Silah yardımına Rusya’dan ‘uyarı’
17.04.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
ABD'ye nota veren Rusya, Batı'nın Ukrayna'ya yönelik silah yardımlarını sürdürmesi halinde 'tahmin edilmesi zor sonuçlar oluşabileceğini' duyurdu. Rusya, İngiltere Başbakanı Johnson'ın ise ülkeye girişini yasakladı.
DIŞ HABERLER SERVİSİ - Tüm dünya, Ukrayna'ya yönelik işgal harekatına devam eden Rusya'ya yönelik yaptırımları uygularken, Rusya'dan da yaptırımlara karşılık geliyor. ABD ve İngiltere gibi ülkelerle Rusya arasındaki gerilim, siyasi boyutta her geçen gün artıyor. Son olarak Rusya'nın ABD'ye, Ukrayna'ya yaptığı silah yardımları nedeniyle nota verdiği belirtildi. Washington Post'un aktardığına göre Rusya notada ABD'den Ukrayna'ya yapılan silah sevkiyatının durdurulmasını istedi ve aksi takdirde bunun sonuçları olabileceğini belirtti. Notada ABD ve NATO'nun "en hassas" silah sistemlerini Ukrayna'ya göndermesinin "çatışmayı daha da ateşlediğini" belirten Rusya, "Bu durum tahmin edilmesi zor sonuçlar doğurabilir" uyarısında bulundu.
KIZDIRAN KARAR: 800 MİLYON DOLAR
Bir ABD Dışişleri kaynağı kendilerine nota verilip verilmediğini doğrulamazken Washington'un Ukrayna'ya silah sağlamaya devam edeceğini belirtti. Rusya'nın saldırılarını Ukrayna'nın doğusundaki Donbas bölgesinde yoğunlaştırması beklenirken bu hafta ABD Başkanı Joe Biden, Ukrayna'ya 800 milyon dolarlık ek askeri destek yapacaklarını belirtmişti.
JOHNSON'A YASAK
Rusya diğer yandan daha önce ABD yönetimi hakkında aldığı yaptırım kararının bir benzerini İngiltere için aldı. Rusya Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, İngiltere Başbakanı Boris Johnson da dahil olmak üzere toplam 13 İngiliz hükümet üyesinin Rusya'ya girişinin yasaklandığı duyuruldu. Açıklamada, "Bu adım, Londra'nın Rusya'yı uluslararası alanda izole etmeyi, ülkemizi kontrol altına almak ve iç ekonomiyi boğmak için koşullar oluşturmayı amaçlayan dizginsiz bilgi ve siyasi kampanyasına bir yanıt olarak atıldı. İngiliz liderliği, Ukrayna çevresindeki durumu kasten kötüleştiriyor. Kiev rejimini silahlarla donatıyor ve NATO adına benzer çabaları koordine ediyor. Londra'nın kışkırtması kabul edilemez" ifadeleri kullanıldı.
Listede Johnson'ın dışında, eski başbakan Theresa May, Başbakan Yardımcısı ve Adalet Bakanı Dominic Raab, Dışişleri Bakanı Elizabeth Truss, Savunma Bakanı Ben Wallace, Ulaştırma Bakanı Grant Shapps, İçişleri Bakanı Priti Patel, Maliye Bakanı Rishi Sunak, İskoçya Başbakanı Nicola Sturgeon gibi isimler yer aldı. Rusya açıklamasının sonunda, Ukrayna’ya destek veren diğer batılı ülkelerin de gelecekte listeye dahil edileceğini belirtti.
‘GEMİYİ UKRAYNA BATIRDI’
ABD, ‘Moskova’ isimli Rus kruvazörünün Ukrayna füzeleri tarafından vurulduğunu doğruladı. Rusya, gemide yangın çıktığını ve bu nedenle patlama olduğunu iddia etmişti. İsmi açıklanmayan kaynakların ABD basınına yaptıkları açıklamaya göre, gemiyi Ukrayna füzelerinin vurmuş olduğu tespit edildi. Ukrayna’nın kendi ürettiği füzelerle Rusya’nın en büyük savaş gemisini vurması ve batırması büyük ses getirmişti.
KİEV VE LVİV’İ VURDULAR
Rusya, ‘Moskova’ isimli gemisinin batırılmasının ardından başkent Kiev ve Lviv kentine yönelik düzenlediği saldırılara devam etti. AFP’nin haberine göre, Rus uçakları Kiev’de dün bir askeri fabrikayı bombaladı. Çok sayıda polis ve askerin bölgeyi güvenlik çemberine aldığı bildirilen haberde, tank üretimi yapılan bir fabrikanın bulunduğu alandan duman yükseldiği aktarıldı.
‘İNFAZ ETMİŞLER!’
Rusya’nın çekildiği noktalarda gerçekleştirdiği katliamlar ise su yüzüne çıkmaya devam ediyor. Ukrayna polisi, başkent Kiev’in çevre bölgelerinde Rusya’nın çekilmesinden sonra bulunan ceset sayısının 900’ü geçtiğini bildirdi. Bulunan çoğu cesedin vurularak öldürüldüğü belirtildi.
Kiev bölgesel polis gücünün lideri Andriy Nebitov, cesetlerin çoğunun sokaklarda terk edilmiş halde veya ‘geçici mezarların içinde’ bulunduğunu ifade etti. Nebitov, polis verilerine göre bulunan 900’den fazla cesedin yüzde 95’inin kurşun yaralarından öldüğünü aktarırken, “Bu bulgular sonucunda işgal sırasında insanların sokaklarda infaz edildiğini anlıyoruz” dedi.
Öte yandan Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR), Rusya-Ukrayna savaşının başlangıcından beri bin 900’den fazla sivilin hayatını kaybettiğini açıkladı. Bu kişilerden 162’sinin çocuk olduğu ve 256’sı çocuk toplam 2 bin 651 kişinin de yaralandığı belirtildi. Gerçek rakamların çok daha yüksek olabileceği konusunda uyarılarda bulunan OHCHR, ölüm ve yaralanmaların en fazla hava saldırılarından kaynaklandığını ifade etti.
YARDIMLAR SÜRECEK!
Rusya’nın tehditlerine rağmen Batı dünyasının Ukrayna’ya yönelik yardımları artarak devam ediyor. Ukrayna’yı Rusya’ya karşı savaşta yeterince desteklemediği eleştirileri nedeniyle baskı altına giren Alman hükümeti, partner ülkeler için oluşturulan askeri yardım bütçesinin iki milyar euro artırılmasını kararlaştırdı. Ek fonun büyük bir kısmının Ukrayna’ya tahsis edilmesi öngörülüyor.
Öte yandan Rusya, diplomatik bir nota ile Çekya’yı, Rusya’nın rızası olmadan üçüncü ülkelere Sovyet menşeli silah sağlayamayacağı konusunda uyardı. Çekya Dışişleri Bakanı Jan Lipavsky ise, “Yapılan anlaşmalarda askeri teçhizatların yeniden ihracat maddesi bulunmamaktadır. Bu, Rusya’nın Ukrayna’ya verdiğimiz desteğin kesilmesini talep etmek için söylediği yalanların başka bir yoludur” dedi. Çekya, Ukrayna’ya destek vermek amacıyla geçtiğimiz günlerde ordu envanterinde bulunan ve kullanılmayan çok sayıda Sovyet menşeli T-72 tipi tank ile BVP-1 tipi zırhlı aracı Ukrayna’ya gönderme kararı alarak Ukrayna’ya tank desteği veren ilk ülke olmuştu. Çekya, şu ana kadar Ukrayna’ya ağır silahlardan oluşan yaklaşık 60 milyon euro tutarında yardımda bulundu.
ÖLÜMÜNE SAVUNACAKLAR!
Rusya, liman kenti Mariupol'de büyük oranda kontrolü sağlarken, Ukrayna Ordusuna bağlı Azov (Azak) Taburu'nun kenti savunmaya devam ettiği öğrenildi. Savaştan önce yaklaşık 400 bin kişiye ev olan, son bir buçuk ay içinde ise Rus bombardımanıyla neredeyse tüm binaları yıkılan Ukrayna'nın Mariupol kentinde Rusya ile Ukrayna güçleri arasında çatışmalar sürüyor. Teslim olmayan Ukrayna askerlerinin merkez olarak çelik imalat tesisi olan Azovstal'ı merkez olarak kullandığı düşünülüyor.
Azov Taburu'na bağlı askerlerin, ‘sonuna kadar savaşacaklarını’ ve ‘pozisyonlarını terk etmeyeceklerini’ açıkladıkları videolar ortaya çıktı. Buna karşın, Donetsk'teki Rus destekli ayrılıkçıların lideri Denis Puşilin, teslim olmayanların yok edileceğini duyurdu. Puşilin, "Normal askerler teslim oldu ancak Azov teslim olmuyor. Bu nedenle yok edilecekler’’ açıklamasında bulundu.
