20.12.2021 - 09:29 | Son Güncellenme:
BBC TÜRKÇE
Görgü tanıkları ve hayatta kalanlar, bazıları 17 yaşında olan askerlerin, önce köylüleri topladığını, ardından erkekleri ayırıp öldürdüğünü söyledi. Kamera görüntüleri ve olaylara ait fotoğraflar, öldürülenlerin çoğunun önce işkence gördüğünü gösteriyor.
Dört ayrı olayda meydana gelen cinayetler Temmuz ayında, Myanmar'ın ortasındaki Sagaing Bölgesi'nde muhalefetin kalesi olan Kani kasabasında gerçekleşti.
Ordu, Şubat ayında demokratik olarak seçilmiş hükümeti devirerek ülkenin kontrolünü ele geçirmesinden bu yana sivillerin direnişiyle karşı karşıya kalmıştı.
BBC, Kani'deki 11 görgü tanığıyla konuştu ve anlattıklarını, ülkedeki insan hakları ihlallerini araştıran İngiltere merkezli bir sivil toplum kuruluşu olan Myanmar Witness tarafından toplanan cep telefonu görüntüleri ve fotoğraflarla karşılaştırdı.
'İZLEMEYE DAYANAMADIK'
Katliamın en büyüğü, en az 14 erkeğin işkence gördüğü veya ölümüne dövüldüğü ve cesetlerinin ormanlık alandaki bir çukura atıldığı Yin köyünde gerçekleşti.
Kimliklerini korumak için isimlerini sakladığımız Yin'deki görgü tanıkları BBC'ye, bu kişilerin öldürülmeden önce iplerle bağlandıklarını ve dövüldüklerini söylediler.
Kardeşi, yeğeni ve kayınbiraderi öldürülen bir kadın, "İzlemeye dayanamadık, bu yüzden başımızı eğip ağladık" dedi.
"Yapmamaları için yalvardık. Umursamadılar. Kadınlara, 'Kocanız aralarında mı? Eğer öyleyse son sözlerinizi söyleyin' dediler."
Öldürülmekten kaçmayı başaran bir kişi, askerlerin erkeklere ölmeden önce saatlerce korkunç muamelede bulunduğunu söyledi.
Bu kişi, "Bağlandılar, taşlarla ve tüfek dipçikleriyle dövüldüler ve bütün gün işkence gördüler" dedi.
"Bazı askerler genç görünüyordu, belki 17 ya da 18, ama bazıları gerçekten yaşlıydı. Yanlarında bir kadın da vardı."
Yakınlardaki Zee Bin Dwin köyünde, Temmuz ayı sonlarında, çok da derin olmayan toplu mezarlara gömülmüş, aralarında muhtemelen bir çocuğa ait olan ufak bir cesedin ve engelli birinin cesedinin de bulunduğu 12 parçalanmış ceset bulundu. Bazılarının uzuvları koparılmıştı.
60 yaşlarında bir adamın cesedi, yakındaki bir erik ağacına bağlı olarak bulundu. BBC tarafından incelenen cesedinin görüntülerinde açık işkence belirtileri vardı. Ailesi, asker köye girdiğinde oğlunun ve torununun kaçtığını, ancak onun ise yaşının onu koruyacağına düşünerek köyde kaldığını söyledi.
Cinayetler, bölgede demokrasinin yeniden tesis edilmesini talep eden sivil milis grupların orduya yönelik saldırıları için toplu bir ceza gibi görünüyordu. Ordu ile Halk Savunma Gücü'nün (sivil milis gruplarının ortak adı) farklı bölgelerdeki kolları arasındaki çatışmalar, Zee Bin Dwin yakınlarındaki çatışmalar da dahil olmak üzere toplu katliamlardan önceki aylarda bölgede yoğunlaşmıştı.
ERKEKLER HEDEF ALINDI, TOPLU CEZA VERİLDİ
BBC tarafından toplanan görsel kanıt ve ifadelerden, erkeklerin özel olarak hedef alındığı, son aylarda Myanmar'da Halk Savunma Güçleri ile ordu arasındaki çatışmalar nedeniyle erkek köylülerin topluca cezalandırıldığı açıkça görülüyor.
Ölenlerin aileleri, erkeklerin orduya yönelik saldırılara karışmadıklarında ısrarcı. Yin köyü katliamında erkek kardeşini kaybeden bir kadın, askerlere yalvardığını ve kardeşinin "mancınık bile tutamayacağını" söylediğini aktardı.
Bir askerin "Hiçbir şey söyleme. Yorulduk. Seni öldürürüz" dediğini anlattı.
Darbeden bu yana yabancı gazetecilerin Myanmar'da haber yapması yasak. Resmi olmayan medya kuruluşlarının çoğu kapatıldı, bu da ülkeden haber yapmayı neredeyse imkansız hale getirdi.
BBC, bu haberde öne sürülen iddiaları Myanmar'ın Enformasyon Bakan Yardımcısı ve askeri sözcüsü General Zaw Min Tun'a iletti. General, askerlerin toplu katliamlar gerçekleştirdiğini inkar etmedi.
Zaw Min Tun, "Olabilir" dedi. "Bize düşman gibi davrandıklarında kendimizi savunma hakkımız var."
Birleşmiş Milletler şu anda Myanmar ordusunun gerçekleştirdiği iddia edilen insan hakları ihlallerini araştırıyor.