06.08.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
Ege Doğaç Erdoğan - ede@milliyet.com.tr / Demokrasi ve özgürlük savunucusu olduğunu iddia eden Batı’nın samimiyetinin en basit göstergesi jeopolitk çıkarları tehlikeye düştüğünde nasıl tavır aldığıdır. Myanmar (Burma) 2021’den beri askeri cunta tarafından yönetiliyor. Yıllardır demokrasi kahramanı olarak lanse edilen Aung San Suu Çi askeri darbeyle indirilmiş ve tutuklanmıştı. Sözlü kınamaların dışında elle tutulur bir yaptırım uygulamayan AB ve ABD, Myanmar’ı Çin’in etki alanının içinde görmek istemiyor. Bu sebeple de cuntayla iyi ilişkiler gütme arzusundalar. Geçtiğimiz hafta içinde Myanmar tekrar dünya gündemindeydi. Ülkenin devlet televizyonunun duyurduğuna göre Su Çi’nin 33 suçundan 5’i affedildi. Darbe hükümetinin neden böyle bir hamle yaptığı merak konusu ancak son gelen bilgilere göre Suu Çi halen hapishanede bulunuyor. Affın 7000 kişiyi içeren genel bir af kapsamında olduğu söyleniyor. Duruşmalara medya ya da gözlemci sokulmadığı ve avukatının gazetecilere konuşması engellendiği için elimizde çok kısıtlı bilgi mevcut. Uluslararası kamuoyunun artık 21. Yüzyılda askeri darbelere karşı halen kendi çıkarlarını düşünerek gereken tepkiyi veremiyor oluşu düşündürücü.
Aung San Suu Çi aslında yakın tarihin en büyük hayal kırıklıklarından biri olarak kayda geçecek. Yıllarca demokrasi savaşçısı olarak anılan, halkının özgürlüğü uğruna kendi özgür yaşamından feragat ediyor imajı veren Suu Çi, Arakan soykırımına sessiz kalması sebebiyle sert eleştirilere maruz kalmıştı. 15 yıl ev hapsinde tutulan, Nobel Barış Ödülü’ne layık görülen ancak ödülünü almaya dahi gidemediği için oğullarını gönderen, eşinin cenazesine dahi katılmasına izin verilmeyen Suu Çi, baskıya, otokrasiye, militarist rejimlere karşı bir cesaret timsali olarak nam salmıştı. Doğu Asya’nın Mandela’sı diye nitelendirebileceğimiz Suu Çi 2016’da serbest bırakılıp dışişleri bakanı ve hükümet başdanışmanı olarak ülkeyi yönetirken ne yazık ki bir Mandela olmadığını göstermişti. Arakan’da Müslümanların katledilmesine göz yuman, Birleşmiş Milletler’in ve sayısız uluslararası kuruluşun raporlarını reddeden Suu Çi, aslında Batı’nın yüceltmeye çalıştığı gibi bir demokrasi kahramanı olmadığını gözler önüne sermişti.
Mazlum zamanla zalim olurmuş derler. Nazi soykırımından sonra İsrail’in yıllardır Filistin halkına yaptığı zulüm bunun en belirgin kanıtlarından. Yıllarca militarist rejimin baskısı altında kalan Suu Çi’de benzer şekilde gücü eline aldığında bu sefer zulmeden taraf oldu. Zamanla Batı kendi parlattığı demokrasi kahramanını unuttu. 2021’den beri tutuklu bulunan Suu Çi’nin af haberi bile ertesi gün konuşulmaz oldu. Myanmar’ı yöneten cunta liderleri Batı’ya bir mesaj mı veriyor yoksa kendi halkıyla barışmak için bir zeytin dalı mı uzatıyor zaman gösterecek.
Myanmar neden önemli?
Myanmar Çin ve Hindistan’ın arasında, yüzü Hint Okyanusu’na bakıyor. ABD ile Çin arasında yükselen tansiyon sebebiyle jeopolitik konumu daha da büyük bir önem kazandı. ABD bu stratejik konumdaki Asya ülkesini Çin’e kaptırmak istemiyor. Bir yandan başkan Biden’ın Trump’a karşı kazandığı seçim zaferinde demokrasiye yaptığı güçlü vurgu, bir yandan ulusal çıkarlar Amerikan hükümetini zor durumda bırakıyor. 2021’deki darbeden sonra yaptırımlar uygulanıp, askeri cunta üzerinde baskı kurulmaya çalışılıyor izlenimi verilse de ‘duman dolu odalarda’ nasıl bir perde arkası diplomasisi izleniyor tahmin etmek çok zor değil. Şunu da unutmamak lazım, Myanmar da fazla Çin’e yaklaşmak istemiyor olabilir. 1960 ve 70’lerde Çin’in hükümet karşıtı silahlı örgüt Burma Kömünist Partisi’ni desteklemiş olduğu hala Myanmar’ın hafızasında. Bu yüzden ne Çin’e ne de Batı’ya çok bağlı kalmadan bir denge politikası izlemeye uğraşıyorlar.
Sıkıyönetim uzatıldı
Geçtiğimiz hafta Aung San Suu Çi’ye kısmi affı açıklayan generaller aynı zamanda ülkedeki sıkıyönetimin de uzatıldığını bildirdiler. 2021’de ordu yönetime el koyduğundan beri yürürlükte olan sıkıyönetim tekrar uzatılmış oldu. 2020’deki seçimlere hile karıştırıldığı iddiasıyla seçilmiş hükümeti deviren ve Suu Çi ile birlikte partisi Ulusal Demokrasi Birliği’nin önde gelenlerini tutuklayan darbeciler, en yakın zamanda yeni seçimlerin yapılacağı vaadini vermişlerdi. Sıkıyönetimin uzatılması seçimlerin yine erteleneceği anlamına geliyor. Halk tarafından büyük protestolarla karşı karşıya kalan cunta liderlerinin af açıklamalarının bu tepkiyi biraz azaltmak için yapıldığı ihtimalini akıllara getiriyor.