11.03.2021 - 00:00 | Son Güncellenme:
Bülent Buda: İçeriğinde kurnazlık barındıran, felsefesi olan bir oyun kurgusu. Yavaş görünüp pas oyunu ile rakibin hızını keserek ani, baskın bindirmeler. Orta alan ile Erhan Çelenk, bu kurguyu biçimlendirip ete kemiğe büründürüyor. Marco da haliyle bitiriciliği üstleniyor. Ve belli ki ince bir özenle hazırlanmış eylem planının açılışını da penaltı ile Marco yapıyor. Ve kurgunun, Tuzla bir kişi eksilmesine karşın bir farkla da öne geçmelerine rağmen özenle, ödünsüz uygulanması sürdürülüyor. Özel adam Kappel, koşmaya başladıysa, adımlarını yeşil çimlerin üzerinden esirgemediyse zafer yakın demektir.
Erhan vuruyor, kaleci uzanıyor, topu çeliyor. Ve Kappel koşuyor, tabela iki oluveriyor. Bu evrede Cihan ile önündeki dörtlü Tolga-Berkay-Murat-Mehmet Erdem’in disiplinli, sağlamcı oyun anlayışının senaryonun uygulanışını kolayladığını vurgulamalıyız. Akışın verdiği keyifle oyuna hamleler... savunmacı Murat’ın gol sevinci... ve gerçekten talihsiz bir gün yaşayan konuk Tuzla’nın trajedisine son sözleri üfleyen Ziya ile Deniz Kadah... bugünün sonunda bir sözüm de sevgili Osman Hoca’ya. Tabela güzelleşmiş, oyuna beş hamle yapılmış. Bir tane bile altyapı gençlerinden değil. Nedir kaygınız? Takımın yaş ortalamasını düşürürler diye mi?!
Fatih Tanfer: Haftalardır inanarak söylediğim düşüncemi tekrar ediyorum. Kadro istikrarı sağlanması ve yetenekli oyuncuların özelliklerini sunmasıyla bu ligin en güçlü takımının Altay olduğunu bir kez daha gördük.
Aynı puandaki Tuzla karşısında takım halinde üretken ve güçlüydüler. Kontrollü oyun yerine baskılı bir oyun anlayışıyla gol aradılar. Bence Süper Lig’e direkt çıkmak da artık hayal değil. Söz konusu Büyük Altay olunca tüm sevenleri yönetime ve Osman Hoca’ya en üst düzeyde destek vermelidir. Altaylıya da bu yakışır.
Mehmet Demirtaş: Altay’ın sezon başından bu yana böylesine kolektif, her bölgede 90 dakika aksamadan dik duruşunu hissetmemiştik. Tuzla bu ligin en ters takımlarından bir tanesi. Atağa her çıkışında bir korkarım. Ancak maç nasıl başladıysa öyle bitti. Yani Altay’ın domine ettiği oyunda topu da kendilerinde tutmayı başardılar. Bu oyun galibiyeti getirirdi belki ama farkın bu denli açılıp 5-0 gibi net bir skorun ortaya çıkmasında Tuzla’nın 10 kişi kalmasının da epey payı var. İlk yarı biterken Altay skor olarak önde, oyuncu sayısı olarak fazla gitti soyunma odasına. Ve o körüklü tünelden çıktıklarında adeta gol sevincini durdurup yeniden başlatmışlar gibi hemen bir gol daha geldi bu yarının başında. Mehmet Erdem ve Tolga ile kenardan hücuma çıkan siyah beyazlılarda Erhan ve Kappel de oyunun içindeydi. Ziya yine çok çabaladı. Oyuna sonradan katılanlar da iyi bir katkı sağlayınca bambaşka bir Altay çıktı ortaya.
Altınordu galibiyeti kaçırdı
Bülent Buda: Recep Aydın gol siftahını, üstüne bir de gol pasıyla taçlandırdı. Bandırma ikinci yarının neredeyse bütününde 10 kişi. Hüsamettin’in muhteşem geriye dönüş sürecini keyifle izliyoruz. Bu arada geçmiş olsun. Tatsız bir sakatlık yaşadı. Furkan Metin teknik zarafeti ile beğendiğim bir oyuncu. İkinci penaltısını yaptı. Şaşkınım. Hakem beyefendi zaten tedirgin. Fırsat kolluyor eşitlemek için. Penaltılar Erhan için talihsizlikti. Geçtiğimiz yıllarda ligin bu aşamasına gelindiğinde puanları 30’u geçmişse rahatlardım. Bu kez bu çocuklar işi başka boyuta taşıdılar. O nedenle giden iki puana canım sıkıldı.
Fatih Tanfer: Futbolseverler, Altınordu için 10 kişilik Bandırmaspor karşısında üç puanı kaçırdı diyorlar. Ancak şu da unutulmamalı, Altınordu’ya karşı rakipleri inanılmaz sert oynuyor. Son haftalarda her maçında oyuncusu atılan Bandırma hakemin hoşgörüsüyle de Altınordu’nun gençlerini yıldırdı. Hüseyin Hoca, Enis’i ikinci yarıda oyundan almak zorunda kaldı. İki gol de penaltıdan yendi. Ancak maçın başında ceza sahasında Hüsamettin’e yapılan hareket niye değerlendirilmedi? Kaleci Zülküf’ün 55. dakikada ceza alanı dışında Hüsamettin’e yaptığı sert müdahale ve o pozisyonda topun eline çarpması bence ihracı gerektirirdi. Altınordu bu yıl Süper Lig yolunun sert ve engebeli olduğunu umarım bir kez daha görmüştür. Altınordu var olan kaliteli gençleri, gücü ve ruhu ile Süper Lig yarışı içerisinde olacaktır.
Mehmet Demirtaş: Mücadele gücü ve sertlik dozajı yüksek maçta üç puan Altınordu’nun elinden kaçtı. Bir nevi ciddi avantajı kaçırdılar. Çok fazla ikili mücadelenin yaşandığı, futboldan ziyade sertliğin konuştuğu maçta toplam dört gol çıkmasına rağmen güzel bir mücadele izleyemedik. Savunma hatasında Recep-Dereli iş birliği ile bir kez daha öne geçmelerine rağmen tabeladaki üstünlüğü aynı 90 dakikada iki kez koruyamadılar. Bir de ilk gol Altınordu’nun şu ‘İyi birey, iyi vatandaş, iyi futbolcu’ mottosuna ne ölçüde uydu? Yerde yatan bir oyuncu varken topu centilmenlik adına dışarı bırakmaları onlara yakışandı. Açık konuşayım içime hiç ama hiç sinen bir gol değildi. Neyse. O kısmı sahadaki isimler bilecektir.
Akhisarspor zorlanmadı
Bülent Buda: Galibiyetin kötüsü olmaz. Ruhuna, kaslarına, duygularına iyi gelir futbolcunun. Dramatik yenilgilerden sonra aşınan duygulara iyi gelecektir bu farklı galibiyet. Önlerinde dokuz haftalık yaşamsal bir süreç var. Eskişehir karşısında oynadıkları futbol kalitesinin üstüne çıkmak, daha fazla maç kazanmak zorundalar. Gerçekçi olmalıyız. Akhisar lige tutunabilmek için daha iyi, daha üretken, daha yarışçı bir kimliğe ulaşmak zorunda.
Fatih Tanfer: Akhisar, Eskişehirspor’u üç golle yenip üç puanı aldı. Oyun anlamında skor dışında çok ışık vermedi. Teknik Direktör Fırat Gül düzeltilmesi gereken birçok sorunun olduğunu tespit etmiştir. Pas kalitesinin artması, orta alanda hücuma çıkarken yapılan top kayıplarının en aza inmesi, kapalı savunmalara karşı daha üretken ve alternatif hücum anlayışlarının olması gerekiyor. Artacak fizik kalitesi ve dinamizme kazanma arzusu da eklenirse Akhisarspor bu günleri aşabilir. Aşmalı da.
Mehmet Demirtaş: Skor 3 farklı lehlerine olsa da benim içime sinen bir oyun yoktu alanda. Ligde kalan haftalarda gardı çoktan düşmüş Eskişehir karşısında bence böylesine kendi içine pusmuş bir Akhisarspor olmamalıydı. Maç 1-0 giderken kendi alanlarında yaptıkları hazırlık paslarında bile ürktüm. Çünkü çok tedirgin, güven vermeyen, hataya meyilli bir profilleri vardı. Gollerin çoğu Es Es savunma ikramı. Delarge hariç bariz ofansif oyuncu yok. Nsima bir nebze eksik. Kalan 9 haftada bu oyun bu ligde tutunmayı beraberinde getirir mi? Bence şans da lazım.
İsmail Menemen’i ipten aldı
Bülent Buda: Özellikle oyunun ikinci yarısındaki yarışmacı, savaşçı kimliğe bürünerek verdikleri mücadele sonrası sahadan yenik ayrılsalardı çok üzülürdüm. Savunmada cezalar, sakatlıklar nedeniyle Menemen’i düzenli izleyeni şaşırtan bir diziliş. Tüm liglerimizde savunma dörtlüsünün sol ayaklarının güçlü olduğu ikinci bir örnek yoktur bence. Bu bağlamda eşitlik golünün İsmail Haktan Odabaşı’ndan gelmesine sevindim. Odabaşı ilerleyen haftalarda eğer oyuna tam odaklanırsa takıma daha çok katkı verecektir. İkinci yarıda çok pozisyon ürettiler. Final dokunuşlarında doyurucu değillerdi. Hele Ömer Şahbaz’ın kaleci ile burun buruna yaşadığı dramatik anlar... ilerleyen haftalarda bu bir puanın değeri çok daha iyi anlaşılacak. Menemenspor özellikle iç sahada puan yitirmemeye özen göstermelidir. Puan sıralamasındaki sıkıntılı durum hala sürüyor.
Fatih Tanfer: Defansında dört eksik oyuncu olmasına rağmen zorlu Ankaraspor karşısında son düdüğe kadar asla mağlubiyeti kabul etmeyen bir anlayışla oynayan Menemenspor, uzatmalarda İsmail Haktan’ın golüyle çok önemli bir puanı aldı. Abdulkadir, Batuhan, Ömer yeni oynamalarına rağmen çok başarılıydılar. Menemen’in ne kadar doğru gençleri transfer ettiğini bir kez daha gördük. Alhassan, 1. Lig’in bence Fransa Milli Takımı’ndaki Kante’si. 61. dakikada Ömer’in şutunu Ankaraspor kalecisi çizgiyi geçtikten sonra çıkardı. Hakem tespit edemedi. Penaltısının verilmemesi de cabası. Yüksek direnç ve takım halinde inançla oynamak Menemenspor’un büyük artısı.
Mehmet Demirtaş: Ankaraspor’un etkisiz karnesi, skorer oyuncusu Beykan’ın Göztepe’ye gitmesi Menemenspor’un dominant oyun tipini uygulayacağını düşünmemi sağladı. Ne yazık ki oyun başlangıcında Ankaraspor’un daha efektif bir yapıda olduğunu hep birlikte izledik. Özellikle Umar’ı durdurmakta zorluk çektiler. Emir Han ile kademede eşleşen Umar, birçok pozisyonda kendisini hissettirdi. Bir de kilitli defansı deşmek için sarf edilen efordan fazlası şarttı. Kenarlardan, göbekten, duran toplardan gol bulamazsanız uzak menzilli şutlar yardım butonudur. 90 dakikada etkili şut atma becerisini gösteremeyen Menemen, bunu uzatma anlarında İsmail Haktan ile yaparak puanı kaptı.