Son dakika... Rusya, KKTC'de konsolosluk hizmeti vermeye başlıyor
09.08.2023 - 14:27 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
TASS haber ajansı, Moskova yönetiminin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde yaşayan 50 bini aşkın Rus'a kısa süre içinde konsolosluk hizmeti vermeye başlayacağını duyurdu. KKTC yetkilileri, Moskova'nın attığı adımın Rusya'nın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni tanıması anlamına gelmediğini belirtiyor.
TASS haber ajansı, Güney Kıbrıs'taki Rusya Büyükelçiliği'nin kısa süre içerisinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde konsolosluk hizmetleri vermeye başlayacağını duyurdu. TASS muhabiri, haberini büyükelçilikteki bir temsilciye dayandırdı.
Haber ajansı, büyükelçilikteki kaynağın, "Çok yakın gelecekte Lefkoşa'nın şehrinin kuzey tarafında konsolosluk hizmetleri sunmaya başlayacağız" dediğini bildiriyor.
TASS'a bilgi veren büyükelçilik temsilcisi, ABD, İngiltere, Almanya, Fransa ve İtalya gibi ülkelerin yıllardır KKTC'de konsolosluk konularını çözen diplomatik misyonlarının bulunduğunu hatırlattı.
Haber ajansı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde halihazırda 50 bini aşkın Rus yaşadığının tahmin edildiğini de ekledi.
KKTC yetkilileri, Moskova'nın attığı adımın Rusya'nın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni tanıması anlamına gelmediğini belirtiyor.
ERSİN TATAR'DAN KARARLA İLGİLİ AÇIKLAMA
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Rusya'nın KKTC'de konsolosluk açma kararını CNN TÜRK ekranlarında değerlendirdi. Tatar, "Şu anda kesin olmamakla birlikte, nerede nasıl açılacağı bilinmemekle birlikte böyle bir girişimi var Rusya'nın. Dışişleri Bakanlarımız görüşüyor." dedi. Tatar, "Artık Kıbrıs'ta herkes iki ayrı devlet olduğunu, yönetim olduğunu görüyor. Benim halkım, benim toprağım farklı..." ifadelerini kullandı.
Tatar açıklamalarını şöyle sürdürdü:
İki ayrı halk iki ayrı devlet burası. Belli ki çok sayıda Rus var. Özellikle Ukrayna savaşından sonra gelenler gidenler oldu. Onların taleplerine yönelik bu girişimlerin olduğunu biliyoruz.
Böyle bir yapılanmanın olumlu olacağını düşünüyoruz. Kesin olmamakla beraber böyle bir çalışma var. Burada ABD'nin de İngiltere'nin de ofisleri var.
Güney Kıbrıs ile Rusya'nın iyi ilişkileri var, ikisi de Ortodoks inancına sahip. Kuzey Kıbrıs'a biraz daha mesafeli duruyorlardı ama Türkiye'nin Rusya ile olan ilişkileri ve Ukrayna savaşı ile birlikte uygulanan bazı ambargolar Rusya'nın bu kararında etkili oldu. Şu anda bizi henüz tanımıyorlar, ama sahaya baktığınız zaman burada 2 ayrı yönetim vardır, 2 ayrı devlet vardır.
Kıbrıs'ta artık bir çözüm olacaksa bu iki ayrı egemen devletle olacak. Herkes artık Kıbrıs'ta iki ülke olduğunu biliyor.
ERDOĞAN DOĞRUDAN UÇTU
Türkiye, son dönemde dünyaya KKTC'nin tanınması çağrılarını artırdı. 1974 yazında gerçekleşen Kıbrıs Harekâtı'nın kırk dokuzuncu yıl dönümü, geçtiğimiz ay KKTC'de kutlandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı taşıyan uçak, Birleşik Arap Emirlikleri'nden havalanıp doğrudan KKTC Ercan Havalimanı'na inmiş ve söz konusu uçuş büyük ses getirdi. Erdoğan, Lefkoşa'dan verdiği mesajlarda yine tanıma vurgusunu öne çıkardı.
Amerikan Associated Press (AP) haber ajansı, 'Türkiye Cumhurbaşkanı Kıbrıs barış görüşmelerinin yeniden başlamasını göz ardı etmiyor ancak iki devletli görüşe sadık' başlığıyla harekâtın yıldönümünde bir haber servis etti. Erdoğan'ın Kıbrıs Türklerine kendi devletlerini teklif etmeyen herhangi bir anlaşmayı bir kez daha reddettiğini kaydeden AP, söz konusu tutumun Birleşmiş Milletler'in (BM) bakış açısıyla farklı olduğunu yazdı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Güney Kıbrıslı Rumların Yunanca ve Türkçe konuşulan bölgelerin yer aldığı bir federasyon kurma umutlarına soğuk su döktüğü yorumunu yapan AP, onlarca yıl başarısızlıkla sonuçlanan müzakerelerin ardından Türklerin 2017 yılında izlenen rotada bir değişikliğe gittiğini hatırlattı. Söz konusu tarihten bu yan Ankara ve Lefkoşa'nın iki devletli çözümü savunduğunu aktaran haber ajansı, Rumların ise Avrupa Birliği aracılığıyla müzakerelerin eski formatına döndürülmesi için çaba gösterdiğini dile getirdi.
AP ayrıca, Kıbrıs'ta taraflar arasındaki muhtemel bir barış anlaşmasının zengin doğalgaz rezervlerine sahip Doğu Akdeniz'de istikrarın önünde onlarca yıldır duran bir maniyi ortadan kaldıracağını ve NATO'nun güneydoğu kanadını destekleyeceği yorumunu yaptı.
