26.07.2022 - 00:00 | Son Güncellenme:
Selen Almaç - Marka Portresi / Bir kahvenin 40 yıl hatırı vardır diyerek Gönül Kahvesi projesini yaşama geçiren Kemal Yardımcı, geldiği noktayı ve hedeflerini bizimle paylaştı. Şirketin CEO’su Yardımcı, Türk Kahvesi’nin dünyada hak ettiği değeri görebilmesi için yapılan çalışmalara katkı sunmayı sürdüreceklerini belirtti...
Kemal Bey, Gönül Kahvesi’ni detaylı konuşacağız, ama öncesinde sizi biraz tanıyabilir miyiz?
1992 doğumluyum. Liseyi İzmir Özel Türk Koleji’nde okudum. İstanbul Yeditepe Üniversitesi’nde iç mimarlık eğitimi aldım. Dil lisansı için ABD’de 2012 yılında eğitim aldıktan sonra İstanbul’a dönüp şirket bünyesinde daha aktif olarak çalışmaya başladım. 2021 yılında Türkiye’nin gururu olan 21 önemli firma ile Yılın Genç Girişimcisi ödülünü layık görüldüm. Bu sene itibariyle şirkette CEO pozisyonuna yükselmiş genç bir yöneticiyim.
Gönül Kahvesi’nin ilhamını “Bir kahvenin 40 yıl hatırı var” sözünden almışsınız. Bu sözde sizi gönlünüzden vuran şey ne oldu? Kuruluş sürecinden bizlere bahseder misiniz?
Kültürümüzde “Bir kahvenin 40 yıl hatırı vardır” diye bir deyim vardır. Markamızı oluştururken bu deyim bize ilham verdi, buradan yola çıktık. “Kahve-Hatır”, “40 Yıl Hatır”, “Hatır-Gönül” derken, markamızın isminin “Gönül Kahvesi” olmasına karar verdik. Firmamızın kahve ile serüveni 70’li yıllarda yeşil kahveyi, çekirdek kahveyi alıp evde kavurup öğüttüğümüz dönemlerden başlıyor. Ama 95-96 yıllarından bu yana biz, Türk kahvesinin bir konsept olarak gerektiği kimliğe kavuşmasını önemsedik ve bunun mücadelesini verdik. Türk Kahvesi maalesef hak ettiği yere gelemedi. Gönül Kahvesi olarak, Türk Kahvesi’ne gerçek kimliğini vereceğimiz bir ürün ortaya koymak istedik. Bu sebeple çeşitli çalışmalar yaptık, en iyisini nasıl bulabiliriz sorusuna cevap aradık. Çalışmalarımızın sonunda 4 ayrı değişik çekirdeği harman yaparak “Gönül Harmanı” adıyla tanımladığımız mükemmel bir lezzeti ve kıvamı ortaya çıkardık. Yola çıkış amacımız, Türk Kahvesi’ni hak ettiği kimliğe kavuşturmak. Bizimkisi bir sevda işi, işimizi çok seviyoruz ve bu topraklara ait kültürü dünyaya taşıyoruz. Yurtiçinde ve yurtdışında aldığımız ödüller, bu düşüncelerimizi destekliyor. UNESCO da Türk Kahvesi’ni kültürel miras listesine aldı. Yıllarca önemsediğimiz bu konunun UNESCO gibi bir kıymet tarafından tanınıyor olması bize mutluluk veriyor.
‘Kahve tüketimini artırdık’
Türkiye’nin ilk butik kahve zincirisiniz. İlk olmak ‘takip edilen’ olmayı da beraberinde getiriyor. Sektöre etkiniz nasıl oldu?
Tarihe baktığınızda 1500’lü yıllarda Osmanlı’da ilk kahvehane kurulmuş. O zamanki tüccar doğru kahve çekirdeklerini kullanmış fakat, süreç içinde 18. yüzyıldan sonra Avrupa’da Endüstri Devrimi’yle birlikte Avrupalı tüccar, espresso makinesinin getirdiği hızlı sunum ile en iyi kahveleri en hızlı şekilde ve en az personel ile küçük mağazalar da çok iyi işler yaparak kaliteli kahve satabilmeyi sürdürebilmiş. Biz Türk kahvesini makineleştirme konusunda çok geç kaldık. Ayrıca Osmanlı tüccarı, 1850’lilerden itibaren ekonominin bozulmasına paralel daha ucuz ve kalitesiz çekirdeklere yönelmiş, bunun sonucunda 2000’li yılların başında Türkiye’de kişi başı kahve tüketimi 200-300 gr/yıl iken Avrupa ve ABD’de 8-10 kg/yıl olarak sonuçlanmıştır. Tabii bu da “Günde 1 fincandan fazla kahve içmek sağlığa zararlı” cümlelerini beraberinde getirdi. Gönül Kahvesi, 2002’den bu yana Türkiye’de yaygınlığını artırarak ve doğru çekirdekler ile oluşturulmuş Gönül Harmanı’nı misafirlerimiz ile buluşturarak, Türkiye’de kişi başı ortalama kahve tüketimini artırdığımızı düşünüyoruz. 2018’de, pandemi öncesi yılda 5 milyon fincan Türk kahvesi satışı gerçekleştirmişiz. Türkiye’deki kişi başı yıllık kahve tüketimi ortalama hâlâ 1000 gramlarda seyrediyor. Bu oran, Avrupa ve Kuzey Avrupa ülkelerinde yıllık kişi başı 17-18 kilgramlarda. Yani Türkiye’deki kahve tüketimi daha yolun çok başında. Sektöre etkimizin yeni kahve firmalarına bir ışık tuttuğunu düşünüyorum. Butik ve özgün olan 3., 4. ve 5. nesil kahveciler de bu süreci güzel bir şekilde destekliyorlar. Onlara da buradan kahve bilincine katkıları için ayrıca teşekkür etmek istiyorum.
Yeni konseptler...
Gönül Kahvesi’ne geçen yıl Orient konseptini eklediniz. Nedir bu konsept ve başka konseptler var mı?
Orient konsepti, Doğu ile Batı’yı buluşturan bir mutfak menüsüne sahip, kahvelerin hepsinin Gönül Kahvesi lezzetleri olduğu, kokteyllerin servis edildiği ve nargilenin de olduğu bir konsept. Bu konseptle amacımız, en yıldız tatları bir arada, aynı menü içinde sunmak oldu. Menümüzde alışılagelmişin dışında tatlar var. Bunu, detaylı anlatmaktan ziyade gidip de görülmesi gerekenler listesine eklenmeli diye önermeliyim. Üzerinde çalıştığım başka konseptler de var. Şu anda söylemek için erken, ancak zamanı geldiğinde hayata geçmesini istediğim 2 ayrı konsept daha var.
Peki, Gönül Kahvesi ailesine katılmak isteyen yatırımcılardan beklentiniz nelerdir?
Gönül Kahvesi bütün sistemi hazır etmiş, tamamen sadeleştirmiş, çok basit bir şekilde kontrol edilebilir hale getirilmiş bir sistem. Bizim beklentimiz, bu sistemin Türk Kahvesi kimliğine yakışır bir şekilde doğru yönetilerek her misafirimizin mekânlarımızdan memnun ve keyifli bir şekilde ayrılmasını sağlamak.