22.02.2023 - 14:02 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr; BBC Türkçe
24 Şubat 2022, modern tarihin kırılma noktası oldu. Perşembe günü sabaha karşı Ukrayna'ya saldırı emri veren Rus lider Vladimir Putin, tüm Batı dünyasını karşısına alırken işgal girişiminde beklemediği bir hezimet yaşadı. ABD'nin başını çektiği Batılı ülkeler, Ukrayna'ya on milyarlarca dolarlık silah gönderdi ve özellikle HIMARS füzelerinin cephe hattına ulaşmasıyla savaşta bir dönüm noktası yaşandı. Rus işgalcilerin ilerleyişi durduruldu, karşı taarruza geçen Ukraynalılar Harkov ve Herson'u geri aldı. Kış mevsimine girilmesiyle muharebe Donbas'taki stratejik şehir Bakhmut'ta kilitlendi, Ruslar aylardır söz konusu şehri ele geçirmeyi deniyor.
Yedi ay direndikten sonra Eylül 2022'de seferberlik kararını 'kısmi' olarak ilan eden Rusya lideri Putin, 'özel askeri operasyon' adını taktığı işgalin yıldönümünde Batılı ülkelere öfke saçtı, ABD ile imzaladıkları stratejik silahsızlanma anlaşması Yeni START'ı askıya alacaklarını duyurdu. Aynı gün ABD lideri Joe Biden, Atlantik ötesi ortaklığın Rusya'ya karşı gücünü göstermeyi hedefleyen bir ziyarete imza attı. Ukrayna'nın batı komşusu Polonya'dan Putin'e yanıt veren Biden, Rusya'nın savaşta bir zafer kazanamayacağını söyledi.
İşgalin yıldönümünde ABD ile bir diğer süper güç Çin arasındaki kavga da kızışmış durumda. İki ülkenin en üst düzey diplomatları, ABD semalarında uçarken vurulan Çin casus balonunun yol açtığı diplomatik krizin gölgesinde, Münih Güvenlik Konferansı'nda bir araya geldi.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, bugüne kadar Rusya'yı işgal nedeniyle kınamayan Pekin yönetiminin Moskova'ya silah ve cephane desteği vermeyi planladığını söyledi. Blinken, Çin'li şirketlerin halihazırda Rusya'ya 'ölümcül olmayan' destek sağladığını ancak yeni istihbarata göre Ukrayna savaşında kullanılmak üzere silah desteğinin de gündemde olduğunu vurguladı.
Çin'i hedef alan Amerikan Dışişleri Bakanı'nın söz konusu adımın 'ciddi sonuçlar' doğurabileceği yönündeki uyarısına, Pekin yönetimi ateş püskürdü. Çin Dışişleri Bakanlığı, Washington'ın 'sahte' bilgiler yaydığını savunup "ABD'nin, Çin-Rusya ilişkileri üstüne zorlama ve baskıyı bir yana bırakın suçlamada bulunmasını bile kabul etmiyoruz" açıklamasını yaptı.
Rus tanklarının Ukrayna'ya girmesinden sadece 20 gün önce Putin, Çinli mevkidaşı Şi Cinping ile bir araya gelmişti. Bu tarihi buluşmada iki lider 'sınırsız dostluk'tan söz etti ve 'işbirliğinin dışında kalan hiçbir alan olmayacağını' söyledi. İngiltere'nin önde gelen gazetelerinden Financial Times, söz konusu randevuda Putin ve Şi'nin Ukrayna konusunu da konuştuklarını, kaynaklarının doğruladığını yazdı. Financial Times'taki haberde en dikkat çekici ayrıntı, Putin'in Çinli mevkidaşına Ukrayna'yı işgale hazırlandığından bahsetmemiş olmasıydı.
Geride kalan bir yılda Pekin yönetimi Rus ordusunun Ukrayna'daki savaşta ortaya çıkan başarısızlığını hayretler içinde izledi. Çin'in, işgalin başlangıcından çok kısa süre önce ilan ettiği 'sınırsız dostluk' kavramını gözden geçiriyor olabileceğine dair işaretler de ortaya çıktı.
Tüm bu mevcut tabloda, tam da işgalin yıldönümüne saatler kala Çin'in en kıdemli diplomatı Wang Yi Moskova'yı ziyaret ediyor. Dışişleri Bakanlığı görevinden sonra Çin Komünist Partisi (ÇKP) Merkezi Dış İlişkiler Komisyonu Direktörü unvanı verilen Vang Yi'nin Moskova gezisindeki zamanlama, gözden kaçacak gibi değil.
Wang Yi'in Moskova'daki ilk randevusu, Putin'in 50 yıllık sırdaşı Rusya Güvenlik Konseyi Sekreteri Nikolay Patruşev'leydi. Wang Yi'nin bugünkü ilk görüşmesi ise, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'la gerçekleşti. Rus haber ajansları, Lavrov'un Wang Yi'nin yanında yürürken gülücükler saçan fotoğraflarını dünyaya servis etti. Çin'in bir numaralı diplomatı, Rusya ile yeni anlaşmalar imzalayacaklarını kaydedip ikili ilişkileri derinleştirmek ve güçleştirmek çalıştıklarını bildirdi.
Kremlin ise, Wang Yi'nin gün içinde Vladimir Putin'le de görüşeceğini açıkladı. Saatler sonra Putin ve Çinli diplomat bir araya geldi.
Wang Yi'yi Moskova'da ağırlamaktan memnuniyet duyduklarını belirten Putin, Rusya ve Çin ilişkilerinin iyi bir şekilde geliştiğini vurguladı, işbirliğinde yeni bir 'dönüm noktası'na ulaştıklarını söyledi. Çin'le işbirliğinin Rusya için çok önemli olduğunu vurgulayan Vladimir Putin, Çin lideri Xi Jinping'in Moskova'yı ziyaret etmesini beklediklerini de aktardı.
Putin'e göre, Rusya ve Çin ilişkileri uluslararası durumu istikrara kavuşturmak için çok önemli bir rol oynuyor.
Rus televizyonlarının Kremlin'den ekrana getirdiği görüntülerde, Putin'in konuğunu kollarını açarak karşılaması dikkatlerden kaçmadı.
Wang Yi ise, krizlerin ilişkileri etkilediğini ancak aynı zamanda fırsatlar yarattığını belirtip "İlişkilerimiz üçüncü ülkelerin baskısına yenik düşemez. İlişkilerimiz üçüncü ülkeler tarafından yönetilemez" diyerek isim vermeden ABD'ye atıfta bulundu.
Çinli diplomat ayrıca, Pekin'in Moskova ile stratejik ilişkisini derinleştirmek hazır olduğunu da ekledi.
Rus haber ajanslarının servis ettiği fotoğraflarda ise, Putin ve Wang Yi arasındaki görüşmeye Çinli diplomatın daha önce buluştuğu Lavrov ve Patruşev'in de katıldığı görüldü.
Rusya Savunma Bakanlığı ise, Güney Afrika'daki Richard Körfezi'ne ulaşan savaş gemisi Amiral Gorshkov'un görüntüsünü bugün paylaştı. Rus savaş gemisi, Çin ve Güney Afrika ile birlikte tatbikat yapacak.
Amerikan CNN International'ın bugünkü manşeti, 'ABD, Çin ve Rusya ile iki cepheli savaşta yüz yüze' oldu. Ukrayna'nın söz konusu iki cepheli savaşın ilk test edildiği yorumunu yapan CNN analizi, Stephen Collinson imzalı. Batı ile Rusya arasındaki genişleyen büyük güç karmaşasının içine Çin'in kendi stratejik oyunuyla dahil olduğunu belirten Collinson, Pekin yönetiminin tam da Washington'la tırmanan krizin ortasında Wang Yi'yi Moskova'ya gönderdiğini kaydetti.
ABD'nin rakipleri Çin ve Rusya'nın uluslararası hukukun üstünlüğüne meydan okuduğunu dile getiren CNN analizi, Washington'ın halihazırda iki süper güçle aynı anda yüzleştiği yorumunu yaptı.
Wall Street Journal (WSJ) gazetesi ise 'Rusya ve Çin, ABD'nin başını çektiği dünyaya meydan okuyor' manşetini attı. Küresel sahnede gerçekleşen bir dizi sansasyonel olayı sıralayan WSJ, ABD liderliğindeki dünyayı hedef alan meydan okumayla süper güç ilişkilerindeki vahim durumun açığa çıktığını yazdı.
WSJ, bir diğer haberinde Çin lideri Xi Jinping'in Ukrayna'daki işgal sürerken Rusya'yı ziyaret etmeyi planladığını bildirdi. WSJ, gezi için hazırlıkların erken bir aşamada olduğunu ve zamanlamanın kesinleşmediğini belirterek, Xi'nin Rusya'yı Nisan’da veya Almanya'ya karşı İkinci Dünya Savaşı zaferini kutladığı Mayıs başında ziyaret edebileceğini de ekledi.
Ukrayna'da savaşın başlamasından sonra Rusya ve Çin liderleri yalnızca bir kez, geçtiğimiz Eylül ayının ortalarında, Özbekistan'ın Semerkant kentindeki bir uluslararası forumda bir araya geldiler. O sırada Ukrayna güçlerinin, Rusların yalnızca birkaç hafta önce ilhak ettiği geniş bölgeleri geri almaya başlayacakları karşı taarruzunun da ilk günleriydi. Görüşmeden sonra Putin, Ukrayna savaşı konusunda 'Çinli dostların dengeli tutumunu' büyük memnuniyetle karşıladığını söyledi. Şi Cinping de, Çin'in 'Rusya ile birlikte süper güçler olarak hareket etmeye ve dünyaya istikrar ve pozitif bir enerji getirecek liderlik rolüne soyunmaya' hazır olduğunu dile getirdi.
BBC'den Olga İvshina ve Howard Zhang'ın analizine göre, ne var ki kameralar önündeki karşılıklı sırt sıvazlamaların arka planında çok daha karmaşık bir gerçeklik vardı. Ukrayna'daki savaş Çin açısından çözümü kolay olmayan ya da kolay allanıp pullanamayacak bir dizi sorun yarattı.
Avrupa'da, kısmen Rusya ile savaşın başlamasıyla gündeme gelen enerji krizinin de etkisiyle tırmanan hayat pahalılığı krizi, Avrupalı tüketicilerin daha az Çin malı alması anlamına geliyordu.
Diğer yandan Çin'in Rusya'nın Ukrayna'daki işgalini açık bir şekilde kınamayı reddetmesi, Pekin'in Batı ile ilişkilerinde gerginlik yaratıyordu. Çin'in en büyük iki ticaret ortağı ABD ve Avrupa Birliği'ydi.
2022'nin ilk altı ayında Rusya'da hiçbir yeni Çin yatırımı olmadı. Yorumcular bunun, Çin'in temkinli tutumuna ve ABD'nin yeni bir uluslararası yaptırım dalgasına hedef olmama çabasına işaret ettiğini söylüyor.
Rusya-Çin ilişkileri uzmanı Leonid Kovavic, 'sınırsız dostluk' kavramının atılan adımlara yansımadığında hemfikir, "Bütün bir Batı ile ilişkileri karmaşıklaştırmak Çin'ın çıkarlarına aykırı olur. Çin'in en azından Avrupa Birliği ile ilişkilerini bozmaması önemli" diyor.
Çin, başlangıçta savaşın AB açısından ne kadar hassas bir konu haline geleceğini ya da Avrupa'nın Ukrayna'ya finansal ve askeri olarak ne kadar destek olacağını kestirememiş olabilir. Kovacic, "Çin şu anda bu yüzden en azından söylemde, gerilimleri yatıştırmaya çalışıyor" ifadesini kullanıyor.