24.12.2021 - 07:01 | Son Güncellenme:
Söktaş Tekstil CEO’su Muzaffer Turgut Kayhan, yeni yıl hedeflerini anlattı. 2021 yılını su yılı ilan ettiklerini belirten Kayhan, “2022 yılını da enerji yılı ilan ediyoruz. Kapasite artırımı ile enerji tasarrufu sağlayacak iyileştirme çalışmalarına da daha fazla önem vereceğiz. Ayrıca Efeler Çiftliği’ni uygun piyasa şartlarını gözeterek halka arz etmeyi planlıyoruz. En büyük hedefimiz ülkemizin en sürdürülebilir ve inovatif çiftliği olmak. Sürdürülebilir tarım ilkelerinden asla ayrılmayarak ürün gamımızı sağlıklı, kaliteli ve güvenilir bir şekilde genişleteceğiz” dedi.
- Türkiye’de kumaş tedarikinin kilit markalarından biri olarak 50 yıllık bir tarihiniz var. Bize yarım asırlık öykünüzden biraz bahseder misiniz?
1971 yılında Aydın Sökeli hissedarlar tarafından iplik fabrikası olarak kurulan Söktaş’ın bugün tekstilde ana ürünü gömleklik kumaş tasarımı ve üretimi, aynı zamanda Efeler Çiftliği şirketiyle ile de süt üretimidir. Tekstilde işimizin yüzde 90’ı ihracat bazlı. Aralarında Hugo Boss, Paul & Shark, Zegna, Stella McCartney, Massimo Dutti, Gucci ve Max Mara’nın da bulunduğu üst segment perakende markalarına kumaş üretiyoruz.
Söktaş olarak ayrıca Efeler Çiftliği markamızla da 766 dekar alan üzerine yayılmış tesislerimizde büyükbaş süt hayvancılığı yapıyoruz. Söktaş’ın 30 Eylül 2021 itibariyle satış gelirleri 247 milyon lira ve aktif büyüklüğü 862 milyon liradır. 1995 yılından beri de halka açık bir şirketiz. Hem ailemizin kendi evlerinde kurduğu bir şirket olduğu için hem de 25 yılı aşkın süredir halka açık olduğumuz için sorumluluk ve şeffaflık bilincinde çalışmaya devam ediyoruz.
- Borsada işlem gören bir marka olmak günümüzde büyük bir başarı… Üstelik siz 1995 yılından beri borsada işlem görüyorsunuz. Bu istikrarlı ilerleyişin sırrı nedir?
İşimizi başarılı bir şekilde yapmak için büyük çaba sarf ediyoruz. Alanında dünyada çok tanınan bir markayız. Müşterilerimiz ile olan uzun süreli ve güven çerçevesinde ilerleyen ilişkilerimiz Söktaş’ın sonuçlarına yansıyor. Yatırımcılarımızın da bize duyduğu güvenle şirketimiz bunca yıldır başarıyla devam ediyor.
- Pandemi hem maddi olanaklarda hem de gümrük geçişlerinde iş dünyasına ciddi aksaklıklar yarattı. Siz bu süreci nasıl yönettiniz?
Formal giyim üzerine hizmet vermemiz nedeniyle bizim için ticari ortamın geri dönüşü 2021 yılının 2. yarısından sonra başladı. Ürünlerimize talep olacağını biliyorduk ve bu öngörüyle hammadde fiyatlarındaki fahiş artışlardan en az zararı görmek için iyi kontratlar yaparak maliyetlerimizi iyi seviyelerde tutmayı başardık. Şu an da pandemi öncesi yılların seviyesinden daha ileri seviyelerdeyiz.
‘Çatılara GES kuruyoruz’
- Peki, Ar-Ge çalışmalarınızı biraz anlatır mısınız?
1986 yılında ilk atık su arıtma tesisini kurarak başlattığımız Çevre Yönetim Sistemleri politikası ile hedefimiz, kullanılan tüm enerji kaynaklarından maksimum düzeyde tasarruf etmek. Bu bağlamda ulaşmak istediğimiz hedeflere tedarik ve üretim zincirimizdeki tüm paydaşlarımız ile ulaşabileceğimizin farkındayız. Söktaş Tekstil olarak şimdiye kadar yaptığımız ve bundan sonra yapacağımız projelerde doğru analizler yaparak, çevresel etkilerin azaltılmasını sağlarken aynı zamanda maliyetlerin azaltılmasını da hedefliyoruz. Sahip olduğumuz yönetim sistemleri kapsamında kaynak kullanımını düşürme ve atık oluşumunu azaltma çalışmalarımız devam ederken oluşan atıklarımızı öncelikli olarak kendi içimizde değerlendiriyoruz. Daha sonrasında da geri kazanmanın yollarını arıyoruz. Bunun yanı sıra Birleşmiş Milletlerin yayınlamış olduğu sürdürülebilir kalkınma hedeflerini de benimsiyoruz. Ayrıca yakın zamanda da duyurumunu yaptığımız Güneş Enerjisi Santralleri projemiz var. Bu proje kapsamında Aydın Söke’deki fabrika binalarımızın çatılarına 1.5 MW kurulu güce sahip güneş enerjisi santrali (GES) kuruyoruz. 140 bin metrekare açık alana kurulu tekstil üretim kampüsümüzdeki çatılara kurulacak GES ile elektrik giderlerimizde yıllık yüzde 18 oranında tasarruf sağlamayı hedefliyoruz.
Son olarak hayata geçirdiğimiz rejeneratif pamuk üretimi projesi, İskoçya’nın Glasgow şehrinde düzenlenen 2021 Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nda da (COP26) gündeme geldi. Bu proje kapsamında üretim sürecinde doğal kaynakları verimli kullanarak toprakların zenginliğini korumayı ve su tüketimini azaltmayı amaçlıyoruz.
Bölgemizde normalde pamuk öncesi buğday ekilerek yılda çift üretim yapılır. Biz ise rejeneratif tarım için ayırdığımız arazilere buğday ekmiyoruz. Toprağa önce yüksek azot barındıran yonca tipi bitkiler ekiyor, büyüyen bitkileri toprakta bırakıyoruz. Bu bitkiler doğal gübre ve koruyucu katman görevi görüyor. Böylece pahalı gübre ihtiyacımız ortadan kalkarken, pestisit gereksiniminiz de azalıyor. Kimyasal ilaç da kullanmıyoruz. Toprağın üzeri kapalı olduğu için yabancı ot bitmiyor, içi nemli kaldığından pamuğun yetişmesi için gerekli 15 santimlik alanda canlı yaşam ve mineraller artıyor ve atmosfere eski gübre uygulamalarından kalmış moleküller salınmıyor. Dolayısıyla daha noktasal kullanım yeterli olduğundan su kullanımı yüzde 75 oranında azalıyor, işçilik maliyetleri düşüyor. Yetişen pamuk yerel olarak imal ettiğimiz özel makinalarla toplanıyor. Toprağı daha az işlediğimiz için daha az traktör ve ekipman kullanıyor böylece pamuk üretimi sırasındaki karbon emisyonunu da azaltıyoruz. Doğanın döngüsü içinde, biyoçeşitliliği koruyarak pamuk yetiştiriyoruz.
- Söktaş olarak yeni yıl hedefiniz nedir?
2021 yılını su yılı ilan etmiştik. 2022 yılını da enerji yılı ilan ediyoruz. Kapasite artırımı ile enerji tasarrufu sağlayacak iyileştirme çalışmalarına da daha fazla önem vereceğiz. Ayrıca 2007 yılında tekstil devi Söktaş’ın bir iştiraki olarak kurulan Efeler Çiftliği’ni uygun piyasa şartlarını gözeterek halka arz etmeyi planlıyoruz. Böylece Efeler Çiftliği’nin kalitesini hem marka hem ürün çeşitliliği hem de şirket olarak daha çok paydaşla buluşturabileceğiz. Halka arz gelirini çiftliğin büyümesi, daha yüksek verim ve ürün gamını genişletmek için kullanacağız. Rekabette var olabilmek için ve kaynaklarımızın en iyi şekilde kullanılabilmesi için teknolojiye yatırım yapmamız şart. En büyük hedefimiz ülkemizin en sürdürülebilir ve inovatif çiftliği olmak. Sürdürülebilir tarım ilkelerinden asla ayrılmayarak ürün gamımızı sağlıklı, kaliteli ve güvenilir bir şekilde genişleteceğiz.
‘Her müşterinin değeri aynıdır’
- “Çalışanımız ya da müşterimiz olsun... Önceliğimiz daima insandır” diyorsunuz. Bu deyişi biraz açar mısınız?
Çalışanlarımızın potansiyellerini en üst düzeye çıkarmalarını sağlamak, kişisel gelişimlerini sürekli tutmak ve kariyer fırsatları sunmak grubumuz için çok önemli ve önceliklidir. Bu nedenle, müşteri memnuniyetine gösterdiğimiz duyarlılığı, çalışanlarımızın kişisel ve profesyonel gelişimleri için de sergiliyoruz. Gerçek başarının ancak ekip olarak sağlanabileceği inancıyla pek çok çalışma yürütmekteyiz: Kurumsal, profesyonel ve saygılı iş ortamı yaratmak yeni personellerimizi kurumsal kültüre entegre etmek, şirket içi ve şirket dışı eğitimlerle çalışanlarımızı bilgiyle buluşturmak, sosyal ve kültürel yaşamlarına katkıda bulunmak, çalışanlarımızın sağlığını ve iş güvenliğini sağlayacak tüm önlemleri almaya çalışmak bu yöndeki çabalarımız arasındadır. Büyük ya da küçük, yakın ya da uzak demeden her bir müşterimizin anlamı ve değeri bizim için aynıdır. Bütün müşterilerimiz önceliğimizdir! Kurumsal değerlerimizi oluşturan sürdürülebilir kalite, performans ve yenilik, ürün ve hizmetlerimizdeki detaycı mükemmeliyetçiliğin devamı için bizi hiç durmadan çalışmaya ve gelişmeye yöneltmektedir.