Dünya'Türk Akımı Rusya ve Türkiye’nin çıkarlarına uygundur'

'Türk Akımı Rusya ve Türkiye’nin çıkarlarına uygundur'

13.11.2015 - 17:00 | Son Güncellenme:

Rusya Devlet Başkanı Putin, "Türk Akımı" projesinin Rusya ve Türkiye’nin çıkarlarına uygun olduğunu ifade ederek, "Türk Akımı üzerindeki çalışmaların ivmesini yitiriyor' görüşüne katılmıyorum" dedi.

Türk Akımı Rusya ve Türkiye’nin çıkarlarına uygundur


Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Antalya’da düzenlenecek G20 Zirvesi öncesi AA ve Interfax haber ajansının ortak sorularını yazılı olarak cevapladı.

Haberin Devamı

Rusya Devlet Başkanı Putin, Antalya’da düzenlenecek G20 Zirvesi'nde, dünya ticaretinin ve mevcut çok taraflı ticari işbirliği mekanizmalarının değerlendirilmesini ümit ettiğini belirterek, "G20’deki Türk başkanlığının çalışmalarından genel olarak memnuniyet duyuyoruz. G20’nin Saint Petersburg ve Brisbane Zirvelerinde kabul edilen kararların hayata geçirilmesinde devamlılık muhafaza edilebildi. Mevcut gündem, yeni fikirlerle tamamlandı" dedi.

G20’nin küresel rolü, Batı’nın Rusya’ya yönelik ekonomik yaptırımlarının sonuçları, Suriye’deki Rus hava saldırıları ve Ukrayna’nın doğusundaki ayrılıkçılarla merkezi hükümet arasındaki uzlaşma çabalarını değerlendiren Putin'in sorulara verdiği yanıtlar şöyle:

Haberin Devamı

SORU: G20, 2008-2009 yıllarındaki ekonomik kriz döneminde küresel problemlerin çözümü için önemli bir platform haline gelmişti. Kanaatinizce G20'nin rolü o zamandan bu yana azaldı mı? Bu format sayesinde pratikte çözülebilecek güncel meseleler nelerdir?

CEVAP: Küresel ekonomi ve maliye sistemlerinin yönetiminde Yirmiler Grubu'nun rolü gittikçe artmaktadır. G20 tarafından alınan kararlar sayesinde 2008-2009 yıllarındaki kriz sonuçlarının atlatılmasının yanı sıra, küresel mali piyasaların istikrarlılığı ve şeffaflığının arttırılması için de elverişli koşullar oluşturulmuştur.

"Suriye operasyonu için gerekli mali kaynaklar önceden öngörüldü"

SORU: Batı’nın ve özellikle NATO'nun Rusya'nın Suriye'deki hava saldırılarına karşı bu kadar olumsuz tavır sergileyeceklerini öngörmüş müydünüz? Bu durum Rusya’nın Suriye’deki operasyonunun süresini etkileyebilir mi? Rusya’nın Suriye’de uzun süreli çatışma ortamına sürüklenme tehlikesi var mı? Ve operasyonun maliyeti Rusya’nın bütçesini ne derece etkiliyor?

CEVAP: Biz askeri harekatın başlanmasıyla ilgili olarak ABD'yi ve NATO yönetimini önceden bilgilendirdik. Rusya ve ABD’nin Suriye krizi ile ilgili tutumlarında görüş ayrılıkları ilkesel nitelik taşısa da, Amerikan tarafının baş çektiği DAEŞ karşıtı uluslararası koalisyonla en azından bu gibi durumlarda normal sayılacak askeri ve uzman düzeyinde sıkı bir koordinasyon gerçekleştireceğimizi ümit ediyorduk. Ancak Amerikan ve Batılı partnerlerimiz, çok temkinli yaklaştı. Halbuki Suriye’de kol gezen DAEŞ ve benzeri terörist gruplar ülkelerimiz için kayıtsız şartsız olarak ortak bir tehdit oluşturmaktadır.

Haberin Devamı

Bu arada biz, operasyonlarımızda terörist grupların bulunduğu yerlerle ilgili tüm teyit edilmiş bilgileri dikkate almaya hazırız. Hatta Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile işbirliği tecrübemiz bile var. Rus Hava kuvvetleri, ÖSO'nun işaretlediği birkaç hedefi vurdu. Bu arada ÖSO tarafından kendi denetimleri altında bulunduğunu işaretledikleri bölgeleri de operasyonumuzun dışında tuttuk. Bu, sözde ‘ılımlı’ muhalefeti ve sivilleri bombalamadığımızı bir kez daha teyit ediyor.

Suriye’de ne BM Güvenlik Konseyi’nin ilgili kararı, ne de Suriye yönetiminin talebinin olmadığı koşulda operasyon düzenleyen yani uluslararası hukuku ihlal ederek operasyon düzenleyen ABD ile yine de işbirliğine hazırız.

Haberin Devamı

Suriye’deki operasyonun süresiyle ilgili olarak Rus kuvvetlerinin önüne net bir vazife koyulmuştur. Bu vazife Suriye ordusunun teröristlerin hedeflerine hücum etmesine havadan destek vermekten ibarettir. Dolayısıyla askerlerimizin orda bulunacağı süre tamamen bu hedefin yerine getirilmesine bağlı olarak belirlenecektir.

Son olarak şunu kaydetmek istiyorum. Suriye’deki harekatımız, olası riskleri ve sonuçlarıyla beraber en ince detayına kadar defalarca ölçülüp biçilmiş ve operasyon için gerek mali, gerekse teknik olan gerekli tüm kaynaklar önceden öngörülmüştür.

SORU: G20 zirvesinde Ukrayna’nın doğusundaki durum da gündeme gelebilir. Minsk Anlaşması süreci nasıl işliyor?

CEVAP: Silahlı çatışmaların fiilen durdurulduğu ve bombardımanların aza indirilmesi durumunda Ukrayna’ya ölümcül silahların sevkiyatlarını mümkün kılan kararların Amerikan Kongresi tarafından neden alındığını anlayamıyoruz. Savaşı tekrar alevlendirmek ve silahlı çatışmaları provoke etmek niyetleri mi var acaba?

Minsk Anlaşmaları’nın yerine getirilmesinin uzatılması ile ilgili durumu fazlaca dramatize etmek istemiyorum. Belli zorluklara rağmen bu anlaşmalar yerine getirilmekte, ve en önemlisi, hükümleri, prensipleri ve mantığı şüphe altına sokulmamaktadır. Söz konusu olan, tarihlerin sadece teknik olarak uzatılmasıdır. Ancak Donbass’ın dondurulmuş ihtilafa dönüşmesi riski hala varlığını korumaktadır.

Haberin Devamı

Soru: AB ülkeleri ve ABD'nin ülkenize yaptırım uyguladığı bir dönemde Türkiye, Avrupa'dan gelen tepkilere rağmen Rusya ile ekonomik, siyasi ilişkilerini sürdürdü. Türkiye ile Rusya'nın ilişkisinde nasıl bir gelecek görüyorsunuz?

Cevap: ABD ve AB yaptırımlar uygularken Türkiye müstakil bir tutum sergiledi. Ankara’nın bağımsız ve kendi milli çıkarlarına uygun bir dış politika izlemesi derin bir saygıya layık. Böyle pragmatik bir yaklaşım başta iş dünyasındaki temaslar olmak üzere Rus-Türk işbirliğinin gelişmesi için yeni ufuklar açmaktadır. Türkiye bizim öncelikli dış ekonomik ortağımız.

Gerçekten, devletlerimizin Suriye krizinin çözülmesine ilişkin tutumları farklılık göstermektedir. Fakat aynı zamanda Rusya ile Türkiye’nin ortak önceliklerinin olması önemlidir. Ülkelerimiz bölgedeki durumun normalleştirilmesi ve teröre etkin olarak karşı koyulmasından yanadır. Bu arada mevcut anlaşmazlıklar ikili ilişkilere zarar vermemelidir.

"Türk akımı Rusya ve Türkiye’nin çıkarlarına uygun"

Soru: Türk Akımı projesini açıklamanızın üzerinden 10 ayı aşkın süre geçti. Bu süre içinde önemli bir aşama katedilemedi. Üstelik Rus tarafı projenin kapasitesini yarıya düşürdü. Türkiye ile Rusya arasında ciddi görüş ayrılıkları olduğu görülüyor. Görüş ayrılıklarının sebebi siyasi pozisyonlar mı yoksa ekonomik konular mı?

Cevap: Türk Akımı üzerindeki çalışmaların ivmesini yitiriyor' görüşüne katılmıyorum. Bu kadar büyük bir projeyi aniden geliştirmek ve üzerinde mutabakat sağlamak mümkün değil. En önemlisi şu ki bu proje tam olarak Rusya ve Türkiye’nin çıkarlarına uygundur. Bu konuda Türk meslektaşım Sayın Recep Tayyip Erdoğan’la hemfikiriz.

Biz, bu projenin gerçekleştirilmesi için gerekli hukuki zemini sağlayacak olan ikili hükümetlerarası anlaşmaya dair düşüncelerimizi Türk tarafına haziran ayında ilettik. Kurulacak yeni Türk hükümetinin bu anlaşmanın ana unsurları üzerindeki inceleme çalışmalarını kısa süre içinde yapacağını umuyoruz.

Rusya'nın Suriye politikası

Soru: Rus hava operasyonlarında vurulan hedeflere ilişkin yoğun tepkiler var, bunların haklılık payı hiç mi yok? Siz, Suriye'nin geleceğini Suriye halkı belirleyecek diyorsunuz, şu anda Şam yönetimine karşı savaşanlardan hangi grupları Suriye halkı olarak görüyorsunuz?

Cevap: Biz gerçekten başından beri Suriye’nin geleceğini Suriye halkı tarafından belirlenmesini savunduk ve savunmaya devam ediyoruz. 30 Ekim tarihinde Viyana’da düzenlenen Uluslararası Suriye Destekleme Grubu toplantısı sırasında 17 devletin Dışişleri Bakanları ile BM ve AB temsilcilerinin bu yaklaşımı, nihai ortak bildiride toplu görüş olarak tespit ederek desteklediğinden memnuniyet duyuyoruz.

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'ı Moskova’da kabul ederken de bu mantık, yani uluslararası hukuk mantığı ile hareket ettik. Bir düşünelim, eğer biz Moskova’ya dost bir ülkenin başkanını davet ederken önüne iktidarı bırakması ile ilgili soru koysaydık, o zaman bu davranışımız ne derece meşru ve etik olurdu? Suriye egemen bir ülkedir, Beşşar Esad halk tarafından seçilen bir Devlet Başkanı. Onunla bu gibi konuları görüşme hakkımız var mı? Tabiki hayır.

Suriye’deki Hava Kuvvetlerimizin operasyonu, bu ülkenin meşru hükümetinin talebi üzerine gerçekleştiriliyor, bunu özellikle kaydetmek istiyorum. Tekrar ederim, ana hedefi Esed'i desteklemek değil, uluslararası terörle mücadele etmektir. Devamlı sözde "ılımlı" muhalefeti bombalamakla suçlanıyoruz, oysa buna dair herhangi bir kanıt yok. Dahası, Özgür Suriye Ordusu dahil olmak üzere muhalif güçlerle işbirliği yapıyoruz. Rus Hava Kuvvetleri gösterdikleri hedefleri birkaç defa vurdu.

Antalya'daki G20 zirvesi

Soru: Türkiye başkanlığındaki G20 zirvesinde uluslararası terör ile mücadele konusunun ele alınması beklenmektedir. Türkiye’nin G20’deki başkanlığını nasıl değerlendiriyorsunuz? Antalya zirvesinin gündemine hangi konuları koymayı planlıyorsunuz? Zirve kapsamında ikili görüşmelerinizin takvimi belirlendi mi?

Cevap: Gerçekten, G20 Antalya zirvesinde Türk başkanlığının önerisi üzerine terörle mücadele ve göçmenlerle ilgili durum ele alınacak. Bu da şaşırtıcı değil. Bizce, işbu konular ile zirve gündemi arasında doğrudan bir bağlantı vardır.

Yapılacak tartışmanın işte konuların pratik çözümüne katkıda bulunacağından ve terörle mücadele ve göçmen krizi ile ilgili ortak yaklaşımlarımızın yer alacağı dengeli bir sonuç belgesi ile pekiştirileceğinden eminim.

Antalya’da dünya ticaretinin ve mevcut çok taraflı ticari ve ekonomi işbirliği mekanizmalarının geleceğini detaylı olarak ele alabileceğimizi ümit ediyorum.

G20’deki Türk başkanlığının çalışmalarından genel olarak memnuniyet duyuyoruz. G20’nin Saint Petersburg ve Brisbane zirvelerinde kabul edilen kararların hayata geçirilmesinde devamlılık muhafaza edilebildi. Mevcut gündem yeni fikirlerle tamamlandı. Aralarında ‘G20 Kadınlar’ (Women20) formatının kurulması ve Küçük ve Orta İşletmeler Dünya Forumu'nun düzenlenmesidir.

G20 enerji bakanlarının ilk toplantısının düzenlenmesi Türkiye’nin önemli girişimi oldu. Bu toplantıda Sahra altındaki Afrika ülkelerinde çağdaş enerjiye erişimin sağlanması, enerji etkinliğinin arttırılması, yenilenebilir enerji kaynaklarının geliştirilmesi ve özellikle enerji altyapısına yatırımların çekilmesi ve temiz teknolojilerin benimsenmesi gibi konular ele alındı.

Yazarlar