Yeni taşındıkları ev iyi gelmedi! Ertesi gün adını bile hatırlayamadı...
Kocasıyla birlikte heyecanla yeni evlerine taşınan genç kadın gün geçtikçe kendini daha da kötü hissetmeye başladı. Her gün vücudunda yeni bir alerji parlak veriyor, yorgunluktan başını yastıktan kaldıramıyordu. Ancak bir sabah uyandığında adını bile hatırlamayınca soluğu doktorda aldı ve ev sahibinin onlara söylemediği bir sızıntının hayatını altüst ettiğini öğrendi.
Avustralya'da yaşayan Amie Skilton ve kocası 2016 yılında New South Wales'teki yeni dairelerine taşındı. 37 yaşındaki beslenme uzmanı Amie, taşındıktan iki ay sonra kendini iyi hissetmemeye başladı. Eve taşındığından beri alerjileri gün geçtikçe artıyor ve aynı zamanda anlam veremediği bir yorgunlukla da mücadele ediyordu. Bütün bu sorunlarla uğraşırken birden 10 kilo aldı ve bununla birlikte bilinç bulanıklığı yaşıyor, ne düşündüğünü bile kestiremiyordu. "Bazı günler nasıl giyineceğimi bilemedim. Dolabı açıp kıyafetlerime öylece bakıyordum" diyen Amie motosiketiyle her zaman gittiği yerlerde aracını nereye park ettiğini hatırlamamaya, anahtarını kontakta unutmaya devam etti. Ancak en büyük şoku ise kendi adını unuttuğu zaman yaşadı. Bir sabah uyandığında artık kendi adını bile hatırlamıyordu.
Amie evde giyinirken sürekli hapşırıyordu.
'EV SAHİBİ BİLE BİLE ZEHİRLEDİ'
Bunun üzerine soluğu hastanede aldı. Tüm tahlilleri temiz çıkan genç kadın evindeki gizli tehlikeden habersizdi. Ancak bir tesadüf sonucunda kocasıyla birlikte parçaları bir araya getirmeye başladılar. Yeni evlerine taşındıklarında dairelerinin altındaki garajda bir sızıntı olduğunu hatırlayan Amie ve kocası suyun döşemelerin altından yatak odasına, oradan da çalışma odasına sızdığını keşfetti. Döşemelere üstten bakınca hiçbir şey yokmuş gibi görünüyordu ancak kaldırıp altına baktıklarında küften dolayı simsiyah olduğunu gördüler. Bunun üzerine yatağına da bakan genç kadın altının tamamen yemyeşil küfle kaplandığını gördü. Amie'yi hasta eden hatta demans olmasına yol açan şey evin her yerini saran küftü. Ev sahiplerinin de sızıntıyı aylardır bildiğini belirten Amie, "Bile bile bizi zehirliyordu" diye isyan etti. Nöroloğun demans tedavisine başlamasının ardından karı-koca evden taşındı ve beş yıl sonunda ise Amie sağlığına kavuştu.
KAFA KARIŞIKLIĞI VE UNUTKANLIKLA BAŞLIYOR
Peki genç kadının başına gelen bu olay tam olarak ne anlama geliyor? Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Gülsen Babacan Yıldız genç kadının yaşadıkları hakkında, "Mantar, beyinde demansın etkilediği bölgelerde enfeksiyona neden olmuş ve buna bağlı demans gelişmiş" yorumunu yaptı. Prof. Dr. Yıldız, bu tür demansların herkeste görülebileceğini hatta bazı kişilerde koronavirüsün de beyne yerleştip demansa yol açtığını ekleyen Yıldız, şöyle konuştu:
"Bu vakada da mantar beyne yerleşmiş. Bu tür demanslar kendini birden gelen kafa karışıklığı ve unutkanlıkla gösterir. Mantar ve virüs etkenli demanslarda bunlar ani olur. Hasta bir sabah kalkar ve kafası karışmış hisseder, nedenini bilemez. Alzheimer'da ise bunlar sinsi sinsi başlar."
'BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ KÖTÜYSE ŞİDDETİ ARTAR'
Amie Skilton'ın yaşadığı demansa nedeni bilinen yani 'sekonder demans' denildiğini söyleyen Gülsen Babacan Yıldız, küflü ortamların beyinde birçok rahatsızlığa yol açabileceğinin de altını çizerek, "Bazılarında sıradan bir enfeksiyon olarak görülürken, bazılarında ise demans olarak görülebilir. Kovid-19 da biliyorsunuz bağışıklık sistemi zayıf insanları daha fazla etkiledi. Bu vakadaki kadının da muhtemelen bağışıklık sistemi kötüydü. Mantara maruz kalınca o mantar beyne yerleşti ve demans gelişti" dedi.
Kendisinin de bu tür vakalarla karşılaştığını ancak bunların mantar değil, bakteriye dayalı gelişen demans vakaları olduğunu söyleyen Prof. Dr. Yıldız, şu detayı paylaştı:
"Bu tür demansların şöyle iyi bir yanı var: Alzheimer her geçen gün kötüleşir ancak bu tür demanslarda enfeksiyon geçince kısmen de olsa düzelme şansı var. Tabii bu da hastanın bağışıklık sistemine göre değişiyor. Alzheimer bir demans çeşididir ancak her demans Alzheimer değildir. Bağışıklık sisteminin güçlü olması çok önemli. Bu sebeple mümkün olduğunca toksik şeylere maruz kalmamak, stresi iyi yönetebilmek lazım. Stresli kişilerde bu tarz olaylar çok daha şiddetli seyredebilir."
