23.09.2024 - 06:31 | Son Güncellenme:
Derleyen: Zeynep Dilara Akyürek / Milliyet.com.tr – Çocuklar… Parklarda, bahçelerde cıvıltısıyla dünyaya neşe saçan minikler, yaşları kaç olursa olsun anne-babaları için hep küçükler. Büyüyüp gelişecek, hayatını inşa edecek, yaşadıkları çevreye faydalı birer birey olacak çocuklar da elbet bir gün yaşlanacak. Onlar da birilerinin anne-babası, ninesi ve dedesi olacak. Ancak tüm dünyanın aksine Filistin’de çocukların saçı, parklarda oynaması gereken yaşlarda beyazlıyor. 5 yaşında küçük bedenleri, 55 yaşında yetişkin bir insanın saçlarını taşıyor. Peki çocuklar gerçekten 5 yaşında olabilir mi? Bilim insanları çeşitli testler yaparak onların kemik yaşını belirleyebilecek de olsa, yaşadıkları korku ve yıkım, çocukların ruhunu yaşlandırıyor. Minik bedeninde ak düşen saçlarıyla Filistinli çocuklar neredeyse 1 yıldır füzelerin karanlık ateşi içinde yaşam mücadelesi veriyor!
SUÇLU 1 YILDIR DEVAM EDEN SAVAŞ
Çocuklar tüm dünyada kendilerine armağan edilen bir günü birlikte kutluyor. Dünyanın her noktasından yüzlerce, binlerce çocuk her 23 Nisan’da bir araya geliyor. 2024’ün 23 Nisan’ı ise 7 Ekim 2023’te başlayan ve hâlâ devam eden İsrail’in Gazze katliamının 170’inci günüydü. Çocuk bayramı olması gerekirken henüz o tarihte bile 14 bin 280 çocuk yaşamını yitirmişti. Çocuklar Gazze’de ya savaşın kanlı yüzünün ya da açlıkla mücadelenin kurbanı oluyordu. Yemek ve su bulmanın bile neredeyse imkânsız olduğu topraklardaki İsrail zulmü, 27 çocuğu açlık sebebiyle hayattan koparmıştı. 23 Nisan’dan bu yana geçen 152 günde binlerce çocuk daha hayata gözlerini yumdu. Savaşın olduğu bölgede yaşanan her 24 saatin sonunda yeni ölüm haberleri geliyordu. Orada çocuklar yaşamıyor, ölüyordu. Öyle ki onların yaşaması, büyümesi ve öğrenim görmesi için inşa edilen okullar, İsrail’in füzeleriyle binlerce kişiye mezar oluyordu.
9 Temmuz 2024, tam da öyle bir gündü. İsrail'in, Gazze Şeridi'nin Han Yunus kentinde yerlerinden edilmiş Filistinlilerin sığındığı okulun kapısına düzenlediği saldırıda 29 Filistinli hayatını kaybetti, 53'ten fazla kişi de yaralandı. Saldırıda, ölenlerin çoğunluğunu çocuk ve kadınlar oluşturuyordu. Yaşananlar çocuk sesleriyle dolması gereken okul koridorlarını mezara çeviriyordu. Filistin’in mağdur çocukları ise hiç yüklenmemesi gereken dertlerin altında, küçücük yaşlarında eziliyordu. Çocukların 1 yıldan az süredir yaşadıkları, onları 40 yıl yaşlandırmıştı. Üstelik saçlarını bile beyazlatacak kadar!
FİLİSTİN'DE ÇOCUKLARIN SAÇLARINA AK DÜŞTÜ
Han Yunuslu 12 yaşındaki Amir, İsrail’in saldırılarından önce hep arkadaşlarıyla zaman geçirirdi. Çocuklar bir arada oyunlar oynar, Amir ise büyük bir futbolcu olmanın hayallerini kurardı. Simsiyah saçlarıyla yeşil sahalarda top koşturacakken, 40’lı yaşlarında yaşayacağı ‘yaş alma’ yani ‘yaşlanma’ belirtilerini saçlarında gördü. Her geçen gün savaş kurbanı olan en yakın iki arkadaşının ve hayallerinin ardından gözyaşı döken Amir’in, saçları beyazlamıştı. Küçük çocuk geçen 1 yılda neredeyse 30 yıl yaşlanmıştı. Güvenlik endişeleri nedeniyle tam adını paylaşmayan ağabeyi Muhammed yaptığı açıklamada, “Bombardımanlar nedeniyle yaşadığı korkudan ötürü Amir’in saçları beyazlamaya başladı” diyor. Amir’in ağabeyi sözlerine "Derslerine çok çalışıyordu ama okulu bile yıkıldı... Şimdi tek hayali savaştan kurtulmak ve ailesiyle birlikte barış içinde, savaştan uzakta, saçlarının beyazlamasının duracağı bir yerde yaşamak" diye devam ediyor.
Savaşın vurduğu çocuklar, okula gidemiyordu. Onların küçücük yaşında öğrendiklerini kitaplar yazmıyordu, öğretmenler anlatmıyordu. Filistinli çocuklar savaştan kaçmayı, zulmün ne demek olduğunu öğreniyordu. Onlarca yıldır yaşadıkları topraklar artık yuva olmaktan çıkmış, işgalci İsrail onları evlerinden, hayatlarından etmişti. İstiklal Marşı'nın yazarı milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy, ‘Zulmü Alkışlayamam’ şiirinde "Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem / Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem” diyordu. Gazze’de ise gelenlerin zulmü Filistinli çocukların geleceğini de onlarca yıllık yuvalarını de ellerinden alıyordu. Ancak bu o topraklarda yapılan ilk işgal değildi. Yarım asırdan fazla zamandır İsrail, Filistin için zulüm demekti. Bugünden 76 yıl önce Filistinliler, İsrail'in 14 Mayıs 1948'de de işgal altında tuttuğu Filistin topraklarında bağımsızlığını ilan etmesi ve Filistinlileri zorunlu göçe tabi tutması nedeniyle 15 Mayıs'ı ‘Nekbe’ yani ‘Büyük Felaket’ olarak anıyor.
BİR BOMBA BİN ÇIĞLIK!
Her bombardımanda çığlıklarla yerinden fırlayan Amir, yaşadıkları yüzünden saçlarına ak düşen tek çocuk değil. Amir gibi onlarca çocuk Filistin'deki bitmek bilmeyen bombardımanda saçlarının beyazlamasına ve dökülmesine şahit oluyor. Onlardan biri olan ve Gazze'nin orta kesimindeki Deyr el Belah'ta yaşayan 12 yaşındaki Kemal Ebu Afaş, ailesinden 20 kişiyi savaşta kaybetti. Annesinin ve kardeşlerinin sesini evlerinin enkazında duyuyordu ama küçücük bedeni onları kurtarmak için yeterince güçlü değildi. Üstelik kendisi de kurtarılmayı bekliyor ve enkaz altında bacaklarını kaybeden babasını gördükçe üzüntüsü katlanıyordu. Kemal Ebu Afaş’ın saçları da tıpkı Amir’inki gibi her geçen gün beyazladı. Annesi ve kardeşlerinin enkaz altındaki görüntüsü gözünden hiç gitmeyen küçük çocuk yaşadıklarını, "Günler geçtikçe saçlarımın beyazladığını fark ettim ve her tıraş olduğumda beyaz saçlar geri geliyordu. Artık çocuk değiliz, yaşlı adamlarız çünkü İsrail ordusu bize ölümü dayattı" diye anlatıyor.
8 yaşındaki Sema Tubayl ise her gün tarayıp renkli tokalarla süslemeyi hayal ettiği saçlarının, neredeyse tamamının döküldüğünü fark etti. "İsrail eve saldırdığında uyuyordum. Çok korktum ve ne yapacağımı bilemedim. Sesimi çıkarmadan ağlıyordum ve kalbim çok hızlı atıyordu" diyen Tubayl’ın hayatı, 7 ay önce evini terk edip Refah'a doğru yola çıkmak zorunda kaldığında, İsrail ordusunun kaldıkları çadırın yakınındaki bir eve saldırmasıyla yaşadığı korku sebebiyle bir kez daha alt üst oldu. Tubayl, kanser olduğunu düşünen insanların sözleriyle çok daha fazla üzüldü. Bu üzüntü onun dışarı bile çıkmasına engel oldu.
Feci bir insani krizle birleşen savaş, Gazze'nin 2.3 milyonluk nüfusunun neredeyse tamamının fiziksel sağlığını ve ruh sağlığını etkiledi. Gazze nüfusunun ihtiyaç duyulan sağlık hizmetlerine, gıdaya ya da temiz suya erişimi 1 yıldır ‘yok’ denecek seviyede. Simsiyah saçları beyazlayan Amir’in ağabeyi Muhammed, "İster çocuk ister 20'li yaşlarında genç erkekler olsun, saçları beyazlamış pek çok insan gördüm. İki gün önce saçları dökülmeye başlayan bir kız gördüm" diyor. Onun için artık öncelik, Gazze'den çıkabilmek ve kardeşi Amir'in kendisini ‘70 yaşında bir adam’ gibi hissetmesini engellemek.
Uzmanlara göre, çocukların saçların aniden beyazlaması, yüksek stresten kaynaklanan olaylarda yaşanabiliyor. Yeterince beslenememe ve tıbbi yetersizlikler de saçların beyazlamasında etkili olabiliyor. Ne yazık ki Gazze'de çocukların saçlarını beyazlatacak her şey yaşanıyor. Gazze'deki Filistinliler, savaşın başlamasından bu yana çocuklarda, özellikle de korku, şok ya da üzüntüyü ifade etme konusunda davranış değişiklikleri olduğunu fark ediyor. Onların da tahmin ettiği gibi çocukların beyaz saçlarının kaynağı bitmek bilmeyen bombardıman ve savaş. The New Arab'a konuşan bir Filistinli, çocukların çığlık atmak ya da ağlamak yerine genellikle şok içinde baktıklarını, korkularını ya da yaşadıklarını dile getiremediklerini, konuşamadıklarını söyledi. Gazze'deki Endonezya Hastanesi ve El Nasır Hastanesi'nde çalışan Sınır Tanımayan Doktorlar Ruh Sağlığı Departmanı Yöneticisi Davide Musardo'ya göre de Gazze'de çok fazla çocuk saç beyazlatacak derecede büyük bir depresyon yaşıyor. Savaşın en masumu olan çocuklar ise her gün yaşadıkları üzüntü ve zulümden kurtarılmayı bekliyor.