyla Kayseri alanına yüklenince, savunmada zaman zaman açıklar verip kontrataklara yakalandı. Ve bu pozisyonların yaratılmasındaki en önemli etken olan Halil’in oyundan çıkarılmasını da nedense anlayamadım. Göztepe’nin uyum süreci en kısa zamanda bitince daha iyi olacağına inanıyorum. İlk hedef de bu haftaki Trabzon maçı.
Biraz sabır
İsmail Özelçinler: Fenerbahçe beraberliği sonrası, Göztepe’nin Kayseri deplasmanından puan ve puanlarla döneceğine olan inancım da ön plana çıkmıştı. Ancak, özellikle maçın ilk yarısında oyuna bir türlü istediği gibi konsantre olamadı Göztepe... İkinci yarıya ise iyi başladılar, birinci ve ikinci bölgelerde daha olumlu işler yaptılar. Halil’in oyundan alınmasını bende yadırgadım. Kaleci Beto’nun iki penaltıyı kurtarması ve kalede son derece güven vermesi de çok önemliydi. Göztepe yepyeni bir kadroyla sezona başladı. Bu nedenle Göztepe’yi fazla eleştirmek de, sanırım haksızlık olacak.
Mehmet Demirtaş: Göztepe, taraftarlarına yapılan şafak operasyonlarının gölgesinde gittiği Kayserispor deplasmanında ilk mağlubiyetiyle tanıştı. Göztepe, maçın ilk yarısında Fenerbahçe karşılaşmasındaki saldıran takım görüntüsünden uzaktı. Sadece topun arkasından koştu, ritmi yakalayamadı. İkinci yarı toparlansa da sonucu değiştiremedi. Hak etmediği bir yenilgi aldı. Bu haftaki rakip zorlu Trabzonspor. Sarı kırmızılılar, uyum sorununu aşarsa çok can yakacağını ispatlayacaktır.
Akhisar BLD pes etmeyi sevmiyor
Fatih Tanfer: Akhisar, Antalyaspor karşısında 85. dakikada attığı golle 1 puanı aldı. Aldı mı, yoksa iki puanı kaybetti mi? Alınan bir puana sevinsin mi üzülsün mü? Kesinlikle üzülmeli. 1-0 galipsin, 2 net gol kaçırıyorsun. Goller olsa maç kopacak. Atamayınca Antalya’nın direnci arttı, dönüş yaptı ve 2-1 öne geçti. Beraberlik golüne kadar 3 net gol pozisyonunu kaçırıyorsun.
3 puan kaçtı
Mustafa Yumlu ile beraberlik golü geliyor. Son saniyede de Olcan, şahsi gayretiyle harika bir pozisyon buldu ancak altı pastan zoru başarıp topu dışarı attı. Dolayısıyla 3 puan da kaçtı. Aslında bardağın dolu tarafından bakmak lazım. Büyük maliyetlerle kurulan Antalyaspor karşısında, deplasmanda Akhisar’ın kaçırdıklarını ve iyi oyununu konuşuyoruz. Deplasmanda bu kadar pozisyona girmek de takım adına önemli gelişmedir. Ayrıca hırsı, inancı ve asla yenilgiyi kabul etmeme özelliği ile Akhisar’da büyük bir gelişim gördüm. Çok daha güçlü ve tempolu bir takım. Akhisar’da gelecek adına umutlu olmamak için hiçbir sebep yok.
Tam bir takım oyunu
Bülent Buda: Lucescu maçları izliyor. Solbekleri izlerken bir de Ömer Bayram’a dikkatle baksın... Etiketlilerin çekiciliğine kapılmasın. 90 dakika bitmiş, yenilgiden eşitliği yakalamış bu takım uzatmalarda bıkmadan, usanmadan gol kovalıyor. Oyuna adımını attıktan birkaç dakika sonra Eray, rakip kale önüne birinci sınıf bir top indiriyor. Savunmacı Mustafa Yumlu kafayı yapıştırıyor, eşitliği belgeliyor. Çekinmesiz, korkusuz, bilinçle ve istekle tam bir takım kimliğinde kendi alanında ya da dış sahada topunu oynuyor, futbolu güzelleştiriyor Akhisar Belediyespor. “Aynı formayı taşıyarak değil, aynı formayı terleterek takım olunur” demiş bir futbol adamı. Bu tanımlama Akhisar Belediyespor’a ‘cuk’ oturuyor.
İsmail Özelçinler: Doğrusunu söylemek gerekirse Akhisar Belediyespor’un Antalyaspor karşısında böylesine iyi ve etkili bir futbol ortaya koyacağını beklemiyordum. Takımdaşlık ruhu, bloklar arasındaki bağlantı ve sahanın her noktasındaki etkili futbol, Akhisar’ın ilerleyen haftalarda çok daha iyi futbola ve sonuçlara imza atacağını da gösterdi. Maçın son dakikalarında, Olcan Adın’ın ceza alanında kaleye gönderdiği top gol olsaydı, Akigo evine 3 puanla dönmüş olurdu ki, bu da asla sürpriz olmazdı.
Gençler 1 puana sevinmedi
Fatih Tanfer: Altınordu herkesin hayranlık duyduğu bir takım. Her geçen gün rakiplerine karşı çok daha iyi oynuyorlar. Futbol aklı, saha içindeki Hüseyin Hoca’nın doğru yönetimi ve arkadaşlığın üst düzeye çıktığı bir takım. Ankaragücü maçında da yediği bir tesadüf golle 2 puanı bıraktı. Altınordu’nun dikkat edeceği en önemli konu, rakipleri hızını ve temposunu düşürmeye çalışıyor.
‘Çocuk Tribünü’ projesi muhteşemdi
Alican’ın golü şahaneydi. Mirkan’ın direkten dönen topu ise şansızlıktı. Yeni transfer Deniz’in takıma katılması, Erdoğan’ın eski gücünü bulmasıyla Altınordu asıl gücüne kavuşacaktır. Ayrıca Altınordu’nun bu maçta uyguladığı çocuk tribünü uygulaması harika bir şey. Bu maça 380 öğrenci gelmiş. Ancak, maçın başlama saati 20.00 bitişi 22.00. Bu evlatların eve gidişi, yatışını da düşünmek lazım. Yetkililerin, bu güzel uygulamayı yapan Altınordu’nun maçlarını hava sıcaklıkları normale geçtikten sonra daha erken saatlere alması uygulamanın daha iyi yürümesini sağlayacaktır.
‘Hakem beyler, bu takıma biraz dikkat!’
Bülent Buda: Yine ne güzel goldü. Birinci sınıf futbolculara, takımlara özgü. İkinci, üçüncü de olabilirdi. Takır takır tam bir takım olgunluğunda oynuyorlar. Rakiplerini şaşkına çevirip, sinir sistemlerinde arıza oluşturuyorlar. Rakip takımlarda geride bıraktığımız futbol sezonundan günümüze aktarılan bir hazımsızlık gözleniyor bu gençlere. Taşıyamıyorlar, yakıştıramıyorlar, genç adamların iyi futbolu karşısında çaresizliklerini kendilerine. Birde hakemlere bir çift sözüm olacak. Bu gençler futbolun temel yasalarına saygılı. Futbolculara düdükleriniz kolay çalıyor, kartlarınız gösteriliyor. Bu bağlamda oyun alanında eşitlik yasalarına uymuyorsunuz. Hakem Beyler bu takıma biraz özen gösterin lütfen....
İsmail Özelçinler: Altınordu, Ankaragücü karşısında 3 puanı fazlasıyla hak etti. Karşısına kim çıkarsa çıksın, ister evinde ister deplasmanda oynasınlar, sahadan 3 puanla ayrılmaları asla sürpriz olmaz.
Manisa yine sıfır çekti
Bülent Buda: Daha 6. dakikada bir gol pozisyonu var. Bir de üstüne 16’da Perovic’in dokunamadığı da eklenince dakikalar ilerliyor, Manisa’da sorunlar başlıyor. Önce Fahri, sağ ayaklı solbek. Yapma be Sait Hocam. Başla Mustafa Sevgiyle o bölgede. Bu kadar sorun yaşama. İşi uzatmayalım. Hakem 80’de penaltı ikramını yapıyor. Mustafa Sevgi kör gözün gözüne göstere göstere Furkan’ın sağına plaseyi sıkıyor. Ve de penaltı buhar oluyor. Görüntü, izlediklerimiz, takım ve sonuçlar kötü. Kendi topuklarına kurşun sıkıyorlar adeta.
Fatih Tanfer: Manisaspor, hayati önem taşıyan Samsunspor karşısında mağlup olarak ikinci maçtan da puansız ayrıldı. Oysa maça çok etkili başlamıştı. Axel Meye dışında hiçbir futbolcu sisteme ayak uyduramadı. Takımda defans tedirgindi ve zamanlama yanlışlıkları yaptı. İsmail Haktan Odabaşı’nın eski gücü yok. Futbolcunun aklı tribünde, gözü sahada. Böylesi bir takımdan başarı beklemek hakikaten hayal olsa gerek. Beşinci haftayı bekleyelim. Umarım bu süreçte tribünlerde ve Manisa’da dostluk, kardeşlik sevgisi ağır basar.
İsmail Özelçinler:Manisaspor’un bu sezon kadrosu büyük ölçüde yenilendi. Manisa’nın zamana gereksinimi olduğu açık ve net ortada. Ben, beşinci haftadan sonra Manisaspor’un toparlanacağına inanıyorum.
Horoz, ötmeyi unuttu!
Bülent Buda: Kappel 66’da Moritz 75’de, Şevki 87’de oyuna katılıyorlar. Oldukça gecikmeli. Öyle değil mi? Birde üstüne 3’ü birden kulübede başlıyorlar. Yadırgadım. Kaç takımda var böylesine 3 yetenekli yedek.
Talihsizlik
Denizli oyuna istekli, tempolu giriş yaptı. Ancak konuk takımın karşı ataklarında da kalesinde sorunlar yaşadı. Yasin Ozan, ilk yarıda çok çabaladı. Talihsizdi, gol melekleri ayaklarına gülmedi. İkinci yarıda da fiziksel sorun yaşadı oyundan düştü. Barış duran toplarda etkili, hareketli oyunda eksik kalıyor. Burak çok daha fazla katılımcıydı. Denizli, pozisyon üretiminde zorlanıyor. Savunmasında da sorunlar gözleniyor. Ve bu yapılanmayla da ligi sırtlaması zor görünüyor. Yani şimdiden 2 maç 0 puan kötü bir başlangıç oluyor.
Fatih Tanfer: Denizlispor oyuna iyi başladı. Oyunda bazen öyle güzel paslaşmalar yaptı ki, akılcı bir oyun tarzı, hızlı ve etkili bir oyunla, oyunun mutlak hakimiydi. Yasin, hakemi aldatması nedeniyle gördüğü sarı kart sonrası oyundan düştü, hırsı kayboldu. Oyun zekası üst düzeyde olan Barış, Sankoh ve Burak istenilen oyunu sergileyemediler. Kaleci Okan’ın kurtardığı 3 duran top. 52.dakikada ligin en güzel gollerinden biri olacağına inandığım İstanbulspor’lu Muhsin’in şahane golü geldi. Denizlispor’da Manisaspor gibi ikinci maçında puanla tanışamadı.
Mehmet Demirtaş: Sezonun daha başı, bu takım mevcut kadrosuyla geçen sene çok iyi işler başardı. Her takım gibi Denizli-spor’unda biraz daha zamana ihtiyacı var. Taraftarlar umutsuzluğa kapılıp desteğini esirgememeli.
Balıkesirspor saç baş yoldurdu
Fatih Tanfer: Balıkesirspor maça iyi başladı. Son haftaların formda futbolcuları, Nizammetin, Mehmet Boztepe etkili oyunlarına devam ettiler. Solda Bülent Cevahir yine bildiğimiz gibi her atağın başlangıcında var. Okan’ın yokluğunda genç Uğur görevini yapmaya çalışıyor. Glumaca ve Oğuz Yılmaz hem merkezi iyi savundu hem de Oğuz attığı şahane golle takımını öne geçirdi. 2. yarı başlıyor, Abdülkadir golü kaçırıyor, ardından Nizamettin durumu 2-1’e getirdi. Arkasından 55. dakikada 3-1 öne geçiyorsun. Geriye kalan 35 dakikada ne oldu da anlamsız hatalar yapıldı. Maç bitti gördüklerim hayal mi diye düşünmeye başladım. Umarım bu şoku Balıkesirspor en kısa zamanda atlatır.
Bülent Buda: ‘Neden geriye yaslanıyorlar? Niye eksik yakalanıyorlar? Nedir bu skoru koruma kaygısı. Can Hoca oyuna hamle yapamıyor. Kulübe yetersiz. Kaygılıyım bakalım neler olacak?’ 75. dakikada Balıkesir 14 farkla öndeyken aldığım notlar bunlar. Gerçekten çok üzgünüm. Yazık oldu güzelim 3 gole. Yazık oldu Burak’ın, Nizamettin’in, Mehmet Boztepe’nin emeklerine, kazanma isteklerine yaratıcılıklarına. Futbolda çok şeye tanıklık ettim. Böyle günlerde oldu. 40 yılda bir. Buda onlardan biri diyelim ama, geçen haftada vurguladım. Balıkesir’in bu kadro yapısıyla ligi tamamlaması zor görünüyor.
Mehmet Demirtaş: Balıkesirspor Can Hoca’nın da belirttiği gibi gevşemenin bedelini ağır ödedi. ilk iki haftayı puansız kapattı. Bundan sonraki fikstrürü daha zorlu. Umudumuz biran evvel toparlanması yönünde.
Ege’de Haftanın Takımı:Akhisar BLD.
Haftanın Futbolcusu: Beto (Göztepe)
Haftanın Teknik Direktörü: Okan Buruk (Akhisar BLD)