06.12.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
Güldener Sonumut
Fransa’da ‘VGE’ olarak anılan eski Cumhurbaşkanı Valéry Giscard d’Estaing 94 yaşında hayata gözlerini yumdu. Yeni nesil koronavirüse yakalanan VGE yaşı gereği maalesef hayata tutunamadı.
VGE’nin Fransa, Avrupa Birliği ve dünya ekonomisine çok katkıları oldu. Örneğin dünyanın en sanayileşmiş ülkelerini biraraya getiren G7 toplantılarının fikir babasıydı. ABD, Fransa, İngiltere, Almanya ve Japonya’yı buluşturan G5 toplantısını başlatan lider oldu. Avrupa Ortak Para Birimi Euro’ya öncülük eden ECU’nün oluşturulmasını sağladı.
Fransa’nın ünlü Cumhurbaşkanlarından Charles de Gaulle’ün aksine İngiltere’nin AB’ye üyeliğini destekledi.
Yunanistan hayranı olan VGE’nin Yunanistan’ın AB üyeliği için oynadığı rol herkesin belleğinde. Zira o döneminde Avrupa Komisyonu Başkanı olan İngiliz Roy Jenkins’in kaleminde çalışan Fransız diplomat François Xavier Ortoli, Fransa Cumhurbaşkanı’nı telefonla arayarak her yıl olduğu üzere Avrupa Komisyonu’nun yine Yunanistan’ın AB müktesebatını üstlenecek imkana sahip olmadığı, ekonomik yapısının da AB’nin rekabet politikalarını üstlenecek nitelikte olmadığı gerekçesiyle AB’ye üye olamayacağını değerlendirdiğini iletti. VGE ise belleklerde yer eden efsanevi cevabında “Eflatun ikinci ligde oynatılmaz” diyerek Fransa’nın Yunanistan’ı AB’ye üye yapması konusundaki ısrarını dile getirmiş oldu.
Almanya da, Avrupa Komisyonu’nun görüşlerine rağmen, Fransa’yı kırmamak için, Yunanistan’ın AB üyeliğine göz yumdu. Konstantinos Karamanlis hükümeti VGE’yü Atina’da krallar gibi ağırlamıştı. Yunanistan’ın ekonomik ve dış politikadaki kaderi bu sayede önemli bir şekilde dönüşecekti. Helen kültürü hayranı olan VGE Fransa’da Cumhur-başkanlığı seçimini kaybettikten sonra ‘tefekkür’ etmek amacıyla yakın gazeteci dostlarıyla birlikte Atos dağına çekilmişti.
Her fırsatta Yunanistan’a hayranlığını dile getiren VGE, Türkiye’nin coğrafi, siyasi ve kültürel açıdan AB’de yeri olmadığını düşünüyordu. VGE, AB’nin geleceğini belirleyen konferansın başkanlığını yürüttüğü dönemde tarafsız olması gerekirken bile bu görüşünü ansızın hatırlattı. Toplantılara AB’ye aday ülke sıfatıyla Türkiye adına katılan merhum Mesut Yılmaz ile Kemal Derviş, AB’ye üye olacak bir Türkiye’nin Birliği nasıl güçlendireceğini, Türkiye’nin de olumlu olarak nasıl değişeceğini Almanca ve İngilizce çok güzel bir şekilde aktarıyorlardı. 8 Kasım 2002 tarihinde yayınlanan Le Monde gazetesine ‘zehir zemberek’ bir demeç veren VGE, Türkiye’nin Avrupalı olmadığını, AB’ye üye olmaması gerektiğini, AB liderlerinin Helsinki zirvesine bağlı kalmak mecburiyetinde olmadıklarını, AB’nin yok olmasını isteyen İngiltere’nin Türkiye’nin üyeliğini desteklemesinin de bir tesadüf olmadığını söyleyerek AB kurumlarını da zor duruma düşürmüştü. 2015 yılında ekonomik kriz ile boğuşan Yunanistan’a yönelik olarak tavrını değiştiren VGE, Atina yönetiminin aslında AB’de yeri olmadığını savundu, ancak iş işten geçmişti. Türkiye’nin AB üyeliğine yönelik olarak ise son nefesine kadar fikrini değiştirmedi. Kaderin cilvesi odur ki, İngiltere AB’den ayrıldı. Le Monde gazetesine demeç vermesine aracı olan VGE’nün sözcüsü Nikolaus Meyer-Landrut ise 3 Eylül 2020’den bu yana AB’nin Türkiye temsilcisi...
Almanya AGİT’i yeniden canlandırmaya hazırlanıyor
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) 2000’li yılların başından bu yana pek bir gölgede kaldı. Aslında işlevi hala çok büyük olan, Birleşmiş Milletler’den sonra güvenlik alanında en çok üye ülkeye sahip olan bir kuruluş. Hatta Rusya ile ABD’nin eşit haklara sahip olduğu, Avrupa, Amerika ve Rusya’yı bir araya getiren değerli bir platform. Ancak üye ülkelerin kuruma olan kısmi ilgisizliği, ABD’nin NATO’yu tercih etmesi, Fransa’nın AGİT’in bazı görevlerini merkezi Strasbourg’da bulunan Avrupa Konseyi veya Avrupa Birliği’ne devretme çabaları, AGİT’in yaptığı çalışmaların uzun süre basına ve kamuoyuna yansımamasına neden oldu. Kuşkusuz 2000 yılından bu yana hepsi iyi niyetle çalışan AGİT Genel Sekreterlerinin pek medyatik ve dünya kamuoyunda tanınan kişiler olmamalarının da payı var.
Ancak Almanya, AGİT’i yeniden canlandırma çabasında. Avrupa Konvansiyonel Kuvvetler Antlaşması (AKKA), askeri kuvvetlerin denetimine imkan veren Viyana Belgesi, ulusal azınlıklar, medya özgürlüğü ve demokratikleşme ile Ukrayna konusunda son derece yetkili olan AGİT’in etkinliğini yeniden arttırmayı hedefleniyor. Bu çerçevede geçtiğimiz Temmuz ayında görev süresi sona eren İsviçreli Genel Sekreter Thomas Greminger’in yerine halen Avrupa Birliği Konseyi’nin Genel Sekreteri olan Alman Helga Schmid’i aday gösteren Berlin yönetimi, Türkiye’nin de desteği ile adayını göreve seçtirme başarısını elde etti.
Türkiye’nin de yakından tanıdığı Helga Schmid, Almanya Şansölyesi Angela Merkel’in isteği ve Berlin yönetiminin etkin çok taraflılık politikası çerçevesinde aday gösterilmişti. Almanya, Fransa’nın aksine güvenlik alanında stratejik otonomisini AB üzerinden değil, AGİT ve NATO üzerinden temin etmeyi tercih ediyor. AGİT’in kuruluşunun 45’inci, Paris şartının da 30’uncu yıl dönümünde Ukrayna Özel Gözlem Misyonu’nun başında Büyükelçi Halit Çelik’in bulunduğu AGİT’in Berlin yönetimi tarafından yeniden parlatılması Türkiye açısından da son derece önemli.