Oğuzcan Atış - Betül Yasemin Keskin / Milliyet.com.tr – Rus ordusunun Ukrayna topraklarına yönelik gerçekleştirdiği saldırı sürerken, Ukrayna'daki en kritik noktalardan olan Zaporijya Nükleer Santrali'nde kontrolü ele almak için Rus ve Ukrayna askerleri arasında çatışma çıktı. Ukrayna'nın elektrik üretiminin yaklaşık yüzde 25'ini sağlayan, Energodar kentinde bulunan Zaporijya Nükleer Santrali'ni çevreleyen Rus askerleri ile santrali koruyan Ukrayna ordusu arasında sıcak temas sürüyor. Çatışmalar sırasında iki taraf da roket ve ağır silahlar kullanırken, santralin bazı bölümlerinde yangın çıktığı öğrenildi. Santral itfaiyesi tarafından yangınların büyümemesi için mücadele edildiği belirtilirken, yangının sabah saatlerinde kontrol altına alındığı açıklandı.
Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba, Rus ordusunun Avrupa'nın en büyük nükleer santrali olan Zaporijya Nükleer Santrali’ne dört bir yandan ateş ettiğini ve santralde yangın çıktığını ifade ederek, “Patlarsa, Çernobil'den 10 kat daha büyük olacak! Ruslar, derhal ateşi kesmeli, itfaiyecilere izin vermeli, güvenlik bölgesi kurmalı” dedi.
Santral çevresinde radyasyon seviyesinde artış tespit edildiği öne sürülürken, Zaporijya Nükleer Santrali Sözcüsü Andriy Tuz, tesisteki 6 reaktörden 1'inin çıkan çatışmada isabet aldığını ve yangın çıktığını aktararak, “O reaktör tadilatta ve çalışmıyor ama içinde nükleer yakıt var" dedi.
Ukrayna Acil Durumlar Servisi, yangının Zaporijya Nükleer Santrali'nin dışında eğitim binasında meydana geldiğini, istasyondaki güç ünitelerinden birinin kapatıldığını bildirdi. Zaporijya Nükleer Santrali Basın Servisi de, "Radyasyon seviyesi normal seyrinde. Nükleer güvenlik artık garanti altına alındı" açıklamasını yaptı. Bu arada ABD Başkanı Joe Biden ile Ukrayna lideri Zelenski, nükleer santralde çıkan çatışmaların ardından telefon görüşmesi gerçekleştirdi.
Öte yandan işgalin ilk anından itibaren Avrupa Birliği ve NATO da alarma geçmiş durumda. Almanya, yaşananların ardından uzun yıllardır izlediği silahlanma karşıtı politikayı sonlandırarak savunma bütçesinde rekor artış yapma kararı aldı. Rusya'nın tehditlerinin ardından tarafsız statüde bulunan İskandinav ülkeleri de silahlanmaya hız verdi. Uzmanlar tüm yaşananların yeni bir soğuk savaşın habercisi olduğunu belirterek önemli uyarılarda bulundu.
'ABD UZUN SÜREDİR UYARIYORDU'
ABD'nin uzun bir süredir NATO müttefiklerini uyardığını belirten Emekli Büyükelçi Oğuz Çelikkol, "Amerika zaten uzun bir süredir milli gelirlerinin yüzde 2'sini silahlanmaya ayırmaları için bütün NATO üyelerine baskı uyguluyordu. Almanya’nın silahlanmaya ayırdığı pay yüzde 2'nin altındaydı.
Tabii ki şu an Almanya hükümetini oluşturan koalisyonda sosyal demokratlar ve yeşiller bulunuyor. Her iki grup da silahlanmaya karşıyı fakat Rusya’nın son hamleleri Alman kamuoyunda önemli bir değişiklik yaşandığını gösteriyor" şeklinde konuştu.
'ALMANYA'YI 'SÜPER GÜÇ' ADIMLARI SİLAHLANMAYA SEVK ETTİ'
Almanya ve Rusya'nın tarihte birçok defa karşı karşıya geldiğini belirten Çelikkol, "Şu an Avrupa Birliği'nin tekrar Almanya etrafında toplanıyor olması da Rusya'yı rahatsız eden gelişmelerden biri gibi görünüyor. Almanya kamuoyu normalde silahlanmaya karşı bir görüş içindeydi fakat Rusya'nın tekrar 'süper güç' statüsüne çıkmaya yönelik adımları Almanya'yı silahlanmaya sevk etmiş gibi görünüyor" dedi.
'RUSYA SIKIŞTIĞI İÇİN NÜKLEER KOZUNU KULLANIYOR'
Emekli Büyükelçi Oğuz Çelikkol, Ukrayna ile Rusya arasında yaşananların Batı ile Rusya arasında yaşanan gerilimlerin bölgesel bir yansıması olduğunu söyledi. Çelikkol, "Küresel anlamda bir çekişme olduğu kesin. Rusya ne Ukrayna’dan böyle bir direniş bekliyordu ne de Batı'dan böylesine sert yaptırımlar bekliyordu. Rusya'nın Ukrayna hamlesi batıyı birleştirmiş gibi görünüyor. Rusya nükleer kozunu kullanarak, 'Siz üzerime daha fazla gelirseniz her türlü sorun ortaya çıkabilir' şeklinde bir mesaj vermeye çalışıyor" yorumunu yaptı.
Batı ile Rusya arasındaki gerilimin tek örneğinin Ukrayna olmadığını belirten Çelikkol, bölgede birçok örneğin olduğunun da altını çizdi. Çelikkol, "Batı ile Rusya arasındaki gerilimi ortaya koyan tek kriz Ukrayna değil. Gürcistan, Moldova ve Belarus da bu örneklerden bazıları. Tüm bu yaşananlar Batı ile Rusya arasındaki yaşanan küresel mücadelenin sonuçları. Rusya tekrar 'süper güç' statüsünü kazanmak istiyor. ABD buna Sovyetler Birliği'ni yeniden inşa etmek olarak bakıyor. Rusya ise ABD'yi bir soğuk savaş politikası olan çevreleme politikasını yeniden canlandırmakla suçluyor. Ukrayna bu mücadelenin sadece bir ayağını oluşturuyor" ifadelerini kullandı.
Rusya'nın soğuk savaş yıllarında oluşan Doğu-Batı arasındaki sınırın bozulmasından oldukça rahatsız olduğunu belirten Oğuz Çelikkol, "Rusya soğuk savaş yıllarında oluşan sınırın doğuya doğru itildiğini ve bunun kendisi için tehdit olduğunu düşünüyor. Eskiden Sovyetler Birliği'nin birer parçası olan Baltık devletlerinin NATO'ya ve Avrupa Birliği'ne alınmasına sert tepki gösteriyor. Her iki ittifakın da sınırlarına yaklaşmasının kendisine verilen sözlere aykırı olduğunu belirtiyor" açıklamasını yaptı.
Rusya'nın kullandığı bu argümanın Ukrayna, Gürcistan, Moldova ve Baltık devletlerinin ne istediğini önemsemediğini belirten Çelikkol, "Rusya'nın bu argümanına karşılık Batı ülkeleri de 'Biz bu ülkeler ne istiyor onu dikkate almak zorundayız' diyerek hareket ediyor" sözleriyle krizin altında yatan tezleri sıraladı.
'YENİ BİR SOĞUK SAVAŞIN BAŞLANGICI'
Birbiri ardına yaşanan gelişmeleri yeni bir soğuk savaşın başlangıcı olabileceğini belirten Oğuz Çelikkol, "Bu yeni soğuk savaşın ekonomik bağımlılığın karşılıklı olarak çok arttığı bir dönemde oluyor. Ayrıca dünya eskisi gibi iki kutuplu bir dünyadan oluşmuyor. Çin, Avrupa Birliği, Hindistan, Brezilya, Türkiye gibi çok sayıda ülke güç merkezi olarak ortaya çıkmış durumda. Tüm bunları bir araya getirip baktığımızda dünyada bir sistem değişikliği meydana geldiğini görüyoruz" sözleriyle dünyanın yeni bir döneme girmeye hazırlandığını belirtti.
'TARAFSIZ ÜLKELERİ DE NATO KONUSUNDA TEHDİT EDİYOR'
Rusya'nın Finlandiya, İsveç gibi NATO üyesi olmayan ve tarafsız statüde bulunan ülkeleri de tehdit ettiğini belirten Çelikkol, "Bu ülkeler AB üyesi olsalar da NATO üyesi değiller. Fakat Rusya bu ülkeleri de NATO konusunda 'Beni çevreleme politikasına dahil olmayın' şeklinde özetlenecek gerekçelerle uyardı.
Yani aslında yaşananlar bu ülkeler üzerinde de bir tehdit oluştuğunu gösteriyor. Almanya gibi bu ülkelerinde yakın zamanda silahlanma harcamalarını arttıracağını görebiliriz" dedi. Çelikkol, Avrupa genelinde bir silahlanma döneminin başlamış olabileceğini de sözlerine ekledi.
'UKRAYNA'DA YAŞANANLAR NATO'YU SİLKELEDİ'
Bugün gerçekleştirilecek olan NATO toplantısına dikkat çeken Çelikkol, "Uzun süredir NATO'nun geleceği konusunda özellikle Fransa'nın bazı çıkışları vardı. 'NATO'nun beyin ölümü gerçekleşti' tarzında söylemler ortaya atılıyordu. Yine Fransa'nın Avrupa ordusu kurulması konusunda öncülük ettiği bazı fikirler vardı.
Avrupa'da ki bu düşünceye karşılık Doğu Avrupa’da bulunan Polonya, Çek Cumhuriyeti gibi ülkeler bu konuda ABD'den yana bir tavır içindelerdi. Tüm yaşananların ardından görülüyor ki NATO içinde yapılan bu tartışmalar şimdilik geri plana atıldı ve NATO'nun Avrupa'da bulunan varlığının önemi tekrar anlaşıldı" dedi.
'ALMANYA NATO’YA VERİLEN SÖZÜN ALTINDA KALDI'
Savunma Politikası Analisti Turan Oğuz da son günlerde Almanya’nın federal meclisinin gündeminde yer alan savunma hazırlıklarını değerlendirdi. Oğuz, Almanya'nın 50 milyar euro'ya yakın savunma bütçesini olduğunu söyledi. Ancak Almanya’nın savunma bütçesinin normalin altında olduğunu değinen Oğuz, NATO üyesi ülkelerin 2024 yılına kadar savunma bütçelerinin ülkelerin gayri safi yurtiçi hasılasının yüzde 2’si kadar olması gerektiğinin altını çizdi.
NATO üyelerinin verdiği bu sözü göz önünde bulundurarak Almanya’nın bu zamana kadar savunma bütçesinin yüzde 1 ila 1,5 arasında kaldığını ve aradaki rakamı ülkenin refahı için harcadığını vurguladı.
'ALMANYA’NIN SAVAŞA HAZIRLIK ORANI DÜŞÜK'
Rusya ve Ukrayna savaşının gündeme gelmesiyle Almanya’nın ciddi bir adım attığına değinen Oğuz, Almanya’nın acil iyileştirme için 100 milyon euro'luk bir bütçesi olmasına rağmen bugüne dek havada, karada majör silahların alımını geciktirdiklerini söyledi. Almanya’nın harbe hazırlık oranının düşük olduğuna değinen Savunma Politikası Analisti Turan Oğuz, “Ülkede savunma alanında yeni alınması gerekenlerin haricinde harbe hazırlık seviyeleri de çok düşük” dedi.
Federal mecliste konuşulan savunma alanında yapılacak hazırlığın henüz yalnızca müzakere aşamasında olduğunu söyleyen Oğuz, acil kullanım bütçesinin yanı sıra elde olan silahların, gemilerin de kullanım durumunun kontrol edilmesi ve bir an önce savaşa hazırlık oranlarının artırılması gerektiğini işaret etti.
'İSVEÇ’İN DAVRANIŞLARI DEĞİŞTİ'
Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesinin ardından İsveç gibi uzun yıllardır tarafsızlığını koruyan bazı ülkeler de savunma anlamında hazırlıklara başladı. Durumu değerlendiren Turan Oğuz, tarafsız bir ülke olan İsveç’in Rusya’nın özellikle 2008 yılından bugüne dek attığı adımları bir tehdit olarak algıladığı kanaatinde.
Rusya'nın uzun yıllardır süre gelen davranışları ve Ukrayna’ya olan müdahalesini tüm dünyaya rağmen başlatması, İsveç kamuoyunda büyük bir rahatsızlık yarattı. Bunun için gereken iki adım olduğuna değinen Oğuz, İsveç’in bugünlerde savunma güçlerini artırmak için NATO'ya katılmayı konuşur hale geldiğini iletti. İsveç’in değişen tutumunun tamamının da Rusya’nın tehditkâr konuşmalarından kaynaklandığını düşündüğünü dile getirdi.
'SADECE BALTIK ÜLKELERİ DEĞİL, DİĞERLERİ DE HİSSEDECEK'
Rusya’nın davranışları karşısında sadece Baltık ülkelerinin değil, Romanya ve Bulgaristan’ın da İsveç’in yaşadığı rahatsızlığı hissedeceğine değinen Oğuz, “Özellikle Romanya’da olan ABD üssü ve Rusya’dan gelecek balistik füzeleri engelleyecek sisteminin olması Romanya üzerinde bir baskı yaratacak" detayını paylaştı.
Doğu Avrupa’daki demir perde ülkelerinin yakın vadede sorun yaşayacağını söyleyen Oğuz, bu süreçten sonra ülkelerin savunma harcamalarını yeniden değerlendirebileceğini açıkladı. Putin’in eski SSCB’yi yeniden yaratma arzusuna değinen Oğuz, bu sürecin Ukrayna ile sınırlı kalmayacağını ve Rusya’nın Ukrayna topraklarında galip gelmesi durumunda güç toplayarak yeni hamleler yapabileceğini de söyleyerek sözlerini noktaladı.