20.10.2022 - 06:59 | Son Güncellenme:
Derleyen: Zeynep Dilara Akyürek / Milliyet.com.tr - 1918-1928 yılları arasında enerji veren, gençleştiren ilaçlar dünya genelinde çok popülerdi. 'Radithor' de o dönemde çok sık kullanılan ilaçlardan biriydi. ABD'nin New Jersey eyaletindeki Bailey's Radium Laboratories, Radithor’u piyasaya çıkardığında enerji içeceği olarak tanıttı. 20'nci yüzyılın başlarında radyum maddesinin gücü yeni keşfedimişti. Bu maddenin ışıltı yaydığının tespit edilmesinden sonra birçok alanda gücüne başvuruldu. Kimse onun zararlarından bahsetmiyor, yalnızca yaydığı ışığa odaklanıyordu. Marie Curie tarafından bulunan madde, kısa bir süre içinde ABD'de de her alanda kullanılmaya başlandı. Özellikle harfleri renkli ve gece görünür olan kol saatleri satışları rekor kırdı. Durum böyle olunca radyum, uygulanabilirliği sorgulanmadan birçok alana hizmet verir hâle geldi.
ŞAMPUANI BİLE VARDI
Öyle ki 1911'de İngiltere'nin başkenti Londra'da 'Caradium Hair Restorer' adlı bir ürün piyasaya sürüldü. Saçları onarıp parlatan ve kuvvetlendiren bir ürün olduğuna dair reklamlar yapılıyor ve ürün gitgide popülerleşiyordu. 'Cavendish Radium' markası sadece saç bakım ürünleri de üretmiyordu. Geniş bir ürün yelpazesi olan şirket, radyum kadar zehirli bir maddenin başrolde olduğu diş macunları, cilt bakım kremleri, parfümler de çıkarmıştı. Temas ederek ya da soluyarak büyük bir etki yaratmıyor olsa da bir zehrin ağız yoluyla kana karışmasının ya da enjekte edilmesinin önüne geçilemez sonuçları olabilirdi. Nitekim öyle de oldu.
ACISINI DİNDİRMEK İÇİN TAVSİYE: RADYUM!
Eben Byers asıl mesleği sanayicilik olsa da başarılı bir amatör golfçüydü. Sporcu olduğu için vücudunu güçlendirmek ve formda olmak gibi dertleri sıradan bir yaşam sürenlere oranla daha fazlaydı. Ancak faydalı ve mucizevi olduğuna inanılan radyum onun sonu olacaktı. Hatta Byers’in ölümüyle bir perde kapanacak ve dünya artık 'ilaç' değil, 'zehir' kullandığını görecekti. Peki Byers neler yaşadı?
1927 yılında bir spor müsabakasında yaralanan 47 yaşındaki Byers, olaydan sonra acısını dindirmek için doktora başvurdu. Karşısındaki doktor ona hızlı toparlanabilmesi ve acıyı etkili bir şekilde dindirebilmesi için 'Radithor' kullanmasını tavsiye etti. Kullandığı ilk andan itibaren kendini çok iyi hisseden Byers, ilacı uzun yıllar kullanmaya devam etti. İlk başta bu ilaçtan günde 1 şişe kullanırken daha sonra bu doz günde 3 şişeye çıktı. İlacın bağımlısı olan Byers 1931'e kadar bu ilacı tam 4 yıl boyunca kullandı. Toplamda 1400 şişeden fazla 'Radithor' kullanmıştı. Bütün iç organları parçalanan, vücudundaki tüm sinirleri eriyen ve kemikleri dahi kırılan Byers'ı kurtarmak için doktorlar seferber oldu.
33 YIL ORTAYA ÇIKAN KORKUNÇ SONUÇ
Yaklaşık bir yıl boyunca yoğun tedavi gören talihsiz adama radyumdan eriyen kendi çenesi yerine protez bir çene yapıldı. Fakat iç organları ağır derecede hasar görmüştü. Vücudunda delikler bile oluşan Byers, tüm çabalara rağmen 31 Mart 1932'de çoklu organ yetmezliğinden hayatını kaybetti. Bu olaydan sonra şirket kapatıldı ancak ilaç tüm dünyada zararlı olarak kabul edilmesine rağmen farklı adlarla satılmaya devam etti. Byers'in cansız bedeni de kurşundan bir tabutla karantina altına alınmış bir bölgeye gömüldü.
ABD'nin Boston şehrindeki Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nde (MIT) nükleer fizik profesörü olarak görev yapan Robley D. Evans, talihsiz adamın trajik ölümünden 33 yıl sonra cesedini mezardan çıkardığında Byers'in vücudundaki toplam radyum seviyesini yaklaşık 1000 μCi (37 MBq) olarak hesapladı. Bu, bir insanın dayanabileceğinden çok daha fazla bir orandı.
Ölüm nedeni zamanın terminolojisi kullanılarak 'radyasyon zehirlenmesi' olarak adlandırıldı, ancak bunun nedeni akut radyasyon sendromu değil, kanserdi. Bu acı dolu ölümün sorumlusu ise 'Radithor'dü. Byers’den sonra radyumla ilgili araştırmalar arttı ve sonuçta '88' numaralı elementin gerçek yüzü ortaya çıktı. Radithor de bir daha kullanılmamak üzere tarihin tozlu sayfalarına gömüldü. Artık tüm dünya bir neslin seri katilini tanıyordu.