09.12.2021 - 13:31 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
İngiliz memur, Taliban'dan kaçmak için umutsuzca yollanan binlerce e-postayla ilgilenen tek kişi olduğunu iddia etti.
Raphael Marshall, yetkililer evden çalıştıkları ve fazla mesai yapmayı reddettikleri zaman, Dışişleri Bakanlığı'ndaki masa başı işler için askerlerin hazırlanmak zorunda kaldıklarını ortaya koydu.
'BORIS JOHNSON YALAN SÖYLEDİ'
Eski dışişleri bakanı Dominic Raab'ı kararları geciktirerek kurtarma çabalarını baltalamakla suçlayan Marshall, Başbakan Boris Johnson'ın milletvekillerine okunmamış mesaj olmadığını söyleyebilmek için binlerce yalvaran e-postanın açıldığını, ancak hiçbirinin okunmadığını iddia etti.
Avam Kamarası dışişleri komitesi Tory başkanı Tom Tugendhat, iddiaların 'Dışişleri Bakanlığı'nın liderliğiyle ilgili soruları' gündeme getirdiğini belirtti.
Panel bugün, Ağustos ayında Kabil'den kaçmaya çalışan Afganların talepleriyle ilgilenmekle görevli bir memur olan Marshall tarafından yazılmış 39 sayfalık bir dosya yayınladı.
Marshall, 'özel durumlar' ekibine başvuran 75 bin ila 150 bin kişinin yüzde 5'inden azının yardım aldığını tahmin ediyor.
GERİDE KALANLAR ÖLDÜRÜLÜYOR
İngiliz memur, "Geride kalanlardan bazılarının o zamandan beri Taliban tarafından öldürüldüğü açık" diye uyardı ve şunları sıraladı:
- İki haftalık tahliye çabası sırasında, bir öğleden sonra e-postalarla ilgilenen tek kişi oydu;
- Neredeyse sürekli olarak mail kutusunda 'lütfen çocuklarımı kurtarın' gibi umutsuz konu satırlarıyla 5 bin okunmamış mesaj bulunuyordu;
- Dışişleri Bakanlığı'ndaki personel krizi, ekip liderleri de dahil olmak memurların evden çalışma sistemiyle daha da derinleşti;
- Yetkililer, 'iş-yaşam dengesi'ne öncelik vermek adına ek mesai yapmayı reddetti;
- Belirlenen sekiz saatten fazla çalışan personel 'işten ayrılmaya teşvik edildi';
- Dışişleri Bakanlığı'na yazılan sekiz asker neredeyse bir gün boyunca tek bir bilgisayarı paylaşmak zorunda kaldı;
- Tahliye kriterleri o kadar belirsizdi ki, BBC için çalışan aşçılar ve temizlikçiler kurtarıldı ancak İngiliz askerlerinin yanında görev yapan bazı tercümanlar kurtarılmadı;
- Raab, yeniden biçimlendirilinceye kadar istisnai durumlar listesi hakkında karar vermeyi reddederek gereksiz gecikmeler yarattı.
YÜZLERCE KİŞİ HAKKINDA ÖLÜM-KALIM KARARINI TEK BİR KİŞİ VERDİ
Afganlarla telefon konuşmaları sadece İngilizce yapılabildi çünkü ekipte Peştuca veya diğer Afgan dillerini konuşabilen kimse yoktu. Afganistan hakkında detaylı bilgisi olan, orayı görmüş kimse de yoktu.
Marshall, "Ekipteki bir kişi, hakkında hiçbir şey bilmediği yüzlerce kişi hakkında ölüm-kalım kararı verme konusunda açıkçası dehşete düşmüştü. Kriz merkezindeki birçok kişi Kabil Havalimanı'ndaki gerçek durumu ve acil arama yapma konusundaki gerekliliği gerçek anlamda kavrayamamıştı." diyerek durumu anlattı.
Taliban'ın Ağustos ayında Kabil'in kontrolünü ele geçirmesinin ardından binlerce çaresiz insan İngilizlere kurtarılmaları için çağrıda bulundu.
Tugendhat, "Bunlar çok ciddi iddialar ve Afgan felaketi etrafındaki başarısızlıkların derinine iniyor. Tahliye, bazıları tarafından bir başarı olarak tanımlandı ancak bu iddialar çok farklı bir hikayeye işaret ediyor" dedi.