DünyaTürkiye kökenlilerin Avrupa’da şahlanışı

Türkiye kökenlilerin Avrupa’da şahlanışı

23.07.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:

İlk yıllarda daha çekingen bir tavır sergileyen Avrupa’daki Türk kökenliler siyasette de ağırlıklarını hissettirmeye, ipleri ellerine almaya başladı.

Türkiye kökenlilerin Avrupa’da şahlanışı

EGE DOĞAÇ ERDOĞAN - 13. Yüzyıl’dan 16. Yüzyıl’a kadar yaklaşık 300 yıl boyunca Mısır’ı Memlük Devleti yönetmiştir. Memlükler Moğol istilalarını püskürtmüş, Haçlılara karşı zaferler kazanmış, Kuzey Afrika ve Orta Doğu’da yüzyıllar boyu hüküm sürmüşlerdir. Kelime anlamı olarak memlük Arapça ‘efendisinin temellükü altında bulunan köle’ demektir. Orta Asya’dan Arap Yarımadası’nı kullanarak Orta Doğu ve Mısır’a göçmüş Türklerdir aslında Memlükler. Becerikli, disiplinli ve cesur savaşçılar olarak nam salan Memlükler’in askeri hizmetlerinden Mısır’ı yöneten Eyyübi saltanatı istifade eder.

Haberin Devamı

FİLM GİBİ HİKÂYE

Zamanla idarede güçlü konuma gelen bu sınıf 1250’de kontrolü Eyyubilerin elinden alır. Köle olarak geldikleri toprakların hükümdarları haline gelirler. 20. Yüzyılda bir başka büyük göç dalgası da Anadolu’dan Batı’ya, özellikle Avrupa’ya gerçekleşti. Başlarda daha çekingen bir tavır sergileyen Türkiye kökenliler artık siyasette ipleri ellerine almaya başladılar. Türk ve Anadolu toplumunun genlerine işlemiş olan yönetme arzusu tekrar kendini gösterir hale geldi.

BAŞBAKAN OLMASINA KESİN GÖZÜYLE BAKILIYOR

Bir sonraki Hollanda başbakanı olmasına kesin gözüyle bakılan Ankara doğumlu Dilan Yeşilgöz’ün filmlere konu olacak hikâyesi kamuoyunda ilgi uyandırdı. Mülteci teknesinden hükümet başkanlığına uzanan bu serüven akıllara iki hususu getirdi: Türklerin yaşadıkları ülkelerdeki faaliyetleri ve genel olarak göçmenlerin siyasette giderek aktifleşen rolü. 1960’larda, özellikle Almanya’ya giden Türklerin yaşadıkları entegrasyon sorunları sebebiyle bırakın idarede aktif olmayı, sadece normal bir hayat sürmekte bile zorlanan bir göçmen kitlesinden bahsetmek mümkün. Bu tabii pek doğal bir durum zira kültürü, dili, dini başka olan bir toplumda sıfırdan hayat kurmak pek kolay değil. Fakat ikinci ve üçüncü nesil, ve daha sonradan Avrupa’ya göç etmiş olanlar artık entegrasyon sürecini tamamlayarak içinde yaşadığı topluma yön vermek için yeterli cesareti elde etmiş durumda.

Haberin Devamı

YÜKSELME DEVRİ’NİN SONU

Yıllar süren aşağılılık kompleksini yıkan, Avrupalı “efendilerine” şirin gözükmek yerine kendini onlarla eşit görerek siyaset yapan bir isimden bahsetmek istiyorum: Tunahan Kuzu. Artık bir yerlere gelmek için Türkiye’yi kötülemek, Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın deyimiyle “yamanmak” dışında da bir yolun mevcut olduğunu gösteren Kuzu, Hollanda’da DENK Partisi’nin kurucusu. 1981 İstanbul doğumlu siyasetçi küçük yaşta Maassluis kentine göç edip orada bir hayat kurar.

2001-2006 arasında Erasmus Üniversitesi’nde okuyan Kuzu, 2008’de Hollanda İşçi Partisi’nden Rotterdam meclisine seçilir; 2012’de bu kez Hollanda Parlamentosu’nda milletvekili olarak görev yapmaya başlar. 2014’te bir başka İşçi Partisi milletvekili Selçuk Öztürk ile birlikte partisinin entegrasyon politikasına karşı çıktığı için ihraç edilir. Öztürk ile beraber bir yıl sonra DENK Partisi’ni kurar. Hollanda’da yaşayan azınlıkların haklarını savunan bir parti haline gelir DENK.

Haberin Devamı

‘ARTIK OYUN BİTTİ’

Basite indirgersek, düşünün ki okul çağındasınız ve şehir değiştirdiğiniz için yeni bir okula başladınız. Başlarda ilk önceliğiniz kendinizi yeni arkadaşlarınıza kabul ettirmek olur. Onların istediği oyunları oynarsınız, hatta kendinizi sevdirmek için bazen hiç haz etmeseniz de onların sevdiği oyunları onlardan bile daha çok sevdiğinizi kanıtlamaya çalışırsınız. Ancak zaman içinde siz de artık o gruptan biri haline gelirsiniz. Hatta sizden sonra gelen çocuklara karşı belki de bu sefer ayrımcılık yapan siz olacaksınızdır. Yeterli gücü ve cesareti elde ettiğinizde de “bu oyun artık sıktı, şimdi ben size bir oyun söyleyeceğim” diyeceğiniz günler gelecektir…

Haberin Devamı

WİLDERS’A TOKAT GİBİ CEVAP!

Tunahan Kuzu, lafını esirgemeyen çetin bir siyasetçi. 2021’de hükümetin düşmesine neden olan sosyal yardım skandalı sonrasındaki seçim sürecinde şu sözleri sarfetmişti: “Her seçimde olduğu gibi bu seçimlerde de Hollandalı Türklere, Türkiye’ye, Müslümanlara ve İslam’a yönelik takıntılar gün yüzüne çıkıyor ve artıyor.”

Türkiye kökenlilerin Avrupa’da şahlanışı

Hollanda Güvenlik ve Terörle Mücadele Kurumu’nun Türkiye, Türkler ve Müslümanlar hakkında güvenlik bilgilerini içeren taslak raporla ilgili, “gerçek olan dünya genelinde terörden en fazla zarar gören ve can kaybeden ülkelerin başında Türkiye’ni gelmesidir.” şeklinde konuşmuştu. Son olarak aşırı sağcı göçmen karşıtı Geert Wilders’ın Türkiye hakkındaki hadsiz ve çirkin paylaşımlarına Atatürk’ü de alet etmesine sert tepki gösteren Kuzu, “Ey Wilders, unutma! Gazi Mustafa Kemal Atatürk hayatı boyınca senin zihniyetinde olan insanlarla mücadele etmiştir. Onun şanlı ismini kirli siyasi oyunlarından uzak tut” paylaşımını yapmıştı. Wilders konusu hakikaten de ilginç. Özünde göçmen ve Türk karşıtı, şu an onu sempatik bulan bazılarının aslında faşist diyecekleri bir siyasi figürün demagojik söylemlerine kanmamak çok önenmli.

Haberin Devamı

MÜSLÜMANLARIN YÜKSELİŞİ

2016’da Sadık Khan Londra Belediye Başkanı seçildiğinde Batı Avrupa’da bir başkentte ilk defa bir Müslüman başkan göreve gelmişti. Geçtiğimiz nisan ayında Hamza Yusuf, İskoçya’nın ilk Müslüman başbakanı oldu. Khan’ın siyasi geleceğinde Birleşik Krallık başbakanlığı hedefi olduğu konuşuluyor.

Böyle bir senaryonun gerçekleşmesi halinde Birleşik Krallık’ın Müslüman liderler tarafından yönetilecek olması gerçeği karşımıza çıkıyor. Fransa’da tezahür eden son olayların da ışığında artık Avrupa’nın kendini bir Hristiyan kulübü olarak görerek İslam’ı gözardı etme lüksünün bulunmadığını söyleyebiliriz.