10.11.2023 - 13:09 | Son Güncellenme:
Derleyen: Ayşe Kısakürek
Amazon yağmur ormanlarında, Güney Amerika'nın ölümcül efendisi 'surucucu-pico-de-jaca' kadar korkulan çok az yaratık vardır. Dünyanın en uzun engereği ve Amerika kıtasındaki en büyük zehirli yılan, kurbanlarına 500 miligram zehir zerk ederek şiddetli ağrıya, mide bulantısına, şoka ve ekstrem vakalarda hızlı bir ölüme dahi yol açabilir. İngiliz doğa bilimci Catherine C. Hopley'in kitabında bu tür, "Güney Amerika yılanları arasında en korkulan yılan" olarak tanımlanıyor.
Ancak Ekim ayının sonlarında bu tehlikelli yılanlardan biri 43 yaşındaki Cicero Jose de Oliveira'ya dişlerini geçirdiğinde, Brezilyalı adam neredeyse hiç acı hissetmedi bile. Yalnızca sol baldırının arkasında keskin, delici 'diş izleri' vardı. Öyle ki; içine düştüğü büyük tehlikeyi veya kendisini bekleyen hayatta kalma mücadelesini ele verecek çok az ipucu vardı.
Brezilya'nın her yerinde manşetlere çıkan habere göre, Cicero Jose de Oliveira kurtarma ekibi ve panzehir bölgeye ulaşana kadar hiçbir tedavi görmeden ormanda plastik bir örtü üzerinde kıvranarak dört gün geçirdi.
Oliveira beraberindeki diğer iki kişiyle birlikte, en yakın kasabadan yürüyerek yaklaşık 32 kilometre uzakta, Juma Nehri kıyısındaki bir araziyi ölçmek için Amazonas eyaletindeki ormanın derinliklerine gönderildi. Ekibin beş günlük çalışmasının son günüydü, erzaklarının çoğu tükenmişti bile. Perşembe günü geldiğinde, geriye kalan tek şey medeniyete doğru uzun yürüyüşe başlamaktı.
Arkadaşlarından biri, "Evden uzaktayız, artık yola koyulmalıyız" diye uyardı.
Bacağı grotesk bir halde şişen Oliveira, yere yığılıp kalmadan yalnızca bir kilometre kadar ilerlemeyi başarabildi. O anda içine işleyen ızdırap daha önce hissettiği hiçbir acıya benzemiyordu.
43 yaşındaki adamın daha fazla ilerleyemediğini gören ekip arkadaşlarından biri yerel bir ormancıydı. Ormancı, yardım aramak için yola çıktı ve Amazon'un içinde kayboldu. Bu sırada, Oliveira'nın bir parça mandioka unundan başka yiyecek bir şeyi yoktu.
Haber yetkililere ulaştığında, federal çevre kurumu Ibama, iki arama kurtarma görevlisini durumdan haberdar etti. Komutanları görevliler hakkında, "Belirli sağlamlığa sahip adamlar" dedi. Görev onlar için de riskli olacaktı. Oliveira helikopterle bile ulaşmanın mümkün olmadığı kadar uzak bir bölgedeydi, görevlilerin yürüyerek yola çıkmaları gerekecekti.
Müdahale ekibinden Jeffite Cordeiro Ambrósio, "Üssü terk etmeden önce internette yılanla ilgili bir araştırma yaptım" dedi:
"Isırığı aşırı ciddi acıya sebep olan zehirli bir hayvanla karşı karşıya olduğumuzu biliyorduk."
Takım arkadaşlarına şöyle söyledi: "Sakin olun, sakin davranırsak her şey yoluna girecek."
O esnada, ormanın derinliklerinde bir yerde Oliveira da aynısını yapmaya çalışıyordu. Aradan iki gün geçmişti, sahip olduğu az miktarda yiyecek de kısa sürede tükenmişti. Geriye yiyecek olarak kalan tek şey yakındaki palmiye ağaçlarından toplanan palmiye çekirdeğiydi.
Bir süre sonra su da bitti. Hâlâ diğer arkadaşının yanında olan Oliveira, bunun sonu olduğu düşüncesinin benliğini kaplamasına izin vermedi:
"Öleceğim bir kez bile aklımdan geçmedi"
Yerli ormancı koordinatlarını Oliveira'nın erkek kardeşine göndermişti. Ananias Oliveira Sodré, dört arkadaşını toplayıp arkadaşını aramak için yola koyuldu.
Oliveira'yı ormanda mahsur kalmış halde buldular ama hiçbirinde antivenom (zehirli ısırıkların ve sokmaların tedavisinde kullanılan biyolojik ürün) yoktu.
Böylece yaralı adamı, Oliveira'nın 'zamana karşı yarış' olarak adlandırdığı şekilde, en yoğun ormanda dokuz kilometreden fazla bir mesafede taşımaya başladılar.
Mücadeleci adamlar iki gün boyunca yürüdüler. Oliveira giderek zayıflıyordu. Hala yardım alacakları konumdan çok uzaktaydılar. En yakın hastane 16 kilometreden daha fazla mesafedeydi. Yaralı adam ise daha ne kadar dayanabileceğini bilmiyordu.
İşte tam da o anda Ibama kurtarma ekibi onlara ulaştı.
Kurtarma ekibinden Ambrósio, "Ona 'Sıfırdan 10'a kadar bir ölçekte ağrının şiddetinin ne kadar olduğunu' sordum" dedi. Aldığı yanıt, 'Dokuz'du.
Acıyla boğuşan adama derhal antivenemom verildi. Oliveira yerde yatıyordu, ağlamaya başladı:
"Ormanın ortasındaki herhangi bir şeyden 16 kilometre uzakta olduğunuzu ve birdenbire soğuk su içtiğinizi, ekmek ve salam yediğinizi hayal edin. Mutluluktan ağladım."
Kurtarma ekipleri onu bir sedyeye yerleştirdi, havaya kaldırdı ve ormandan çıkardı. Artık güvendeydi, geri dönmüştü ve iyileşmekte olduğu memleketi Careiro'daki bir hastaneye götürüldü.
Sonra bir sonraki savaşı başladı, tedavi süreci... Savaşçı adam, fizik tedavi sayesinde acı çekmeden tekrar yürüyebiliyor:
"Bu benim hikayem, benim hayatımda doğrudan Tanrımız tarafından sağlanan bir mucize."